Putin ile Şi Cinping’in karar verdikleri ünlü “sınırsız dostluk” sınırına vardı ve Rusya lehine işlemiyor

Le Monde gazetesi yazarlarından Sylvie Kaufmann, 8 Mart’ta yayınlanan makalesinde, Çin’in muğlaklığa oynadığını, fakat Ukrayna’daki savaşta Moskova’ya askerî yardımda bulunma yönünde alabileceği bir karârın yol açacağı tırmanışın da Pekin’in çıkarına olmadığını söylüyor.

Sıfır Kovid politikasındaki kapanmadan sonra hareketlerinde nihâyet serbestleşen Çin diplomasisi, derhal dünyadaki oyunun merkezine yerleşiverdi. Yeni Dışişleri Bakanı Qin Gang’ın incelikli ifâdesiyle, “çalkantılı sular”la başa çıkmak zorunda kalan Pekin, en nefret ettiği şeyle sınanıyor: Net bir tavır alması isteniyor — bu kez de Rusya’nın Ukrayna’daki savaşı konusunda.

Bütün gözler Pekin’e çevrilmiş durumda; çünkü Çin Rusya’ya askerî yardımda bulunma karârı aldığı takdirde çatışma başka bir boyuta savrulacak. Şubat ayında ABD, Pekin’in Moskova’ya silâh teslîmâtına hazırlandığını ileri sürdü; Avrupalı müttefikleri de uyarı beyanlarını artırdılar. Doğru mu yanlış mı bu? Washington, Ukrayna’nın istilâya uğramasından hemen önce kendini kanıtlamış olan bir taktiğe dönmekteydi: Bütün bu planları bozmak için elindeki istihbârâtı öncelikle ifşâ etmekten ibâret bir taktiğe. 7 Mart Salı günü Dışişleri Bakanı Qin Gang yine yalanladı bunu: Hayır, Çin Rusya’ya silâh teslîmâtı yapmıyordu.

Yardım etmediği anlamına gelmiyor bu. Muğlaklık bahsindeki mahâretleri bilinen Çinli yetkililer hiçbir fırsatı kaçırmıyorlar. Ama kaçırılmayan bu fırsatları yakından inceleyen uzmanlar tarafından sonunda bâzı sâbit noktalar tespit ediliyor. Ukrayna’daki savaşın aldığı şekil Çin’i, felâkete yol açacak bir tırmanışa yol açma riski arz eden üstünlüğü kurması için ihtiyaç duyduklarını Rusya’ya sağlamaya teşvik etmiyor. 4 Şubat 2022’de Pekin’de Vladimir Putin’le Şi Cinping tarafından yüceltilen ünlü “sınırsız dostluk” aslında sınırına vardı ve Moskova lehine işlemiyor. “Dostluk bir ‘ittifak’ değildir” diye belirtmişti Dışişleri Bakanı Qin, yılın başında.

“Rus yanlısı bir tarafsızlık”

Rus “stratejik ortağı”nı seferindeyüz üstü bırakmak söz konusu değil elbette. Otuz dokuz kere görüşmüş olan Şi Cinping ile Vladimir Putin’in ortak noktaları: ABD’nin temsil ettiği şeyden nefretleri, çok uzun bir sınır ve ekonomik çıkarlar —mâmul mallar ve teknoloji karşılığında petrol ve gaz.

2 Mart’ta Yeni Delhi’de yapılan G20 Zirvesi’ndeki bölünmelerin gösterdiği gibi, ikisi birlikte, Batılılar’ın çabalarını başarısızlığa uğratmakta etkili bir tandem oluşturuyorlar. Çin Başkanı bugüne kadar Ukrayna’nın istilâya uğramasını kınamaktan ve Başkan Volodymyr Zelensky ile telefon görüşmesi yapmaktan kaçındı. Her ne kadar Çin bu çatışmada taraf tutmadığını iddia etse de, diplomatlar istihzâyla bunun “Rus yanlısı bir tarafsızlık” olduğunu söylüyorlar.

Oysa Çin diplomatlarının en kıdemlisi Wang Yi, Şubat ayı ortasında Moskova’ya gitmeden önce Berlin’de Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmytro Kuleba’yla görüşmüştü. Şi Cinping ise, geçen Eylül ayında, uzun Kovid arasından sonra ilk yurtdışı ziyâreti için Rusya’yı değil, Moskova’yla farklılığını vurgulamakta tereddüt etmeyen eski Sovyet cumhuriyeti Kazakistan’ı seçmişti.

Bunun hemen ardından, Şanghay İşbirliği Örgütü’nün Semerkand’daki zirvesi Şi Cinping’e, bu grubun içinde kimin sözünün geçtiğini gösterme fırsatı vermişti: Başlatma basîretsizliğini gösterdiği bir savaşa batmış olup pek göz kamaştırmayan Putin değildi o.

Bir yıldır Ruslar’ın yaşadığı askerî ve diplomatik hüsran örnekleri, Çin-Rusya ilişkisindeki simetriyi Pekin lehine iyice bozmuş durumda. Eski Sovyet sâhasının Putin tarafından büyük ölçüde bir yanaşmaya çevrilen diğer bir yöneticisi, Belarus Başkanı Aleksandr Lukaşenko da 1 Mart’ta Pekin’e giderek Şi Cinping’e bağlılık beyânında bulundu.

Çin’i potansiyel bir barış havârîsi olarak dünya sahnesine çıkarma avantajı arz ederken, Ukrayna çatışması için öne sürdüğü 12 maddelik “barış planı”nın hakîkî bir barış planı olmamasının ne önemi olabilir? Dolayısıyla Çin Başkanı üçüncü görev dönemine ve ABD ile olan rekabetine, Batı karşıtı dünyanın bir bölümü üzerindeki otoritesiyle ve kendi ülkesinde güçlenen iktidârıyla giriyor.

Avrupalılar’la bağları yeniden kurmak

Washington’la ilişkiler kötü ve Pekin sesini yükseltiyor: Şi Cinping Salı günü ABD’yi, “çevreleme ve kuşatma” manevralarına girişerek Çin’in “kalkınmasına köstek olmak”la suçladı. Rekabet Çin’in bölgedeki komşularına da yayıldı: Hindistan, Filipinler, Japonya, Güney Kore, Güneydoğu Asya…

Pekin, Ukrayna ile Tayvan’ı git gide daha fazla birbiriyle karıştırmaya başladı — ki bu da gerilim artışı korkusu yaratıyor. Halbuki dünyanın istikrarsızlaşmasıyla Çin’in kaybedecekleri, başka bir güç anlayışı olan Rusya’ya nazaran ekonomik bakımdan daha fazla. Çinli yöneticiler tarafından Batı istikametinde başlatılan, Pekin’deki söylenişiyle “Çin’e mahsus” şirin görünme taarruzunun nedenlerinden biri bu.

Avrupalılar’la bağları yeniden kurmaya kalkışan Çinliler, bir taşla iki kuş vurmayı umuyorlar: Ekonomilerini yeniden canlandırmak ve Batı Bloku’nda çatlaklara yol açmak. Aralık’tan beri, Wang Yi yaklaşık on beş Avrupalı mevkidaşıylagörüşmeler yaptı; Ukrayna konusunda ABD’yle oluşturulan gerçek birliğe rağmen, bu mevkidaşların bâzıları ekonomik gerekçeye o kadar da duyarsız değiller. Alman Şansölyesi Olaf Scholz’dan sonra, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron Nisan ayında Pekin’e gidecek.

Buna paralel olarak, pandemi esnâsında Avrupa’da onca hasâra yol açmış olan “cengâver kurt” diplomasisi sessize alındı. Aralık ayı sonunda, Çin’in Avrupa Birliği nezdindeki büyükelçisi Fu Cong, SouthChinaMorningPost’a beyânında, Çin-Rusya dostluğuna iliştirilen o ünlü “sınırsız” ibâresinin kısmen yanlış yorumlanması yüzünden Ukrayna Krizi’nin Çin-Avrupa ilişkilerine zarar vermiş olmasından duyduğu üzüntüyü ifâde ediyordu — kısa süre önce Le Monde’un Şanghay’da sorular yönelttiği Çinli uzmanların da kullandıkları bir gerekçe bu. Bunu kanıtlamanın en iyi yolu, Ukrayna’nın istilâya uğraması konusunda Pekin’in tutumunu gerçekten netleştirmesi olurdu tabiî.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.