Kapatılan Demokrasi Partisi’nin (DEP) eski milletvekili Mahmut Alınak, siyaset gündemini ve “Değişim” adlı kitabını Medyascope’a değerlendirdi. Alınak, Millet İttifakı ile Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) ilişkisini değerlendirirken Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve İYİ Parti’nin, HDP ve seçmenini kendilerine mahkûm kılmak istediklerini söyledi ve “Kürtler ile görünmekten şiddetle kaçınan partiler Kürt meselesini nasıl çözecekler?” dedi.
Eski DEP Milletvekili Mahmut Alınak, “HDP kapatılsın” diyen Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) amacının eriyen parti tabanını konsolide etmek olduğunu söyleyerek, “Bahçeli de parti kapatmanın çözüm olmadığını iyi biliyor. Kendi tabanına mesaj veriyor. Bugüne kadar birçok parti kapatıldı, çözüm oldu mu? Kürtler parti kurmasa bile bağımsız adaylarla Meclise girmeye başardılar. Erdoğan ise, sanki parti kapatılmasına karşı olduğunu gösterir şekilde Kürt seçmenlere mesaj veriyor. HDP kapatılmayacaktır, bunu kendileri de çok iyi biliyor” dedi.
Millet İttifakı’nın HDP ile ilişkisini değerlendiren Alınak, “HDP bana göre düzen ve düzen partilerine karşı restleşme siyaseti gütmelidir. Kürtler’le görünmekten kaçınanlar Kürt sorununu nasıl çözecekler? Kürt meselesini çözmek için geniş bir sivil örgütlenme gerçekleştirilebilir” diye konuştu.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkındaki kararını ve iktidarın buna karşı gösterdiği direnci de değerlendiren Alınak, bugün binlerce insanın düşüncelerinden dolayı cezaevlerinde olduğunu söyledi ve ekledi: “Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri bu konuda ‘tavşan kaç tazı tut’ siyaseti izliyor.”
Son olarak, yazmayı tamamladığı “Değişim” adlı kitabı anlatan Alınak, kitapla ilgili kendisine dava açıldığını ve salgın koşulları nedeniyle ifade vermediği için hakkında yakalama kararı çıkarıldığını söyledi. Alınak, kitabını şöyle anlattı:
“Kitabın kahramanı, biri 11 yaşındayken ve biri tıp fakültesi son sınıf öğrencisiyken dağa çıkan iki ağabeyi yaşamını yitirdikten sonra Türkler’e düşman olan Çınar’dır. Çınar, Türkler’e karşı o kadar nefret ile doluyor ki birkaç kez PKK’ya katılmak için girişimde bulunuyor ancak yakalanıyor ve yaşı küçük olduğu için bırakılıyor. Daha sonra Sakarya’ya işçi olarak gidiyor ve burada 1993’te Diyarbakır’ın Hani ilçesinde yaşamını yitiren bir binbaşının eşi olan Kadriye Hanım ile tanışıyor. Öğretmen emeklisi Kadriye Hanım ile, Kadriye Hanım’ın evinde iki gece kalan Çınar, birbirlerine başlarından geçenleri anlatıyor. Çınar, Diyarbakır’a dönerken büyük bir değişim geçiriyor ve Türkler’e artık nefret duymadığı gibi onlarla arkadaşlıklar kuruyor. Bu hikayenin kahramanı olan Çınar ile cezaevindeyken tanıştım.”
