Kahramanmaraş merkezli yaşanan iki büyük deprem, beklenen büyük Marmara depremini yeniden gündeme getirdi.. Peki İstanbul büyük depreme hazır mı? Hazırlanan raporlarda olası can kaybı ve hasarlar neler? Sorunların çözümleri için neler yapılması gerekiyor? Deprem raporları ne diyor? Ayşegül Karagöz ve İsmail Kurt araştırdı.
Deprem raporları ne diyor: İDÇ raporu
İstanbul’un afetlere dayanıklı bir şehir olması amacıyla ulusal ve uluslararası yaklaşık 650 uzman/araştırmacı ve kurumsal temsilcinin davet edildiği İstanbul Deprem Çalıştayı (İDÇ), 2-3 Aralık 2019’da İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlendi. Çalıştayda İstanbul’da yaşanacak olası bir depremin etkileri ve buna yönelik çözüm önerileri raporlandı. İDÇ kapsamında altı ana tema tespit edildi.
Tema 1: Afet Risk Yönetimi ve İletişimi
Afet riskinin farklı paydaşlara doğru mekanizmalarla anlatılabilmesinin büyük önem taşıdığı yenilikçi yöntemler, akıllı telefon uygulamaları ile iletişim kapasitesinin ve kalitesinin artırılabileceği katılımcılar tarafından vurgulandı.
Tema 2: Acil Durum Yönetimi
Acil durum anında yaşanması beklenen sorunlar arasında iletişim, lojistik, altyapı iyileştirme gibi süreçlerin etkinliğinin artırılmasına yönelik vurgu yapıldı. Özellikle kamu kesiminin yetersiz olacağı alanlarda gönüllülük sisteminin hayata geçirilmesi ve aktifleştirilmesi önerildi.
Tema 3: Riski Anlamak
Deprem riskinin topluma olan etkileri veya birbirini tetikleyen farklı tehlikeler üzerine olan etkisi daha fazla araştırılmalıdır. Gerçekleştirilen çalışmaların toplumsal ayağı daha güçlü tutulmalı ve toplumun farkındalığının artırılmasına yönelik adımların atılması gerekmektedir. Ayrıca özel sektörün deprem karşısındaki kırılganlığının da anlaşılması ve incelenmesi ekonomik kayıpların tespit edilebilmesinde büyük önem taşımaktadır.
İDÇ raporunun önemli bölümleri
Tema 4: Afet Risk Finansmanı ve Risk Transferi
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) özelinde gerek sigorta gerekse finans sektörleri ile etkileşimin sağlanıp söz konusu riskin finanse edilmesi veya mali açıdan transfer edilmesine yönelik idari mekanizmaların hayata geçirilmesinde büyük fayda görülmektedir. Bu sayede hem risk azaltma hem de afet/acil durum yönetimi süreçlerinde ihtiyaç duyulabilecek acil mali kaynaklara hızlıca erişim sağlanabilecektir.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Tema 5: Dayanıklı Mekânsal Planlama ve Kentleşme
Tekil yapısal çözümlemeler yerine daha bütüncül ve kentin geleceğini şekillendirecek planlama yaklaşımları geliştirilmeli, afet risk azaltma prensipleri mekânsal planlara entegre edilmeli ve kentsel gelişim bu doğrultuda uygulanmalıdır. Yapı kalitesinin temini için ise aynen ABD ve Japonya’da olduğu gibi, mühendislik hizmetlerinde yetkinlik sertifikalandırması yapılmalı, firmaların bu sertifikaları temin edebilmesi için net kriterler ortaya konulmalıdır.
Tema 6: Ekosistem, Doğal Kaynaklar ve İklim Değişikliği Adaptasyonu Afet Risk Yönetimi ve İletişimi
İstanbul’da afet boyutunda etki oluşturabilecek tehlikenin deprem olduğu bilinmekle birlikte, kentin gelişiminde dikkate alınması gereken diğer kritik gereklilik, ekosistemin ve doğal kaynakların korunması ile iklim değişikliği adaptasyonun sağlanmasıdır.
Deprem raporları ne diyor: Olası ölümler
İBB ve İDÇ katılımcılarının en çok ortaklaştıkları tespit, depreme uygun olmayan kentleşmenin İstanbul’da on binlerce insanın ölümüne sebep olacağı. Çalıştayda depreme karşı geliştirilen çok ileri bilimsel, teknolojik, idari, yasal, eğitsel önlemlerin etkin bir şekilde uygulanmasının; kamu, özel sektör, akademi ve Sivil Toplum Kuruluşlarının ortak hareket etmesine bağlı olduğu vurgulandı. İstanbul’un depreme karşı daha dayanıklı bir kent olmasına yönelik olarak acilen risk azaltmaya yönelik somut ve koordineli adımların atılması gerektiği konusunda tüm katılımcılar mutabık kaldı.
- Daha detaylı bilgi için: https://depremzemin.ibb.istanbul/calismalarimiz/tamamlanmis-calismalar/istanbul-deprem-calistayi-2019/
İstanbul İli Olası Deprem Kayıp Tahminlerinin Güncellenmesi Projesi (2019)
İBB Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlüğü tarafından, “İstanbul İli Olası Deprem Kayıp Tahminlerinin Güncellenmesi Projesi (2019)” çıktıları özelleştirilmiş ve ilçelere özel olarak analizler ve haritalamalar yapılarak, İstanbul’un 39 ilçesi için “İlçe Olası Deprem Kayıp Tahmini Kitapçıkları” üretildi. Buna göre, İstanbul’daki 39 ilçeye ait deprem tehlikesi ile kentsel üstyapı ve altyapı unsurlarının deprem risk analizlerini üretmek amacıyla ilçelere özel analizler ve haritalamalar yapıldı.
İBB’nin bu çalışmasında “İstanbul İli Olası Deprem Kayıp Tahminlerinin Güncellenmesi Projesi (2019)” kapsamında 7,5 büyüklüğündeki deprem senaryosu için ilçelerin deprem kayıp tahminleri, can kaybı, yaraları sayısı, yol kapanma analizleri ve geçici barınma ihtiyaçları hesaplandı.
İlçelerin barınma ihtiyacı hane sayısı aşağıda yaptığımız grafikten inceleyebilirsiniz. Buna göre, en çok Küçükçekmece deprem sonrası acil barınma ihtiyacına sahip olacak ilçeler arasında yer alıyor. Ardından sırasıyla Esenyurt, Bahçelievler, Bağcılar ve Fatih deprem sonrası acil barınma ihtiyacı duyacak ilçelerin başında geliyor.
Raporda aynı şekilde çok ağır ve ağır hasar alacak bina sayıları da belirtiliyor. Buna göre en çok bina hasarı alacak ilçelerin başında Fatih bulunuyor. Fatih’i sırasıyla Küçükçekmece, Bağcılar ve Bahçelievler ilçeleri takip ediyor.
Aynı şekilde raporda olası bir İstanbul depreminde can kaybı ve ağır yaralı tahminleri de belirtildi. Buna göre, Bahçelievler’de beklenen tahmini can kaybı bin 633. Küçükçekmece’de bu sayı bin 515 iken Fatih’te bu sayı bin 484 olarak tahmin edildi.
- Detaylı bilgi için: https://depremzemin.ibb.istanbul/guncelcalismalarimiz/#next
İPA’nın İstanbul’un Kapısındaki Kriz: Deprem raporu
İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) hazırladığı “İstanbul’un Kapısındaki Kriz: Deprem” başlıklı raporu inceleyelim.
Raporda olası bir depremde İstanbul’da sadece yapı stokunda değil, altyapı sistemlerinde de önemli hasarlar meydana geleceği belirtiliyor. İstanbul’da meydana gelecek bir depremin yıkıcı etkilerini çok boyutlu değerlendirmek gerekiyor: Taşkın, heyelan ve tsunami.
Avrupa yakası riskli
İstanbul’daki depremin yıkıcı etkileri Avrupa Yakası’nda Haliç ile Küçükçekmece Gölü arasındaki geniş bölgede; sahil hattında Bakırköy, Zeytinburnu, Fatih ilçelerinde ve meskûn nüfus yoğunluğu yüksek olan Bahçelievler, Güngören, Bağcılar, Esenler, Bayrampaşa ve Küçükçekmece ilçelerinde önemli oranda artıyor. Anadolu Yakası’nda ise bu risk sahil şeridi boyunca, özellikle eski yapı stokunun yoğun olduğu alanlarda öne çıkıyor.
İstanbul’u bekleyen riskler
İBB Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi Başkanlığı tarafından PERA Hızlı Tarama yöntemiyle yapılan güncel tahminler doğrultusunda İstanbul’da 7,5 büyüklüğünde bir deprem olması halinde 86 bin binanın ağır ve üzeri hasar alacağı düşünülüyor.
Güncel çalışmalara göre İstanbul’da gerçekleşecek 7,5 büyüklüğünde bir depremde hafif, orta ve yüksek hasarlı bina sayısı 500 bine ulaşacak. 2019 yılı hasar tahmin çalışmalarına göre olası bir depremde İstanbul’da 48 bin binanın ağır, 146 bin binanın orta hasar alacağı tahmin ediliyor.
Deprem sonrası meydana gelmesi olası bir tsunami nedeniyle Marmara Denizi’ne kıyısı bulunan tüm ilçeler ek risklere maruz kalabilir. Depreme dayanıksız yapılar için riskli alan kararlarına benzer biçimde heyelan ve taşkın alanlarında da riskli alan ilan süreci başlatılmasını öneriliyor.
Mevcut düzenlemeler ve sorun alanları neler?
1999’da meydana gelen Marmara Depremi’nde verilen kayıpların ekonomik değeri 5 ile 13 milyar dolar arası olarak ölçümlenirken, deprem sonrası ülkenin en gelişmiş bölgesinin aynı zamanda en çok deprem tehlikesine maruz alanlardan biri olması önemli bir tartışma haline gelmişti.
Çalışmada riski azaltması beklenen imar aflarının, yönetmeliğe uyulmadan yapılmış yapıların yasal olmasına olanak sağlayarak mevcut kırılganlıkları daha da derinleştirdiğine dikkat çekildi.
2003 yılından günümüze çıkartılan yedi imar affının riskli yapıların dönüştürülmesinde önemli bir zafiyeti ortaya çıkardığı vurgulandı.
İstanbul depreme hazır mı: Kentsel dönüşüm
Rapora göre, kentsel dönüşüm planlanırken tutarlı bir öncelendirme yapılmıyor. Riskli bölgelerde beklenenin aksine kentsel dönüşüm faaliyetleri daha az. Örneğin; hasar görme riski yüksek yapılar Avrupa Yakası’nda Haliç’in batısı boyunca yaygın olmasına rağmen bu hatta kentsel dönüşüm faaliyetleri son derece sınırlı.
Kentsel dönüşüm uygulamaları en çok Kadıköy, Eyüpsultan, Maltepe, Kartal, Pendik, Küçükçekmece ve Esenyurt ilçelerinde yoğunlaşıyor.
İBB’nin faaliyetleri neler?
İBB Stratejik Planı’nda depreme yönelik hedefleri arasında İstanbul’u afet dayanıklılığına hazır hale getirmek, kentsel dönüşümü şeffaf şekilde gerçekleştirmek ve müdahale kapasitesini ve toplumsal farkındalığı teknolojiden faydalanarak geliştirmek yer alıyor.
Olası bir Marmara depreminin zararlarını en aza indirmek amacıyla raporda birtakım önerilerde bulunuldu. Bunlardan birkaçı şöyle:
- İstanbul Konut Ofisi ve Deprem Yenileme Fonu oluşturulmalı.
- Konut Ofisi ile işbirliği kurularak riskli binaların dönüşümü için finansal olanaklar geliştirilmeli.
- Yerel yönetimlerin çeşitli vergilendirme yöntemleriyle kentsel yenilemeyi sağlayabilmelerinin önü açılmalı.
- İmar planları kentin yerleşik alanlarında, yapı yoğunluğunu artırmadan, nüfus yoğunluğunu artırmak üzere güncellenmeli.
- Daha fazla bilgi için: https://ipa.istanbul/wp-content/uploads/2023/02/KENT-GUNDEMI_DEPREM.pdf?utm_source=substack&utm_medium=email
İstanbul’da 25 milyon ton ağırlığında bir enkaz ortaya çıkacak
İBB’nin, 2018’de Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü ile birlikte hazırladığı “İBB İstanbul İli Olası Deprem Kayıp Tahminlerinin Güncellenmesi Projesi” raporunda yer alan tahminlere bakalım:
Binaların yüzde 43’ü hasar görecek
Raporda, 7,5 büyüklüğündeki senaryo depreminde İstanbul’daki binaların ortalama yüzde 57’sinin hasar görmeyeceği tahmin ediliyor. Binaların ortalama yüzde 26’sının hafif, yüzde 13’ünün orta, yüzde 3’ünün ağır ve yüzde 1’inin çok ağır hasar görmesi bekleniyor. Çalışma kapsamında İstanbul’da analiz edilen toplam bina sayısı 1 milyon 166 bin 330. Ağır ve çok ağır hasarlı binalar, “aldıkları deprem hasarı onarılamayacak boyutta” şeklinde tanımlanıyor ve bu hasar seviyelerindeki binaların yıkılıp tekrar yapılması gerektiği ortaya koyuluyor. Öte yandan orta hasarlı binaların da onarım yerine yıkılıp yeniden inşası çoğunlukla daha uygun olarak görülüyor. Senaryo depreminde İstanbul’daki binaların ortalama yüzde 17’sinin (yaklaşık 194 bin bina) orta ve üstü seviyede hasar göreceği tahmin ediliyor. Yaklaşık 972 bin binanın ise hasarsız veya hafif hasarlı olması bekleniyor.
Raporda yer alan bilgilere göre, yapısal hasara bağlı mali kayıpların ortalama 68 milyar TL civarında olması beklenebilir. Yapısal olmayan hasarlara bağlı kayıplar da göz önüne alındığında mali kaybın 120 milyar TL seviyelerinde gerçekleşmesi öngörülüyor. Bu tahmin 7,5 büyüklüğünde bir senaryo depremi için geçerli.
14 bin 150 can kaybı tahmini
Raporda, İstanbul’da ortalama 14 bin 150 civarında can kaybı meydana gelebileceği tahmin ediliyor. Depremin gündüz saatlerinde olması durumunda beklenen can kaybı ortalama 12 bin 400 civarında. Gece depreminde yaklaşık 8 bin 100, gündüz depreminde ise 7 bin 450 kişinin ağır yaralanması bekleniyor. Buna ek olarak hastane şartlarında tedavi görmesi gereken yaralı sayısı tahminleri gece depremi için 39 bin 650, gündüz depremi için 37 bin 500.
Yapılan hesaplar İstanbul’da senaryo depremi sonrası 25 milyon ton ağırlığında bir enkaz ortaya çıkabileceğini gösteriyor. Enkaz kaldırmada 25 ton yük kapasiteli kamyonların kullanılacağı kabul edilirse, bu boyutta bir enkazı ancak 1 milyon seferde kaldırmak mümkün olacak.
- Deprem raporları ne diyor?: https://depremzemin.ibb.istanbul/wp-content/uploads/2020/02/DEZiM_KANDiLLi_DEPREM-HASAR-TAHMiN_RAPORU.pdf