AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2019’da açıklanan Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında Meclis gündemine alınan İkinci Yargı Paketi’yle “süresiz nafaka ve icralık çocuk tartışmalarının sona ereceğini” açıklamış ancak kamuoyu ve kadın örgütlerinden gelen tepkiler sonucu “süresiz nafakanın daha kapsamlı çalışma gerektirdiği” belirtilerek düzenleme yargı paketinden çıkarılmıştı. AKP, aradan geçen iki yılın ardından “süresiz nafaka” olarak da adlandırılan “yoksulluk nafakası”na ilişkin yasal düzenlemeyi yeniden gündemine aldı. Medyascope’a konuşan Kadın Partisi Genel Başkanı Benal Yazgan, “Aslında çıkardıkları tasarı erkekten yana. Kadın haklarına geri adım attırmak için hazırlanmış bir tasarı” derken, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm de siyasi iktidarın kadın kazanımlarına yönelik bir saldırı gerçekleştirdiğini söyledi.
“Kadınlar, zaten hakları olan nafakayı almak için çok ciddi mücadele veriyor”
Kadınların kazandığı haklardan geri adım atıldığını, yapılan düzenlemeyle kadınların daha zor bir duruma sokulduğunu söyleyen Kadın Partisi Genel Başkanı Benal Yazgan, şöyle konuştu:
“Nafaka alan her kadının işi yok. Ayrıca boşanan her kadının iş bulmak için yaşı, tahsili müsait mi? Bunları baz almadan evli kaldığı süre kadar nafaka ödensin fikri kadınları zor duruma sokacak. Zaten bağlanan nafaka 400 Türk Lirası ki bu nafakayı da herkes ödemiyor. Kadınlar, zaten hakları olan nafakayı almak için çok ciddi mücadele vermek durumda kalıyor.”
“Düzenleme erkeklerden yana”
Ömür boyu nafaka alanların oranının çok düşük olduğunu vurgulayan Yazgan, bu oranlar belirlenmeden bu tür uygulamaların yapılmaması gerektiğini ve oranın bir an önce açıklanması gerektiğini vurgulayarak, şunları söyledi:
“Aslında çıkardıkları tasarı erkekten yana. Kadın haklarına geri adım attırmak için hazırlanmış bir tasarı. Bunun aile birliği ile bir ilgisi olduğunu düşünmüyoruz.”
“Tahsili ve yaşı müsait olan kadınların istihdam edilmesi gerekiyor”
Yapılan düzenlemenin devlete çok ciddi yük bindireceğini söyleyen Yazgan, devlet tarafından ödenecek nafakanın vergilerle finanse edileceğini belirterek, bunun sağlıklı bir yöntem olmayacağını söyledi. Devletin nafaka vermek yerine boşanan kadınlar için istihdam sağlayabileceğini belirten Yazgan, sözlerine şöyle devam etti:
“Tahsili ve yaşları müsait olan kadınlara öncelikle bir istihdam yaratılabilir. Kadınlar, kendi işlerini yapmaya başladıklarında nafaka otomatik olarak kesilecektir. KOBİ’lere kendi işletmelerini açmaları için imkân sağlayabilir. Sadece ‘biz bunu kesiyoruz’ demekle olmaz, bu son derece kolaycılık. Ayrıca kadınların elde ettiği haklardan geri adım atmaktır. Zaten ödenen nafakalarda ömür boyu nafaka alanlarının sayısı çok düşük. Devlet istihdam imkânı sağlarsa hem kadınları tekrar sosyal hayata kazandırmış olur, hem de nafakadan karşı taraf kurtulmuş olur. Devletin üzerine böyle bir yük yüklemek mantıklı değil.”
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
“İktidar uzun zamandır kadın kazanımlarına yönelik saldırı gerçekleştiriyor”
İktidarın kadın kazanımlarına yönelik saldırı gerçekleştirdiğini ve bu saldırılardan birinin de nafaka hakkına yönelik olduğunu belirten HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, konuya ilişkin şunları söyledi:
“Biz boşanma davalarında, boşanma sonrasında yoksulluğa düşen tarafın hep kadınlar olduğunu görüyoruz. Kadınların ekonomik durumları evlilikle birlikte değişiyor ve iş yaşamından uzaklaşıyorlar. Aslında kadınların görünmez emeği daha da derinleşiyor ve kadın-erkek eşitliğinin olmadığı bir evlilik süreci yaşanıyor. Bu nedenle genellikle boşanma sonrası nafaka alan taraf kadınlar oluyor. Verilen nafaka ise 300-400 Türk Lirası civarında. Bu kadar düşük nafakaların tahsilinde dahi kadınlar ciddi mücadele veriyor. Bu açıdan çoklu bir sıkıntı yaşanıyor ama iktidar bu sıkıntıları çözmek yerine nafakayı daha fazla daraltan yöntemleri tercih ediyor. Süre sınırlaması tartışması da böyle bir tartışma.”
“Erkekler ve kadınlar eşit koşullardaymış gibi davranılıyor”
Yapılan düzenlemenin kadınların yaşam hakkını ihlal ettiğini vurgulayan Gülüm, “Nafaka kadınların boşandıktan sonra hayatlarını devam ettirebilmesi için önemli bir kazanım. Kadınların elinden bunu alırsanız, kadınları evliliğe mahkûm etmiş olursunuz. Kadınların istihdama katılımındaki engeller kaldırılmadan, kadınların ve erkeklerin eşit ücret, eşit çalışma koşullarının sağlandığı bir toplumsal düzen inşa edilmeden, sanki erkekler ve kadınlar eşit okuldaymış gibi davranılamaz” dedi.
Kamuoyu ve kadın örgütleri tepki göstermişti
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2019’da “süresiz nafaka ve icralık çocuk tartışmalarının sona ereceğini” açıklamış ancak kamuoyu ve kadın örgütlerinden gelen tepkiler sonucu “süresiz nafaka” düzenlemesi askıya alınmıştı.
Adalet Bakanlığı’ndan “süresiz nafaka” çalışması
Adalet Bakanlığı, nafaka sorununda teknik çalışmalar yürüttü ve iki yıldır farklı formüller üzerinde çalıştı. Bu kapsamda nafaka ödeme süresine “üst sınır” konulması ya da evlilik süresi kadar nafaka ödemesi formülleri geliştirildi. Diğer yandan ise boşanmalarda nafaka alan taraf genellikle çalışmayan veya herhangi bir güvencesi ve maddi geliri olmayan kadınlar oluyor.
“Kadını da mağdur etmeyecek bir formül aranıyor”
Yapılan çalışmada, nafaka ödemekle yükümlü olan kişinin, evli kaldığı süre kadar nafaka ödemesi ve bu sürenin sonunda eğer nafaka alan kişi iş bulamamışsa veya başka bir geliri yoksa nafakanın devlet tarafından ödenmesi öngörülüyor. Adalet Bakanlığı’nın geliştirdiği bir başka formül ise evlilik süresinin yarısı kadar süre nafaka ödenmesi.
Adalet Bakanlığı tarafından yapılacak düzenlemenin, Aile ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yanı sıra kadın sivil toplum örgütlerinin de görüşü alınarak Meclis’e sunulması bekleniyor.
