Kamp Armen Gençlik Merkezi inşaatı başlıyor, içinde Hrant Dink’e özel bir bölüm de olacak

Hrant Dink’in büyüdüğü ve Kamp Armen olarak da bilinen Tuzla Ermeni Yetimhanesi’nin bulunduğu alanla ilgili İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi’nde plan değişikliği yapıldı. Plan değişikliğiyle birlikte, alanda kurulacak Kamp Armen Gençlik Merkezi’nin önünde herhangi bir engel kalmadı. Projenin mimarı Kevork Özkaragöz, içinde bir müzenin bulunacağı merkezde Hrant Dink’e özel bir alanın da oluşturulacağını söyledi. 1996’da Hrant Dink’in Kamp Armen ile ilgili yazdığı yazıyı da sizlerle paylaşıyoruz. 

Kamp Armen, uzun yıllardır tapusunun Gedikpaşa Ermeni Protestan Kilisesi’ne ve Mektebi Vakfı’na verilmemesi nedeniyle yıkım tehdidiyle karşı karşıya kalmıştı. 2015’te alanda eylemler yapılmış, günlerce nöbet tutulmuştu. Tapu, 27 Ekim 2015’te vakfa iade edildi.

2017 yılında, İBB Meclisi’nde idari tesis şerhi kaldırıldı ve alan sosyal kültürel tesis alanı olarak tescillendi. Dört bin 715 metrekarelik parselin imarı, son yapılan İBB Meclis toplantısında bir kez daha değiştirildi ve özel sosyal kültürel tesis alanı fonksiyonu oybirliğiyle kabul edildi. Dolayısıyla Kamp Armen Gençlik Merkezi’nin kurulmasının önünde hiçbir engel kalmamış oldu.

Gedikpaşa Ermeni Protestan Kilisesi

Projenin mimarı Kevork Özkaragöz, Kadir Topbaş döneminde olduğu gibi Ekrem İmamoğlu döneminde de projeye olumlu yaklaşıldığını belirterek “Kararın İBB Meclisi’nden oybirliğiyle geçmiş olması ayrıca güzel bir durum. İlçe belediyesi tarafından da iki ay önce ruhsat imzalandı. Şu anda vakıf olarak bütçe ayarlandığında inşaata hızlıca başlayacağız” dedi.

Kamp Armen inşaatı

İki yıl içinde proje tamamlanabilir

Özkaragöz, bütçenin oluşturulması, bağış toplanma süreci ve koronavirüs salgını koşulları göz önünde bulundurulduğunda projenin iki yıl içinde tamamlanabileceğini söylerken merkezde nelerin olacağını anlattı: “Burası aslında bilişim, teknopark mantığıyla çalışacak. Eskiden sadece yaz aylarında kullanılan bir kamptı. Bizim hedefimiz tüm yıl boyunca kullanılacak bir merkez yapmak. Ağırlıklı olarak 12-18 yaş arası grup buradan faydalanacak. Her türlü toplum kesimine açık bir merkez olacak. Gençler bilgisayar destekli yazılımlar yapıp, sosyal yönden aktif olacaklar. Bunun yanı sıra içinde film kulübü, müzik kulübü ve el sanatlarını geliştirecekleri atölyeler olacak. Yatılı bir imkan da sağlayacağız. Öğretmen, gözetmenlerin gece gündüz konaklayacağı odalar olacak. Öğrencilerin toplu çalışacakları, proje geliştirecekleri dört ayrı derslik var projede. Yemekhanesi, kafeteryası, buluşma alanlarıyla birbirleriyle kaynaşabilecekleri bir mekan tasarlıyoruz.”

Mimar Özkaragöz, merkezin içinde bir de “anı müzesi” olacağını ve ismi Kamp Armen ile özdeşleşmiş Hrant Dink için de ayrı bir alan yapılmasının hedeflendiğini açıkladı: “Kampın tarihi, kalan eşyalar, şahsi koleksiyonların olacağı bir müze düşünüyoruz. Hrant Dink’e dair de özel bir şey yapmayı düşünüyoruz. Ailesiyle ve vakıfla konuşup kendi ellerindeki envanterler, eşyalar buraya aktarılabilir. Çünkü Hrant Dink, burasıyla özdeşleşmiş biridir.”

Hrant Dink, Kamp Armen’de

Kamp Armen’in tarihi

1950’li yıllarda Gedikpaşa Ermeni Protestan Kilisesi’nin alt katında Anadolu’dan gelen kimsesiz ya da yoksul Ermeni çocukların barınması amacıyla faaliyet gösteren Kamp Armen, 2007 yılında öldürülen gazeteci Hrant Dink’in de yetiştiği yetimhane olarak biliniyor.

Kamp Armen’in temeli kazılıyor.

Yetimhanenin ilk yıllarında dört-beş çocuk barınırken, bu sayı kısa sürede 50-60’a çıktı. Yetimhanede kalan çocuklar, aynı zamanda Gedikpaşa İncirdibi Protestan İlkokulu’nda eğitim görüyorlardı. 1962 yılının Kasım ayında, Sait Durmaz’dan satın alınan arazi kilise adına tescil ettirilmişti. 

Kampın bir özelliği de çocuklar tarafından inşa edilmiş olması. Kamp Armen, Hrant Dink’in de aralarında olduğu 8-12 yaşlarında 30 çocuğun emeğiyle inşa edildi. Kamp olarak inşa edilen tarihi yetimhaneye, 1987’deki Yargıtay kararı ile el konuldu. 

Kamp Armen inşaatında çalışan çocuklar.

Kamp Armen, 2015’te tamamen yıkılma tehdidiyle karşı karşıya kaldı. Bu haberler üzerine halk tarihi yetimhanenin önünde pek çok eylem düzenlerken Kamp Armen, yapılan görüşmelerin sonrasında asıl sahipleri olan Gedikpaşa Ermeni Protestan Kilisesi Vakfı’na yeniden iade edildi.

Kamp Armen aralarında Hrant Dink’in de olduğu çocuklar tarafından yapıldı.

Hrant Dink, Kamp Armen’i anlatıyor

1954 yılında Malatya’da dünyaya gelen Hrant Dink’in anne ve babası 1961 yılında İstanbul‘a taşınmıştı. Dink’in anne babası boşandıktan sonra Hrant ve iki kardeşi Gedikpaşa’daki tarihi yetimhaneye yerleştirildi.

Kamp Armen’de kalan çocuklar.

Hrant Dink, 5 Temmuz 1996’da Agos’ta yazdığı bir yazıda kampın kuruluşunu şöyle anlatıyor: 

“Dümdüz bir araziydi bizi alıp götürdüklerinde. Birkaç yüz metre ilerisinde de, henüz el değmemiş bir göl ve yanında tertemiz bir deniz. İlkokul iki ile beşinci sınıflar arasında okuyan çelimsiz öğrencilerdik, 20 kişi kadar. Koca bir yaz orada kamp hayatı yaşayacaktık güya… 

Ve kazmaya başladık önce. Kazdık çadır çubuklarını diktik, kazdık fidan diktik, kazdık kuyu açtık. Başımızda bir inşaat ustası ve biz 20 çocuk amele, kazdık temel attık ve bina inşa etmeye başladık. Yanı sıra kazdık kümes yaptık, ahır yaptık. İnanın o yıl hep kazdık. 

Tam üç ay boyunca çalıştık çabaladık ve o dümdüz çorak araziyi giderek yeşillenen giderek renklileşen, üzerinde binalar yükselen ve görenlere ‘Aaa…! Buraya insan eli değmiş, burada insanlar yaşıyor’ dedirten bir yer haline getirdik. Kamp hayatı yaşamaya gitmiştik, kamp inşa edip döndük yatılı okulumuza o yaz.”

Hrant Dink, yazısının devamında kampın, vakfın elinden alınmasına değiniyor:

“Davalarla, dolaylı dolaysız yaptırımlarla kampı elimizden aldılar ve eski sahibine geri verdiler sonunda. Biz öylece cascavlak kaldık ortada. Kamp yeri ve binası şimdi öyle duruyor orada. Kenarları oldu tam bir villa panayırı. Bina ise dişleri dökülmüş, avurtları çökmüş, sendeleyen yaşlı bir harabe. Bizim o güzelim yeşil ağaçlarımız birer birer kesilmiş, kalanlar ise küsmüş sararıp solmuşlar öylece.”

Kampın kurucularından, yazar Hrant Güzelyan da Kamp Armen’de geçirdiği zamanları şöyle anlatıyor: “1960 yılından tutuklandığım tarihe, yani 25 Şubat 1981’e dek, bütün vaktimi bu işe adadım. Ne cumartesim vardı, ne de pazarım. Bu yüce iş benim mesleğim, evim, her şeyim olacaktı.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.