Bundesliga’da şampiyonluk yarışı nefes kesiyor. Medyascope Spor’un podcasti Bundesliga 101’den Öner Tavtay, Alman futboluna ışık tuttu.
Bayern kendi evinde Leipzig’e nasıl kaybetti? Son hafta Bayern’in şansı var mı?
Çok ilginç bir Bayern Münih-Red Bull Leipzig maçını geride bıraktık. Ligin üst sırasını yakından ilgilendiren bu maçı kazanan Leipzig olurken zirvede dengeler değişikliğe uğrayabilir. Alınan 3-1’lik galibiyetten sonra Leipzig, Union Berlin’in de puan kaybetmesiyle 3. sıradaki yerini garantileyerek Şampiyonlar Ligi biletini cebine koydu. Union Berlin ise Hoffenheim mağlubiyetiyle Freiburg ile aynı puanda kaldı ve ilk dört rüyasını son maça bıraktı. Diğer taraftan da sadece 1 puan farkla liderlik koltuğunu elinde tutan Bayern, liderliği tekrar kaptırdı. Gelin maçın analizini hep beraber yapalım.
Bugüne kadar 16 kez karşı karşıya geldi Leipzig ve Bayern. Bu maçların sadece birini Leipzig kazanırken, altısı berabere bitmişti. Geri kalan dokuz maçı ise Bayern kazanmıştı. Leipzig’in Allianz Arena karnesi ise 6 maçta 2 beraberlik ve 4 mağlubiyet şeklindeydi. İstatistikler ibrenin Bayern’den yana olduğunu gösteriyordu ki maçın favorisi sayılmaları şaşırtıcı değildi. Gelgelelim, Tuchel takımın başına geçtiğinden beri Bayern, reaktif bir futbol oynayarak eski coşkulu havasından uzak bir hale bürünmüştü. Bu süre zarfında kaybettiği maçlar, bazı haftalar liderlik koltuğunu kaptırmasıyla sonuçlanmıştı. Son mağlubiyetini Mainz deplasmanında almışlardı ve öne geçtiği maçı vererek 3-1 kaybetmişti Bayern. Ardından 3 maçlık bir galibiyet serisi başlattı. Etkileyici bir oyun sergilemese de Hertha Berlin ve Werder Bremen’i geçmeyi başardılar. Schalke maçı ise Thomas Reis’in rotasyon aşkı yüzünden çok daha kolay bir galibiyete sebebiyet verdi. Schalke’yi 6-0 gibi müthiş bir skorla geçerken eski Bayern’den de esintiler görmüştük. O doymak bilmeyen Bayern havası geri dönmüştü. Sıkı takipçiler bunun bir yanılsamadan ibaret olduğunu fark etmiştir. Schalke, özellikle defans hattında yaptığı rotasyonla 3 puanı altın tepside sunmuştu. Farklı galibiyetin getirdiği özgüvenle Leipzig’i ağırlayacak olmaları büyük bir şanstı. Ev sahibi olmaları da Leipzig karşısında bir sürpriz yaşamalarını güçleştirecekti. Nitekim öyle olmadı ve Tuchel faktörü devreye girdi. Şimdi temelde maç içerisinde yatan sorunları şöyle bir inceleyelim.
Upamecano’nun sakatlıktan yeni çıkması sebebiyle yedek kulübesinde olması Pavard’ı tekrar stoper pozisyonuna itti. Bu durumda Mazraoui ilk 11’de yer alırken, Joao Cancelo da sol bekte yer aldı. Şimdi maça geçmeden evvel eklemek istediğim bir detay var. O da bu sezon iki takımın da daha önce neredeyse hiç giymediği formalarıyla çıkması harika bir detaydı. İki formanın tasarımlarını da çok beğendiğimi söylemeden geçemeyeceğim.
Müsabakaya Bayern fırtına gibi başladı ve Leipzig’i yarı alanına hapsetti. Arka arkaya tehlikeli ataklar sonucunda Bayern’in formda oyuncusu Gnabry, Müller’in pasında ceza sahası içine kıvrıldı ve adeta mükemmel bir vuruşla topu direkten ağlara gönderdi. Tribünlerin de ayağa kalkmasıyla birlikte Bayern ikinci golü aradı. Neredeyse 35. dakikaya kadar hücumda gözükmeyen Leipzig, ufaktan kendini göstermeye başlayıp Sommer’i test etti. Kalan dakikalarda kontrolü yine eline alan Bayern, ilk yarıyı 1-0 önde kapattı. xG istatistiğinde bile Bayern 1.23 – 0.30 ile rakibinin çok daha önündeydi. İkinci yarı bir gol daha atarak rakibin direncini kıracak bir Bayern bekleniyordu. Leipzig cephesinde ise Marco Rose, Simakan’ı kenara alıp Henrichs’i sahaya sürdü. Bayern adeta skoru korumaya çalışan bir takım hüviyetine bürünürken Leipzig topla daha çok oynayan taraf haline gelmişti.
Leipzig, ilk yarıda topu 20.4 saniyede geri kazanırken dakikalar 53’ü gösterdiğinde bu süre 17.6 saniyeye kadar inmişti. Bir süre sonra bu baskıyı kırmayı başaran Bayern tekrar atak yapmaya başladı. Dakikalar 64’ü gösterdiğinde kullandıkları korner sonrası atak tazelemeye çalışan Bayern’de Coman topu Laimer’e kaptırdı ve bir anda dörtlü hat halinde kontraya çıktı Leipzig. Önlerinde sadece Joao Cancelo vardı. Hemen arkalarında ise yine üçlü bir blok halinde onları takip eden Bayern’liler bulunuyordu. Laimer topu sağındaki Nkunku’ya verdi o da diğer arkadaşlarına topu ulaştırmak isterken seken top tekrar Laimer’i buldu. Laimer de çok sert bir vuruşla topu ağlara gönderdi. Bu yaşanan şok, Bayern’i dağıtan ilk andı. Böyle bir kontra yiyeceklerini tahmin etmiyorlardı.
Beraberlik golünden sonra Leipzig iyice cesaretlendi. Dakikalar 74’ü gösterdiğinde Nkunku, Pavard’ın müdahalesiyle yerde kaldı. Hakem Deniz Aytekin tereddütsüz penaltı noktasını gösterdi. Penaltıyı alan Nkunku, topu ağlara göndererek takımını öne geçirdi. Gol sevincinde de Bayern Münih logolu bir balonu şişirmesi rakibini psikolojik anlamda yıkan detaylardan biriydi. Bu golden sonra Bayern adeta transa geçti ve kontrolü kaybetti. Dakikalar 82’de ekrana gelen xG istatistiğinde Leipzig’in 1.41’e 1.32’lik üstünlüğü vardı. Bu da Bayern’in ikinci yarıdaki hayalet futbolunu kanıtlar nitelikteydi. İstatistiğin gösterimden 2 dakika sonra Leipzig’in Halstenberg ile kullandığı kornerde Olmo ön direğe koşarak topu kafasıyla arka tarafa doğru aşırdı. Topa kurallar dahlinde müdahale etmek isteyen Mazraoui başaramadı ve refleks göstererek topa koluyla vurarak yönünü değiştirdi. Yardımcısının da uyarısıyla Deniz Aytekin tekrar penaltı noktasını işaret etti. Bu sefer topun başına geçen Szoboszlai, Bundesliga kariyerindeki ilk penaltı golünü kaydetti. Allianz Arena’da soğuk duş etkisi hakim oldu. Kalan dakikalarda da başka gol olmayınca Bayern, liderliği altın tepside Dortmund’a uzattı.
Şimdi maçın istatistiklerine geçmeden evvel maç sonundaki açıklamalara göz atalım. Dominik Szoboszlai verdiği röportajda maçtan evvel Karim Adeyemi ile telefonda görüştüğünü ve kendisinin en iyi arkadaşlarından biri olduğunu söyledi. Adeyemi’nin kendisine lütfen elinden geleni yap dediği, karşılığında da zaten Şampiyonlar Ligi’ni garantilemek için galibiyete konsantre olduklarını iletti. “Böylece hem takımıma, hem de sana yardımcı olmuş olurum. Bu onun içindi. Şimdi artık her şey senin ve Dortmund’un elinde.” Bu röportajın ardından Thomas Müller geldi ve maçı kendi yaptıkları hatalarla kaybettiklerini söyledi. İlginç bir şekilde artık baskının Dortmund’un üstünde olduğunu ve kalan ik, maçlarını da kazanmaları gerektiğini ekledi: “Haftaya tekrar bir şansımız olacak. Yarınki maçta sonuç ne çıkarsa çıksın çok çekişmeli bir son hafta olacak, şampiyonluk daha kaybedilmedi.” Müller’in hâlâ duygusal açıdan etkilenmemiş olması gerçekten takdire şayan bir profesyonellik göstergesiydi. Ardından gelen De Ligt ise daha şaşkındı ve sonucun çok kötü, çok hayal kırıklığı yarattığını ve maçı kendi elleriyle verdiklerini söyledi. Gollerin nasıl kendi hatalarından geldiğini anlattı.
Maçta göze çarpan bazı isimlere de değindikten sonra istatistiklerden bahsederek yazımızın sonuna gelebiliriz. Mağlubiyete rağmen Bayern tarafında Joao Cancelo ve Gnabry harika oynadı. Özellikle Cancelo, Bayern ataklarını zaman zaman şekillendiren isim oldu. Gerçekten top ayağına çok yakışan bir isim ve bu konuda çok etkili. Gnabry ise Tuchel döneminde hücumda parlayan tek isim diyebiliriz. Bu maçı da boş geçmedi ama takımının mağlubiyetine engel olamadı. Leipzig tarafında ise Blaswich, Laimer, Orban ve Szoboszlai performanslarıyla öne çıktı. Bana göre esas maçın kahramanı Deniz Aytekin’di. Şu an için Bundesliga’nın en iyi hakemi desek yalan olmaz. Verdiği kararlar, oyunculara yaklaşımı, maç içi gerginlikleri rahatça çözmesi ile örnek bir hakem görüntüsü sergiliyor. Aytekin’in UEFA’nın en elit hakemleri kategorisinde yer alması gerektiği kanaatindeyim.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Gelelim maçın istatistiklerine. xG’de Leipzig’in 2.42’ye 1.66’lık üstünlüğü var. Leipzig 16 şut çekip bunların yarısında isabet bulurken, Bayern çektiği 17 şutun sadece 4’ünde isabet bulabildi. Topla oynamada %59’luk bir Bayern üstünlüğü var. Bayern’in 568 pasına karşılık Leipzig’in 379 pası bulunuyordu. Koşu mesafesinde ise Leipzig 117 kilometre ile rakibinden yarım kilometre daha fazla koşmuştu. Maçın en çok koşan oyuncusu ise 12.8 kilometre ile Kimmich oldu. En fazla ikili mücadele kazanan isim ise seneye Bayern formasıyla izleyeceğimiz Konrad Laimer’di. Bayern’in üstün olduğu istatistiklerin ne denli içi boş kaldığını maçı izleyince rahatlıkla anlayabiliyorsunuz.
Yazının sonuna gelirken Salihamidzic ve Kahn ikilisinden bahsetmeden geçmeyelim. Leipzig’in gollerinden sonra sık sık görüntüye geldiler. Özellikle Nagelsmann’ın gönderilip Tuchel’in getirilmesinde en büyük pay sahibi Kahn’ın canı çok sıkkındı. Muhtemel bir şampiyonluğun kaybedilmesi senaryosunda ikiliden Kahn’ın kesinlikle kovulacağını düşünüyorum. Her ne kadar Salihamidzic, Tuchel’e güveniyoruz dese de bu sürecin yaz döneminde de çözüleceğini sanmak biraz hayal satmak gibi. Eğer Tuchel yeniden yapılanacaksa Bayern’in alışılagelmiş oyun tarzını değiştirecekse bunu yeni oyuncu gruplarıyla yapması gerekecek. Özellikle Kimmich, Goretzka, Thomas Müller gibi dominant futbol oynamaya alışkın oyuncularla bunu başarması oldukça zor. Ayrıca Bayern’in skor korumaya yönelik oynaması, hiçbir zaman iyiye işaret göstermedi. Kendilerine altın tepside sunulan liderliği Dortmund’a bıraktılar. Artık son hafta Köln deplasmanında galip gelerek Dortmund’un puan kaybını beklemek zorunda kalacaklar. Buradan önerimiz Salihamidzic ve Kahn’ın yanlarına tansiyon aleti ve bol bol peçete almaları olacaktır. Kolay değil 10 senenin ardından şampiyonluğu kaybetmenin mimarlarından sayılacaklar. Bir sonraki yazıda Dortmund’un Augsburg zaferini değerlendireceğiz. O zamana kadar futbolla kalın!
Yazan: Öner Tavtay
Editör: Doğa Üründül