Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), temmuz ayı enflasyon verilerini açıkladı. TÜİK’e göre tüketici fiyat endeksi (TÜFE), temmuz ayında yüzde 2,37 arttı. Yıllık enflasyon ise yüzde 79,6’ya yükseldi. İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) 1 Ağustos’ta yayımladığı verilere göre İstanbul enflasyonu, temmuzda yıllık bazda yüzde 99,11 oldu; Türkiye’nin genel enflasyonu ile İstanbul enflasyonu arasındaki fark yüzde 19,51’e yükseldi. İstanbul ve Türkiye enflasyonu arasında açılan makas sebebiyle gelirlerde yaşanan kayıplar için bölgesel asgari ücret uygulaması çözüm olabilir mi? Bahçeşehir Üniversitesi Uluslararası Finans Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakkı Öztürk ile konuştuk.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), bugün (3 Ağustos) temmuz ayı enflasyon verilerini açıkladı. TÜİK’e göre enflasyon temmuz ayında TÜFE yüzde 2,37 arttı. Yıllık enflasyon ise yüzde 79,6’ya yükseldi. Böylece yıllık tüketici enflasyonu 1998’dan bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. Gıda fiyatları yüzde 94,7 artarken; yıllık bazda ulaştırmada yüzde 119,11 artış yaşandı. İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) yayımladığı verilere göre ise perakende fiyat endeksi yıllık bazda yüzde 99,11 artış gösterdi. Bu endekste yıllık değişim Şubat 1998’den bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. Aylık değişim de yüzde 4,1 olarak kayda geçti.
İktisatçı Hakan Kara sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, TÜİK enflasyonunun İTO enflasyonuyla tarihsel olarak birlikte hareket ettiğini belirtti. Kara, paylaşımında, aradaki farkın son dört ayda 19,5 puana ulaşmasının dikkat çekici olduğunu vurguladı.
TÜİK enflasyonu ile İTO İstanbul enflasyonu tarihsel olarak birlikte hareket eder. Son dört ayda 19,5 puana ulaşan fark dikkat çekici. pic.twitter.com/sOO47A1aQW
— Hakan Kara (@ali_hakan_kara) August 3, 2022
“Tarihsel olarak arada bu kadar yüksek fark yok”
Medyascope‘a konuşan Bahçeşehir Üniversitesi Uluslararası Finans Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakkı Öztürk, İTO ve TÜİK enflasyonlarının arasında fark olmasının normal olduğunu ancak farkın bu denli yüksek olmasının çok normal olmadığını belirtti: “TÜİK’in açıkladığı enflasyonla ilgili tartışmalar ve soru işaretleri varken bir de böyle fark olunca, bu tartışma ve soru işaretleri insanların kafasında daha da güçlenmiş oluyor. Tarihsel olarak, TÜİK enflasyonuyla, İTO enflasyonu arasında bu kadar yüksek fark yok. Galiba son üç-dört ayda bu kadar açılıyor. Herhalde tarihteki en yüksek fark bu.”
Vatandaşın hissettiği enflasyon ile hesaplanan enflasyonlar arasında bir fark olduğunu dile getiren Öztürk, şöyle devam etti: “TÜİK’e göre yıllık enflasyon yüzde 79. Hissedilen enflasyon çok daha fazla. Belki yüzde 150. Çarşıya, markete, pazara gittiğimiz zaman tabii ki herkesin enflasyon sepeti farklı. Herkesin kullandığı ürünler farklı. Çarşıya, pazara gittiğimiz zaman sepeti doldurmak için aldığımız ürünlerin farklı olması itibariyle TÜİK’in açıkladığı enflasyondan çok daha yüksek olduğunu görüyoruz. İnsanların çok daha yüksek enflasyona maruz kaldığını görüyoruz. Mesela TÜİK’e göre giyim ve ayakkabı son bir yılda yüzde 32 artmış. Şimdi insan merak ediyor: Nereden alıyorlar bu fiyatları, öyle değil mi? Giyinme, ayakkabı yüzde 32 artmış. Mesela gidin bir sene önce aldığınız bir ayakkabıyı ya da kıyafeti almaya. Yüzde 32 mi arttı? Ben bakıyorum mesela, en az iki kat ve yüzde 70 artmış görüyorum.”
“Bölgesel asgari ücrete geçinilmesi gerektiğini savunuyorum”
Aradaki enflasyon farkının İstanbul’da çalışan sabit gelirliler için satın alma gücünde ciddi bir azalışa neden olabileceğini söyleyen Öztürk şöyle konuştu:
“İstanbul’da çalışanlar TÜİK’in açıkladığı TÜFE’ye göre zam alıyorlar. Dolayısıyla onların satın alma gücü çok ciddi şekilde azalacaktır.”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Öztürk, bölgesel asgari ücret önerilerine de şu sözlerle destek verdi:
“Bölgesel asgari ücret olabilir. Bugün herkes bunu çok net şekilde biliyor. İstanbul’daki yaşama standartlarıyla, Anadolu’da, Doğu Anadolu’da, Güneydoğu Anadolu’daki yaşama standartları aynı değil. İstanbul çok daha pahalı. Dolayısıyla tabii ki, bölgesel asgari ücrete geçilmesi gerektiğini savunuyorum.”
Uygulamanın bölgeler halinde yapılabileceğini dile getiren Öztürk, “Ona göre endeksler oluşturulur. Bu yapılabilir tabii ki ama sonuçta bunlar siyasilerin alacağı kararlar. İstanbul’da son bir yılda yüzde 100 enflasyon ama Türkiye geneli enflasyonu yüzde 79. Bayağı fark var. Bu fark bir miktar daha açılabilir” dedi.