Total Futbol’un ve gegenpresin mimarı Rinus Michels

Hollanda ve Ajax efsanesi olan ayrıca son yüzyılın en büyük antrenörü kabul edilen Rinus Michels’in kariyerine baktığınızda yalnızca 13 tane kupa kazandığını göreceksiniz. 13, bir antrenörün adından söz ettirmesi için iyi bir sayıdır ama en büyük olmak için yeterli bir sayı mıdır? Bu yazının yazıldığı sırada Pep Guardiola’nın şimdiden 27 üst düzey kupası var, Sir Alex Ferguson’un ise 49… Peki bu büyüklük kavramının ölçütü kupalar mıdır? Yoksa enkaz bile denemeyecek kadar kötü durumda olan Ajax’a 18 yaşındaki Cruyff önderliğinde bir sistem inşa edip, günümüz futbolunun bakış açısını değiştiren ana etmen olmak yeterli bir kriter midir? Rinus Michels’i ve taktik anlayışını, Uğurcan Kanca sizler için derledi.

Catenaccio’nun mucidi Helenio Herrera: “Daha önceleri kaybetmiştik fakat hiçbir zaman yenilmemiştik. Bu gece yenildik.”

Tez ve Antitez

60’lı yılların ortalarında, Helenio Herrera’nın “catenaccio” yorumu değiştirilmiş bir “5–3–2”yi popülerleştirdi. Il Mago (sihirbaz) lakaplı Herrera bu taktiği başarılı bir şekilde uygulayarak Inter’e büyük başarılar kazandırdı. Rinus Michels ise o dönem için iyi organize edilmiş savunmalara karşı koyma bulmacasını çözmek zorunda kaldı. Daha sonra, catenaccio’nun başarısına yanıt olarak, “Total Football” olarak adlandırılan bir karşı strateji şekillenmeye başladı.

Total Futbol’un temelleri

Total Futbol’un temelleri, Rinus Michels’in Ajax’ta eğitim aldığı hocası Jack Reynolds’a kadar uzanabilir. Michels, mucidi olacağı Total Futbol’un iki temel bileşeni olan akışkanlık ve çok yönlülük kavramlarını denemeye başlamıştı. Hayal ettiği futbol 1950’li yıllarda fırtınalar estiren Macarların taktik kurgularının yanına, Jack Reynolds’dan öğrendiği disiplin anlayışını da katarak mükemmeliyetçi bir “gegenpressing” yaratmaktı. O dönemde oynadıkları futbolla “Magical Magyars” (Mucizevi Macarlar) unvanını da alan Macaristan ekolüne Total Futbol’un temeli diyenler de fazlasıyla mevcut. Elbette Michels bu futbolu oldukça doğru bir biçimde revize etti. Akışkanlığı total futbolun temel ilkesi haline getirdi. Bu, o dönemde catenaccio’yu oldukça doğru bir şekilde uygulayan İtalyanlar için oldukça yenilikçi ve başarılı bir önlemdi.

Yeni bir konsept

Rinus Michels’ın alametifarikası, rakipten top kazanıldığında alanı olabildiğince genişletmek, kaybedildiğinde ise alanı daraltmak ilkesiydi. Sahada kalabalık olma prensibi doğrultusunda sistemli ve disiplinli bir ofsayt taktiği ile akıcılığı artırmak da işin tuzu ve biberi oldu. Bugün futbol stratejilerinin temeli olarak kabul edilen “hücum biçimi”, “savunma biçimi” gibi kavramları futbol dünyasına kazandırdı. Bu kelimeler şimdilerde futbolu takip eden insanların kelime dağarcığında yer etse de o dönem için daha önce görülmemiş şeylerdi.

Michels’ın o dönem oynattığı futbola toplu hücum edip toplu savunma yapmak olarak basitleştiren birtakım yorumcular olsa da, gelmiş geçmiş en büyük teknik direktörlerden olan Arrigo Sacchi, o dönem esinlendiği futbol anlayışını şu sözlerle anlatıyor: “Futbol dünyasında taktiksel değişimler önce 1970’lerin başında Ajax ile ardından Hollanda milli takımı ile yaşandı”

Sacchi’nin de dediği gibi Rinus Michels’ın futbol anlayışı sadece çürümekte olan Hollanda futboluna değil tüm dünyaya örnek oldu.

Futbolun unutulmaz ikililerinden Michels ve Cruyff, Barcelona günlerinde…

Taktiksel disiplin ve Cruyff

Rinus Michels’ın taktiksel zekâsının yanında bir çeşit disiplin manyağı olduğu da biliniyor. Kendisinin Total Futbol’un temelini disiplin olarak tanımladığı birçok sözü de mevcut. O dönemde oynatmaya çalıştığı futbol gerek medyadan gerekse futbolculardan olumlu dönüşler almasa da kendisi, disiplinli bir takım yaratmadığı taktirde hayalindeki futbolun sahaya dökülemeyeceğinin farkındaydı. Öyle ki yardımcı antrenörleri dahil kimseye iyi davranmadığı biliniyor.

İşin temelinde ise katı bir oyun disiplini yatıyor. Michels çok katı kurallara sahip olsa da başta bu kuralları oyuncularına kabul ettirmek konusunda zorlandı. Fakat başarılar geldikçe oyuncuların saygısını da ustalıkla kazandı. Öyle ki Michels’in ardından “Total Futbol”un yeni bayrak taşıyanı olacak Cruyff, hocasının ardından şunları söyleyecekti: “Hem oyuncu hem antrenör olarak bana onun kadar öğreten kimse yok. Rinus Michels’i özleyeceğim. Liderliğine her zaman büyük hayranlık duydum.”

Michels yönetimindeki Cruyf’lu Hollanda, 1974 Dünya Kupası finalinde Almanya’ya -2-1 yenildi.

Kapanış

O dönemlerde futbolun en tepesinde olan hiçbir ülke tarafından rakip olarak bile kabul edilmeyen, üstelik birçok futbol insanı tarafından ciddiye bile alınmayan Hollanda futbolunu Michels baştan aşağıya revize ederek, Ajax’ın 1971’deki Avrupa Kupası zaferiyle kavramlarının tüm önemli “saha testini” geçti. Üç yıl sonra, dümende Michels ve düşünür-oyuncu-süperstar Cruyff’un öncülüğünü yaptığı bir Ajax çekirdeği ile Hollanda, Dünya Kupası finaline ulaştı. Kupayı Almanya kazandı ancak “Portakallar” oynadıkları futbolla tüm dünyanın kalbini kazandı.

Barcelona’daki teknik direktör geleneğini Kubilayhan Kavrazlı yazdı:

Yazan: Uğurcan Kanca

Editör: Doğa Üründül

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.