Sağlık Bakanlığı tarafından röportaj izni verilmeyen Acil Tıp Teknisyeni Selin Telo’yla olan röportajımız için Sağlık Bakanlığı yetkilileri dün Medyascope’a ulaştı. Yetkililer, “İzin çıktı” diyerek röportajı bize ulaştırırken, “bu tarz röportajların devam edebileceğini” de belirtti.
Selin Telo, Kırıklareli’nde Acil Tıp Teknisyeni olarak çalışıyor. Kırklareli’nin ilk koronavirüs hastası olan Telo, hastanedeki tedavisinin ardından iyileşerek taburcu oldu. Selin Telo, tedavisi sürecindeki zorlukları ve motivasyonunu Medyascope‘a anlattı.
Selin Hanım öncelikle merhaba, tüm Türkiye koronavirüse karşı mücadele ediyor, vaka sayıları gün geçtikçe artıyor. Hastalığı fark ettiğiniz süreçteki belirtilerden bahsedebilir misiniz?
Tüm dünya olarak zorlu bir süreçten geçiyoruz. Öncelikle tüm hastalara acil şifalar diliyorum. Bendeki belirtiler şu şekilde ortaya çıktı: Yurtdışından ülkemize gelen vatandaşlarımızı misafir edeceğimiz Kırklareli Hundi Hatun Kız Öğrenci Yurdu’nda görev yapmaktaydım. Gün içinde eklem ağrılarım ve baş ağrım oldu. Bu süreçte uzun süre uykusuz kalmanın etkisi ile yorgunluktan olduğunu düşündüm. Akşam eve gittiğimde ateşim birdenbire yükseldi. Belirtileri yok etmemek adına ilaç kullanmak istemedim. Soğuk uygulamayla düşürmeye çalıştım. Sabah kendimi iyi hissetmedim, nefes darlığım başladı ve hastaneye müracaat ettim.
Hastalık tespit edildiği andan itibaren uygulanan karantina ve tedavi sürecinde moraliniz nasıldı, motivasyonunuzu nasıl yüksek tuttunuz?
Sonucumun pozitif çıktığını ilk öğrendiğimde, yeneceğimi biliyordum, bir taraftan da sosyal medya ve basındaki kötü sonuçlanan haberleri düşünüp korkularım artıyordu. Bu virüsün vücudumdaki belirtileri devam ettikçe ve arttıkça korkularım daha da arttı. Ama ben ayakta kalmalıydım. Evde işten gelmemi bekleyen iki kızım vardı. Bu süreçte sayın valimiz başta olmak üzere tüm yöneticilerimiz desteklerini esirgemediler.
Sağlık çalışanlarının, özelikle acil servis personelinin tedbirleri nelerdir, yeterli mi?
Acil servislerde koronavirüs poliklinikleri açıldı. Orada çalışan tüm personel, kişisel koruyucu ekipman ile hasta karşılıyor. Ekip ve ekipman konusunda hiçbir eksiklik ve sıkıntı yaşamıyoruz.
Tedavi süreci ne kadar sürdü, iyileşmeye dair umudunuz ne zaman ve nasıl başladı?
Tedavi sürecim dokuz gün sürdü. İlk günden itibaren hiç karamsarlığa kapılmadım. İyileşeceğime inanıyordum. Aynı zamanda benim ailemden ve yakın çevremden hiç kimseye bulaşmadı. İlk günden itibaren sosyal izolasyonu korumaya dikkat ettik.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Hastalığın tedavi sürecinde hasta ve ailesi için en kritik şey sizce nedir?
Bu hastalık daha önceden karşılaştığımız bir pandemi değil. Herkesin düşündüğü ve merak ettiği ‘Tedavisi var mı’ sorusuydu. Bu bilinmezlikler hasta ve hasta yakınlarını etkiliyor.
Koronavirüsü yenmiş biri olarak, tüm Türkiye’nin moralini yükseltecek, bu hastalığın yenilebilir olduğunu hissettirecek bir şeyler söyler misiniz?
Bana her zaman klişe olarak gelen bir söz vardı, “En iyi ilaç moral” diye. Kesinlikle öyleymiş. Umutlarını hiçbir zaman tüketmesinler. Biz çok şanslıyız, Türkiye’de yaşadığımız için hijyen kuralları çok daha iyi sağlanıyor. Tüm sağlık personelimiz profesyonelce ve özverili bir şekilde çalışıyor. İnsanlığın bize şimdi ihtiyacı var. Normal zamanda herkes çalışıyor zaten, daha güzel bir gelecek için daha fazla çalışmamız gereken bir zamandayız.
