Yıllardır korku hikayeleri anlatan animeleri ya da filmleri izlememiştim. Boş bir zamanımda Netflix’te gezinirken bir korku animesi olan “Junji Ito Maniac: Japanese Tales of the Macabre”ye denk geldim. Japon korku manga çizeri aynı zamanda yazarı olan Junji Ito, farklı dönemlerde korku animelerinin hazırlanmasına destek olurken, özellikle çizimlerine eşlik eden korku hikayeleriyle karşımıza çıkıyor. İşte Japon korku oyunları.
Animenin ardından korku ve gerilim odaklı oyunları bir süredir oynamadığımı fark ettim.
Korku oyunlarını neden seviyorum?
Tartışılır ancak korku oyunlarını çok seviyorum. Sanırım en sevdiğim türlerden olabilir. Çünkü genellikle bir amaç vardır, temelde de anlattığı bir hikaye ve sonrasında da biter. Bu tarz oyunlar özellikle grafik tarafında beslendiklerinde beni tamamen etkiliyor. Haliyle denk gelen korku oyunlarını oynuyor ve deneyimlemeye çalışıyorum.
Junji Ito’nun Netflix uyarlaması ise oynadığım korku oyunlarını aklıma getirdi ve düşündüğümde çok da Japon korkusu sayamadım.
Japon korku oyunlarında daha çok ruh çağırma, cadılar, büyücülük gibi konular işlense de psikolojik gerilim içeren korkular da bulunuyor.
Japonya’nın oyun külliyatına girecek değilim ancak Silent Hill ve Fatal Frame gibi kült hale gelmiş korku oyunlarının literatürde biliniyor olması dikkat çekiyor. Son yıllarda ise bu durum biraz daha değişiyor ve odak direkt Asya’nın tamamına yayılıyor. Örneğin Red Candle Games’in imzasını taşıyan Detention ve Devotion gibi oyunlar korku unsurunu Asya korku geleneklerine ve hikayelerine dayandırmasıyla oldukça korkunç bir hale geliyor.
Batıl inaçları ve fantastik öğleri birleştiren oyunlar ise çok daha ürpertici oluyor.
Kishōtenketsu
Japonya’daki korku anlatılarının ve temelde oyunlarının Batı tarzından farklı olmasının temel sebeplerinden biri de şüphesiz kendi içinde farklı bir anlatı tarzını barındırması. “Kishōtenketsu” olarak adlandırılan bu farklı yapı temelde Batı anlatısından ayrılıyor. Giriş, gelişme, bükülme ve çözüm dörtlüsünden oluşan kishōtenketsu yapısı bazı oyunlarda da kullanılıyor. Böylelikle dünyanın pompaladığı korku anlatılarının dışına çıkılmış oluyor.
Surreal And Creepy adlı blog sayfasında konu hakkında detaylı bir inceleme ve öneri listesi de bulunuyor. Orada da değinildiği gibi olay sadece korkunçluğu odağa alan grafikleri oyunlara taşımaktan geçmiyor ya da aniden çıkan deforme olmuş insan bedenleri de değil olay. Anlatılan hikayeye her detayın iyi bir şekilde işlenmesine ek olarak, bir noktada kendi içinde ayakları yere basan bir anlatının olması.
Fatal Frame ve Kuon da bu konuda en üst seviyede yer alıyorlar diyebilirim. Zaten Kuon, 2004 yılında PS2’ye geldiğinde sükse yaratmıştı. Sonrasında oyun hakkında daha fazla inceleme yapılsa da ardından gelen pek çok oyunu da besledi. Kuon, antik Japonya’da geçiyor ve özellikle kostüm tasarımı konusunda dikkat çekiyor. Dönemi çok iyi anlatan oyun, üç farklı kadın karakter ile oynamanıza olanak sağlıyor.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Oyun tahmin edebileceğiniz gibi Japonya’nın eski dönemlerinde yasak ritüellerden, korkunç canavarlara oradan da büyülere kadar pek çok karanlık ve egzantrik konuları tek bir potada eritiyor. Dark Souls serisi, Elden Ring gibi popüler oyunların geliştiricisi From Software imzalı olan Kuon’a ek olarak Sekiro’nun da benzer noktalarda gezindiğini söylemek mümkün.
Bir de Fatal Frame serisinden bahsetmek gerekiyor. 2001 yılında ilk çıkışını yapan oyun serisi farklı dönemlerde farklı platformlar için de çıkış yaptı. Temelde hayatta kalma korku oyunu olan oyunda kötü ruhlardan kurtulmak için kameranızı kullanıyorsunuz. Oyundaki ana silah olan kamera, insanların normalde göremediği ruhların fotoğrafını çekebiliyor.
Resident Evil serisi özelinde Village
Milyonlarca kişinin belki de korku oyunlarını sevmesini sağlayan seri Resident Evil, pek çok yönden Japon korkusuna gönderme yapsa da son oyunu Village’da daha yerel bir noktadan sesleniyor oyunseverlere. Resident Evil 7: Biohazard’dan sonra onun kadar sükse yapamamış, 2021’de çıkan Village yine Ethan Winters’ın hikayesini aktarıyor. Kızı Rosemary’nin kaçırılmasıyla kendisini tekrar bambaşka bir kabusun ortasında bulan Ethan’ın yolu bu kez ıssız bir köye düşüyor. Mutantların, ölülerin ve yaratıkların yaşadığı bu ıssız yerde bir karakter dikkat çekiyor: Lady Alcina Dimitrescu.
Alcina Dimitrescu, mutant bir insan olarak oyunda yansıtılıyor. Bu karakter gerçekte anlatılan Japon şehir efsanesine dayanıyor. Hachishaku-sama olarak adlandırılan ve kötü olduğuna inanılan ruh, 10 ila 12 yaş arasındaki çocukları kaçırmasıyla biliniyor. Absürt özelliklere sahip olan Japon korku unsuru, erkeksi görünmesine rağmen 2 metrenin üzerinde boyu olan bir kadın. Po ünlemini kullanmasıyla da bilinen bu kötü ruh, genellikle çocukları korkutmak için kullanılıyor.
Her bulduğun kanji el yazmasına inanma: Ikai
Yakın dönemde karşımıza çıkan Ikai, Endflame tarafından geliştirilen ve PM Studios tarafından yayınlanan ve 2022’nin mart ayında yayınlanan bağımsız bir korku oyunu. Steam’de yer alan oyun birinci şahıs ve psikolojik korku türünde listeleniyor. Japon korku hikayelerinden esinlenen oyunda temelde endişe havası hakim. Japonya’nın 12’nci yüzyıldan neredeyse 18’inci yüzyıla kadarki geçen uzun feodal döneminin bir kısmını işleyen Ikai’de geçmişinin ve bugününün ruhlarını yenmeye çalışan bir tapınak rahibesini oynuyorsunuz.
Oynuyorsunuz ancak karakterinizin de “standart” bir rahibe olmadığını hatırlatmam gerekiyor. Çünkü oyunda ilerledikçe hikayenin farklı yönlerini öğreniyor, büyüleri bozuyor ve ölmekten kaçmaya çalışıyoruz. Bu uğurda kanji el yazmaları hazırlıyor, kötü ruhları kovmak için bazı ritüeller de gerçekleştiriyoruz.
Oyunun temel dinamikleri iyi ve ses tarafında başarılı olduklarını söyleyebilirim. Zaten oyun toplamda dört ödül kazanmış durumda, biri de ses tarafında. PlayStation Talents ödüllerinde En İyi Hikaye Ödülü’nü almasının yanı sıra ‘I NEED TO GET MYSELF AWAY FROM THIS 2021’i de kazanmış.
Oyun, rüştünü kanıtlamış durumda olsa da değinmem gereken birkaç nokta var.
Ben korku oyunlarında hikaye tarafının daha güçlü olmasını ama elbette Outlast gibi sadece kaçıp saklanmadığım aynı zamanda düşmana gerekli durumlarda saldırabildiğim kendimi de savunabildiğim oyunları daha çok seviyorum.
Ikai ise pek öyle bir oyun değil. Eğer kötü bir ruh ile karşılaşacaksanız ya da devasa bir kırkayak benzeri bir solucan karşınıza çıkıyorsa ondan kaçmanız gerekiyor. Saklanmak da bir tercih. Yine de oyunun vaadettiği şeyleri karşıladığını söylemek mümkün.
Yokai
Tadımlık bulmaca, Japon korku figürleri, kötü ruhlar ve büyücülük temelli oyunda gerilim de sürekli hissediliyor.
Benim dikkatimi çeken bir detay ise kötü ruhları ve batıl inanışlardaki diğer figürleri işlerken tamamen aslına uygun olarak göstermeleri oldu. Yokai kartları da oyunun içine farklı yerlerde konumlandırılmış durumda. Sizin karşılaşacağınız kötü ruhların özellikleri yazarken, bazılarında yalnızca Japon korku figürlerinin tipik özellikleri aktarılıyor. Bu kartları toplamak aynı zamanda oyunda başarı kazanımı olarak hanenize yazılıyor. Burada akıllara yine Junji Ito geliyor. Çünkü onun koleksiyon serisinde de benzer figürler yer alıyor.
Öte yandan oyunda farklı efsaneler, kötü ruhlardan oluşan düşmanlar var. Örneğin, Jorogumo Efsanesi’nin yer aldığı oyunda, yarı kadın yarı örümcek düşman yer alıyor ve bulmacayı çözemediğinizde size beklemediğiniz bir anda saldırıyor.
Eski televizyonlara ve VHS’ye bir nevi selam çakış: WORLD OF HORROR
Bir diğer Japon korku oyunu ve aslında herkese hitap etmeyen World of Horror oluyor. Oyun tamamıyla hikaye odaklı ve farklı seviyelerde “korku öğeleri” içeriyor. Zaten Junji Ito ve benzeri tarzda bir evren sunan oyun için incelemeler “oldukça olumlu”. Oyun çok detaylı ve birkaç sonu bulunuyor.
Oyun şu anda erken erişimde olsa da farklı sonları görmek isteyenler 60 saate yakın oynama ile oyunu aslında deneyimleyebiliyor. Rogue-lite tarzındaki oyun Japonya’nın Shiokawa kasabasında gerçekleşen ilginç olaylara değiniyor. 2023 yılının yaz dönemine denk gelmesi beklenen tam erişim için daha beklememiz gerekiyor ancak erken erişim için bile oldukça iyi bir deneyim yaşatıyor.
Japon şehir efsanesi: Aka Manto
İki sınıf arkadaşının gece yarısı okula gitmesiyle başlayan olaylar silsilesi bir Japon korku figürü olan Aka Manto’nun devreye girmesiyle korkunç bir hal alıyor. Oyunun korku öğesini grafiklerle vermek gibi bir çabası yok aksine düşük görüntü kalitesiyle karanlığı ve rahatsız edici sesleri birleştiren geliştirici ve yayıncı ekip Chilla’s Art, karşınıza çıkan devasa kırkayak ve envai çeşit böcekle sizi korkutmayı başarıyor.
Oyunda ansızın çıkan Aka Manto ve istemediğiniz anda sönen çakmağınız sizi korku dünyasına daha da sürüklüyor.
Aynı yayıncının ve geliştirci stüdyonun 2020 yılında çıkarttığı Hanako da benzer bir dünyayı işliyor ve Aka Manto’ya kıyasla daha yüksek grafiklere sahip. Chilla’s Art’ın yayınlanmış ve yayınlanacak oyunlarının toplamı Steam üzerinde 22’ye ulaşıyor ve neredeyse tamamı korku oyunu.
Merak edenler Chilla’s Art’ın diğer oyunlarına da göz atabilir.
Spirit Hunter: Death Mark
2017 yılında piyasaya sürülen oyun, korku unsurlarını bir araya getiriyor ve diyaloglar üzerinden ilerliyor. Oyun müzikleri ve görselleriyle beğenilse de konunun işlenişi tarafında eleştiriliyor. Oyun Tokyo’da kurgusal bir yerleşim yerinde geçiyor ve hafızasını kaybeden Kazuo Yashiki’yi oynuyoruz. Kolunda Mark olarak bilinen bir izle uyanan karakterimiz, bu izin daha sonrasında ruhlar tarafından lanetlenmiş kişilerde belirdiğini ve bunu alan kişilerin de kısa süre içinde öldüğünü öğreniyor. Devam oyunları da bulunan Spirint Hunter: Death Mark, Japon korku öğelerini içerdiği için temelde vaadettiği şeyi sunuyor. Ancak beklentilerin altında kaldığı da bir gerçek.
BONUS!
Okuduğum, methini duyduğum ya da gerçekten de okunması gereken birkaç manga, korku hikayesi veya Japon anlatılarının olduğu kitaplar:
- Junji Ito’nun animeye uyarlanan hikayelerini yazılı olarak mangalar şeklinde okumak isterseniz önereceklerim;
- Korku Kesitleri: Türkçe’de Gerekli Şeyler’den çıkan manga, Junji Ito Collection serisinde yer alan hikayelerin bulunduğu metinler.
- Tomie
- Uzumaki
- GYO
- Ajin: Yarı İnsan (Manga)
- Tokyo Ghoul, Sui Ishida tarafından yazılan ve kendine has korku ve fantastik öğeyi barındıran bir manga serisi. Hatta animesi de bulunuyor, eğer mangaya kıyasla anime izlemek isterseniz onu da tercih edebilirsiniz.
- İngilizce olarak bulabileceğiniz mangaları ve metinleri olan Natsuhiko Kyogoku da korkuseverlerin okuması gereken isimlerden.
- Yeşil Bambu ve Diğer Fantastik Öyküler: Osamu Dazai.
- Tezuka Manga: Türkiye’nin ilk manga dergisi
Kaynaklar:
