Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Uluslararası Kriz Grubu yedi maddede koronavirüs salgınının çatışmalara olası etkilerini ele aldı: “Salgın dünyanın birçok yerindeki krizi tırmandırabilir”

Uluslararası Kriz Grubu (ICG), küresel koronavirüs salgınının olası politik etkilerine ilişkin bir rapor hazırladı. Rapor, salgın kontrol altına alındıktan sonra dahi devam edebilecek bu etkileri yedi başlıkta topluyor.

Koronavirüs (Kovid-19) salgını birçok ülkeyi büyük ölçüde hazırlıksız yakaladı. ICG’nin öngörülerine göre salgının uluslararası kriz yönetim mekanizmalarını ve özellikle insani yardım akışını ciddi ölçüde test etmesi bekleniyor. Öte yandan ABD ve Çin arasında, salgının yayılışı üzerinden başlayan söz dalaşıyla kızışma ihtimali olan süper güçler arası gerilimin, kriz yönetiminde ulus ötesi yönetişimi daha da zorlaştırması muhtemel görülüyor.

Pandeminin uluslararası çatışmayı nasıl etkileyeceği henüz bilinmiyor. Tarihteki örnekler doğal afetlerin bu tarz çatışmaların yatıştırılması için bazen bir pencere açabileceğini gösteriyor. Nitekim Kovid-19 salgınının ciddi seviyede yaşandığı İran’a, Kuveyt ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden yapılan insani yardım teklifi bunun örneklerinden sayılabilir. ICG’ye göre yine de salgının birtakım uluslararası çatışmaları tırmandırabileceği ihtimali de gözden kaçırılmamalı. Bu noktada özellikle halihazırda bir askeri çatışmaya sahne olup aynı zamanda sağlık sisteminin oldukça yetersiz olduğu bölgelerde salgın, var olan krizleri tırmandırabileceği gibi, yeni krizlere de yol açabilir. ICG bünyesinde çalışmalarını sürdüren uzmanlar bu çerçevede yedi önemli noktanın altını çiziyor.

1. Çatışma bölgelerinde yaşayan halkın karşı karşıya olduğu riskler

Çatışma bölgelerinde yaşayan halk, salgının o bölgelerde yayılması durumunda devam eden silahlı çatışma, ekonomik yaptırım ve yolsuzluk gibi sebeplerden ötürü etkili bir sağlık sistemine sahip olmayacağından salgından çok daha fazla etkilenebilir. ICG bu noktada özellikle Libya, İran, Venezüela, Gazze, Yemen ve Suriye’ye dikkat çekiyor. Özellikle Suriye’nin kuzeybatısı ve İdlib çevresinin en yüksek risk grubunda olduğu belirtiliyor. Mülteciler, olası bir salgından en fazla etkilenmesi beklenen gruplar çünkü bu denli büyük bir pandemi, tüm göçmen gruplarıyla ilgilenen uluslararası kuruluşların faaliyetlerini de olumsuz yönde etkileyecek.

2. Uluslararası kriz yönetimi ve çatışma çözüm mekanizmalarının uğrayacağı zararlar

ICG’ye göre seyahat sınırlamaları, uluslararası kriz yönetimi ve çatışma çözüm mekanizmalarını işleten kurum ve kuruluşların temsilcilerinin yapacağı faaliyetleri ciddi bir şekilde etkiliyor. Güney Kafkaslar’dan Batı Afrika’ya ve Latin Amerika’ya mevcut çatışmaların çözümü için öngörülen barış görüşmeleri önemli ölçüde sekteye uğramaya devam edebilir. Ayrıca her ülkenin, kendi içindeki salgınla mücadele sırasında buna benzer barış ve güvenlik görüşmelerine ayıracak zaman ve enerjisi minimuma düşecektir.

3. Sosyal düzene karşı tehditler

Koronavirüs salgını birçok ülkede sosyal düzeni sarsabilir ve şiddete yol açabilir. Hong Kong ve Rusya’da örneğini gördüğümüz gibi salgın, birçok yerde geniş katılımlı protestoların durmasına, dolayısıyla toplumsal karışıklık ihtimalinin azalmasına yol açmışa benziyor. Fakat salgının iyi yönetilememesi durumunda hükümetler ve kitleler arasındaki gerilim artabilir ve bu bazı yerlerde şiddete yol açabilir. Özellikle sağlık sisteminin, pandemiyle baş edebilecek kadar güçlü olmadığı yerlerde bu ihtimalin daha da yüksek olacağı aşikâr. İtalya, Venezüela, Peru gibi ülkelerde baş gösteren hapishane isyanları buna işaret ediyor olabilir. Öte yandan salgının ekonomik etkilerinin yaratacağı sarsıntı da sosyal patlamalara yol açabilir.

4. Salgının siyaseten kullanılma ihtimali

ICG, elbette birçok ülkede siyasetçilerin iç ve dış politika amaçları doğrultusunda bu salgını kullanmak isteyeceğine dikkat çekiyor. Salgına hazırlıksız yakalanılması, İran ve Brezilya dahil birçok yerde siyasi elitlerin de enfekte olmasıyla sonuçlanmıştı. Fakat salgının kontrol altına alınmasıyla birlikte, liderler, halihazırdaki önlemleri ülkelerindeki muhalefete karşı kullanabilir. Sahraaltı Afrika ülkelerinden Macaristan’a kadar bu risk görülüyor. Bu durum yine birçok yerde seçimlerin ertelenmesiyle doğan boşluğun, liderler tarafından kötüye kullanılmasıyla sonuçlanabilir. Ayrıca, terör örgütleri de salgından faydalanıp siyasi otoritelere karşı saldırıya geçebilir.

5. Güçlü devletler arasındaki ilişkilerde yeni bir dönüm noktası mı?

Trump yönetimindeki ABD’nin uluslararası hegemon rolünden giderek daha fazla çekilmesi ve Trump’ın salgın konusunda sadece Çin’e değil aynı zamanda Avrupa Birliği’ne karşı suçlayıcı yaklaşımı, bu süreçte uluslararası düzendeki dengeleri etkileyeceğe benziyor.

Çin’in Avrupa ve Afrika’daki ülkelere yaptığı test kiti, ilaç, maske gibi yardımlar, Pekin’in salgını diplomatik bir araca dönüştürebileceği izlemini veriyor. İlk defa çevrimiçi yapılacak olan G-20 Zirvesi öncesinde, Dünya Sağlık Örgütü’nün pandemiye karşı birlik çağrısına rağmen üye devletler arasındaki gerginliğin işaretleri şimdiden dikkat çekiyor.

6. Salgının yaratabileceği fırsatlar

ICG, salgının beraberinde getirdiği tüm küresel risklere rağmen, bazı fırsatlara yol açabileceğine de dikkat çekiyor. Uzun zamandır gerilim yaşayan bazı devletlerin, karşılıklı jestlerle bu gerginliği aşabilecekleri belirtiliyor. Birleşik Arap Emirlikleri’nin İran’a yardım teklifi, Başkan Trump’ın ABD’nin Kuzey Kore’ye yardım edeceği yönündeki açıklaması, Venezüela ve Kolombiya arasında uzun bir süreden sonra ilk resmi iletişim kanalının kurulması bu örneklerden bazıları.

Tabii bu örnekler ICG’ye göre sadece küçük birtakım adımlar. Krizin yaratabileceği sorunlara bakılırsa önümüzdeki süreçte ekonomi ve istikrar için çok daha büyük ortak adımlar atılması gerekebilir. Fakat tüm çağrılara rağmen, örneğin, İran ve ABD arasında henüz böyle bir adım atılamadığını görüyoruz. 

7. Siyasi krizleri yatıştırma adımları

Salgının şu anki aşamasında tüm devletler kendi iç gerekliliklerine odaklanmışken, daha zayıf durumdaki ülkelerde büyüyen krizleri göremeyebilir. Fakat bu krizler gerektiği zamanda ve şekilde ele alınmazsa, çok daha büyük sonuçlar yaratabilir. Bu sebeple ICG de, diğer tüm uluslararası kuruluşlarla birlikte önleyici adımların atılması için gerekli gözlemleri yapmaya devam edecek.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.