Cezayir Devlet Başkanı Abdülmecid Tebbun, erken seçime gidilmesi için Cezayir Parlamentosu’nun üst kanadı Ulusal Halk Meclisi’ni feshetti. Ülkede kabinenin 48 saat içinde değişmesi bekleniyor.
Siyasi ve ekonomik krizlerin yanında koronavirüs salgınıyla mücadele eden Cezayir’de, Devlet Başkanı Tebbun, dün (18 Şubat) yaptığı açıklamada parlamentonun üst kanadı olan Ulusal Halk Meclisi’ni feshettiğini duyurdu. 48 saat içinde kabinede bazı değişikler yapılması beklenirken Tebbun, Cezayir devlet televizyonunda yaptığı açıklamada ülkede en kısa zamanda erken seçime gidileceğini söyledi.
Tebbun daha önce de Başbakan Abdülaziz Cerad’ın kabinesinden memnun olmadığını belirtmişti.
Cezayir’de eski Devlet Başkanı Abdülaziz Buteflika’nın ülkeye yayılan protesto hareketleri sonucu görevi bırakmasının üstünden iki yıl geçti. 1999 ve 2019 yılları arasında ülkeyi yöneten Buteflika, ülkedeki genç kesimin yoğun olarak katıldığı sokak protestoları (Hirak hareketi) sonucu görevinden ayrılmak zorunda kalmıştı. Hemen ardından ülkede bir geçiş hükümeti kurulmuş ve bu dönemin sonunda Abdülmecid Tebbun yönetime gelmişti.
Tebbun ayrıca Buteflika yönetimine karşı sokak protestolarında aktif olarak yer alan 60 Hirak protestocusu için de af ilan edildiğini açıkladı. Tebbun, Hirak hareketinin affedilen üyelerinin ülkeyi kurtardığını vurguladı.
Cezayirliler Buteflika’nın devrilmesinin ardından uzun zamandır ülkenin siyasi, hukuki ve ekonomik alanlarında geniş çaplı yapısal reformlar bekliyor. Ancak bu reformlar gerçekleşmediği gibi koronavirüs salgınının getirdiği etkiyle birlikte ülkedeki ekonomik ve siyasi kriz daha da derinleşti.
Hirak hareketi, Buteflika görevinden ayrıldıktan sonra sadece Buteflika’nın değil bütün rejimin değişmesi gerektiğini belirterek sokak protestolarına devam etti.
Koronavirüs salgını döneminde seyrekleşen protestoların, Buteflika’nın görevini bırakmasının ikinci yılına yaklaşılırken (22 Şubat) kısa süre içinde tekrar başlayacağı belirtiliyor. Tebbun’un parlamentoyu feshetmesinin ve yeni bir seçim yapılmasına yönelik çağrısının arkasında da protestoların kitleselleşmesinden çekinmesi yatıyor.
