Adana’nın Seyhan ilçesinde 27 Nisan 2020’de 18 yaşındaki Suriyeli mülteci Ali El Hamdan’ın polis memuru Fatih K. tarafından vurularak öldürülmesine ilişkin davanın beşinci duruşması bugün (9 Eylül 2021) Adana 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Mahkeme, sanık polis memuru Fatih K.’nın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Medyascope‘a konuşan Avukat Tugay Bek, sanık polisin, Ali El Hamdan’ın Suriyeli olduğunu bildiğini ve bunun etnik temelli bir cinayet olduğunu düşündüklerini söyledi.
Suriyeli mülteci Ali El Hamdan, Adana’nın Seyhan ilçesinde 27 Nisan 2020’de Suriyeli bir arkadaşıyla dolaşırken, koronavirüs salgını tedbirleri kapsamında uygulanan sokağa çıkma yasağı sırasında kimlik kontrolü yapan polislerce çağrıldı. Yanındaki kişinin ifadesine göre, sokağa çıkma yasağı olması nedeniyle ceza alacağını düşünen Hamdan uzaklaştı. Hamdan, arkasından giden polis memuru Fatih K. tarafından tabancayla vurularak öldürüldü.
Sanık polis Fatih K., 28 Nisan 2020’da tutuklandı ve hakkında “kasten öldürme” suçlamasıyla iddianame hazırlandı. Daha önce yapılan duruşmalarda Adana ve İzmir baroları, İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Çağdaş Hukukçular Derneği’nin (ÇHD) davaya müdahil olma talepleri reddedildi. Bir süre duruşmalara gelmeyen Hamdan ailesi, bu duruşmaya avukatlarıyla katıldı. Duruşmada gözlemci olarak bulunan avukatlardan Tugay Bek, izlenimlerini Medyascope’a anlattı.
“Ali El Hamdan ‘Bana para cezası kesecekler’ diyerek olay yerinden uzaklaştı”
Avukat Bek, duruşmada tanık olarak dinlenen, olay günü Hamdan’ın yanında olan Suriyeli arkadaşının ifadesini şöyle aktardı:
“Arama noktasına geldiklerinde Ali El Hamdan’ın kendisine ‘Bana para cezası kesecekler’ diyerek olay yerinden uzaklaştığını söyledi. Cinayet işleyen polis memurunun üzerini ararken sert hareketlerde bulunduğunu, bir suç işlememiş olmasına rağmen kendisine suçlu gibi muamelede bulunulduğunu, kendisinin de polis memurundan korktuğunu ve olay yerinden uzaklaşan Ali El Hamdan’ı da polis memurunun takip ettiğini ama cinayet anını görmediğini söyledi.”
Mahkeme sanık polisin tutukluluğunun devamına karar verdi
Avukat Tugay Bek, savcının da talebiyle mahkemenin polis memuru Fatih K.’nın tutukluluk halinin devamına, sanık polisin epilepsi tedavisi görüp görmediğinin hastanelere sorulmasına, görmüş ise bu hastalığın oruçluyken ani kasılmalara neden olup olmayacağı konusunda Ruh Sağlığı Hastanesi’nden görüş istenmesi yönünde ara karar verdiğini aktardı. Davanın bir sonraki duruşması 25 Kasım 2021’de yapılacak.
Sanık polisten çelişkili savunmalar
Avukat Bek, sanık polisin savunmasındaki çelişkilere dikkat çekerek, şunları söyledi:
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
“Cinayetin ardından polis memuru ayağının kaydığını, düştüğü sırada yanlışlıkla silahın ateş almış olabileceği savunması yapmıştı. Cinayet anını güvenlik kameralarınca görüldüğü ortaya çıkınca bu savunmadan dönüldü. Polis memuru, havaya ateş açmak için silahını kaldırdığı sırada yanlışlıkla ateş almış olabileceği savunması yaptı. Sonraki aşamada da sanık vekili, müvekkilinin epilepsi hastası olduğu, hastanelerde bunun için tedavi gördüğü, olay esnasında oruçlu olduğu ve bunun hastalığını tetikleyip ani kasılmalara meydan verebileceğini, bu nedenle istem dışı silahın ateş almış olabileceği savunması yaptı.”
“Hamdan’ın 10-15 metre kadar mesafeden, elleri havada, tek atışla vurulduğu netlik kazandı”
Tugay Bek, epilepsi hastalığı savunması ile “kasıtla cinayet işlenmediği ve kaza olmuş olabileceği savunmasının güçlendirmek istendiğini” belirtti:
“Polis memuru görüntülerde Hamdan’ı kovalıyor. Silahı ateşliyor sonra ağır adımlarla yanına gidiyor, kalp masajı yaparken görülüyor. Epilepsi rahatsızlığı geçirecek kişinin tüm bunları yapması mümkün değil. Biz bu yönde yapılan araştırmadan da farklı sonuç çıkmayacağını düşünüyoruz. Hamdan’ın, 10-15 metre kadar mesafeden, yüzü polise dönük şekilde, elleri havada, tek atışla vurulduğu netlik kazandı. Ne yazık ki polislerin kaza ile silahın ateş aldı şeklindeki savunmaları mahkemelerce kabul görüyor, bu dosyada da sanık ve vekillerinin beklentisi bu yönde.”
“Irkçı bir nefret cinayeti olduğunu düşünüyoruz”
Cinayetin kazaen değil kasıtla işlendiği iddiasında olduklarını belirten avukat Bek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Suriyeliler’e, mültecilere karşı duyulan nefretin kamu görevlilerine de sirayet etmiş olduğunu, bu cinayetin aslında etnik temelli bir cinayet olduğunu düşünüyoruz. Polis, Ali El Hamdan’ın peşinden giderken Suriyeli olduğunu biliyor. Issız bir sokakta sadece ikisinin olduğu düşüncesiyle rahatlıkla silahını ateşliyor. Burada ırkçı bir nefret cinayeti olduğu düşüncesindeyiz. Başka bir cinayet sebebi olmamasına rağmen olayın bu yönü araştırılmadı.”
“Her şeye rağmen süreci takip edeceğiz”
Yargılamaya en tepeden bir müdahale söz konusu olduğunu düşündüklerini belirten Bek, şöyle devam etti:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafında aile telefonla aranıp, vatandaşlık konusunda prosedürler atlanarak aile Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına kabul edildi. Bunu bir ‘sus parası’ gibi kabul etmek gerektiği düşüncesindeyiz. Sonraki süreçte de ailenin davayı takip etmemesi, avukatla temsil edilmemeleri konusunda emniyet kaynaklı baskıya maruz kalması söz konusu. Bugün aile duruşmaya bir vekil ile katıldı. Meslektaşımızdan yetki belgesi ile bizleri de dosyaya dahil etmesini talep ettik ancak olumlu yanıt vermedi. Biz de gözlemci sıfatı ile duruşmayı izledik. Daha önce katılma taleplerinin reddedilmesinin davayı kamuoyunun gözünden kaçırmak maksadıyla olduğu düşünüyoruz. Her şeye rağmen bir kez daha polis memurunun cezasız kalmasına müsaade etmeyecek, barolara ve hukuk örgütleri olarak dava sürecini takip edeceğiz.”
