Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Millet İttifakı genel başkanları İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nde – Kılıçdaroğlu: “Öyle bir düzen kuralım ki, kim iktidara gelirse gelsin, bir daha bu krizlerle Türkiye karşı karşıya kalmasın”

Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı genel başkanları Babacan, Davutoğlu, Uysal ve Karamollaoğlu İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi için İzmir’de bir araya geldi. Kongreye katılmayan Akşener’i temsilen İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı Ümit Özlale konuştu. Kılıçdaroğlu, “Öyle bir sistem, düzen kuralım ki kim iktidara gelirse gelsin, en azından bir daha bu tür krizlerle Türkiye karşı karşıya kalmasın” dedi. 

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nde Millet İttifakı’nın genel başkanları bir araya geldi. Altı genel başkanın 6 Mart’ta Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı olarak Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu açıklanmasının ardından ilk kez bir araya gelmesi bekleniyordu ancak İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, başka bir programı nedeniyle etkinliğe katılmadı. Akşener’in yerine İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı Ümit Özlale konuşma yaptı. 

Kılıçdaroğlu, “Hepimiz adayız” pankartı ile karşılandı

Kılıçdaroğlu, milletvekili seçildiği İzmir’e, cumhurbaşkanı adayı olarak ilk kez gelmiş oldu. Kılıçdaroğlu, İzmir’e tarifeli uçak ile geldi. Havalimanı kendisini karşılayanlar, “Hepimiz Kemaliz, hepimiz adayız” pankartı taşıdı. Kongrenin yapıldığı Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi (AASSM) etrafında cumhurbaşkanlığı forsuna benzer logolu ve “Ben Kemal geliyorum” yazılı atkılar yer aldı. Kılıçdaroğlu’nun adaylığı açıklandıktan sonra, CHP Genel Merkezi önünde yaptığı konuşmadan kesitler, AASSM önündeki sinevizyonda gösterildi. 

Etkinliğe yalnızca Millet İttifakı’ndaki siyasi partilerin temsilcileri, il ve ilçe belediye başkanları ve gazeteciler alındı. CHP’nin bir yıl süreyle geçici olarak üyelikten çıkardığı Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan ve elinde Akşener hakkında “gizli dosya olduğunu” söyledikten sonra CHP’den istifa eden Yaşar Okuyan da etkinliğe katıldı. 

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’ne ve Millet İttifakı genel başkanları ekonomiye ilişkin konuşmalar yaptı. Konuşmalardan öne çıkanlar şöyle: 

Soyer: “İzmirliler birlikte yaşamın sihrini bulmuş”

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, yüz yıl önce neden İzmir’in seçildiğini anlatarak konuşmasına başladı ve “Yüzlerce yıl boyunca bir liman kenti olarak birlikte yaşam kültürü konusunda büyük bir birikime sahip olması, Anadolu’daki birçok ilke imza atması, farklılıkların refah yaratan bir zenginlik unsuru olarak kullanılması… Sekiz bin 500 yıllık geçmişe sahip İzmir, tarih boyunca farklı uygarlıklar doğurmuş, İzmirliler birlikte yaşamın sihrini bulmuş, şifrelerini keşfetmiş, çok sesli ve çok renkli bir yaşam biçimini refaha dönüştürmüş. Bu yüzden Mustafa Kemal Atatürk İzmir’i seçmiş” diye konuştu.

“Geleceğin Türkiye’si için yola çıktık”

Soyer konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Biz yola çıkarken bugünün siyasal ikliminde, bugünün sorunlarına çözüm aramak için değil, bugünün siyasal ikliminde geleceğin Türkiyesi’nin inşasına katkı vermek için yola çıktık. Biz sadece köprüleri, yolları ve binaları değil, iyi tasarlanmış bir geleceği de miras bırakmak istedik. Bugün Millet İttifakı’nın değerli liderleri olarak, siz değerli genel başkanlarımızın izlediği yol da bundan farklı değil. Toplumun kılcallarından beslenen ve farklılıkların zenginlik olarak kabul edildiği toplumsal mutabakatla ortaya konulan bir gelecek Türkiyesi inşa ediyorsunuz.”

Kılıçdaroğlu: “Öyle bir düzen kuralım ki Türkiye bir daha bu tür krizlerle karşı karşıya kalmasın”

Kılıçdaroğlu, zor zamanlardan geçildiğini farkında olduğunu söyledi ve “Benim gönlümdeki ve yüreğimdeki Gazi Mustafa Kemal’in iki temel ilkesi vardır. Bir; siyasi bağımsızlık. Kendi sözleriyle ‘Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir’ der. Bayrağımın altında özgürce yaşamak isterim. İkinci ilkesi ise ekonomik bağımsızlıktır. İzmir’de yüz yıl önce yapılan kongrede Gazi Mustafa Kemal, şöyle söyler: ‘Siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun iktisat zaferleri ile taçlandırılmazsa elde edilen zaferler sürüp gidemez, az zamanda söner.’ Siyasi bağımsızlığın kalıcılığını sağlayan temel unsur, ekonomik bağımsızlıktır. Bugüne kadar büyük sıkıntılar çektiğimizi biliyoruz. Zaman zaman büyük krizlerin yüz yıl içinde çıktığını biliyoruz. Ama öyle bir sistem, düzen kuralım ki kim iktidara gelirse gelsin, en azından bir daha bu tür krizlerle Türkiye karşı karşıya kalmasın” diye konuştu.

“Türkiye’nin üretmesi lazım”

Kılıçdaroğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Türkiye’nin üretmesi lazım. Her alanda üreten bir Türkiye, sanayiden tarıma kadar, kültürden başlayarak hayatın her alanında üreten bir Türkiye. Üreten Türkiye, güçlü Türkiye’dir. Kaynaklarınız, yeriniz, yurdunuz, tarlalarınız, ovalarınız, dağlarınız, güzel çalışkan insanlarınız var ama üretimden koparılıyor. Herkes üretecek. Herkes üretim zincirinin önemli bir parçası olacak. Herkesin ürettiği bir Türkiye, güçlü bir Türkiye’dir. Herkesin ürettiği bir Türkiye, dışarıya el avuç açmayan bir Türkiye’dir. Herkesin ürettiği ve kazandığı bir Türkiye, komşularına yeri geldiğinde her türlü yardımı yapabilecek güce ve kapasiteye sahip bir Türkiye demektir.”

“Ne kadar çok demokrasi o kadar çok ekonomi”

Daha sonra kürsüye çıkan Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan “Şu anda ülke bir orta gelir tuzağında. Bu tuzaktan çıkış mümkün. Doğruları yaptığımız sürece Türkiye bu tuzakları kırıp atar. Bu tuzaklardan nasıl çıkacağımızı biliyoruz. Ne kadar çok demokrasi o kadar ekonomi. Ne kadar adalet o kadar ekonomi. Ne kadar liyakat o kadar ekonomi” diye konuştu.

“Biz bu demokrasi feryadının sesiyiz”

Babacan konuşmasına şöyle devam etti:

“Dünya bugün çok net çok keskin bir ayrıma gidiyor. Otokratlara karşı demokratların verdiği mücadeleyi pek çok coğrafyada görüyoruz. Otokrat yönetime karşı bir haysiyet mücadelesi var. Geniş mahallelerin ortak bir mücadelesi var. Bu mücadele şu anda bu salonda. Biz bu demokrasi feryadının sesiyiz. 

Uysal: “CHP ve DP birlikteliğini yeniden anlamlandırmak için irade koyduk” 

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ise konuşmasına Atatürk’e değinerek başladı ve “İkinci yüzyılın başında yeniden büyük bir irade ile milletimizin umudunu yeşertmek adına mücadele veriyoruz. Burada yükselen umudu daha da büyütmek mecburiyetindeyiz. 14 Mayıs 1950’de Türk demokrasisinin en büyük sermayesi haline gelmiş kavgasız dövüşsüz iktidarı değiştirebilme kabiliyetini, tecrübesini ortaya koymuş CHP ve DP birlikteliğini yeniden anlamlandırmak için irade koyduk. Bu iradeyi, yeniden 14 Mayıs 2023’te milletin kendi kaderine hakim olacağı gün olarak ifade etmek istiyoruz” dedi.

Davutoğlu: “O nesillerin önünü açmak için altı lider bir araya geldik”

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, dördüncü büyük dönüşümün yaşandığını söyleyerek “İlerde bu tarihi yazanlar bu kongreyi kaydettiklerinde aynı Birinci İktisat Kongresi gibi bir güzel hatıra olarak anmalılar. ‘Türkiye’nin her kanadı, her görüşü, her siyasi akımı bir masa etrafında toplandı ve hakimiyet-i milliye için hakimiyet-i iktisadiye kararı aldılar’ demeliler bugün için. Çünkü Sanayi Devrimi’nden çok daha büyük çapta, çok daha derin izler bırakan, hızlı hareket ederek bir nesli beş ila 10 yıla indiren büyük bir dönüşüm içindeyiz. İletişim, teknoloji, dijital ekonomi, robotik, sanayi 4.0. Ya biz bizim dedelerimizin Sanayi Devrimi’ni kaçırması gibi kaçıracağız bu dönüşümü ve gelecek nesiller bizi muhasebe ile anarken ‘Keşke dedelerimiz bize daha doğru bir yön çizseydi’ diyecekler. Ya da işte bugün o nesillerin önünü açacağız. O nesillerin önünü açmak için altı siyasi lider bir araya geldik” diye konuştu. 

“Korku artık sizin kaderinizdir, bizim kaderimiz ise umuttur”

Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“Savaş şartlarında bile eğitim kurumlarının bombalanmaması bir etik meselesidir. Geçtiğimiz dönemde deprem dolayısıyla üniversitelere ara verildiğinde çağrıda bulundum. Yapmayın, etmeyin her şeye ara verilir eğitime asla ara verilmez. İstiklal Savaşı şartlarında savaşan bir devlet eğitime ara vermemiştir. Üniversitelerde öğrencilerin bir araya gelmesinden, stadyumda taraftarların bir araya gelmesinden korkanlara sesleniyorum: Korku artık sizin kaderinizdir, bizim kaderimiz ise umuttur, umuttur, umuttur.”

Özlale: “Onbinlerce eğitimli insan ülkeyi terk etmek zorunda kaldı”

Akşener’i temsilen etkinliğe katılan İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı Ümit Özlale, Cumhuriyet’in kazanımlarına değindi ve “Geçtiğimiz on yılda Türkiye Cumhuriyeti’nin binbir emekle yetiştirdiği onbinlerce eğitimli insan siyasi istikrarsızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik, ekonomik belirsizlik gibi nedenlerle ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Onbinlerce eğitimli insanımız daha iyi ekonomik fırsatlar, nefes alabilme, çalışma koşulları, yaşam kalitesi arayışıyla Batı ülkelerine göç ettiler. Arkalarından da ‘Varsın gidiyorlarsa gitsinler’ diyen iktidar, bu ülkenin kaynaklarıyla yetişen, yetişmesi zor insan kaynağını, başka insanların yaratacakları ekonomik mucizeye hediye etti” diye konuştu. 

“Batı’ya kafa tutarmış gibi yapan bu iktidar liyakate karşıydı”

Özlale, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Batı’ya kafa tutarmış gibi yapan bu iktidar, bağımsız düşünceye, yaratıcılığa, liyakate karşıydı. Bu iktidarın tüm amacı, ülkeyi vasatta eşitlemek, çaresizliği ve yoksulluğu yönetmekti. 20. yüzyılın başında burada İktisat Kongresi’ni düzenleyen bağımsızlıkçı ruh, Türkiye’yi geri götürecek bu zihniyetin yüzyıl önce farkına varmış.”

“Rizeli bir kaptan çocuğu ile Dersimli yedi çocuklu bir ailenin çocuğu arasında seçim yapacağız”

Cumhuriyet’in yarattığı fırsat eşitliğine değinen Özlale, “21. yüzyılda yeni toplumsal sözleşmemizin ikinci unsuru fırsat eşitliğidir. Bugün Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Rizeli bir kaptanın çocuğu ile Dersimli yedi çocuklu bir ailenin çocuğu arasında seçim yapacaksak bu Cumhuriyet’in bize sunduğu fırsat eşitliği sayesindedir. Ben bugün İzmit’in bir köyünde doğup üniversitede öğretim görevlisi olan İçişleri Bakanlığı yapan bir kadının yardımcısı olarak çalışıyorsam bu Cumhuriyet’in bize sunduğu fırsat eşitliği sayesindedir” dedi.

Karamollaoğlu: “Birileri bizim ayağımıza çelme takmaktan vazgeçmez”

Son olarak konuşan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Türkiye’nin stratejik önemine değindi ve “Neresi dünyanın merkezi derseniz alın haritayı önünüze. Bu bölgede bizim hakim olmamız istenmiyor. Biz çok farklı bir politika izlemekle mükellefiz. Elbette biz dünya ile bütünleşelim ama onların oynayacağı oyunlarda uyanık olmak, dik durmak mecburiyetindeyiz. Sanayileşmek bizim yapacağımız en önemli işlerden biri” dedi.

“Türkiye bir şantiye havasına dönecek”

Karamollaoğlu konuşmasını şöyle noktaladı:

“Her konuda ülkemizin bütününde kalkınmayı hedef olarak seçmeliyiz. Her ilde mutlaka temel atılacak, bir tesis kurulacak. Bir değil birkaç tesis kurulacak. Türkiye bir şantiye havasına bürünecek. Devlet de her yere elini uzatacak. Dövizin dışında ülkemizin başka bir şeye ihtiyacı olduğunda kanaatinde değilim. Teknolojiler bugün kolayca temin edilebiliyor. Amerika olmazsa İngiltere, Almanya’dan, daha da zor olursa Çin’den, Rusya’dan bunu getirmek mümkün. Biz şimdi yeniden bu meseleleri ele almanın ve farklı görüşlere, kanaatlere sahip olan partilerin bir araya gelerek Türkiye’nin problemlerini çözmek üzere yola koyulmamız gerektiğini kabullendik. Millet İttifakı’nın temel gayesi bu. Diktatörlük olmasın diye cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin değişmesini önemsiyorum. Ama Cumhuriyet tarihinde hiç yapılmamış bir adımı attık. Bir merhaleyi gerçekleştirdik. Daha koalisyon oluşmadan koalisyon protokolü imzalayıp hayata geçirdik.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.