Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Can Atalay için 54 baro AYM önünde eylem yapacak | TODAM: “Avukatlara karşı düşmanca inanışlardan uzaklaşılmalı”

Toplumsal Dava ve Hukuk Araştırmaları Merkezi (TODAM), TİP milletvekili Can Atalay için eylem yapan avukatlara polisin fiziksel şiddet, işkence ve kötü muamele uyguladığını belirterek rapor yayımladı. 54 baro yarın Anayasa Mahkemesi (AYM) önünde Can Atalay’ın serbest bırakılması ve Meclis’e gelebilmesi için bir kez daha eylem yapacak. 

Aralarında İstanbul, Ankara ve İzmir’in de bulunduğu 54 baro, TBMM 28. dönemde Türkiye İşçi Partisi’nden Hatay Milletvekili olarak seçilmesinin üzerinden 115 gün geçmesine karşın serbest bırakılmayan Gezi tutuklusu Can Atalay için yarın (8 Eylül) Anayasa Mahkemesi önünde eylem yapacak. Toplumsal Dava ve Hukuk Araştırmaları Merkezi (TODAM) eylem öncesinde avukatların Atalay için 8 Haziran’da yaptığı eylemi hatırlatarak, polisin müdahalesindeki ihlalleri raporlaştırdı. 

Avukatlar, 8 Haziran 2023’te Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili Can Atalay’ın tutukluluğunun sona erdirilmesi için yedi ilde eş zamanlı eylem yapmak istemişti. Polis, Ankara Adliyesi’nde basın açıklaması yapmak isteyen avukatların önünü kapatmış ve binanın içine girmelerini engellemişti. Avukatlar, müdahale nedeniyle basın açıklaması yapamamıştı. 

Toplumsal Dava ve Hukuk Araştırmaları Merkezi (TODAM) Anayasa Mahkemesi önünde yapacakları eylem öncesinde avukatlara yapılan polis müdahalelerini ve hak ihlallerini rapor olarak hazırladı. Raporda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, toplantı ve gösteri yürüyüşü kanunu ve Avukatlık Kanunu hatırlatılarak, avukatlara hakaret, fiziksel şiddet, işkence ve kötü muamele uygulandığı tespit edildi. 

Eyleme katılan avukatlar yaşadıkları engellemeleri raporda şu sözlerle anlattı:

“Darp edilmemizi izlediler”

Avukat Dilara Mahmure Dolgunyürek: “Benim bu süreç içerisinde kolum iki kalkan arasında sıkışıp kaldı. Sonrasında birkaç polis ile itişme yaşadım. Başıma polis kalkanı ile birkaç kere vuruldu. Bu esnada hareket alanımız kısıtlandığı için cübbemden ve kolumdan çekiştirilerek gözaltına alınmaya çalışıldım. Ancak meslektaşlarımın korumasıyla gözaltına alınmaktan kurtuldum. Kolumda ezik ve morluklar vardı. Bir kadın polis memurunun tekmesine ve hakaretine maruz kaldım. Aynı zamanda adliyenin özel güvenlik görevlileri de kapıyı açmayıp bizim orda darp edilmemizi izlediler. Kapıları zorla açtırdığımızda ise bizi içeri almama konusunda direndiler.”

“Alınan darbeler sonucunda kanamalar meydana geldi”

Avukat Feyza Nur Öz: Polisle bizim aramızda yaşanan gerginlik boyunca yaşlı meslektaşlarımızın üzerlerine yüründü. Darp edilmeye çalışıldılar. Birçok meslektaşımız kullanılan orantısız güç sebebiyle yere düştü ve polisler tarafından yerde sürüklendi. Bazı meslektaşlarımızın aldığı darbeler sonucunda baş ve yüz bölgelerinde kanamalar meydana geldi. Aynı zamanda olan biteni kayıt altına almaya çalışan meslektaşlarımızın cep telefonları polisler tarafından yere atıldı. Bir kadın meslektaşımızın burnuna polis tarafından yumruk atıldı. Bir erkek meslektaşımıza karşı birkaç polis birlikte darp ettiler.”

“Nefesimin kesildiğini hatırlıyorum”

Avukat Erdem Deniz İnanan: “Adliyeye (binaya doğru) iteklenirken bir kısım meslektaş merdivenlerin köşesine sıkıştırılmıştı ve buna rağmen iteklenmeye devam ediliyorlardı. Benim de içinde bulunduğum bir grup ise döner kapının içerisine itildi, döner kapı ise durdurulmuştu artık duvar etkisindeydi. Dar alandaki kalabalık ve döner kapının içerisinde sıkıştırılmış olmaktan dolayı nefesimin kesildiğini hatırlıyorum. Bulduğum ilk fırsatta bu alandan çıkıp yandaki ufak kapıdan adliye içerisine girdim. İçeriye girdikten bir süre sonra alnımda bir ağrı hissettim, elimi alnıma attığımda parmaklarıma kan bulaştı, başımda kesik oluşmuştu.”

“Kamu otoritelerinin toplantı ve gösteri yürüyüşüne müdahale etme yetkileri sınırlandırılmalı”

Raporun sonunda ihlallere ilişkin değerlendirmede bulunan TODAM, kamu otoritelerinin insan hakları savunucularına karşı olumsuz bir önyargı ile hareket ettiğini vurguladı. Eylemlerde engellemelere karşı TODAM, şu önerilerde bulundu:

“Anayasa ve AİHS ile çelişen 2911 sayılı kanun ilga edilerek demokratik-özgürlükçü bir yasa ihdası gereklidir.

Barışçıl gösteriye müdahale eden kolluk görevlilerine karşı idari cezai yaptırım sistemleri geliştirilmeli ve caydırıcı mekanizmalar geliştirilmelidir.

AYM, barışçıl gösteriye katılmasına ve eylemleri barışçıl sınırlar içerisinde kalmasına rağmen polis şiddeti gören yurttaşlara hem gösteri hakkı ihlali hem kötü muamele yasağının ihlalinden tazminat ödenmesine karar vermektedir. Bu tazminatlar, zor kullanma yetkisini aşan ve görevini kötüye kullanan kolluk görevlilerine rücu edilmeli ve rücu mekanizmaları düzenlenmelidir.

Kamu otoritelerinin toplantı ve gösteri yürüyüşüne müdahale etme yetkileri sınırlandırılmalı ve istisnai olmalıdır.

Avukatların yargının vazgeçilmez unsuru ve hak savunuculuğunun tartışılmaz özneleri olduğu kabul edilmeli, hedef gösterilmemeli, kamuoyunda avukatlar ve avukatlık mesleği ile ilgili yanıltıcı, önyargılı, düşmanca, yanlış söylem ve inanışlardan uzaklaşılmalıdır.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.