Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

TTB, 14 Mart Tıp Haftası programını açıkladı: “Toplumsal sağlık için demokrasi ve adalet istiyoruz”

Türk Tabipleri Birliği (TTB), sağlık alanının öne çıkan konularıyla ilgili çeşitli etkinlikler düzenlenecek “14 Mart Tıp Haftası” programının detaylarını bugün (6 Mart) düzenlenen çevrimiçi toplantıyla açıkladı.

TTB Merkez Konseyi üyelerinin katıldığı çevrimiçi basın toplantısının açılış konuşmasını TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı yaptı. Tabip odalarıyla birlikte 8 Mart’ta başlayıp 27 Mart’a kadar sürecek bir bir program hazırladıklarını belirten Fincancı,  Tıp Haftası’nı koronavirüs salgını koşullarında karşıladıklarını söyledi ve ardından Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi’nin hazırladığı açıklamayı okudu.

Açıklamadan öne çıkan detaylar ise şöyle:

“Toplumsal sağlık için demokrasi ve adalet istiyoruz”

“Ekonomik kriz koşullarında insanca yaşamaya olanak vermeyen ücret politikası, çalışma koşullarımızın zorluğu ve sağlık alanında yaşanan şiddetin yol açtığı kaotik sağlık ortamı nedeniyle yıllardır geleneğimizden aldığımız güçle her 14 Mart’ta sorunlarımızın çözümü için mücadelemizi yükselterek ilerliyoruz. Ülkemizde siyasal iktidarın demokrasiden gittikçe uzaklaşan politikalarının yol açtığı haksızlık, eşitsizlik, adaletsizlik ve sağlıksızlık, yıkıcı etkisini hissettiğimiz salgın ile birlikte son bir yılda daha da derinleşti. Sağlıkta Dönüşüm Programı ile birlikte piyasaya teslim edilen sağlık alanında var olan sorunlar çığ gibi büyüdü.

Tüm yükü sağlık çalışanlarına yükleyen ve yalnızca hastanelerde süreci karşılayan strateji(sizlik), etkisizleştirilen birinci basamak sağlık sistemi ile birleşen salgını yönetememe sonucunda onbinlerce yurttaşımızı, sağlık emekçisini, hekimi kaybettik. Binlerce yıldır bu topraklarda şifa dağıtan sağlık çalışanları olarak önlenebilir nedenlerle yaşamını yitiren tüm meslektaşlarımızın ve yurttaşların acısını yüreğimizde hissederek bu 14 Mart’ta çok üzüntülüyüz, öfkeliyiz.

Haksızlıkların, eşitsizlik ve adaletsizliğin derinleştiği bu dönemde insanlarımızı kaybederken, sağlık emekçileri yaşatma çabasını canlarıyla ödedi. Siyasal iktidar ise duyarlılığını salgını değil algıyı yöneterek; genelgelerle cezalar yağdırıp insanları açlığa mahkûm ederken, bir yandan da lebalep dolu parti kongreleriyle gösterdi. Bizler kaybettiğimiz insanlarımızın cenazelerini bir avuç yakınımızla defnedip yasımızı yüreğimize gömerken, salgının başlangıcında semptom olmadan da test yaptırabilen “ayrıcalıklı zümre” kalabalık cenaze törenlerinde nutuklar attı.

Sağlık emek ve meslek örgütlerinin, yerel yönetimlerin, toplumun katılımı sağlanmadan salgın ile mücadelenin başarılı bir şekilde yürütülemeyeceğini, salgının ilk gününden itibaren gizlenen gerçeklerin can kayıplarını artıracağını söyleyip, hakikatin peşine düştüğümüz için meslek örgütümüz hedef gösterildi; soruşturmalarla ve davalarla boğuştuk, görevlerimizden alındık. Tüm baskılara, gözdağı ve suçlulaştırma çabalarına rağmen salgın gerçeklerinin sözcüsü, bilimsel tutumun onurlu simgesi olmaya devam ettik. İktidarın unuttuğu önemli bir nokta vardı; “Gerçeklerin er ya da geç, ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır” ve haklı olduğumuz ortaya çıktı.”

Bu 14 Mart’ta taleplerimiz şunlar:

●        COVID-19 meslek hastalığıdır, önerdiğimiz yasa tasarısı kabul edilsin.

●        Toplumsal sağlık için güçlü ve etkin birinci basamak sağlık örgütlenmesi sağlansın.

●        Şiddetsiz bir sağlık ortamında çalışabilmek için yeni ve etkili “Sağlıkta Şiddet Yasası” çıkarılsın.

●        Emekliliğimize de yansıyacak temel ücret ile ekonomik ve özlük haklarımız iyileştirilsin.

●        Özgür ve bilimsel çalışma ortamı için meslek örgütleri üzerindeki baskılara son verilsin.

●        Liyakatsiz atamalar, tip sözleşme dayatmaları, tıp eğitimini niteliksizleştiren,  altyapısı uygun olmayan tıp fakültelerinin açılması durdurulsun.

Sağlık emek meslek örgütleri, tabip odaları ve hekimler olarak 14 Mart Tıp Haftası’nda sağlık ortamının tüm olumsuzluklarına rağmen sayısız eylem ve etkinliklerle “Yitirdiklerimiz gönlümüzde, taleplerimiz dilimizde” diyeceğiz.

Salgına yol açan koşulları, salgında görünmez kılınanları ve salgın ile derinleşen krizi “Pandeminin Türkiye’de Birinci Yılı: Doğa, İnsan ve Geleceğimiz” başlıklı uluslararası sempozyumda tüm yönleriyle ortaya koyacağız.

Bir kez daha salgında kaybettiğimiz sağlık emekçilerini saygı ve özlemle anıyor, hekimlik değerlerinden aldığımız güçle ‘toplumsal sağlık için demokrasi ve adalet’ talep ediyoruz”.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.