Yesemek Açık Hava Müzesi arazisine sulama göleti yapılıyor

UNESCO Dünya Geçici Mirası Listesi’nde yer alan Yesemek Açık Hava Müzesi, araziye yapılan sulama göleti yüzünden tehlike altında. Gaziantep Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Atilla Engin, gölet çalışmaları sırasında bölgedeki arkeolojik dokuya ciddi oranda zarar verildiğini söyledi.

Gaziantep‘in İslahiye ilçesi sınırları içindeki Yesemek Açık Hava Müzesi‘nin arazisinde, müzeye 4 kilometre uzaklıkta inşa edilmeye başlanan sulama göleti, müzeyi tehlikeye atıyor.

Yesemek Açık Hava Müzesi
Yesemek Açık Hava Müzesi arazisine sulama göleti yapılıyor.

Gaziantep Kent Konseyi bünyesinde kurulan Yesemek Komisyonu, bölgede inceleme yaparak, kaygılarını dile getirdi ve yapılan çalışmaların Yesemek’e zarar verdiğini ve acilen bu durumun önüne geçilmesi gerektiğini bildirdi.

Yesemek Açık Hava Müzesi

1. derece arkeolojik sit alanı olan Yesemek Açık Hava Müzesi’nin hemen yanı başında inşaatı süren sulama göleti projesi sebebiyle, 742 metrekarelik alana izinsiz müdahale edilidiğini ve bunun sonucunda arkeolojik alanın bozulduğunu anlatan Gaziantep Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Atilla Engin, “21 tane heykel topluca çıkarılmış. Bu alandaki  bütün arkeolojik bulgular da yok edilmiş. Yesemek’e çok büyük bir zarar verilmiş. Çıkarılan molozların ve toprağın içinde arkeolojik bulgular tespit ettik. Öğütme taşları, heykel parçaları vardı.. Alana zarar verildiği çok açıkdedi.

Alana, 36 metre yüksekliğinde bir gölet gövdesi yapılması planlandığını anlatan Engin, “Bu çalışma, Yesemek’e şu aşamada zarar vermiş durumda. Duvar tamamlandığında da zararı devam edecek. Bir kere arkeolojik peyzaja zarar verecek, dolayısıyla göletin hem Yesemek’teki heykel atölyesinin kültürel peyzajına hem de bizim daha önce keşfettiğimiz Hitit uygarlığına ait çok büyük bir kent yerleşkesine zarar vereceğini düşünüyoruz” diye konuştu.

Yesemek Açık Hava Müzesi arazisine sulama göleti yapılıyor.

Sulama göleti, Yesemek’in UNESCO’nun kalıcı listesine girme sürecini tehdit ediyor

Yesemek’in 2012 yılında UNESCO’nun geçici listesine girdiğini anlatan Prof. Dr. Engin, “Bundan sonraki çabamız Yesemek’in kalıcı listeye girmesi ancak bu gölet projesi Yesemek’in UNESCO sürecine zarar veriyor. Kalıcı listeye geçmesinde bu gölet bir engel teşkil edecektir” dedi. 

Tanınırlığı son yıllarda artan Göbeklitepe‘yi geçen yıl itibariyla en az beş milyon turistin ziyaret ettiğini söyleyen Engin, Göbeklitepe’nin önemini vurgularken, o bölgenin tek olmadığını da hatırlattı:

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

“Göbeklitepe gibi Urfa ve çevresinde Karahan Tepe gibi birçok başka alanlar tespit edildi ama Yesemek’te Hitit uygarlığının en büyük kentlerinden biri keşfedildi. Dolayısıyla turizm cazibe merkezi olma özelliği çok daha fazla olabilir. Göbeklitepe ile karşılaştırıldığında hem bölge hem de ülke turizmine çok önemli katkıları olacaktır.”

İslahiye ilçe merkezinin 20 kilometre kadar güneydoğusundaki Yesemek Köyü yakınlarında bulunan Yesemek Taşocağı ve Heykelcilik Atölyesi, önemli bir arkeolojik alan.

2012 yılında UNESCO Dünya Geçici Miras Listesine giren Yesemek, dünyanın en büyük ve en eski heykel atölyesine ve taşocağına ev sahipliği yapıyor. Yeni yapılan arkeolojik araştırmalarla birlikte, Hitit uygarlığının en büyük kentlerinden biri keşfedildi.

Anadolu’nun “kültür varlıkları” envanterinde önemli bir yeri olan bölge, Eski Önasya Dünyası’nda bugüne kadar saptanmış en büyük heykeltıraşlık merkezi. Atölyede, yüzlerce aslan ve sfenks heykeli ile onlarca tanrı kabartması ve değişik türden heykeltıraşlık eseri, işçilikleri bitirilmemiş taslaklar halinde ancak tümüyle sağlam durumda günümüze kadar gelmiş durumda.