Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Putin tezahüratı sonrası Fenerbahçe’nin UEFA’dan alacağı ceza ne olacak? – Spor hukukçusu Aysu Melis Bağlan ve avukat Emin Özkurt cevaplıyor

Fenerbahçe, UEFA Şampiyonlar Ligi 2. ön eleme turu rövanşında Dinamo Kiev’e yenilerek turnuvaya veda etti. Sarı-lacivertli taraftarların konuk ekip adına filelerimizi sarsan Vitaliy Buyalskyi’nin gol sevinci esnasında “Vladimir Putin” lehine tezahürat yapması ise karşılaşmanın önüne geçti. Fenerbahçe’nin bu tezahürat nedeniyle UEFA’dan ceza alması bekleniyor.

Medyascope Spor Servisi olarak, sarı-lacivertli kulübün alacağı potansiyel cezayı, bugün (28 Temmuz) sabah konunun uzmanları spor hukukçusu Aysu Melis Bağlan ve spor hukuku alanında Türkiye’yi uluslararası mecrada temsil eden, İsviçre’deki Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi (CAS) ile Euroleague Basketbol Tahkimi’nin tek Türk hakemi olan avukat Emin Özkurt’a sorduk. 

Müsabakanın 57. dakikasında yapılan “Vladimir Putin” tezahüratı:

Doğa Üründül: UEFA, bu konuyla ilgili nasıl bir ceza verebilir? Siz ne öngörüyorsunuz?

Aysu Melis Bağlan: Herkes biliyor ki yerel liglerde, tarafların tamamının Türk olduğu senaryoda “kol kırılır yen içinde kalır” anlayışını benimsiyoruz. Tahkim Kurulu da bu tarz durumlarda son karar mercii olduğu için işler çok büyümüyor. Ancak bir yere davetliysek; “yabancılık” unsuru olan bir müsabakaysa ve ev sahibi UEFA ise işler ne yazık ki bizim için üzücü oluyor ve olacak da… Öncelikle Fenerbahçe Spor Kulübü’nün cezalandırılması ile ilgili bir gündem maddesi olacak. Çünkü UEFA’nın ırkçılığa karşı çok geniş kampanyaları var. Bununla ilgili çok fazla cezai yaptırım var. Bu durumu zaten herkes bilir ve dile getirir. 

Ben, UEFA’nın Fenerbahçe Spor Kulübü’ne para cezası vereceğini öngörüyorum. Cezanın, para cezasıyla sınırlı kalacağını düşünüyorum. Bir disiplin ihlali olarak görülecek tabii ki bu ırkçı söylem. Türkiye özelinde biz bu durumu, “çirkin ve kötü tezahürat” şeklinde yorumluyoruz. Ve ayrıca ırkçılık maddeleriyle bu tarz durumları değerlendiriyoruz. Yurtdışında da bu şekilde gerçekleşecek. Öte yandan dün akşam yaşananlardan sonra pek çok kalp kırıldı ve kamu vicdanı da çok rahatsız oldu. 

Ve tabii ki lobicilik faaliyetinin de çok önemli olduğu bir yer futbol. Özellikle FIFA ve UEFA ayakları… Bizzat yurtdışında takip ettiğim organizasyonlarda da görüyorum. Her gün ve her yıl sorduğumuz bir soru var: “Ne zaman bir Türk takımı bu tarz müsabakalara katılsa; Türkiye olduğu için böyle davranılıyor. Fransa takımı olsa böyle olur muydu?” diye serzenişler duyarız. Bunun ne yazık ki bir sebebi var. Diplomasi faaliyetleri aslında sporda da, spor hukukunda da çok önemli bir şey. Lobicilik faaliyetleri de keza öyle. Ne yazık ki savaş karşıtı bir yerde olmamız gerekirken; savaşı destekleyen bir tezahürat yapıp ve bu da bunun üstüne, utanarak söylüyorum, en ilkel yerden savunma yapıp “Bu, bir anlık bir şeydi. Ne kadar büyütüyorsunuz. Bunun sosyolojik olarak değerlendirmesi mi yapılır” şeklinde yüzlerce yorum okudum dün akşamdan beri. Elbette ki Twitter’da yapılan yorumları, spor hukuku açısından referans alacak değiliz.

Bu işin anlaşılması için “Aman, bir anlık öfkeyle yaptık” anlayışımızın ne zaman ortadan kalkacağına dair bir soru sordum kendime. Çünkü Türkiye’de uzun yıllardır, “Ben ve onların dünyası, ötekiyle beriki, bunlar ve onlar” siyaseten çok çalışan bir iletişim biçimi oldu. Ama bu dünyada o kadar da çalışan bir iletişim biçimi değil. Bizim de dünya ile en çok iletişim kurduğumuz alan, futboldu eskiden. Şimdi tabii voleybol bunun yerini aldı. Ancak çok büyük bir kitle futbol ile ilgilendiği için yurtdışıyla bağımız şu anda kesilmiş durumda. Ve bu tip meseleler, Türkiye adına artı puan kazanacağımız meselelerden halk olarak da uzaklaşmamıza neden oluyor. Ne yazık ki bu tür şeyleri yapabileceğimiz pratiğimiz kalmadı. Dolayısıyla belki Fenerbahçe Spor Kulübü, bir disiplin soruşturmasına uğrayacak, para cezası alacak ve konu burada kapanacak fakat kanaat notu dediğimiz şey uzun süre açık kalacak. Yani bu yarın öbür gün; Türkiye’nin herhangi bir spor organizasyonuna ev sahipliği yapmak için aday olduğunda direkt masaya gelecek konulardan birisi olacak. Bu sebeple oldukça büyük hayal kırıklığı yaşadım. “Bir anlık öfkeyi nasıl kaliteli, zeki ve mizahi şekilde sahaya yansıtabiliriz?” Ben, her birimiz adına bu soruyu sorarak görüşlerimi sonlandırmak istiyorum. 

Doğa Üründül: UEFA, bu konuyla ilgili nasıl bir ceza verebilir? Siz ne öngörüyorsunuz?

Emin Özkurt: Spordaki en eski ve belki de içi en boş laflarından biri, “sporun politik olmaması ve spor kuruluşlarının rutin olarak politik ifadeyi yasaklayan kurallar” koymasıdır. Ancak büyük siyasi olaylar, sporun siyasi olmadığı yanılgısını her seferinde gözler önüne sermektedir. Yine George Orwell’ın Sovyetler Birliği’nin Dinamo Moskova takımının İngiltere’yi ziyaretinin hemen sonrasında yazdığı “1945-Tribün Denemesi” başlıklı yazısında üst düzey, profesyonel seviyede yapılan sporun adil rekabetle hiçbir ilgisinin bulunmadığını ve sporun birbirine kurşun atma hariç bir tür savaştan başka bir şey olmadığını dile getirdiğini hatırlayacak olursak; modern spor kültürünü de bir manada izah etmiş oluruz.

Sporun politikadan bağımsız olamacağını anlamak için George Orwell’ın bu ifadelerinin de ötesine rahatlıkla geçebiliriz. Fenerbahçe’nin UEFA Şampiyonlar Ligi 2. Ön Eleme turu rövanşında Dinamo Kiev’e uzatmalarda 2-1 elenmesinden sonra sarı-lacivertli taraftarın, rakip oyuncunun golünden sonraki tepkisini ele alacak olursak şunları belirtmemiz gerekiyor. Fenerbahçe taraftarının bu davranışı, Rusya’nın Ukrayna’ya işgalinden itibaren başlayan ve milyonlarca insanın vatanını terk etmesi, binlercesinin yaralanması ve ölmesiyle sonuçlanan bir işgalin devam ettiği bir süreçte gelmesi itibarıyla dünkü mağlubiyeti gölgede bırakmıştır.

Türkiye’de bir Türk takımının taraftarlarının yabancı bir devlet başkanı lehine tezahüratta bulunmasını başlı başına bir garabet olarak görmek lazımken; hele hele lehine tezahürat yapılan kişinin Putin gibi Ukrayna’ya tüm dünyanın kınadığı bir saldırının emrini veren bir lider olması ve savaşın tüm acıları devam ederken bu sloganların atılması çok üzücü olmuştur. 

Peki bu durumlarda, futbolun yönetim organı UEFA ve onun talimatları ne der diye konuya hukuki bir gözle bakacak olursak; o açıdan da durum pek parlak görünmemektedir. Çünkü öncelikle belirtmek gerekir ki UEFA kuralları gereği kulüpler, taraftarlarının fiil ve davranışlarından sorumludur. Dolayısıyla atılan sloganlar, bu açıdan Fenerbahçe Kulübü’nü bağlar. Ve bu tezahüratlar, UEFA nezdinde bireysel taşkınlıklar olarak ele alınmayacaktır ve Fenerbahçe ile ilgili muhtemelen önümüzdeki günlerde UEFA tarafından bir açıklama yapılıp konu ile ilgili bir soruşturmanın başlatıldığı kamuoyuna duyurulacaktır (UEFA’nın akşam saatlerinde soruşturma başlattığı öğrenildi). Bu çerçevede de ilgili eylemle alakalı gözlemci raporları, görsel veriler dahil tüm deliller toplanacaktır. Akabinde Fenerbahçe Kulübü’nden olaylara ilişkin bir savunma istenecektir ve nihayetinde UEFA’nın ilgili hukuk kurulu tarafından bir karar verilecektir. 

Bu tür durumlarda UEFA’nın disiplin talimatının 16. maddesinin 2. bendinin e maddesi çerçevesinde müsabakalarda bir spor etkinliğine uygun olmayan siyasi, ideolojik, politik, dini veya saldırgan nitelikteki mesajı içeren kelime, nesne, pankart veya benzeri araçların kullanılması yasaktır. Dolayısıyla UEFA Kontrol Etik ve Disiplin Kurulu’nun dün akşamki Fenerbahçe-Dinamo Kiev müsabakasında yapılan tezahüratın bu madde kapsamında değerlendireceği kanaatindeyim. Putin lehine yapılan bu tezahüratın işgali tasdik ve saldırganlığın takdir edilmesi olarak UEFA tarafından görülmesi durumunda, disiplin talimatında belirttiğim maddesine aykırı bulunması halinde, verilecek ceza konusunda UEFA’nın geniş bir takdir yetkisi vardır. Bu nedenle verilecek cezayı tahmin etmek zor olmakla birlikte; bundan önceki emsal vakalara baktığımızda bu tür ihlallerde UEFA tarafından tercih edilen ceza türünün para cezası olduğunu belirtmemiz gerek. 

Bir örnek vermem gerekirse; 17 Şubat 2022 tarihinde oynanan Marsilya-Karabağ Konferans Ligi müsabakasında Marsilya taraftarlarının Azerbaycan-Ermenistan savaşıyla alakalı olarak “Karabağ, Ermenistan’ındır” yazılı pankart açmasından dolayı UEFA, Marsilya’ya 20 bin euroluk para cezası vermiştir. Orada da bir savaş durumu vardı. Ancak Fenerbahçe özelinde durum biraz daha farklı. Çünkü Avrupa kamuoyunun Ukrayna-Rusya savaşına ilişkin olarak genel yaklaşımını dikkate aldığımızda, UEFA Kontrol, Etik ve Disiplin Kurulu’nun kendini baskı altında hissedebilir. Ve burada 20 bin euronun biraz üzerinde para cezasına doğru karar verme sürecini yönetebilir. Ayrıca UEFA talimatlarının, UEFA Kontrol, Etik ve Disiplin Kurulu’nun vereceği ceza konusunda geniş bir takdir yetkisi bulunmaktadır. İçinde bulunduğumuz iklimi de düşündüğümüzde konunun UEFA tarafından ele alınacağını düşünüyorum. 

Bunlara ek olarak; ırkçı ve ayrımcı söylemlerin yasak olduğunu belirten UEFA Disiplin Talimatı’nın 14. maddesin ihlali kapsamında daha önce verilen cezalar var; kapatma cezaları gibi… Ben, konunun buralara gitmeyeceğini öngörüyorum. Fenerbahçe’nin, taraftarlarının eğiliminden dolayı para cezası alarak süreci tamamlayacağını tahmin ediyorum. 

Şu anda Fenerbahçe’nin yapabileceği somut bir adım var. O da derhal konuyla alakalı resmi internet sitesinden bir açıklama yapıp; meseleyi ciddiyetle ele aldığını beyan etmesi, bunu tasdik etmediğini bildirmesi ve sorumluların belirlenmesi için çalışma başlattıklarını vurgulaması yerinde olur ve UEFA’nın disiplin sürecinde de hafifletici sebep olarak göz önünde bulundurulur. 

Fenerbahçe Spor Kulübü’nün yayınladığı bildiriye buradan ulaşabilirsiniz:

Fenerbahçe’nin “Putin” tezahüratı sonrası alacağı ceza ile ilgili programımıza buradan ulaşabilirsiniz:

Fenerbahçeli taraftarların Vladimir Putin lehine tezahüratına gelen tepkiler haberimize buradan ulaşabilirsiniz:

Fenerbahçe-Dinamo Kiev maçında sarı-lacivertli taraftarlar, Vladimir Putin lehine tezahürat yaptı:

Yazan: Kubilayhan Kavrazlı

Editör: Doğa Üründül

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.

İlgili içerikler