Sakarya’nın Hendek ilçesinde faaliyet gösteren Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda 3 Temmuz 2020’de meydana gelen, yedi işçinin yaşamını yitirdiği, 128 işçinin ise yaralandığı patlamayla ilgili davada karar açıklandı. Mahkeme yedi sanığı iyi hal indirimi de uygulayarak, 6 yıl 8 ay ile 16 yıl 3 ay arasında değişen hapis cezalarına çarptırdı. Fabrika müdürü Hasan Ali Velioğlu tahliye edilirken, fabrikanın sahibi Yaşar Coşkun’un tutukluluğunun devamına karar verildi. Aileler ve avukatlar karara tepki gösterdi.
Sakarya’nın Hendek ilçesinde 3 Temmuz 2020’de Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda yedi işçinin öldüğü, 128 işçinin yaralandığı patlamayla ilgili davanın karar duruşması bugün Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, TİP Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ve DİSK Yönetim Kurulu üyesi Seyit Arslan da duruşmayı izledi. Duruşma salonuna girmek isteyen avukatlar, polis tarafından engellemeye çalışıldı. Bunun üzerine avukatlarla polis arasında tartışma yaşandı. Avukatların tepkisi üzerine kapı açıldı.
Fabrikanın sahibi Coşkun: “Bu dava Gezi davası değil, AKP’nin bu davayla alakası yok”
Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada, Türkiye Barolar Birliği, Bursa ve Çanakkale barolarının katılma talebi mahkeme tarafından reddedildi. Ardından sanıklara ek savunmaları için söz verildi. Sanıklar Asiye Angın, Ahmet Çağrıcı ve Ali Rıza Ergenç Coşkun, beraat talebinde bulundu. Tutuklu sanık fabrika sahibi Yaşar Coşkun savunmasına besmele çekerek başladı. Davanın siyasi bir dava olmadığını söyleyen Coşkun, “Biz vicdansız değiliz. Bu dava Gezi davası değil, AKP’nin bu davayla alakası yok” dedi.
“Fabrikamız Avrupa standartlarının üstünde”
Yasaya aykırı bir şey yapmadığını öne süren Coşkun, savunmasına şöyle devam etti: “Tüzüğe göre işçilere işin özelliğine uygun kıyafet vermek zorundayız. Bunları da sorumlu müdürün yapması lazım, bakın fabrikanın patronu demiyor, müdürü sorumlu diyor. Mütalaada fabrikanın işleyişiyle ilgili usulsüzlük olduğu söyleniyor. Sordunuz mu valiliğe, İçişleri Bakanlığı’na burada usulsüzlük var mı diye? Araştırma yapmadan usulsüz demişsiniz. Dosyadaki bilirkişiler de bu işin uzmanı değil. İddianameye, mütalaaya ve bilirkişi raporuna katılmadığımı daha önce de anlattım. Fabrikamız Avrupa standartlarının üstünde bir fabrikadır. Her isteyen bu fabrikayı kuramaz. Yasalara uygun hareket ettik. Dedikodu üzerinden mütalaa yazılmış. Cezaevinde boş vaktimiz çok olduğu için gündüz kuşağı programlarını izlemek zorunda kalıyoruz. Bu mahkeme de o programlara benziyor. Dedikodu üzerinden yargılama yapıyorsunuz.”
“MÜSİAD başkanlığı yaptığım için cezaevinde yatıyorum”
“MÜSİAD başkanlığı yaptığım için cezaevinde yatıyorum. AKP’den önce de MÜSİAD vardı. MÜSİAD’ın ‘yüksek ahlak yüksek teknoloji’ ilkesi vardır. Burada benden ve MÜSİAD’dan rahatsız olanların kimler olduğunu bütün Türkiye biliyor, hiç sıkıntım da yok bu konuda” diyen Yaşar Coşkun, patlamanın sabotaj olduğu iddiasını yineledi. Ancak MİT ve emniyet, patlamanın sabotajdan kaynaklanmadığına ilişkin mahkemeye rapor göndermişti.
Sanık avukatının sözleri gerginliğe neden oldu
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Sanıkların savunmalarının ardından duruşmaya ara verildi. Aradan sonra söz alan Yaşar Coşkun’un avukatı Abdullah Tekneci, mahkemenin baskı altına alınmak istendiğini ileri sürerek şöyle devam etti: “Milletvekilleri, il başkanları duruşmaya gelerek sizi ve tüm Türkiye’yi baskı altına alıyorlar. Fabrikayı öyle bir anlatıyorlar ki sanki işçiler burada zorla çalışmış. Burada iktidar düşmanlığı yapılıyor. Ama HDP, TİP, EMEP, CHP buraya gelecek size baskı yapacak. Heyetin HDP’yle yol yürümesi bizi üzdü.”
Tekneci’nin savunmasına mağdur aileler tepki gösterdi ve duruşma salonunda kısa süreli gerginlik yaşandı.
Yedi sanığa ceza
Mahkeme heyeti, iş güvenliği uzmanı Aslı Bozkurt’a, sorumlu personel Ahmet Çağrıcı’ya, genel ustabaşı Erşan Öztürk’e, fabrika sorumlu müdürü Asiye Angın’a “bilinçli ve taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan 6 yıl 8’er ay, fabrika müdürü Hasan Ali Velioğlu’na 12 yıl 6 ay, fabrika sahipleri Yaşar Coşkun ve Ali Rıza Ergenç Coşkun’a ise 16 yıl 3’er ay hapis cezası verilmesine hükmetti. Hasan Ali Velioğlu tutuklu kaldığı süre göz önünde bulundurularak tahliye edilirken, Yaşar Coşkun’un tutukluluğunun devamına karar verildi.
Ailelerden karara tepki: “Adalet Bakanı rahat mısın?”
Aileler ve avukatları, karara tepki gösterdi. Patlamada oğlu Halis Yılmaz’ı kaybeden Muammer Yılmaz, “Mahkeme bizi Hasan Ali Velioğlu’nun rakı sofrasına meze yaptı. Adalet Bakanı rahat mısın? İçişleri Bakanı rahat mısın? Sakarya Emniyet Müdürü rahat mısın? Emniyet Genel Müdürü rahat mısın? Milletvekilleri rahat mısınız? Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, rahat mısınız?” diyerek tepkisini dile getirdi.
Avukat Can Atalay da “Recep Tayyip Erdoğan, bu mesele senle alakalı. Süleyman Soylu bu mesele senle alakalı. Sakarya Emniyet Müdürü, bu mesele senle alakalı. Neden mi sizle alakalı? Her sıkıştıklarında sizin adınızı sakız ettiler ağızlarına. Sakarya Emniyet Müdürlüğü’nün personeli daha sabah kendisini patrona siper etti” diye konuştu.
“Cinayetleri işleyenler gözümüzün içine baka baka tehdit etti”
DİSK Yönetim Kurulu Üyesi Seyit Aslan ise “Bugün bir kez daha gördük ki cinayetleri işleyenler, aileleri, avukatları ve bu davayı takip edenleri gözümüzün içine baka baka tehdit ettiler” dedi.
“Dokuz cinayete göz yumdunuz, iyi hal indirimi verdiniz”
Karara tepki gösteren avukat Gülşen Uzuner de şunları söyledi:
“Tehdit gönderen, ayar veren kişiye iyi hal indirimi verdiniz. Bu kişinin sırf aynı işletmesinde gerçekleşen dokuz cinayete göz yumdunuz, iyi hal indirimi verdiniz. Daha önceki patlamaları sineye çektiniz, onlar da sizin için bir gerekçe olmadı, iyi hal indirimi verdiniz bugün. Sevdiklerinizi, yakınlarınızı kaybetmek ayrı bir şey, bu adalet dediğiniz mekanizmanın içinde sürünüp pespaye olmak ayrı bir şey. Burada ailelerimize her celse kabir azabı yaşatıldı.”
