Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Gezi davası notları – Muhabirimiz Beyza Kural’ın izlenimleri

Gezi davasında Mayıs 2021’den Nisan 2022’ye uzanan son süreçten notlar.

Gezi davasının dün (25 Nisan 2022) yapılan duruşmasında karar açıklandı.

Karara gelen süreç oldukça uzun. Bu uzun sürecin son aşaması Mayıs 2021’de başladı. 

Mayıs 2021: Yeniden başlarken

İkinci beraat kararlarının bozulmasının ardından ilk duruşma 21 Mayıs 2021’de İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde (ACM) yapıldı. Osman Kavala’nın SEGBİS ile bağlandığı duruşma salonunda Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Mücella Yapıcı vardı.

  • Mücella Yapıcı: “Ben aynı davadan iki kere beraat ettim. Bu kararın (bozma kararı) derhal geri alınmasını ve beraatımı talep ediyorum.” (21.5.2021)

Beraat kararında ısrarcı olunması talepleri dile getirildi. Davanın Çarşı davası olarak bilinen dosya ile birleştirilmesi gündemdeydi. Yargılananlar bu talebin reddini istedi. 

  • Can Atalay: “Bu haksızlığı savcıların eleştirmesi ve kabul etmemesi gerektiğini düşünüyorum. Birleştirmeye muvafakat etmeyiniz.” (21.5.2021)

Duruşma sonunda mahkeme, Çarşı dosyasının incelenmek üzere istenmesine karar verirken Osman Kavala ile ilgili tahliye taleplerini reddetti.

Duruşma gününe dair hafızamda haber metnine yansıyanlardan daha fazla ayrıntı yok. Yapıcı, Atalay ve Kahraman’ın salonda olduğunu hatırlıyorum, basın mensupları olarak bir başka beraat kararıyla sonlanacak sürece tanıklık ettiğimizi düşünüyorduk sanırım. Haberlerimizin başlığı Kavala’nın tutukluluk halinin devamına dairdi.

Talebini kendi kabul eden hâkim, birleşen dosyalar

Gezi davasındaki bozma kararını Çarşı davasındaki bozma kararı takip etti. 12 Temmuz’daki duruşmada Çarşı davasındaki bozma kararına uyma kararı verilirken Ağustos 2021’de iki dava birleştirildi. Birleştirme kararını takip etmek de, haber metnine dökmek de zordu. Zira 30. ACM’nin hâkimi dosyaları birleştirme önerisini 13. ACM’ye iletmişti. Talebi ilettiği 13. ACM’ye geçici görevlendirme ile gittiği duruşmada başkanlık yaparken dosyaların birleştirilmesini yine kendisi onayladı. 

Gezi davasındaki yeni süreç haber metinlerine, “Birleşen Gezi ve Çarşı davaları” kalıbıyla yansıdı. 8 Ekim 2021’de birleşen dosyaların ilk duruşması yapıldı. Davaların birleşmesi ile birlikte duruşma salonunda Çarşı davasında ve Gezi davasında yargılananlar ile avukatları şeklinde iki grup oluştu. Çarşı davasında yargılanan isimlerin sıklıkla Gezi davasında yargılananları ya da Kavala’yı tanımadıklarını, neden duruşmada olduklarını anlamadıklarını anlattıklarını duyduk. 

Erdoğan’ın sözlerinin duruşma salonuna yansıması

Duruşma salonundaki ekrandan görmeye alıştığımız Osman Kavala, Ekim 2021’de bir açıklama yayımladı.  AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Afrika ziyareti dönüşünde “Soros artığı” diyerek kendisini hedef almasının ardından bundan sonra duruşmalara katılmayacağını ve savunma yapmayacağını “Adil yargılama yapılmasına imkân kalmadı” sözleriyle duyurdu.

Kavala’nın devam eden tutukluluğu kararını tanıyan akıllı telefonlar

Kavala’nın tutukluluğu sürerken tutuksuz sanıklar ve avukatları beyanlarını daha kısa kesiyor, devam eden tutukluluk varken savunma hakkı sadece tutuklu sanık için sekteye uğramıyordu.

Dosyalar ayrılıp celse arasında mütalaa açıklanana dek duruşmaların ve haberlerin ana gündemi Kavala’nın tutukluluğu oldu. 26 Kasım 2021’deki duruşmada Can Atalay, Mücella Yapıcı ve Tayfun Kahraman, uzun uzadıya Gezi’yi anlatmak istediklerini, dosyada tutuklu bir sanık olduğu için bugün değil, gelecek duruşmada beyanda bulunacaklarını belirtti.

Dosyalar birleştiğinde de Kavala hakkındaki tahliye talepleri reddedilirken, akıllı telefonlarımız bundan sonra da değişmeyecek tutukluluğa devam mütalaasını hafızasına atmaya başlamıştı. Bu ve sonraki duruşmalarda Kavala’nın ve avukatlarının beyanları değişse de savcının mütalaası ve heyetin kararı değişmeyen kelimelerden oluştu. Duruşmalar ilerledikçe artık akıllı telefonlar ilk kelimeyi gördüğünde mütalaayı ve kararı tamamlar olmuştu: “Hukuki durumda değişiklik olmaması, isnat edilen suçun vasıf ve niteliği, yargılamanın geldiği aşama.”

Dosyalar ayrıldı, karara gidiliyor

Duruşma salonunun dışından gelen bir kararın mahkeme salonunda değişikliklere yol açmasının beklendiği süreç 2022 başında oldu. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin Osman Kavala ile ilgili ihlal süreci başlatmasının duruşma salonuna yansıyıp yansımayacağı her duruşma öncesi gündemdeydi. 

Kararın lehte bir yansıması olmazken 21 Şubat 2021’de yeni bir gelişme yaşandı ve birleşen dosyalar ayrıldı. Mayıs 2021’de Gezi davasında dile getirilen talebi bu kez savcı istedi, dosyalar ayrıldı. Gezi dosyası mütalaaya gönderildi. Bu süreç “Hızla karara gidiliyor” yorumlarıyla karşılandı

Celse arası gelen mütalaaya karşı “Yargılama yapınız” çağrısı

Esas hakkındaki mütalaa celse arasında bir akşamüstü ortaya çıktı. Savcı, Osman Kavala ile birlikte Mücella Yapıcı’ya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isterken, Çiğdem Mater, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi’nin ise 15 yıldan 20 yıla dek hapis cezasıyla cezalandırılmasını talep ediyordu.

21 Mart’ta mütalaa sonrası ilk duruşmaya ekim ayından beri duruşmaya katılmayan Kavala da katıldı. Can Atalay’ın duruşma salonunda heyete “Yargılama yapınız, yargılama yapmanızı talep ediyoruz” diye seslendiği duruşmaydı bu.

Dosyanın 30. ACM’ye gönderilmesi talepleri, Kavala’nın tahliyesi talebi ve en nihayetinde “Yargılama yapınız” talepleri de karşılık bulmadı.

Karar günü

22 Nisan’da yargılananlar, esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanlarda bulundu. Bu duruşmada heyetin sıkıldığını gördüklerini ancak kendilerinin de ağır cezalarla yargılandıklarını hatırlattılar sıklıkla. Delillerin hukuka aykırı toplandığı, iddianame ve mütalaanın dayanaksızlığı bir kez daha tekrarlandı. Heyet soru sormadı, savcı soru sormadı. Karar 25 Nisan’daki duruşmaya kaldı.

25 Nisan’da avukat beyanları ile devam eden duruşma salonu oldukça kalabalıktı. Kararın ne olacağına dair görüşler oldukça çeşitleniyordu çünkü öngörülemezlik hissi yaygındı. Duruşmada, üye hâkimlerden birinin daha önce AKP’den milletvekili aday adayı olduğunu ve Erdoğan’a yönelik övgü içeren sözlerini avukat Evren İşler aktardı. Üye hâkim bu durumu yalanlamazken heyet, bu durum nedeniyle talep edilen çekilme çağrılarını reddetti.

Avukat beyanlarının ardından hızla son sözler soruldu. Karar arasının ardından içeri girildiğinde salondaki polisler karara dair bir fikir veriyordu. Hükümle birlikte gelen tutuklama kararının yarattığı şaşkınlık ve öfke salonu kaplıyordu.

Beraat kararlarının ardından yeniden başlayan yargılama, birleşen ve ayrılan dosyalar, tahliyeyi engelleyen yeni suçlamalar, bu yeni suçlamaların sonunda gelen beraat ama daha önce beraat edilen dosyadan gelen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, 18’er yıllık hapis cezaları ve son sözler:

Bu daha başlangıç…”

Gezi’den bugüne

Gezi Parkı’nda ağaçların kesildiği 27 Mayıs 2013 sabahında henüz muhabirliğimin ilk yılındaydım. Mücella Yapıcı’nın durmayan iş makinelerine karşı “imdat” diye bağırdığı bir anı hatırlıyorum.  Neredeyse 10 yıl sonra, iki beraat kararının ardından tekrar duruşma salonunda tekrar sözlerini söylediler. Duruşmada yargılananların seslerine ve sözlerine, Gezi’den, kent mücadelesinden, Aladağ’dan Hendek’e başka başka dava salonlarından aşinayız. 

Bunca dava takibinde aşina olmadığımız tek ses heyetin ve savcının sesi oldu. Böylesi kararların yargılananlara hiç soru sorulmadan alındığını bir kez daha yazmak lazım belki de. Yargılananlar ve avukatlarının sözlerine karşılık heyet ve savcı tarafından büyük bir kayıtsızlık içinde görüldü duruşmalar. 

Bitmediği aşikâr olan bu süreç yeni bir aşamada… Bundan sonrası için de kayıtta olmaya devam edeceğiz.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.