Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Danıştay savcısı, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki enstitü kurulma kararının da anayasaya aykırı olduğu yönünde görüş bildirdi 

Boğaziçi Üniversitesi’nden beş akademisyenin, 29 Aralık 2021 tarihli cumhurbaşkanı kararıyla açılan Veri Bilimi ve Yapay Zekâ Enstitüsü’nün anayasaya aykırılığı ve iptali için açtığı davada Danıştay savcısı, Danıştay 8. Daire için yazdığı değerlendirmede konunun Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşınması gerektiği yönünde görüş bildirdi. Savcı, yine aynı daireye bir hafta önce yazdığı görüşte, Eğitim-Sen’in Hukuk ve İletişim fakülteleri için açtığı davada da benzer bir mütalaada bulunmuştu.

Boğaziçi Üniversitesi’ne Melih Bulu’nun rektör atanmasından sonra, yeni rektörün talebi üzerine cumhurbaşkanı kararıyla iki yeni fakülte açılmıştı. Bu fakültelerin kuruluşunu kanuna aykırı bulan Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri çeşitli davalar açmış, akademisyen davalarını üniversitede yetkili sendika olan Eğitim-Sen’in açtığı dava izlemişti.

Melih Bulu’nun görevden alınmasından sonra rektör olarak atanan Naci İnci döneminde de, Veri Bilimi ve Yapay Zekâ Enstitüsü kurulmuştu.

Mütalaasında Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinin dava açma ehliyeti olduğunu belirten savcı, 2809 sayılı Yükseköğretim Teşkilatı Kanunu’nun Ek 30. Maddesi’nde, fakülte, yüksekokul ve enstitü kurma hakkının cumhurbaşkanına verilmesinin anayasanın 130. maddesine uymadığını, üniversite özerkliği doğrultusunda enstitülerin de kanunla kurulması gerektiğini belirtti. Görüşün büyük bölümünde ek 30. maddenin iptali için AYM’ye başvurulması gerekliliği temellendirilirken, Danıştay 8. Dairesi bu yola başvurmadığı takdirde, bu defa da var olan yasal yapı üzerinden fakültelerin kuruluşunun iptal edilmesi gerekti aktarılarak öğretim üyelerinin bu enstitünün gereksizliğini ortaya koyan ifadelerine yer verildi.

Mütalaasında, “Boğaziçi  Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği, Elektrik-Elektronik Mühendisliği ve Endüstri Mühendisliği Bölümlerinde Yapay Zeka ve Veri Bilimi alanında ülkemizdeki en ileri birikim mevcuttur. Tübitak’ın hazırladığı Üniversitelerin Yetkinlik analizi kitapçığında Büyük Veri ve Yapay Zeka alanlarında en yetkin üniversitenin Boğaziçi Üniversitesi olduğu görülmektedir. Sayılan üç mühendislik bölümünde, bu alanlarda 100’den çok ders açıldığı” diyen savcı, enstitünün var olan çalışmalara vereceği zararla ilgili olarak da öğretim üyelerinin şu iddialarına yer verdi:

“Üniversitemizde pek çok programda, veri bilimi dersleri vardır. Bu derslerin kısmi bir listesi aşağıda verilmektedir. Bu derslerin bir kombinasyonu ile Fen Bilimleri Enstitüsü altında, rahatlıkla bir disiplinlerarası ikinci öğretim yüksek lisans programı kurulabilir. Keza, veri bilimi alanında araştırmalar değişik birimler yanı sıra, TETAM bünyesinde de yapılmaktadır. TETAM, bu amaçla kurulmuş ve gelişmesini tamamlamış bir araştırma merkezidir. Bu nedenle, yeni bir veri bilimi enstitüsüne ihtiyaç yoktur. TETAM ile çakışacak şekilde bir veri bilimleri enstitüsü kurulması, TETAM’ı 2007’den beri mali olarak destekleyen Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın (eskiden DPT) 14 yıldır verdiği desteğin boşa gittiğini düşünmesine neden olacaktır. Kısacası, paydaşlarla görüşülmeden başlatılan bu enstitü kurma çabası Boğaziçi Üniversitesi’ndeki araştırmaya geri dönülmez zararlar verecektir.”

Beş öğretim üyesi adına davayı açan Avukat Fırat Kuyurtar ise şu değerlendirmede bulundu: 

“Boğaziçi Üniversitesi’nde 2021 yılı başından bu yana üç fakülte bir enstitü kuruldu. Bu birimlerin kuruluş işlemlerinin tamamı ‘güya’ Üniversite’nin talebi üzerine, Yükseköğretim Kurulu’nun önerisi ile Cumhurbaşkanı tarafından yapıldı. Bu kuruluş işlemlerinin tamamına karşı Danıştay’da iptal davaları açtık. Tıpkı yeni kurulan Hukuk Fakültesi, İletişim Fakültesi dava dosyalarımızda olduğu gibi Veri Bilimi ve Yapay Zeka Enstitüsü kuruluş işlemlerine karşı açılan iptal davası dosyasında da, Danıştay Savcılığı dosyaya sunduğu görüşte, dava dilekçemizdeki argümanları büyük ölçüde haklı buldu ve benzer gerekçelerle iptal kararı verilmesi gerektiğini ifade etti. Temel gerekçeleri kısaca özetlemek gerekirse, yasama faaliyeti ile kurulması gereken fakülte ve enstitü gibi birimler Cumhurbaşkanı tarafından kurulamaz deniyor ve buna imkân tanıdığı iddia edilen yasa maddesi Anayasaya ve Yükseköğretim Kanunu’na aykırı bulunuyor. Bu nedenle de Anayasa Mahkemesi’ne karışıklığa yol açan yasa maddesinin iptali için başvuruda bulunulması yönünde görüş bildiriliyor. Bu durumda gerek Anayasa gerekse Yükseköğretim Kanunu ilgili maddeleri uyarınca derhal iptal kararı verilebileceği için Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması kanaatinde değilim ancak Savcı’nın Cumhurbaşkanı işlemlerinin Anayasa’ya aykırı olduğu iddiamızı teyit etmesi önemli. Savcı düşüncesinde belirtilen bir diğer önemli husus şu; netice itibariyle Mahkeme heyeti anayasaya aykırılık düşüncesine katılmasa bile Üniversite’nin yeni birimlerinin kurulmasına yönelik işlemlerin bilimsel ve idari özerkliğe aykırı olması nedeniyle de hukuksuz olduğu belirtiliyor. Boğaziçi Üniversitesi’nde yeni kurulan bu enstitü ile benzer alanlarda çalışma yürüten Bilgisayar Mühendisliği Bölümü gibi son derece yetkin ve başarılı akademik birimler varken yeni bir enstitü kurulması gereğinin davalı idarelerce bilimsel olarak ortaya konamadığı ifade ediliyor. Her şey son derece açık ve net, Mahkeme hukuku uygulamalı ve bu açık hukuksuzluklara dur demeli.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.