Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Premier Lig Panorama: İkinci haftanın öne çıkanları

Premier Lig’de ikinci hafta maçları geride kaldı. Medyascope Spor’dan Öner Tavtay, bu haftaki Premier Lig Panorama’da Tottenham–Manchester United ve Manchester City–Newcastle United maçlarını inceledi. Hazırsanız hemen başlayalım!

Tottenham 2-0 Manchester United

Harry Kane’in ayrılmasından sonra ilk maçında Brentford’dan 1 puan koparabilen Tottenham’ın Manchester United karşısında neler yapacağı merakla bekleniyordu. Bir önceki maçın 11’inden sadece Skipp yerine Pape Sarr orta sahada görev aldı. Manchester United’da ise ilk 11 bir önceki haftanın aynısıydı. Skora rağmen maçta çok sayıda şut çekildi. Tottenham 17 şut çekip 6’sında isabet bulurken, Manchester United ise çektiği 22 şutun sadece 6’sında isabet buldu. Gol beklentisi(xG) istatistiğinde ise 1.74’e 2.06 ile United’ın üstünlüğü olmasına rağmen skor aleyhine sonuçlandı. İkinci yarının başında Pape Sarr’ın bulduğu golden sonra Tottenham, topu daha çok rakibine bıraktığı için Manchester’ın şut istatistiklerinde artış görüldü. Takımların durumlarında ise United’da 9 numara eksikliği çok büyük bir problem teşkil etmeye devam ediyor. Rashford bu bölgede performans veremiyor ve takımını bir nevi eksik bırakıyor. Oyundan alındıktan sonra gösterdiği tepkinin de buna yönelik olduğunu düşünüyorum. Diğer tarafta ise Tottenham bir makine gibi işliyordu. Van de Ven, Rashford’ı savunmada kitlemeyi başarmış, orta saha kontrolünü de Sarr ve Bissouma ikilisi almıştı. Tottenham’da olumlu performans vermeyen tek oyuncu Richarlison oldu. Tottenham’ın taktiği o kadar iyi işledi ki Son-Maddison-Kulusevski üçlüsü çok rahat hücum edebildiler. Kulusevski’nin Shaw’ın arkasına attığı koşularla ilk yarıda ciddi tehlikeler yarattı. İlk yarının kilit noktası ise 36.dakikada Bruno Fernandes’in bomboş pozisyonda kafayla topu dışarı atmasıydı. Dakikalar 40’ı gösterdiğinde de Pedro Porro’nun füzesi üst direkte patladı, dönen topu tekrar kale sahasına çeviren Sarr’ın pası da Martinez’e çarparak direkten döndü ve kornere gitti. İkinci yarıda golden sonra United, Antony’nin direkten dönen ve Casemiro’nun kafa vuruşu dışında ciddi bir pozisyon bulamadı. Tottenham ise kontradan pozisyonlar bulurken Udogie ve Son net pozisyonlar kaçırdı. Dakika 83’te de Ben Davies’in şutu Martinez’e çarptı ve ağlara gitti. Tottenham bu etkileyici oyunu sergileyerek aldığı galibiyetle büyük takımlara gözdağı vermiş oldu.

Bissouma’nın topla buluştuğu noktalar. (Görsel: Maçkolik)

Maçın oyuncusu olarak sahada neredeyse ayak basmadık yer bırakmayan Yves Bissouma seçildi. Topla buluşma haritası bile bunu kanıtlar nitelikte. 74 kere topla buluşan Bissouma 51 pasın 45’inde isabet buldu. 4 kez top kapıp, 16 ikili mücadelenin 10’unu kazanarak orta sahadaki dominasyonu kanıtlamış oldu. Geriden oyun kurulumunda savunmadan aldığı topu ileri taşıma görevini de başarıyla yerine getirdi. Hem 6, hem 8 görevini de başarıyla yerine getirebiliyor olması da Tottenham için büyük bir şans diyebiliriz. Sarr ile harika bir ikili olarak gözüktüler. Eminim teknik direktör Postecoglou da bu ikiliyi önümüzdeki haftalarda bozmayacaktır. Bissouma dışında da Maddison’a bir parantez açmak gerek ki maçta istediği her şeyi rahatlıkla yaptığı. Attığı kilit paslar, uzun toplar ve rahatça topu üçüncü bölgeye taşıyarak rahat oyun kurma imkanı bularak gerçek bir 10 numara olduğunu bizlere kanıtladı. Herhangi bir gol veya asist kaydetmese bile maçın en etkili oyuncularından biri olmayı başardı.

Manchester City 1-0 Newcastle United

Hafta içi UEFA Süper Kupa’da Sevilla karşısında çok zorlanan City’nin Newcastle karşısında da ciddi sorun yaşayacağını düşünüyordum. Fakat beklentimin tam tersine City dominasyonundan Newcastle varlık bile gösteremedi. Özellikle Joelinton-Guimaraes-Tonali üçlüsü beklentilerin altında kaldı ve Rodri-Kovacic ikilisine adeta teslim oldu. Rodri-Foden-Alvarez üçgeninden çok ciddi pozisyonlar yakalayan City golü de bu üçlünün pas trafiğiyle buldu. Alvarez harika bir vuruşla maçın tek golünü kaydetti. City’nin çektiği 14 şutun 7’sinin engellenmesi de ikinci golün gelememesinde bir faktör oldu. %60 topla oynayan City, Newcastle’a kontra fırsatı bile tanımadı. Walker’ın fiziksel üstünlüğü karşısında ezilen Gordon da bir süre sonra oyun disiplininden kopunca Newcastle’ın tüm umutları kayboldu. De Bruyne’ün yokluğunda Kovacic 105 kez topla buluşup 95 pasın %94’ünde isabet bulurken, Rodri de 146 kez topla buluşup 132 pasın %90’ında isabet buldu. 12 uzun pas atan Rodri bunların 9’unda isabet buldu. Tahmin ediyorum ki bu istatistiklere rağmen Rodri neden maçın oyuncusu seçilemedi diye soruyorsanız, gelin cevabına hep birlikte bakalım.

Foden’ın topla buluştuğu noktalar.

Üçüncü bölgede neredeyse adım atmadık yer bırakmayan Foden, sadece maçın oyuncusu olmakla kalmayıp belki de haftanın oyuncusu adaylığında bir performans gösterdi. 69 kez topla buluşup 54 pasın %91’inde isabet buldu. Maç boyu 7 kilit pas atan Foden, toplamda 9’u bularak Avrupa’nın 5 büyük liginde en çok kilit pas yapan oyuncu oldu.

Foden’ın attığı anahtar paslar.

Rakip ceza sahasında 4 kez topla buluşan Foden 3 çalım denemesinin de hepsinde başarılı ve oldu ve Alvarez’e de asisti yaparak maçın oyuncusu seçildi. Rodri-Kovacic ikilisi Newcastle presini hat kıran paslarla aşarak rakibinin pres gücü yüksek orta sahasını yorarak oyundan düşürdü. Özellikle Kovacic üçüncü bölgeye attığı hat kıran 10 pas ile bunu bizlere kanıtladı. Bu pasların tamamı Foden’a ulaşırken City, Foden’ın içeri kat etmelerini kullanarak zaman zaman Foden üstünden, zaman zaman da Foden’ın içeri kat etmesiyle sağ çizgiyi bomboş kullanan Walker’la ciddi tehlikeler yarattı.

Kovacic’in Foden’a attığı paslar.

Manchester City, De Bruyne’den uzun bir süre uzak kalacak olsa bile hala çok korkutucu gözüküyorlar. Yakın zamanda takıma katılacak Doku’yla birlikte patlayıcı güçleri daha da artacaktır. Sevilla ve Newcastle maçlarını izlemişseniz iki maçtaki Foden’ın farkını anlamışsınızdır. Sevilla maçında Foden 10 numara pozisyonunda oynamış fakat çok etkisiz kalmıştı. Sağ kanatta oynayan Palmer ise beraberlik golünü bulmuş ve zaman zaman da karşı kalede tehlikeler yaratmıştı. Newcastle karşısında ise kendi pozisyonuna geçen Foden, Alvarez’le birlikte Newcastle savunmasına çok zorlu anlar yaşattı. Bir önceki yazıda da söylediğim gibi Alvarez’in evrildiği yeni rol çevresinde oynayan oyuncuların daha çok parlamasına sebep olacaktır.

Premier Lig Panorama’nın ikinci bölümünün de sonuna geldik. Haftaya tekrar görüşmek üzere!

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.