Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Işın Eliçin’le Dünyanın Gidişi (64): Kovid-19’la küresel savaş – Bitmek bilmeyen maske tartışması: Kim, nerede, nasıl takmalı?

Maske takmak yararlı mı ? Hangi maske takılmalı? Uzmanlar maskelerin sağlıklı kişiler ve çalışanlar için en azından bir miktar koruma sağladığını kabul ediyor ama maskelere güvenip, tedbiri elden bırakmamak gerekiyor.

Yayın metni:

Merhaba, bugün 3 Nisan Cuma, yeni tip koronavirüs dünya genelinde her gün binlerce kişiyi enfekte etmeye devam ediyor. Bu virüsün yol açtığı hastalığa, Kovid-19’a yakalandıkları teyit edilmiş kişilerin sayısı 1 milyonu geçti. Kovid-19 nedeniyle yaklaşık üç ay içinde ölenlerin sayısı da 50 bini aştı maalesef. Sağlık Bakanlığı dün Türkiye genelindeki doğruladığı Kovid-19 vakalarının sayısını 18 bin 135 olarak duyurdu. İlk ölümlü vakanın duyurulduğu 17 Mart’tan bu yana Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısının da 356’ya yükseldiğini açıkladı. Salgından korunmak için dışarı çıkarken maske takmalı mı takmamalı mı, bu yayında meselemiz bu.

Pek çok kaynağı taradım, okudum, araştırdım. Ve ikna oldum ki, yüzde yüz koruma sağlamasa da, maske takmak gerekli. Bu yayında size de buna ikna edebilmeyi umuyorum.

Çin salgının başından itibaren vatandaşlarına dışarı çıkarken maske takılmasını zorunlu kıldı. Sosyal medyada rast geldiniz mi bilmiyorum, insansız hava araçlarıyla karantina denetimi yaparken sokakta maskesiz gezenlerin uyarıldığı videolar vardı. Pek çok Asya ülkesinde de, örneğin Güney Kore’de, Tayvan’da, Hong Kong ve Singapur da –ki hepsi salgını kontrol almakta görece başarılı olmuş ülkeler, işte buralarda ve sağlık otoriteleri  hastalık belirtisi olsun olmasın tüm vatandaşlarına koronavirüsten korunmanın etkili bir yöntemi olarak, maske takmalarını salık veriyor.

Güney Kore herkes kolayca erişebilsin diye maske üreten firmalardan ürettiklerinin yarısını satın alıp, daha ucuz fiyattan eczanalere dağıtımını da yapıyor.

Alerji ya da soğuk algınlığı grip ve diğer hastalık durumlarında sokağa maske takarak çıkmanın zaten adet olduğu Japonya’da ise, ülkedeki maske stokları tükenmeye başlayınca Başbakan Şinzo Abe hane başına ikişer adet yeniden kullanılabilir maske dağıtılacağını açıkladı. Açıklar açıklamaz da, nakdi yardım yerine maske vaat ettiği için, üstelik maskelerin de her bir ferde değil, aile başına ikişer adet verilecek olması nedeniyle, Abe hem alay hem eleştiri konusu oldu.

Japonya Başbakanı Abe’nin aile başına iki adet maske dağıtması ülkede sevilen bir animasyon şovda hicvediliyor.

İlk vakanın 16 Ocak’ta görüldüğü Japonya’da vaka sayısı henüz 2500’ü bulmadı, hayatını kaybedenlerin sayısı da dün itibariyle 57 idi. Dolayısıyla virüsün yayılma hızını şu ana dek görece düşük tutmayı başarmış görünüyorlar. Ama son günlerde vaka sayılarındaki artış ivme kazanmışa benziyor.

Özetle maske takılsın mı takılmasın mı tartışması bu Uzakdoğu ülkelerine uğramamış bile.

Maske tartışması başka ülkelerde, özellikle de yerli maske üretimi sınırlı veya yurtdışından ithal eden ülkelerde karşımıza çıkıyor. Çünkü ellerinde değil tüm nüfuslarına, sağlık çalışanlarına yetecek kadar maske yok! Ve maske herkesten önce doktorlar, hemşireler ve koronavirüse karşı ön cephede savaşan tüm sağlık çalışanları için elzem. Onlar kendilerini koruyamaz, Kovid-19’a yakalanırlarsa, enfeksiyonu başkalarına bulaştıracakları gibi, hastaları tedavi etmeleri de mümkün olmaz.

Türkiye’de şu anda 700’e yakın sağlık çalışanına Kovid-19 tanısı konmuş durumda, içlerinden hayatını kaybedenlerin haberlerini de almaya başladık maalesef. Mart başından beri koruyucu ekipman maske yok diye yana yakıla çağrı yapıyorlardı. Bir çoğu sosyal medyada hatta çalıştıkları hastenelerin yönetimleri tarafından susturulmak istendi, tacize uğradı. Kimileri internetten siparişle kendi ceplerinden para verip almak zorunda kaldı.

Kovid-19 vakaları ülkelerde ilk görülmeye başladığında tıpkı kolonya gibi, insanlar panik alımlarıyla sınırlı stokları eritmeye başlamıştı. İşte bu önlenmek istendi başlangıçta. Mesela Amerika Birleşik Devletleri’nde Kamu Sağlığı Dairesi Başkanı Jerome Adams 29 Şubat’ta attığı twitte, “Maske almaktan vazgeçin, halkın genelini koronavirüse karşı kormayacağı gibi, sağlık çalışanları için maske kalmazsa hem onlar hem tüm toplum için risk oluşur” diye yazmıştı. Adams çarşamba günü ise NBC’de katıldığı programda, maske takılmalı mı, yani takılmasın çağrısını geri mi almalı, kamu sağlığından sorumlu federal Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezi’nden (CDC) konuyu araştırmalarını istediğini söyledi.

Ama şunu kabul etmemiz lazım, hem N95 tabir edilen filtreli maskeler için hem de hastanelerde kullanılan standart cerrahi maskeler için öncelik sağlık çalışanlarının olmalı.

Herkesin maske kullanması aleyhinde bir başka argüman da, bunun insanlarda sahte bir güvenlik duygusu yaratması olasılığı. Yani insanlar maske takınca virüsten korunacaklarını düşünüp, ellerini sık yıkamayabilir, sosyal mesafeyi koruma gereği duymayabilir gibi endişeler var. Dünya Sağlık Örgütü örneğin, maskeye güvenmeyin uyarısı yapıyor.

Haklılar da, tek başına maske takmak koronavirüsün bulaşmasını engellemek için kesinlikle yeterli değil. Ama kısmi de olsa koruma, tamamen korumasız olmaktan yeğdir.

Solunum yolunu enfekte eden virüsler, enfekte kişilerin öksürürken, aksırıken, hapşırırken, bağırıp çağırırken ya da gülerken, konuşurken, şarkı söylerken, hatta esnerken ya da iç çekerken ağızdan-burundan çıkmış damlacıkların, bir başkasına ağzına, burnuna ya da gözüne girince bulaşıyor. Eğer ağzımızı ve burnumuz bu damlacıkların sıçramasını engelleyecek şekilde kapatırsak virüslerin bulaşma olma ihtimalini azaltmış oluruz.

Hastaysanız zaten mutlaka maske takmanız gerekir ki, başkalarına bulaştırmayın virüsü. 1997 yılında Japonya’ya gittiğimde o kadar çok maske takmış insan görmüştüm ki, şaşırmıştım, orada öğrendim, hasta olan herkes, başkalarına bulaştırmamak için, mutlaka maske takıyor.

Üstelik maske takmak koronavirüs özelinde virüsün uzun kuluçka dönemindeki, yahut hastalık belirtisi çok az ya da hiç olmayan Kovid-19 pozitif kişilerin bilmeden başkalarını enfekte etmesini önleyebilir.

Nitekim geçen hafta Çekya’da kamusal alanda ağzı ve burnu kapayacak şekilde örtmek zorunlu hale getirildi. Çok da hoş bir video da hazırlamışlar, herkesi kolayca kendisinin de evde üretebileceği maskeleri kullanmaya davet eden.

Çekya herkesi ev yapımı maske kullanmaya davet ediyor. Video Türkçe altyazılı

Çekya’dan sonra Avusturya’da da alışveriş yaparken maske takılması zorunlu hale getirildi. Başka ülkelerin de bu tür önlemler açıklaması ya da halkı gönüllü olarak maske kullanmaya teşvik etmeye başlaması yakındır.

Peki filtreli özel korumalı maskelerle, cerrahi maskeleri sağlık çalışanlarına bırakacaksak, bizler ne kullanacağız?

Öyle görünüyor ki, hiç yoktan iyidir diyerek, kendi maskemizi kendimiz yapacağız.

Arkadaşım Zümrüt Alp, kızları Ayşe ve Leyla ile birlikte maskelerini evde kendileri yaptılar. Karantina günlerinde ailecek vakit geçirmek şahane bir etkinlik.

Ağzı ve burnu tam kapatacak şekilde, nefes almayı engellemeyecek kadar ama çok fazla da geçirgen olmayan, kalın ya da birkaç kat yapılarak kalınlaştırılmış, mümkünse yüzde yüz pamuklu kumaştan maske yapılabilir, deniyor. Uzun süreli değil belki ama alışverişe, bankaya, eczaneye kısa süreli gidip gelirken kullanmak için uygun olduğu söyleniyor.  

Bir de nonwowen tabir edilen kumaşlar önerilmiş. Temizlik bezleri var, nonwoven, bir araştırmak lazım.  

Her kullanımdan sonra bu maskeleri yıkayıp mümkünse güneşte kurutmak ve maskeyi takmadan önce de çıkardıktan sonra da el yıkamak gerekiyor.

Berlin Bard College’tan siyaset bilimci Aysuda Kölemen Twitter’da bir hekim arkadaşının önerisini paylaşmış. Onu da aktarayım: “Her tekstili çift kat dikip içine bir kat da tülbent. Bir maskeyi en fazla 4 saat kullanıp yıkayıp ütüleyerek tekrar kullanım.”

Dikiş gerekmeyen, son derece pratik bir şekilde nasıl yapılabileceğini gösteren videolar da var internette. Bu videolardan birini şuradan izleyebilirsiniz.    

Evde pratik maske yapmayı gösteren kısa bir video.

Ben kendime az önce bir tane yaptım bile.

Veda ederken, tek başına maske takmak bizi koronavirüsten korumaz ama diğer kişisel ve sosyal koruma önlemleriyle beraber, sadece kendimizi değil başkalarını da korumamıza, gözetmemize yardımcı olur. 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.