Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

AYM “müstehcen kitap” başvurusunda ifade özgürlüğünün ihlali kararı verdi – “Bilirkişiler Muzır Kurulu’nun tam istediği kişilerdi”

Anayasa Mahkemesi (AYM), Sel Yayıncılık’ın sahibi İrfan Sancı’nın “Genç Bir Don Juan’ın Maceraları” kitabı nedeniyle müstehcen yayınların yayımlanmasına aracılık etme’ suçlamasıyla yargılanmasını ifade özgürlüğünün ihlali saydı. Kararı Medyascope’a değerlendiren Sancı, “Kitapları incelemesi için yönlendirdikleri bilirkişiler tam Muzır Kurulu’nun istediği gibi kişilerdi. Fransız edebiyatını bilen bağımsız akademisyenler, bilirkişilerin aksine görüş bildirdi” dedi.

Sel Yayıncılık, İtalyan asıllı Fransız şair, yazar ve sanat eleştirmeni Guillaume Apollinaire’nin “Les exploits d’un jeune Don Juan” romanını “Genç Bir Don Juan’ın Maceraları” adıyla 2009 yılının Ocak ayında bastı ve yayımladı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, kitabın “hiçbir estetik değeri olmayan, sadece cinsel dürtüleri harekete geçirmek amacıyla yazılmış, okuyanları hayvani hislere sürükleyen, halkın ar ve duygularının incitici veya cinsel arzularını tahrik ve istismar edici nitelikte olduğu”na karar vererek kitap hakkında kamu davası açtı. 

İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, kitabın Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu Başkanlığı’na ve üçlü bilirkişi heyetine gönderilmesine karar verdi. Mahkeme, yargılama sonucu başvurucunun atılı suçtan beraatına hükmetti ancak kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 14. Ceza Dairesi hükmü bozdu. Mahkemece yapılan yeniden yargılama sonucu, kovuşturmanın ertelenmesine ve üç yıl denetimli serbestlik hükümlerinin uygulanmasına karar verildi. Yayıncının diğer başvurularının da reddedilmesi üzerine Sel Yayıncılık sahibi İrfan Sancı, Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuruda bulundu. 

“Devlet sanat eserini ve onu yaratan kişileri korumalı”

Sancı başvurusunda, kitabın edebi eser olduğunu, beraat kararı verilmesi gerektiğini, üç yıl denetime tabi tutulmasının ifade özgürlüğünü, bilim ve sanat özgürlüğü ile çalışma özgürlüğünü ihlal ettiğini öne sürdü. AYM, Sancı’nın ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmetti. Yüksek Mahkeme, dosyayı yeniden yargılama yapmak üzere İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Mahkeme ayrıca, İrfan Sancı’ya manevi tazminat ve vekalet ücretinin toplamı olan 18 bin 294 Türk Lirası’nın ödenmesine karar verdi. Sancı’nın iddialarını inceleyen AYM, başvuruya ilişkin şu değerlendirmede bulundu:

“Devletin sanatsal ifadelere dokunmama yükümlülüğü olan negatif yükümlülükler yanında pozitif yükümlülükleri de bulunmaktadır. Bu nedenle devlet, sanat eserini ve onu yaratan kişileri korumalı, sanatsal ifade özgürlüklerine gereksiz müdahalelerde bulunma yükümlülüğü konusunda hassas davranmalıdır.”

“Bilirkişilerin Fransız kültürü ve edebiyatı alanında nasıl bir uzmanlığı olduğu anlaşılamamıştır”

“Öte yandan mahkemelerin kararlarını dayandırdıkları raporlardan ilkini hazırlayan akademisyenlerden olan ve eski Anadolu Türkçesi ve tarihi Türk lehçeleri alanında akademik çalışmaları bulunan Türk dili bilirkişisi ile ceza ve ceza usul hukuk alanında çalışan bir akademisyen olduğu anlaşılan diğer bilirkişinin olay bağlamında Fransız kültürü ve edebiyatı alanında nasıl bir uzmanlığının olduğu dosyadan anlaşılamamıştır.”

“AYM böyle bir karar verince geriye tebessüm etmek kalıyor”

Yayımladığı kitaplarla ilgili, hakkında pek çok dava açılan Sel Yayıncılık’ın sahibi İrfan Sancı, kararı Medyascope’a şöyle değerlendirdi:

“Türk yargısı bazen şaşırtıyor. Anayasa Mahkemesi böyle bir karar verince geriye tebessüm etmek kalıyor. Anayasa Mahkemesi’ne açılan diğer davalarla ilgili de başvuruda bulunduk ancak onlar henüz görülmedi. Tepemizde ‘demokrasi kılıcı’ gibi duruyor. Kitaplara bulunan bilirkişiler tam Muzır Kurulu’nun istediği gibi kişilerdi. Bağımsız akademisyenler, Fransız edebiyatını bilen akademisyenler bilirkişilerin tam aksine görüş bildirdiler.”

“Yanlış imaj oluşturuyor”

“Açılan davalar sırtımıza bir yük. Başta moralimizi çok bozuyordu çünkü ‘halkın ar duygusunu incitmek’ gibi suçlamalar var. Başka kitapların da yayıncısıyız. Bunlar sosyal medyada hızla yayıldığı için başkalarının gözünde yanlış bir imaj oluşturuyor. O anki enerjimizi olumsuz etkiliyor. Bir ara bu konularda çok üzerimize geldiler. Ben de mahkemelerde bu suçlamaları tersine çevirmeye çalıştım. Muzır Kurul, yaşlı erkeklerden oluşturuluyor ve ‘Bu kitap gençleri yoldan çıkartır’ gibi anlamsız raporlar hazırlıyorlar. Bunlarla mücadele etmiş olmak bana iyi geldi.”

“Savcı üç yıl, Yargıtay ise 10 yıl hapis istemişti”

Davanın avukatı Adem Sakal ise Yargıtay’ın olumsuz kararının dönemin siyasi atmosferiyle ilgili olduğunu belirterek, “Yargıtay üyeleri beraat kararını bozmuştu. O dönem FETÖ yargıda çok etkiliydi. Savcı, üç yıla kadar hapis cezası isterken Yargıtay, 10 yıla kadar hapisle yargılama istemişti. Ben o dönem yaşananları biraz da buna bağlıyorum” diye konuştu. 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.