Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

“Türkiye’de Gençlerin İyi Olma Hali Araştırma Raporu”nun sonuçları açıklandı – “Gençler için yaşam memnuniyeti gün geçtikçe azalıyor, tek çıkış yolu ise iş bulabilmek”

Türkiye’nin en kapsamlı gençlik raporu olan Türkiye’de Gençlerin İyi Olma Hali Araştırma Raporu’nun üçüncüsünün sonuçları açıklandı. Bulgulara göre ev gençlerinin sayısı her gün artarken gençler için hayatlarından memnun olmalarının anahtarı iş bulabilmekten geçiyor. 

Habitat Derneği ve Infakto RW ortaklığı ile gerçekleştirilen Türkiye’de Gençlerin İyi Olma Hali Raporu’nun üçüncüsünün sonuçları, 26 Ocak’ta, Habitat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sezai Hazır ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Infakto RW’nin Kurucusu Prof. Dr. Emre Erdoğan’ın katılığı çevrimiçi bir toplantı ile kamuoyu ile paylaşıldı. İlki 2017 yılında yayımlanan ve literatüre “ev genci” kavramını kazandıran Türkiye’de Gençlerin İyi Olma Hali Raporu, 75’e yakın başlıkta gençlerin yaşamdan memnuniyetlerini ve geleceğe dönük umutlarını ölçüyor. 

Bu sene yayımlanan raporun araştırması için, Türkiye’de 16 ilde, yaşları 18 ila 30 arasında 1230 genç ile yüz yüze görüşmeler gerçekleştirildi. 2 Ekim ila 14 Kasım 2020 tarihlerinde görüşülen gençlerin yüzde 50’si kadın, yüzde 50’si erkek; bu kişilerin ise yüzde 44’ü çalışan, yüzde 20’si öğrenci, yüzde 18’i iş arayan ve yüzde 17’si ise ev genci. Habitat Derneği ve Infakto RW ortaklığında yürütülen çalışmada, birçok farklı perspektiften gençlerin yaşam kalitesi, refah durumu ve memnuniyet beklentileri ölçülürken raporun çıktılarında, 2017 ve 2019 yılı bulguları ile karşılaştırma yapıldı.

“İşsizlik çok yaygın, umudunu kaybeden gençlerin sayısı çok yüksek”

Açılış konuşmasında Habitat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sezai Hazır, gençlerin yaşamda memnuniyetlerinin çalışma durumları ile paralellik gösterdiğini belirtti. Raporda gözle görülen bulgulardan birkaçını sıralayan Hazır, gençlerin eğitim seviyelerinde bir düşüş gözlemlediklerini, gençlerin iş bulmak için okulu bıraktıklarını ve salgından ötürü okul değiştirdiklerini söyledi. Yurtdışında okumak isteyenlerin oranlarında hatırı sayılır bir yükseliş gözlemlediklerini belirten Hazır, salgın ile birlikte uzaktan çalışmak isteyenlerin oranının çok düşük olduğunun altını çizdi.

“Eğitimde bilgiye dayalı değil, yetkinliğe dayalı çalışmalar yapılmalı”

Gençler için yeterli iş fırsatı yaratılmadığının altını çizen Hazır, girişimciliğin öneminden de bahsetti. Gençlerin kendi işlerini kurmalarının desteklenmesi ve teşvik edilmesi adına çok daha fazla çalışmak gerektiğini vurgulayan Hazır, eğitimde bilgiye dayalı çalışmalar yerine öğrencilerin yetkinliklerine dayalı çalışmalar yapmak için canla başla çalıştıklarını da vurguladı. 

Rapor hakkında daha ayrıntılı bilgiyi ise Infakto RW Kurucusu ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emre Erdoğan verdi. Erdoğan, gençlerin iyi olma halini belirledikleri saha çalışmasının bulgularında, yaşamdan memnuniyet duyanların sayısının gün geçtikçe azaldığından söz etti. Araştırmaya göre, 2017 yılında yaşamlarından memnun olduklarını dile getirenlerin oranı yüzde 71 iken, 2019’da yüzde 60 ve 2020’de ise yüzde 58’e düştü. Maddi durumun gençlerin dünyaya bakış açışını etkilediğini vurgulayan Erdoğan, dar gelirli gençlerin (hanehalkı geliri 3 bin lira ve altı gelir grubunda bulunanlar) yaşamdan memnuniyet oranlarının orta gelirli ve daha yüksek gelirli gruplara göre çok daha düşük olduğunu söyledi.

“Öğrenciler işsizliğe doğru sürükleniyor, öğrenci nüfusunu kaybediyoruz”

Gençlerin maddi olanaklarını belirleyen en önemli faktörlerden biri olan çalışma durumundaki değişimi de ölçen rapor, gençlerin çalışma durumunun yüzde 53’ten yüzde 44’e gerilediğini ve iş arayan gençlerin oranının da yüzde 7’den yüzde 18’e yükseldiğini ortaya koydu. Öğrencilerin oranı 2017 yılında yüzde 27 ve 2019 yılında yüzde 31 olarak ölçülürken, 2020 yılında bu oranın yüzde 20’lere doğru gerilediğini vurgulayan Erdoğan, “Öğrencilikten çıkış durumu öğrencileri işsizliğe doğru sürüklüyor, öğrenci nüfusunu kayıp ediyoruz” dedi.

Görüştükleri gençler arasında çalıştıklarını belirtenlere ne kadar süredir çalıştıklarını soran ve bulgularını derleyen raporun sonucunda, ortalama çalışma süresinin 18-24 yaş diliminde 3,2 yıl, 25-29 yaş diliminde ise 5,1 yıl olduğunu tespit ettiklerini belirten Erdoğan, “Gençlerin daha hızlı iş değiştirdiklerini görüyoruz” diye konuştu.  

“Her 10 iş arayan gençten dokuzu ‘İş bulmak zor’ diyor. Gençlerin iş bulma kaygısı artıyor”

Anket çalışmasına katılan gençlere, çalışma durumlarından bağımsız bir şekilde, “Kolaylıkla iş bulabileceğinizi düşünüyor musunuz?” sorusunu yönelttiklerini söyleyen Erdoğan, görüşülenlerin ortalama yüzde 73’ünün “zor olur” cevabını verdiklerini söyledi. İş bulmanın zor olduğunu düşünenlerin oranı genç erkekler için yüzde 71’i, genç kadınlar arasında yüzde 75’i bulurken, şu an bir işte çalışmasına rağmen “İş bulmak zor olur” diyenlerin oranı ise yüzde 65. 

“İş bulamamanın önündeki engel yeterli iş imkanı olmaması”

Kolay bir şekilde iş bulamayacaklarını belirten gençlere, bu durumun en önemli iki sebebini sorduklarını da belirten Erdoğan, yüzde 61’lik bir kesimin en önemli sebep olarak yaşadıkları yerde yeterli iş olanağının bulunmamasını gösterdiğini söyledi. Koronavirüs döneminde işyerlerinin kapatılmasının da göz önünde bulundurulması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, “İşyerleri açılsa bile genç işsizliğin emilmesi kolay olmayacak” değerlendirmesinde bulundu.

İş bulmak için hangi özelliklerin gerekli olduğu sorulduğunda ise yüzde 52 ile en fazla verilen cevap, kişisel iletişim becerilerinin kuvvetli olması. Bu oranı, yüzde 41 ile etik davranış ve dürüstlük takip ederken gençlerin yüzde 40’ı, kendine güven ve motivasyonun iş bulmada önemli bir nitelik olduğunu belirtti. Bu noktada Erdoğan, dikkat çekici bir bulgu olarak, dijital ortamlardan ulaşılan bilgilerin doğruluğu konusunun geçmiş yıllara göre gençler arasında daha önemli bir nitelik haline geldiğini ve dezenformasyonun önemini vurguladı.

“Gençlerin yüzde 21’i eğitim hayatına başka bir ülkede devam etmek, yüzde 31’i ise başka bir ülkeye yerleşmek istiyor”

Başka bir ülkeye yerleşmeyi düşünen gençlere, bu isteklerinin arkasında yatan motivasyon sorulduğunda, en fazla belirtilen sebep ise yurtdışında daha iyi iş olanaklarının bulunmasına yönelik inançları olduğu görülüyor. Yüzde 13’lik bir kesim ise ülke gitgide daha kötüye gittiği için başka bir ülkeye yerleşmek istediklerini dile getiriyor. Bu gençlere hangi ülkeye yerleşmeyi düşündükleri sorulduğunda ise listenin ilk sıralarında yüzde 22 ile Almanya, yüzde 21 ile Amerika Birleşik Devletleri ve yüzde 8 ile Kanada yer alıyor.

2020 yılının Mart ayından itibaren Türkiye’yi ve dünyayı genel olarak etkileyen koronavirüs salgınının gençlerin iyi olma hali üzerindeki etkisini de inceleyen araştırmanın bulgularındaki sonuçlar şöyle:

“Eğitimden memnuniyet düşüyor, gençler yüz yüze eğitime dönmek istiyor”

Koronavirüs dönemindeki eğitimden memnun olduklarını söyleyen gençlerin oranı yalnızca yüzde 23. Gençlerin yüzde 41’i önümüzde eğitim öğretim yılında yüz yüze eğitime devam etmek istiyor. Koronavirüs döneminde edindikleri uzaktan eğitim deneyimlerinden hareketle de gençlerin yüzde 73’ü yüz yüze eğitimin çok daha faydalı olduğunu düşünüyor ve çevrimiçi eğitim kabul görmüyor.

Salgın döneminde çalışan gençlere işyerlerinde nasıl çalıştıklarını da soran çalışma, gençlerin yüzde 55’inin bu dönemde tamamen işyerinde çalıştığını ortaya koydu. Gençlerin bu dönemde çalışma biçimlerinden memnun olma oranı yüzde 44 olarak ölçüldü. Önümüzdeki dönemle ilgili öngörüleri sorulduğunda ise çalışan gençlerin yüzde 70’i çalışma biçiminin tamamen işyerinde olmasını istedi. Uzaktan çalışmak isteyenlerin oranı ise sadece yüzde 3’te kaldı.

“Z Kuşağı, diğer kuşaklarla karşılaştırdığında kendisini daha şanslı hissederken bazı konularda diğer kuşaklara göre çok daha duyarlı olduğunu düşünüyor”

Araştırmaya katılan gençlere genel olarak düşününce, ebeveynleriyle karşılaştırdıklarında kendilerini daha mı şanslı yoksa daha mı şanssız hissettikleri de soruldu. Buna göre gençlerin yüzde 44’ü kendilerini ebeveynlerinden daha şanslı hissederken yüzde 26’sı daha şanssız hissediyor.

Araştırmadaki bir diğer önemli bulgu ise, Z Kuşağı’nın insan hakları, hayvan hakları, cinsiyet ayrımcılığı gibi konularda duyarlılığının diğer kuşaklara göre daha ön planda olması. Araştırmaya katılan Z Kuşağı’na mensup bireylerin yüzde 52’si kendisini çevre kirliliği ve küresel ısınma gibi konularda önceki kuşaklara oranla daha duyarlı buluyor. Ayrıca, yine aynı toplamın içindeki yüzde 48’lik bir kesim yoksulluk, cinsiyet ayrımı, dışlanma vb. konularda kendi kuşağının önceki kuşaklara göre daha duyarlığı olduğunu belirtiyor.

Raporda dikkat çekici şu tespitlere de yer verildi:

  • Gençlerin yüzde 44’ü koronavirüs salgınından çok endişeli, gençleri en çok endişelendiren konu ise kendilerinin ve çevresindekilerin sağlığı. Buna ek olarak gençleri endişelendiren diğer iki konu ise ekonominin gidişatı ve iş hayatlarına devam edebilme imkanı.
  • Gençler ve evdeki iş yüklerinin son bir yıldaki değişimine bakıldığında hem genç kadınların hem de genç erkeklerin içinde küçük kardeşlerine ya da ihtiyaç duyan aile üyelerine yardım ettiğini belirtenlerin yüzdesinin arttığı gözlemleniyor.
  • Gençlere yaşadıkları kentlerde hava karardıktan sonra kendilerini güvende hissedip hissetmedikleri sorulduğunda, genç erkeklerin yüzde 68’i, genç kadınların yüzde 53’i bu soruya olumlu yanıt veriyor.
  • Çalışmaya katılan gençlerin yüzde 97’sinin internete eriştikleri gözlenirken, internet kullanan gençler arasındaki en yaygın sosyal medya uygulamaları yüzde 95 ile Whatsapp olarak ön plana çıkıyor. Instagram’ı ve YouTube’u sık kullanan gençlerin oranı sırasıyla yüzde 92 ve yüzde 84 iken Facebook kullanımı yüzde 59. 

Raporun tamamına ulaşmak için tıklayınız.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.