Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Daha çıkmadan en popüler oyunlardan biri olmuştu: Hogwarts Legacy incelemesi

Harry Potter hayranı değilimdir. Hatta filmlerin tamamını izleyip izlemediğimden bile emin değilim ancak Harry Potter evrenini hep sevmişimdir. Büyü yapmanın yanında, kendine has dünyası ve değinilen konular açısından kült olmasını anlamak zor olmasa gerek. 

J.K. Rowling’in yarattığı Harry Potter evreni, ona hem şan ve şöhret kazandırırken, hayranlarına da bambaşka bir fantastik dünyanın kapılarını aralamış oldu. Hogwarts Legacy gibi yapımların da önünü açtı. 

Hogwarts Legacy ise duyurulduğu andan itibaren en çok beklenen oyunlardan biri oldu. Oynanış dinamikleri hakkında ortada fikir dahi yokken oyunun Harry Potter evreninde geçecek olması bile heyecan yaratmıştı. 2001 yılında ilk Harry Potter oyununu görmüştük, sonra yıllar içinde 2002, 2004, 2005 ve neredeyse her yıl yeni bir oyun çıktı. Ta ki 2011 yılına kadar. Sonrasında uzun yıllar Harry Potter temalı oyun görmedik ya da başarılı bulmadık. 

Önceki Harry Potter oyunlarının listesi:

Harry Potter and the Sorcerer’s Stone (2001)

Harry Potter and the Chamber of Secrets (2002)

Harry Potter and the Prisoner of Azkaban (2004)

Harry Potter and the Goblet of Fire (2005)

Harry Potter and the Order of the Phoenix (2007)

Harry Potter and the Half-Blood Prince (2009)

Harry Potter and the Deathly Hallows: Part 1 (2010)

Harry Potter and the Deathly Hallows: Part 2 (2011)

Hogwarts Legacy, Avalanche Software tarafından geliştirilen ve yayıncı tarafında bizleri Warner Bros. Games’in karşıladığı bir yapım, elbette beklenti de büyük. Hogwarts Legacy, PC başta olmak üzere; Xbox Series S/X, PlayStation 5 platformlarında yer alıyor. PS4 ve Xbox One için 5 Mayıs ve Nintendo Switch için ise 25 Temmuz’da çıkış yapacak. Oyunun büyülü dünyası RPG ve üzerine kurulu bir açık dünya. 

Hogwarts Legacy’nin hikayesi ise Harry Potter ve evreninden çok daha öncesinde yani 1890’da geçiyor. Elbette orijinal hikayedeki evrenden bazı isimlerin aileleri var; örneğin Weasley ailesine mensup kişileri ve dahasını görmek mümkün. Oyunda isterseniz cadı, isterseniz de büyücü karakter olmayı seçebiliyorsunuz. 

Oyunda oluşturacağınız karakteriniz çok eğitim almamış ancak yetenekli bir beşinci sınıf öğrencisi olacak. 

Hogwarts okulu özelinde çok daha sakin ilerleyen hikayesi okul dışına çıkınca derinleşiyor. Öyle ki Victor Rockwood’un ve goblinlerle girişilen mücadele oyunun temelini oluşturuyor. Bir goblin olan Ranrok ve onun diktatörlüğü altında yer alan diğer kötücül goblinler oyun boyunca peşimizi bırakmıyor ve onların bu kötülükleriyle mücadele etmemize neden oluyor. 

Oyun bir peri masalı gibi at arabasına binip gökyüzünde uçmanızla başlıyor. Oyunun devasa bir dünyası var. 12 saat oynamayla daha oyunun çok başlarındaydım (toplam 50 saat ile ana hikaye bitti ancak ben yan görevleri, dünyayı keşfe dalmışken, saatlerin farkına varmadım). Bulmacalar var, oldukça basit olmasına rağmen saatlerce farklı mantık yürüterek çözmeye çalışıyorsunuz. O yüzden size önerim: Basit düşünün. 

Büyüler geliştirilebiliyor. Asa kullanımı güzel, etraf ile etkileşime girme durumu oldukça başarılı. 

Oyunda dengeli işlenen bir diğer şey ise farklı milletlerden ve ırklardan insanlara da yer verilmesi. Trans bir karakter dahi var ve oldukça başarılı işlenmiş. Öte yandan bitki ve tohumlar çok pahalı bu yüzden kendi bitkinizi yetiştirmeniz gerekiyor. Oyunda biraz ilerleyip, ana görevleri yaptıkça karakteriniz için özel bir oda tahsis edilecek ve burada istediğiniz gibi can iksirleri yapabilecek ya da bitkiler yetiştirebileceksiniz. 

Oyuna ilk önce karakterinizi oluşturmakla başlıyorsunuz. Tıpkı Sims gibi hazır karakterleri seçebileceğiniz gibi aynı zamanda saçını, yüz şeklini, yüzünde çil mi yoksa Harry Potter gibi yara izi mi olacağına karar veriyorsunuz. Ancak bunlardan önce oyunu ilk kez açarken bazı aşamaları geçtikten sonra sizi bir teste tabi tutuyor oyun. Bu testte verdiğiniz cevaplara göre hangi binadan olacağınız belli oluyor. İsterseniz oyunun size atayacağı binaya mensup olmayıp, hangi binayı seviyorsanız onu seçebilirsiniz.

Bu noktada vereceğiniz karar çok önemli zira bazı görevler değişiyor ve kıyafetler, hocalar ve bazı başarımlar da gittiğiniz binaya göre değişiyor. Ben yaptığım test sonucu Ravenclaw çıktım ve değiştirmedim. 

Hogwarts Legacy oynarken dikkat etmeniz gereken birkaç nokta da bulunuyor. Örneğin benim gibi ana görevleri yapmadan etrafı keşfetmeye boşa zaman harcamamanız gerekiyor. Ana görevleri yapmadığınız zaman pek çok yetenek ve büyü açılmıyor ve düşmanları öldürmek de daha zor bir hale gelebiliyor. 

Ana hikayedeki görevleri yapmak çok daha hızlı ilerlemeyi sağlıyor bu da yan görevleri yapmayı daha keyifli bir hale getiriyor.

Dark Art olayı ise oyunda en sevdiğim detaydı. Hem öğrenmesi hem de kullanması oldukça keyifli olan bu büyüler sayesinde karşınıza çıkan kötü büyücüleri haklayabiliyorsunuz.

Görsel şölen sunan oyunda bir fotoğraf modu bulunmuyor ancak ekran görüntüsü alarak bu büyülü evreni fotoğraflayabiliyorsunuz. Oyun boyunca Profesör Fig ve Sebastian Sallow karakterleriyle iç içesiniz. Elbette diğer hocalar, okul çalışanları ya da öğrenci arkadaşlarımızın verdiği görevleri de yapıyoruz ancak bu ikili oyunda en çok gördüğümüz yüzler oluyor. 

Görevleri yaptıkça açılan onlarca büyü sizi daha da güçlü hale getiriyor. Sebastian Sallow sizi Dark Arts tarafında geliştirirken, okuldaki derslere girmek ya da okuldaki diğer ana görevleri yapmak, savaşırken avantaj sağlayacak büyüleri öğrenmeyi sağlıyor. 

Oyunun artıları:

  • Devasa bir haritası var ve tamamını keşfetmek istiyorsanız onlarca saatinizi buraya vermeniz gerekiyor.
  • Oyundaki ana hikaye ve ona bağlı takip ettiğiniz ara görevlerin hikayeleri oldukça eğlenceli. Hem aksiyon var hem de bir noktaya kadar gizem. Bu sayede oyun dinamik bir yapıya kavuşuyor.
  • Kıyafet tarafında sıkıntınız olmasın zira size en çok gücü sağlayacak kıyafeti giyip, özelleştirme ekranından daha güzel göründüğünü düşündüğünüz pelerini ya da diğer kıyafetleri giyebiliyorsunuz. Bu sayede hem güçlü ekipmanlarla donatılmış oluyor hem de güzel görünmüş oluyorsunuz.
  • Bunun yanında elbette serbestçe dolaşabiliyorsunuz. Ancak bir eksisi var bu serbest tarafın. O da eğer bir görevdeyseniz ve toplayabilecek bir şey gördüyseniz o alandan ayrılmanıza izin vermiyor ve geriye doğru sayan sayaç başlıyor. O süre boyunca ana görev kişisinin yanına gitmezseniz görevi başarısız sayıyor. Bu oyunda sunulan serbestliğin yanında kısıtlayıcı ve yer yer sinir bozan bir detay oluyor.
  • Hogwarts’ın içini tamamen öğrenmek zor, bunun sebebi devasa bir bina yapısının olması. Okulu keşfetmek ve her köşesindeki detayı öğrenmek için heyecanlanıyorsunuz, bu oyunun olumlu özelliklerinden biri. 
  • Oyundaki kombolar, büyü dinamikleri oldukça iyi durumda. Savaşırken kendinizi büyücü ya da cadı gibi hissediyorsunuz. 

Oyunun eksileri:

  • Oyunda o kadar çok toplanabilir şey var ki bu olumlu bir yandan olumsuz hale geliyor. Çünkü bir anda ana görevden uzaklaşabiliyor ve ortalıkta sandık aramaya başlıyorsunuz. 
  • Oyunda Quidditch yer almıyor. Onun yerine küçük müsabakalar ile öğrencilerle süpürge aracılığıyla yarıştığınız bir dünya sunuluyor. Eğer Snitch görmeyi bekliyorsanız bu beklentiler boşa çıkacak zira o da yok. 
  • Oyunun keşif yapısı ne kadar harika işlense de bu yapı daha çok yeni eşya ve ekipman bulma üzerine oturtulmuş olduğu için bir noktada sıkıcı hale gelmeye başlıyor. 
  • Daha çeşitli kötü büyücü görmek isterdim zira birkaç kötü büyücü var ve detaylı değiller. 
  • Aynı düşmanları görmekten sıkılıyorsunuz. 
  • PC’de oynarken, optimizasyonda bazı sorunlar fark ettim. FPS düşüyor ve bazı görsel hatalar da oyun deneyimini olumsuz etkiliyor. Oyuna gelen son güncellemelerle bu sorunlar minimum düzeye indirildi.

Dipnot: Oyunu daha yeni satın alırken Steam incelemelerine de bakmıştım. Tavsiye etmediğini söyleyen bir oyuncunun yorumunda “Hiç kıyafet yok, yetersiz eşya” gibi sitemler vardı. Oyunda bu tarz bir eksikliğin olduğunu düşünmeme neden olan söz konusu yorum tamamen asılsız, bunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim. Çünkü Hogwarts’ın içinde ya da dış dünyada binlerce sandık, kutu, kese ya da ekipman toplayabileceğiniz alanlar var ve bu sayede eğer benim gibi keşfetmeyi seven birisiyseniz bütün pelerin, kostüm, asa, aksesuar ya da şapka gibi ekipmanların tamamını toplayabilirsiniz.

Eğer ilginizi çekiyorsa oyundaki bütün büyüler ve ne işe yaradıkları şurada yer alıyor

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.