Şenel Çelik, 2014 yılında Samsun’da düzenlenen bir eylemde, üzerinde AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın karikatürü olan ve “Hırsızı, katili, yobazı kovala” yazılı döviz taşıdığı iddiasıyla gözaltına alındı. Söz konusu eyleme katılmadığı, hatta hiç Samsun’a gitmediği halde yargılandığı anlaşılan Çelik’in açtığı tazminat davası reddedildi. Bunun üzerine Çelik, “haksız yakalama” gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu ve tazminat talebinde bulundu. Başvuruyu inceleyen AYM, Çelik’in talebini yerinde bularak, 4 bin lira manevi tazminat ödenmesine, ayrıca yargılama giderlerinin de karşılanmasına karar verdi.
Şenel Çelik hakkında, 20 Aralık 2014’te Samsun’da düzenlenen bir eylemde, üzerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karikatürize edilmiş bir görüntüsünün yer aldığı ve “Hırsızı, katili, yobazı kovala” yazılı döviz taşıdığı iddia edilerek dava açıldı. “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla hakkında yakalama emri çıkarılan 60 yaşındaki Çelik, tatilde olduğu sırada Antalya’da gözaltına alındı. Samsun’a hiç gitmediğini, haksız gözaltı yapıldığını söyleyen Çelik, yargılamaya konu olan fiili gerçekleştiren kişi olmadığının ve isim benzerliği nedeniyle yargılandığının anlaşılmasıyla 17 Eylül 2015’te beraat etti.
Mahkemeye göre yasal zorunluluk, AYM’ye göre hak ihlali
Çelik, 21 Aralık 2015’te haksız yakalama ve gözaltı nedeniyle Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2 bin liralık manevi tazminat davası açtı. Ancak “sanığın tutulması ve yakalanması yasal zorunluluktan kaynaklı” denilerek, Çelik’in tazminat talebi reddedildi
Adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasıyla Çelik, 10 bin liralık manevi tazminat talebiyle AYM’ye bireysel başvuruda bulundu. 18 Ocak 2022’de başvuruyu değerlendiren AYM, Çelik’e net 4 bin TL manevi tazminat ödenmesine hükmetti. 4 bin 865 TL’lik yargılama ve savunma giderlerinin de Çelik’e ödenmesine ilişkin AYM kararı, Resmi Gazete’nin bugünkü (22 Şubat) sayısında yayımlandı.
Oybirliği ile alınan kararda, “yakalama emrinin hukuka aykırı olması ve buna rağmen tazminat isteminin kabul edilmemesi ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği” ve bunun anayasanın 19. maddesine aykırı olduğu vurgulandı.