Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel ile AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, bugün (6 Nisan) AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara’da görüştü. Görüşmede göç, ekonomi, ikili ilişkiler ve stratejik işbirliğinin yanı sıra Doğu Akdeniz ve Kıbrıs meselesinin ele alındığı aktarılırken görüşme sonrası AB heyetinin yaptığı açıklamalarda insan hakları, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları ve İstanbul Sözleşmesi vurgusu öne çıktı.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve AB Konseyi Başkanı Charles Michel, bugün Türkiye’yi ziyaret etti ve AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde görüştü.
Michel: “Erdoğan ile AB-Türkiye ilişkilerinin geleceğine ilişkin dürüst bir görüşme gerçekleştirdik”
Liderler arasındaki görüşme Türkiye saati ile 14.00’te başladı ve 2 saat 45 dakika sürdü. AB liderleri, görüşme sonrasında bir basın açıklaması yaptı.
AB Konseyi Başkanı Michel, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile dürüst ve samimi bir görüşme gerçekleştirdiklerini dile getirerek “AB, Türkiye ile ekonomik işbirliği, göç ve halklar arasında bağlantıyı artırmak için somut gündem sunmaya hazır” dedi.
Ankara’nın birlik üyesi Güney Kıbrıs ile gerginliğini azaltmasının olumlu bir adım olduğunu ve bunun daha da güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Michel, “AB’nin stratejik çıkarı, Doğu Akdeniz’de güvenlik ve istikrar ile Türkiye ile karşılıklı yarar ve pozitif ilişkilerdedir” diye konuştu. Michel, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının endişe yarattığını da sözlerine ekledi.
Von der Leyen: “Türkiye’nin AİHM kararlarına uyması önemli”
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ise “Türkiye ile ilişkilerimize ivme katmak için geldik, iki tarafa da fayda sağlayacak işbirliği alanlarını görüştük. AB, Türkiye’nin en önemli ithalat ve ihracat ortağı. Ticareti artırmak için Türkiye ile Gümrük Birliği’nin uygulanmasına ilişkin mevcut zorlukları ele alarak güncelleme için çalışacağız” diye konuştu.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Türkiye’deki Suriyeli göçmenler hakkında da konuşan von der Leyen, “Türkiye’nin göç mutabakatına uyması büyük bir iyi niyet göstergesi olacaktır. Türkiye’ye göçmenler için fon akışının devam etmesine bağlıyız. Komisyon, Türkiye’deki göçmenlere desteği yansıtan önerileri kısa süre içerisinde sunacaktır” dedi.
İklim değişikliği ve halk sağlığı gibi önemli konularda Türkiye ile üst düzey görüşmeler gerçekleştireceklerini vurgulayan von der Leyen, salgına karşı aşılama durumunu ele aldıklarını belirtti. Halklar arasındaki hareketliliğin desteklenmesinin öneminden de bahseden von der Leyen, “Türkiye’nin Erasmus+ ve Horizon gibi AB programlarına katılımları ile halklar arasındaki hareketliliği desteklemek istiyoruz” diye konuştu.
Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin ise derin bir endişe yarattığını belirten von der Leyen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye, uluslararası insan haklarına ve standartlarına saygı duymalıdır. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararından çok büyük kaygı duyuyorum. Sözleşme kadınların ve çocukların korunması ile ilgili ve bu sözleşmeden çekilmek kesinlikle yanlış sinyal veriyor. Temel haklar ve hukukun üstünlüğü AB için elzemdir.”
Von der Leyen, kendisine yöneltilen Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kapatılması talebi, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ın durumları ile alakalı bir soruya ise “İnsan hakları müzakere edilebilir değildir. Kavala ve Demirtaş ile ilgili AİHM kararları netti. Türkiye’nin AİHM kararlarına uyması önemlidir” karşılığını verdi.
Son dönemde Ankara-Brüksel hattında neler yaşandı?
AB liderlerinin Ankara ziyareti, Türkiye ile ilişkilerdeki “pozitif ajandayı” ilerletme hedefi koyulan 25-26 Mart’taki AB Liderler Zirvesi’nin hemen ardından gerçekleşti. 25 Mart’taki toplantının sonunda yayımlanan Türkiye kararlarında, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de tek taraflı girişimlerde bulunup gerginliği artırmaması şartıyla AB’nin aşamalı, orantılı ve geri döndürülebilir bir pozitif gündem oluşturulabileceği belirtilmişti.
Derleyen: Senem Görür
