Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Medyascope deprem bölgesinde | Senem Büyüktanır ve Özgecan Özgenç’in Kahramanmaraş izlenimleri: Bölgede halk sağlığı konusunda üç muhatap bulduk – Tabip Odası, Yeryüzü Doktorları ve ABB

Bölgeye ilişkin en çok konuşulan konulardan biri salgın hastalık ihtimali. Söylentilerin önüne geçmek için sahadaki yetkililerle görüşmek istedik. Sağlık Bakanlığı yetkililerinden bilgi almaya çalıştık fakat görevliler “izin yazısı” olmadan bilgi veremeyeceklerini söyledi. Sahra hastanesi bulmak üzere çıktığımız yolda üç muhatap çabamızı dikkate aldı. Kahramanmaraş Tabip Odası bölgedeki hekim koordinasyonunu sağlıyor, Yeryüzü Doktorları gönüllü olarak çadır kentlerde hizmet veriyor, Ankara Büyükşehir Belediyesi ise enkazdan çıkan hayvanları tedavi ediyor.

Deprem bölgesine şehir dışından gelen hekimlerin konaklaması için hastanelerin yurt-hastaneye çevrildiği bilinen bir gerçek. Kahramanmaraş Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Muharrem Görgel ile konuşuyoruz. Yanındaki bitkinin durumu, bölgede sağlık hizmeti verenlerin durumunu çok iyi özetliyor.

Kahramanmaraş Tabip Odası, bir yandan halk sağlığı için, bir yandan da çalışan sağlığı için mücadele veriyor

Dr. Görgel’in yorgun gözleri, gazetecilere bölgedeki sağlık sorunlarına ilişkin bilgi vermenin de hayati olduğu bilinciyle direniyor. Bölgedeki hekim koordinasyonunu sağlıyorlar. Koordinasyon deyince aklınıza ne gelirse; hangi hekimler gelecek, nereye gelecek, nerede uyuyacak, ne yiyecek. Nerede ve neyle yıkanacaklar sorusunun cevabını kimse bilmiyor tabii. Bölgeye gelen herkes de koordinasyonsuzluk sebebiyle depremden kurtulan yurttaşlarla aynı koşulları paylaşarak hizmet vermeye çalışıyor. Şunu hatırlatalım, depremden kurtulan yurttaşlar hala banyo yapamadı. Dr. Görgel bölgede salgın hastalıkların kaçınılmaz olduğunu ve soğuk havanın salgın hastalıkları önlemek için bir avantaj olduğunu dile getiriyor. Bölgede sağlık sorunları görülmemesi için ne yapılmalı konusuna ilişkin görüşmemizi başka bir haberde derinleştirerek anlatacağız fakat Dr. Görgel, bölgenin güvenli şekilde tahliye edilmesinin, temiz musluk suyu ihtiyacının giderilmesinin ve bölgede sağlık hizmeti verenler için temel ihtiyaçlarını giderebilecekleri koşulların sağlanması gerektiğine dikkat çekiyor.

Yeryüzü Doktorları’nın ince düşüncesi bizleri duygulandırdı

Çadır kent ismi verilen bir alanda gönüllü olarak hizmet veren Yeryüzü Doktorları ile görüştük. Depremden kurtulan insanlar için gönüllü hizmet veren bu hekimler ve eczacılar, hastalar için canla başla çalışıyor. Çoğunluğu gençlerden oluşan bu ekip de çalışabilmek için temel gereksinimlerini kendi imkanlarıyla karşılıyor. Gönüllü olarak hizmet veren Serdar Saray ile konuşuyoruz. Depremin ilk gününden beri burada olduklarını ve ihtiyaç giderilene kadar çalışacaklarını söylüyor. Tam giderken biz gazeteciler için de sağlık riski olduğunu hatırlatıyor ve bize vitamin vermek istiyor. Bölgedeki kaba işleyişe, ağır koşullara rağmen kendine yer bulmayı başarabilen bu ince düşünceyle duygulandırıyor bizi Serdar Saray. Teşekkür ederiz.

Ankara Büyükşehir Belediyesi enkazdan çıkarılan hayvanların tedavisini üstlendi

Halk sağlığı deyince aklımıza enkazdan kurtarılan hayvanların sağlık durumu da geliyor elbette. Aliya İzzetbegoviç Parkı’nda Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin (ABB) yaralı hayvan merkezi ile karşılaşıyoruz. Burada çalışan genç veterinerler enkazdan çıkarılan yaralı hayvanları tedavi ediyor. Görüştüğümüz yetkili, ihtiyaç sona erene kadar orada olacakları bilgisini veriyor ve gerekirse hayvanların Ankara’ya transferini sağlayacaklarını söylüyor.

Lokmacı Galip Karaüzüm

Lokmacı Galip Karaüzüm ile karşılaşıyoruz. Kahramanmaraş’ın yerlisi. “Ben konuşmam” diye tutturuyor. “İnsanlar seni bilsin ne yapıyorsun burada, duysun” diyoruz. “Ne diyeyim ben ablacığım, ben tatlıcı Galip Karaüzüm, hayır işi için yapıyorum” diyor. Depremde yaşamını yitirenler için Aliya İzzetbegoviç Parkı’nda lokma yapıp dağıtıyor, “Siz de yiyin ablacığım, hayır için”.

Beypazarı ve Etimesgut belediyeleri Kahramanmaraş’ta

Aliya İzzetbegoviç Parkı’nda Ankara’dan Beypazarı ve Etimesgut belediyelerini de görüyoruz. Beypazarı Belediyesi hem bölge halkı hem de bölgede çalışan görevliler için yemek dağıtıyor. Etimesgut Belediyesi ise parka kurduğu tesiste hem yemek hem barınma hem de elektrik ihtiyacına çare olmaya çalışıyor.

Enkazın ortasına çadır kentte yaşam

12 Şubat Stadı’nda art arda kurulan çadırlarda, depremden kurtulan binlerce insan yaşıyor. Çadırkent, Kahramanmaraş’ın merkezinde, yıkımın büyük ve enkaz kaldırma çalışmalarının yoğun olduğu bir alana kurulmuş. Etrafta vinçler, kepçeler çalışmaya devam ederken, çocuklar askerlerle top oynuyor. Küçük bir kent oluşmuş, çadır kentin çöpleri, çöp kamyonu ile toplanıyor. Sağlık Bakanlığı’nın ve Yeryüzü Doktorları’nın çadırlarına girip çıkanlar eksik olmuyor. İnsanlar yemek, giysi ve başka ihtiyaçlarına ulaşmak için uzun kuyruklar oluşturuyor. Enkazların tozunun ve pisliğinin ortasında, binlerce insan dip dibe kurulan çadırlarda, yaşam mücadelesi veriyor.

Kapıçam Mezarlığı

Kapıçam Mezarlığı’nın ismini toplu mezarlıklar ile tanıdı herkes. Depremde yaşamını yitiren on bini aşkın insan buraya gömüldü. Mezarlıktaki vaziyet, ortalama duyarlılığa sahip herkes için haber metninin sınırlarında gezerek tariflenecek türden değil. İzlenim yazabiliyor olmamız, durumu sizlere tarifleyebilmemiz için bize gereken imkanı sağlıyor.

“Şükür ki cenazemiz var”

Mezarlığa girdiğimizde yüzümüze çarpan acının ucunu göremiyoruz. İnsanların acı çektikleri anın mahremiyetine saygı duyarak hassasiyet göstererek yapmaya çalıştık işimizi. Gittiğimizde var olan kalabalık giderek artıyor. Bir yandan taziye çadırları kuruluyor mezarlığa, bir yandan anılarıyla vedalaşıyor insanlar, bir yandan kepçeler yeni cenazeler için kazmaya devam ediyor toprağı. Numaralar vermişler mezarlıklara. “Sizinki kaç numara?”“B 63’e gidin oradan saya saya bulursunuz.” Kayıpları sayılara vurulabilen insanlar şükrediyor Kahramanmaraş’ta, “Şükür ki cenazemiz var, ya enkazdan çıkarılmasaydı.”

Mezarlık “yaşam” alanına dönüşmüş

Mezarlığın bir yaşam alanına dönüşmüş durumda olduğunu fark ediyoruz, çadırlar kurulmuş ateşler yakılmış, beklenmedik ve birden fazla kaybın kabullenilmesi, vedalaşmak nasıl bir yas sürecini beraberinde getiriyor henüz bilmiyoruz. Kapıçam Mezarlığı bizlere bu insanlardan aynı anda çok şeyin altından kalkmalarını beklediğimizi iyice kavramamız gerektiğini öğretiyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.

İlgili içerikler