CHP İstanbul Milletvekili Yunus Emre: “Hafta sonu yepyeni bir Türkiye ortaya çıkacak” 

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Yunus Emre, 14 Mayıs’taki seçim öncesi partisinin hedeflerini, siyasî atmosferi ve sahadaki çalışmalarını Medyascope’a anlattı. 

CHP İstanbul Milletvekili Yunus Emre, Ankara temsilcimiz Hıdır Göktaş ve muhabirimiz Cansu Timur’un konuğu oldu. Emre, partisinin saha çalışmalarındaki gözlemlerini, son günlerde Erzurum, Şanlıurfa ve İzmir’deki tehdit ve saldırılarla partisinin İstanbul’daki hedeflerini değerlendirdi. 

Kamuoyu araştırmaları ve sahadaki çalışmalara ilişkin gözlemlerini aktaran Emre, önceki yıllarda “CHP’liler yönetemez” algısının olduğunu ancak İstanbul ve Ankara belediyelerinin kazanılmasının ardından bu algının yıkıldığını söyledi. Sahadaki çalışmalarda karşıt kesimlerle de bir araya geldiklerini söyleyen Emre, “dirençli seçmen” grubuna yönelik gözlemlerini şöyle anlattı:

“Psikolojik aidiyet bağlılık hisseden, ‘benim partim, benden’ gibi gören seçmenler var. Bir de ‘attığı bazı adımları beğeniyoruz’ diyen vatandaşlarımız vardı. Psikolojik bağlılıkla kendini ait hisseden vatandaşlarımızda önemli bir devam etme hali var. AK Parti döneminde benim yaşam koşullarım iyileşti düşüncesiyle, performansa dayalı oy vermiş vatandaşların tamamını ise AK Parti kaybetmiş durumda.”

“Terör örgütleri ile en ufak ilişkisi olmayacak bir partiyiz”

“Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) cumhurbaşkanı adayı çıkarmamasının ardından ‘CHP, PKK ile işbirliği yaptı’ argümanını sunan seçmenlere kendinizi anlatabildiniz mi?” sorusuna ise Emre, şu yanıtı verdi:

“Siyasi hayatımızda bazen bu oluyor. Taraftarlık hissiyatını çok abartmış, iletişim, dil, propagandanın esiri olmuş bir seçmen kitlesi var. Bizim de belki bir kabahatimiz var, derdimizi anlatamamışız. Herkes şunu biliyor ki biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak cumhuriyeti kuran partiyiz. Bizim en temel anlayışımız vatandaşlıktır, vatandaşların eşit olmasıdır. Biz böyle bir kökenden gelen bir parti olarak bu bahsi geçen terör örgütleri ile de onların liderleri ile de en ufak bir ilişkisi olamayacak bir partiyiz. Kürt sorununun çözümü bakımından TBMM’yi adres olarak gösteriyoruz. Bu politikamızı bugün değil yıllardır sürdürüyoruz. 

“Genel Başkanımız bu konularla meşgul değil”

Bu hissiyatlar bazı vatandaşlarımızda vardır. Ama bu oldukça sınırlı bir kesimdir. Belli ezberlere dayalıdır. Siyasî propaganda araçları tarafından endoktrine edilmiştir, Türkiye’nin çoğunluğu değildir. Zaten Genel Başkanımızın kampanyasına da bakıldığında, bununla da meşgul değil genel başkanımız.”

“Rakip partilerin elini sıkıyoruz”

Emre, son günlerde İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’na Erzurum’da; çeşitli illerde de CHP seçim bürolarına yapılan saldırıları şöyle değerlendirdi:

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

“Burada iki şey bir arada. AKP ve MHP’li vatandaşlarımızın kolektif davranışlarında kaybediyor olmanın verdiği tepki var. Bu arkadaşlarımızı harekete geçiren ‘gizli bir el’ var. Bu ‘gizli elin’ devreye girmesine imkan sağlayan bir psikolojik ortam var. Biz bir mahalleye gittiğimizde rakip partilerin ellerini sıkıyoruz, ‘hayırlı olsun’ diyoruz. Bir şekilde Türkiye’de bu seçim kampanyasında bizim rolümüzün böyle olması gerektiğine inanıyoruz.”

“20’li yaşlardan itibaren yönetim üzerine kafa yormuş”

“Kemal Kılıçdaroğlu – Hakça Paylaşmak İçin Toplumsal Adalet” kitabında CHP liderinin makale, söyleşi ve konuşmalarını derleyen Emre, Kılıçdaroğlu’nun bilinmeyen yönlerini ise şöyle anlattı:

“Genel Başkanımızın katmanlı bir kişiliği var. O katmanları geçtiğinizde daha iyi tanıyorsunuz. Siyasî kişilik olarak kameraların önünde gördüğünüz, bir de özel sohbetlerde konuştuğunuz bir Kılıçdaroğlu var. Çok erken yaşlarda Türkiye’yi düşünen, Türkiye’de etkili, halka hesap veren, yolsuzlukların olmadığı bir yönetim, denetim ilkesinin doğru dürüst işlediği bir yönetimin üzerine kafa yormuş. 20’li yaşlarından itibaren yazılar yazmış, görüşlerini kamuoyu ile paylaşmış. Yazılarda son derece eleştirel bir tutum da var. Maliye Bakanlığı’nın bir bürokratı olarak başta kendi çalıştığı bakanlık olmak üzere devlet kuruluşlarına ‘Bunlar yanlış’ diyen biri. Devletin nereden nereye geldiğini gösteren bir durum da var. Bunu yaptığı için başına bir iş gelmemiş. ‘Vay efendim sen bir memur olarak bizi neden eleştiriyorsun, seni Ankara’dan sürüyoruz’ dememişler yani. Tabii o yazılarda kimseye şahsi bir husumet yok, politikalara ilişkin eleştiriler var. 1960’lı yıllar Türkiye’de çok özel bir dönem. 

“’Fikir işçisi’ bir Kılıçdaroğlu gördüm”

Genel Başkanımızın o yıllardaki yazılarını takip ettiğimizde şunu görüyorsunuz çok iktisat tarihi okumuş. O yıllarda olduğu gibi Türkiye’nin güncel problemlerinin çözülebilmesi bakımından okumuş. O yüzden ben bu makaleleri toplarken hiç aslında kamuoyunun tanımadığı, Ahmed Arif’in deyimiyle ‘fikir işçisi’ bir Kılıçdaroğlu gördüm. Buna da çok şaşırdım. Genel Bşkanımızın önemli bir okur olduğunu biliyordum ama böyle yazan bir insan olduğunu, görüşlerini yazılar suretiyle paylaşan bir insan olduğunu anladım. Bülent Ecevit yazarak düşünen bir insan. Sayın Genel Başkanımızda da yazarak düşünme özelliğinin olduğunu bu yazılarda gördüm. Yolsuzluk gibi konularda son derece tutarlı görüşlerinin olduğunu gördüm.”

14 Mayıs’taki seçimle ilgiliyse Yunus Emre, “Hafta sonu yepyeni bir Türkiye ortaya çıkacak. Kılıçdaroğlu’nun kitapta da gündeme getirdiğiniz yazılarındaki konuları uygulama imkânı olacak. Bütün mücadelemiz adalet için” dedi.