İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin bugünkü TBMM grup toplantısında konuştu. Akşener, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hem ekonomi hem de sığınmacı politikaları üzerinden eleştirirken Adana’da Furkan Vakfı üyelerine yönelik polis saldırısı hakkında da değerlendirmelerde bulundu.
18 Mart’ta açılan Çanakkale Köprüsü hakkında konuşan Meral Akşener, “Taş üstüne taş koyan herkesten Allah razı olsun” dedikten sonra eleştirilerini şöyle dile getirdi: “Biz projeye değil ranta karşıyız çünkü o rant devletin hazinesinden çıkıyor. Milyonlarca vatandaşımız yoksullukla mücadele ederken ‘Bay Kriz’, proje görünümlü tezgahlar üzerinden milyonlarca doları, ‘rantın beş atlısına’ bir çırpıda ödüyor. Çanakkale’de, adalar hariç iki yaka arasında feribotlar günde yedi bin araç taşırken bu köprüye günlük 45 bin araç garantisi verilmiş. Günde 45 bin, yılda 16 buçuk milyon araçlık garanti verdiler. Yani, müteahhit firmalara yıllık 246 milyon euroyu garanti ettiler.”
“Vatandaşa verirken lira, vatandaştan alırken liracık”
Akşener, köprü geçiş ücreti üzerinden de Erdoğan’a şu sözlerle yüklendi: “Zamanında, emeklilerimize seyyanen zam yaparken 200 lira diyerek büyüttüğü rakamı, köprü geçişinde 200 ‘liracık’ ilan etti. Vatandaşa verirken lira, vatandaştan alırken liracık. Asgari ücrete zam yaparken lira, eşe dosta yandaşa dağıtırken, beşli çetenin vergi borcunu silerken liracık.”
“Başörtülü kadınlarımızın hukuku, AK Parti’ye oy verdikleri sürece kutsalmış”
İYİ Parti Lideri Meral Akşener, Furkan Vakfı üyelerine yönelik Adana’daki polis şiddetini ise şu sözlerle eleştirdi:
“Adana’da yaşananlar bize gösterdi ki Sayın Erdoğan’ın bacısı olmak için başörtülü olmaktan önce kendisine tabi olmak gerekliymiş. Başörtülü kadınlarımızın hukuku, AK Parti’ye oy verdikleri sürece kutsalmış. Bu ülkenin dindar kadınlarının omuzlarında iktidara gelip, o kadınları coplatarak iktidardan çekip gitmek. Şu ironiye bakar mısınız? Gerçekten ibretlik.”
Putin göndermesi
İYİ Parti lideri, Rusya ile Ukrayna arasında devam eden savaş hakkında da konuştu. Kiev’in 48 saat içinde düşmesini bekleyenlerin yanıldığını ve Ukrayna’nın bağımsızlığı için mücadele ettiğini vurgulayan Akşener, savaşın Rusya’yı uluslararası yalnız bıraktığını belirterek şöyle konuştu: “Rusya, bir despotun kişisel paranoyasını milli güvenlik, servetini koruma arzusunu da ulusal çıkar olarak tanımladı. Kaybeden de Rus milleti ve Rus devleti oldu. Manzara size de bir yerlerden tanıdık geliyor mu?”
“Sığınmacılara karşı kullanılan ayrıştırıcı ve düşmanca dilin karşısındayız”
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Akşener Türkiye’deki sığınmacıların durumu hakkında da değerlendirmelerde bulundu. Sığınmacılara “vicdansızlık yapılmaması” gerektiğini ve sığınmacıların Türkiye’ye gelmesinin tek sorumlusunun Erdoğan olduğunu dile getiren Akşener, “Sığınmacılara karşı kullanılan ayrıştırıcı ve düşmanca dilin karşısındayız. Düşmanca söylemler, ırkçı eylemler, sorun çözmekten âcizlerin yöntemidir. Böyle yaklaşımlar sorunun çözümünü değil, iktidarın vicdan perdesinin arkasına gizlenmesini kolaylaştır. Sığınmacıların bu ülkeye gelmesinin tek sorumlusu Erdoğan’dır” dedi.
“İktidarımızda, İstanbul Sözleşmesi gibi sözleşmelerden bir gece ansızın çıkılmayacak”
Hukuk devletinin yeniden inşa edilmesi gerektiğini belirten Akşener, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: “Devletin ruhunu, varlığını ve kurumlarını hiçe sayan partili cumhurbaşkanlığı sisteminden acilen kurtulmak ve devletimizi yeniden inşa etmek zorundayız. Her fırsatta hor görülen Gazi Meclis yeniden hak ettiği değerine kavuşacak. İYİ Parti iktidarında devlet hukukun üstünlüğünden taviz vermeyecek, İstanbul Sözleşmesi gibi sözleşmelerden bir gece ansızın çıkamayacak.”
