Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Koronavirüs salgınında kaybettiklerimizin hikayeleri – Ulysses’in çevirmeni Nevzat Erkmen: Etiketlerini yakmaya karar vermiş, çok yönlü bir edebiyat insanı

Nevzat Erkmen, 1931’de İzmir’de doğdu. Çocukluğu Halil Rıfat Paşa Caddesi’nde, tarihi Asansör’ün yakınlarında geçti. İnönü (şimdiki Namık Kemal) Lisesi’nden mezun olduktan sonra o yıllar İzmir’deki tek yükseköğretim kurumu olan İktisadi ve Ticari Bilimler Akademisi’ne başladı. Dil öğrenmeye çok meraklıydı.

İngilizcesi çok iyi olduğu için askerliğini tercüman olarak yaptı. Askerlik bitince Ankara’ya gitti, burada ABD askeri kuruluşu JUSMMAT’ın (Türkiye’ye Yardım için Ortak ABD Askeri Kurulu) sınavlarına girdi ve sivil tercüman olarak Erzurum’a gönderildi. Ama o, daha önceden NATO’ya tercüman olarak başvurmuştu. Erzurum’daki ikinci yılında başvurusu kabul edildi ve görevinden istifa edip İzmir’e döndü. NATO’da üç yıl çalıştı.

Daha sonra Milli Eğitim Bakanlığı’nın bursunu kazanarak ABD’ye gitti. New York Üniversitesi’nde pedagoji dalında yüksek lisans ve doktora eğitimi aldı. Bu bölümü “kendisini tanımak” için özellikle seçmişti. 

Burada geçirdiği süre içinde İrlandalı bir kadınla kısa süreli bir evlilik yaşadı. James Joyce’un Ulysses’i ile işte o eşi sayesinde tanıştı. Aradan iki yıl geçti, artık vakit gelmişti. ABD’de geçirdiği yedi yılın ardından 1962’de Türkiye’ye döndü.

Bir süre Adapazarı Ticaret Lisesi’nde meslek bilgisi öğretmeni olarak çalıştı ama kısa süre içinde istifa edip iş hayatına atıldı. Coca Cola’da çalışmaya başladı. Coca Cola’nın Türkiye’deki ilk beş fabrikasının açılışını yaptı. Buradan sonra Schweppes’in Türkiye haklarını aldı ve altı sene boyunca Schweppes Türkiye’nin genel müdürlüğünü üstlendi.  

Pedagoji eğitimi almış biri olarak çocuklara gazoz satmak onu hem rahatsız ediyor hem de güldürüyordu. 49 yaşında emekli oldu. Başarılarından dolayı birçok şirket ona genel müdürlük teklif ediyordu ama o, bu dünyaya doymuştu. Kendini tanıma serüveninde biriktirdiklerini aktarabilecek bir alana yönelmek istiyordu.

80’li yıllarda yazdığı Genel Müdür Sözlüğü onun iş dünyasından edebiyata geçişinin ilk emarelerinden biriydi. Bir röportajında bu kitap için “Benim yaşam yolculuğu serüvenimin, egomu daraltma ve etkiletlerimi yakma aşamasının başlangıcıdır” demişti. 

O sıralarda Cumhuriyet gazetesinin cumartesi ekinde nötron bombası ile ilgili bir şiir gördü. Şiirin sonuna “Biri çıksa da bunu İngilizce’ye çevirse, yabancılara da tanıtsak, okutsak” notu düşülmüştü. Hemen şiiri çevirdi, gazeteye gönderdi. Sonra bir telefon geldi ve görüşmeye çağrıldı. Derken genel müdürlükten istifa ettikten bir hafta sonra Cumhuriyet’te çalışırken buldu kendini.

1983’te Söz Yayın Oyunajans’ı kurdu. Burada Gestalt yaklaşımından eski Meksika şamanlarının sonuncusu olan Don Juan’ın öğretilerine, zen pratiklerinden Taoculuğa, o güne kadar biriktirdiği bilgi ve deneyimlerini insanlarla paylaştı. Kendi yazdığı öykülerini topladığı Apartman Aşkları kitabını ve başta Carlos Castaneda’dan olmak üzere pek çok çevirisini bu yayınevinden çıkardı. Türk Dilinin Uyak (Kafiye) Sözlüğü’nü hazırladı, Jack Kerouac’ın Dharma Bums kitabını Zen Kaçıkları adıyla Türkçeleştirdi, Şeyh Nefzavi’nin Itırlı Bahçe’sini çevirdi.

1992’de ABD’de kurulan Dünya Zekâ Oyunları Federasyonu’nun Türkiye temsilcisi oldu. 1995’te Türkiye Zekâ Oyunları Kulübü’nü kurdu ve Beyin Olimpiyatları’nda Türkiye’ye dünya üçüncülüğü kazandırdı.

Derken, pek çok ünlü yazarın eserleriyle ilgili bir çeviri yarışması düzenlendiğini öğrendi. O zamana kadar James Joyce’un Ulysses’inden çevirdiği parçalardan 15 sayfa derleyip yarışmaya gönderdi. O esnalarda Türkiye’de herkesin “okunmaz ve çevrilemez” dediği bu eseri çevirmek için uğraşan 15 kişi daha vardı. Yarışmayı Nevzat Erkmen kazandı. Çeviriyi üç yılda tamamladı. Çevirisi 1996 yılında Yapı Kredi Yayınları tarafından basıldı. Aynı yıl The International James Joyce Foundation üyeliğine kabul edildi. Dönemin İrlanda Cumhurbaşkanı tarafından bir mektupla ödüllendirildi. Türkiye Yayıncılar Birliği’nin Yılın Çevirmeni Ödülü’nü ve Nokta dergisinin Doruktakiler 1996 Çeviri Ödülü’nü kazandı.

Kitabın “Çevirenin Sözü” bölümünde çeviri sürecini şu sözlerle anlatmıştı: “Ulysses bir yolculuk. Homeros’un Odysseia’sı da. Hepimizin yaşam serüvenini simgeleyen bir Tinsel-Tensel Yolculuk’tur bu. Ulysses’i çevirmek de bir yolculuktur-hiç bitmeyecek. O tanımsız labirentte acımasız devlerle kapıştım, fettan deniz kızlarıyla oynaştım, Dublin insanlarıyla ne oyunlar oynadım, sokaklarıyla yoldaş oldum, Joyce’un ulu sesini dinledim de dinledim, bir Mr. Bloom olup çıktım.”

Verdiği röportajların birinde Ulysses’i “insanı her yönüyle derinlemesine anlattığı ve dili sözcük oyunlarından örülü olduğu için” çevirdiğini söylemişti.

Daha sonra kitabın daha iyi anlaşılması için bir Ulysses Sözlüğü hazırladı, bu sözlük, yine Yapı Kredi Yayınları tarafından 2006 yılında yayımlandı. 

20 yıla yakındır James Joyce’un yine çevrilemez denen bir başka kitabı Tim Finnegan’s Wake üzerine çalışıyordu. Bu çeviriye “yaşamının son dansı” olarak bakıyordu. Mektuplarını hep “Nev” diye imzalardı.

Çok yönlü bir edebiyat insanı olan Nevzat Erkmen, 16 Nisan 2020 tarihinde, İstanbul’da, 89 yaşında, koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti.

Kızı Cana Erkmen, ardından onu çok sevdiğini söyleyen şöyle bir not paylaştı: “Sevgili güzel ruh, babam, bu dünyaya senin kızın olarak gelmeyi seçtiğim için ve olan her şeye şükrediyorum. Sana sözüm, senden aldığım yaratıcılık ve özgün enerjimi bundan sonra daha da cesaretle yaşayacağımdır. Işık ve saf sevginin olduğu yerden seni hep hissedeceğim. Seni seviyorum.”

Bu yazının en önemli kaynaklarından biri olan Emre Karacaoğlu’nun Nevzat Erkmen ile yaptığı “Çevirmenin Everest’i” röportajını izlemek için tıklayın.

*Bu yazı, koronavirüs salgınında hayatını kaybeden insanların birtakım sayılardan ve istatistiklerden ibaret olmadığını hatırlatmak amacıyla, sevenlerinin yasını hep beraber tutalım diye yazılmıştır. Okuduklarınız, merhumun çeşitli basılı ve dijital yayınlara verdiği röportajlarında anlattıklarından ibarettir.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.