Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği’nde görev yapan asistan hekim Ertan İskender, 27 Mayıs 2021 tarihinde muayene olmak için gelen Bayram Nargüler tarafından bıçaklı saldırıya uğradı. Saldırının ardından psikolojik destek gören İskender, istifa etti. Ertan İskender’i bıçaklayarak yaralayan Bayram Nargüner ise 16 yıl iki ay hapis cezasına çarptırıldı. Verilen cezanın caydırıcı olmadığını belirten Dr. Ertan İskender, “Verilen ceza sağlıkta şiddeti engellemede bir tedbir midir? Hayır değildir. Hemşire Ömür Erez’in katledilmesini engelledi mi?” diye sordu.
Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görevli asistan doktor Ertan İskender, 27 Mayıs 2021’de muayene için gelen Bayram Nargüler’in bıçaklı saldırısı sonrası sırtından ve sağ elinden yaralandı. Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesi, sanık Nargüler’i “kamu görevlisini kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan 15 yıl, “hakaret” suçundan bir yıl iki ay olmak üzere toplam 16 yıl iki ay hapis cezasına çarptırdı. Nargüler’e verilen cezayı Medyascope’a değerlendiren İskender, verilen cezanın sağlıkta şiddeti önlemeye yönelik olmadığını söyledi. İskender, “Hekimlere karşı saldırıda, caydırıcı bir ceza verilmiyor, bu işlenmiş bir suça verilen bir ceza. Hızlı sonuçlanması beni mutlu etti tabii. Umarım şiddete maruz bırakılan tüm hekim arkadaşlarımızın davasında aynı hızı görebiliriz” diye konuştu.
“Verilen ceza Hemşire Ömür Erez’in katledilmesini engelledi mi?”
İstanbul-Kartal’da aile sağlığı merkezinde çalışan hemşire Ömür Erez (33), Rahmi Uygun’un (39) silahlı saldırısı sonucu hayatını kaybetmişti. Verilen cezanın Erez ve birçok sağlık çalışanının yaşadığı şiddeti önlemede yeterli olmadığını vurgulayan İskender, şöyle konuştu:
“Verilen ceza sağlıkta şiddeti engellemede bir tedbir midir? Hayır değildir. Hemşire Ömür Erez’in katledilmesini engelledi mi? Veya benden sonra yaşanan şiddet olaylarını engelleyebilir mi, engelleyecek mi? Benim şahsi görüşüm engellemeyeceği yönünde. 16 yıl hapis cezası, olay yaşandıktan sonra veriliyor ve verilen cezalar şiddeti engellemiyor. Sağlıkta şiddeti önleyecek başka tedbirlerin alınması gerekiyor.”
“Yurtdışında yaptığınız işin gerçek değeri veriliyor”
Türkiye’de özellikle devlet kurumlarında “en kötü şartlarda çalışan” meslek grubunun hekimler olduğunu aktaran İskender, birçok meslektaşının hem refah hem de yaptığı işin değerinin bilinmesi için yurtdışına çıktığını söyledi. Şu an yurtdışına çıkmak gibi bir planı olmadığını söyleyen İskender, şöyle devam etti:
“Bu kadar potansiyele sahip ve birçok seçeneği olan hekimlerin en iyi seçenekleri yurtdışına gitmek oluyor çünkü yaptığınız işe hak ettiği değer veriliyor. Gerçek değeri biliniyor ve ona göre eski tabirle el üstünde tutuluyorsunuz. Eski tabirle diyorum çünkü artık bizim için öyle bir şey yok. Türkiye’de bu şartlar sağlanamadığı için bazı meslektaşlarımız gitmeyi tercih ediyor. Ancak benim ülkeme ciddi bir bağlılığım var ve burayı terk etmek o kadar kolay değil.”
