İklim kanunu geliyor | Av. Gayretli: “Taslakta ticari faaliyetler için emisyon ticaret sistemi düzenleniyor, adına da iklim kanunu diyorlar”

Hükümetin hazırlığını yaptığı iklim kanunu taslağını, Ankara Sanayi Odası paylaştı, çevre örgütleri ve STK’lar tepki gösterdi. Temiz Hava Hakkı Platformu’ndan avukat Ceren Pınar Gayretli, üç yıldır konuşulan taslakları Medyascope için değerlendirdi. Gayretli, taslağın, iklim kanunu olmadığını, yalnızca ticari faaliyetler için emisyon ticaret sistemini düzenlediğini belirtti.

Ankara Sanayi Odası (ASO) internet sitesinde, 18 Ağustos’ta “Taslak İklim Kanunu” paylaştı. Taslağın bir süre sonra erişime kapatılması, “yanlışlıkla paylaşıldı” yorumlarına neden oldu ancak taslak bir süre sonra tekrar erişime açıldı. Taslağın ortaya çıkmasının ardından, AKP Milletvekili, TBMM Çevre Komisyonu Başkanı ve eski Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, iklim kanunu hazırlıklarında sona gelindiğini ve Meclis’e sunacaklarını, 25 Ağustos’ta “Bu kanunla gelecek nesillerimizin çevre hakkını koruyacak, çevre ve iklim adaletini en güzel şekilde tesis edeceğiz” diyerek duyurdu. 

Temiz Hava Hakkı Platformu’nda danışman olarak çalışan Avukat Ceren Pınar Gayretli, taslak kanunu Medyascope için değerlendirdi. Gayretli, taslağın, iklim kanunu olmadığını, yalnızca ticari faaliyetler için emisyon ticaret sistemini (ETS)  düzenlediğini belirtti. Taslağın “İklim adaletini sağlamak için değil, ticari kaygıyla yapıldığını” belirten Gayretli, “Bu düzenlemeler şu anki haliyle öyle yorumlanabilir ki, kâr odaklı kullanılabilir” dedi.

“Emisyon ticaret sisteminin üst sınırı yok”

Avrupa Birliği’nde uygulanan ve 2026 yılında Türkiye’nin Avrupa ile ticaretine getirilecek olan sınırlı karbon vergisi nedeniyle ETS’ler üzerine düzenleme yapıldığını belirten Gayretli, şunları söyledi:

“Avrupa Birliği’nde emisyon ticaret sisteminde, sera gazı salan tüm şirketlere ya da yapılara belli kotalar veriliyor. Bu kotalara göre üretim yapmaları ya da sanayi faaliyetlerinde bulunmaları gerekiyor ve karbon salınımını azaltmak için sınır belirleniyor ama bizde herhangi bir sınır da yok. Bir emisyon ticaret sisteminden bahsediliyor ama ticaret sisteminin üst sınırının ne olacağından bahsedilmiyor.

“Bakanlıklara ya da kamu kurumlarına doğrudan bir görev verilmemiş”

Taslak kanunun, güncel bilimsel bilgiler doğrultusunda karar verilmesini sağlayacak bir mekanizma ve idari yapıdan yoksun olduğunu belirten Gayretli, şunları söyledi:

Kanunun uygulanmasını sağlayacak mekanizmalar taslakta bulunmuyor. İdarelerin yapacakları düzenleyici işlemlerde iklim hedeflerini dikkate almak, alacakları kararların bu hedeflere yönelik etkisini değerlendirmek gibi bir yükümlülükleri yok. Hiçbir şekilde bakanlıklara ya da kamu kurumlarına doğrudan bir görev verilmemiş. Önceki taslaklarda Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ya da yani Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın bazı görevleri ve yükümlülükleri vardı. Örneğin yutak alanların, biyolojik çeşitliliğin, ekolojinin korunmasına dair bazı düzenlemeler vardı. Yeni taslakta bunlar da yok. Yani iklim değişikliğine dair hiçbir şey söylemeyen bir kanun var önümüzde.

Her yıla bir iklim kanunu taslağı

İklim yasasının “2021 yılında Dünya Bankası’nın Karbon Piyasalarına Hazırlık Ortaklığı (PMR) projesi” kapsamında gündeme geldiğini belirten Gayretli, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın iklim kanunu çalışmalarına dair süreci şöyle anlattı: 

Bu projeyle birlikte iklim yasası gündeme geldi ve Türkiye için iklim yasası çalışması başladı. O süreçte, iklim ve doğa koruma alanında çalışan sivil toplum kuruluşları (STK) süreçten haberdardı ve STK’ların iklim yasası çalışması da PMR projesinde oluşturulan taslaklarla başladı. Yasaya dair görüş ve önerileri içeren bir çerçeve belge hazırlandı. STK’larca hazırlanan Çerçeve/ilkeler belgesi Meclis’te bazı milletvekillerine sunuldu ancak bu tasarı rafa kaldırıldı, yasalaşmadı. Şubat 2022’de Bakanlık, İklim Şurası’nın çıktılarının iklim yasasına zemin olacağını açıkladı. Ekim 2022’de bir iklim yasası taslak metni ticaret odaları üzerinden STK’lara ulaştı. STK’lar inceleyip görüşlerini Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın ilgili birimlerine iletti.

“İklim kanununda olması gereken hiçbir şey yok, yalnızca adına iklim kanunu diyorlar”

Daha önceki taslakları da eleştirdiklerini ancak görüşlerini Bakanlık’a yazabildiklerini söyleyen Gayretli, Ankara Sanayi Odası’nın internet sitesinde paylaşılan, daha sonra kaldırılan ancak tekrar erişime açılan taslak hakkında da şunları söyledi:

 “Ağustos 2023’te yeni bir taslak metin ortaya çıktı. Bu sefer STK’lar sanayi odaları üzerinden metni edindi. Bu sefer eski kanun tasarısından çok daha farklıydı. Eskilerinde de hatalar ve değiştirilmesi gereken yerler vardı ama şu an elimizde olan bir iklim kanunu değil. Tamamen ETS üzerine bir düzenleme yapmışlar, adına iklim kanunu diyorlar fakat İklim Kanunu’nda olması gereken hiçbir düzenleme bulunmuyor. İklim değişikliğini önlemeye, buna uyuma ya da iklim değişikliğiyle mücadeleye dair hiçbir şey yok bu kanun taslağında. Ekosistem, biyolojik çeşitlilik, korunan alanlar, yutak alanlar gibi iklim değişikliği ile mücadele ve uyum bağlamında önemli hususlardan bahsedilmemiş bile.

“Bütüncül anlayıştan uzak, net hedefler bulunmuyor”

Taslak bir iklim kanunundan beklenen bütüncül anlayıştan uzak. Bir iklim değişikliğiyle mücadele/uyum/azaltım kanunu değil, Karbon Piyasa regülasyonu. Karbon emisyonlarını azaltıma ilişkin araçlar belirsiz, sera gazı azaltım hedefleri bulunmuyor, taslağın bu haliyle emisyon azaltım kapasitesi çok sınırlı. Kanun sadece ETS’yi düzenlemek için yapılmış ama ETS’nin üst sınırı belli değil. Önerilen ETS karbon yoğun sektörlerde emisyon azaltımını sağlayacak düzenlemeleri içermiyor.

“Taslak, katılımcılık esasıyla yapılmış İklim Şurası’nın 217 kararını kapsamıyor” 

2021 ve 2022 yıllarında yapılan çalışmaların yasalaşmadığını ve çalışmaların rafa kaldırıldığını belirten Gayretli, “Şubat 2022’de İklim Şurası düzenlendi ve iklim değişikliğine dair pek çok karar alındı. Taslak, katılımcılık esasıyla yapılmış İklim Şurası’nın 217 kararını kapsamıyor. Kapalı kapılar ardında yapıldığı gibi buradaki uzmanlığı da içermiyor” diye konuştu. Gayretli, sözlerine şöyle devam etti: 

İklim Kanunu tüm ülkelerde, dünyada net amacı belirler. Türkiye ekim 2021’de Paris Anlaşması’na taraf oldu. Burada, Ulusal Katkı Beyanı (NDC) dediğimiz bir beyanda bulunuyoruz, saldığımız karbonu ne kadar azaltacağımıza dair bir taahhüt oluyor. Şu anki taslakta buna dair en ufak bir hedef yok. Güya 2053 yılında karbon nötr olacağız, taslakta böyle bir söylem, net bir hedef yok.

İklim Şurası’nda alınan 217 kararın 76’sı ulaştırma, sanayi, tarım, yutak alanlar, atıkların azaltılması, 34’ü bilim ve teknoloji, 21’i yeşil finansman ve karbon fiyatlama, 20’si iklim değişikliğine uyum, 24’ü yerel yönetimler, 42’si de sağlık, eğitim, adil geçiş, iklim adaleti ve iklim göçü konularını kapsıyordu. 

Kanun taslağında neler var?

Taslakta, sera gazı emisyonlarının, Ulusal Katkı Beyanı (NDC) ve belirlenen net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda azaltılacağı ve iklim değişikliği kaynaklı riskler ile kayıp ve zararların tespiti, giderilmesi veya en aza indirilmesi için iklim değişikliğine uyum sağlanacağı belirtiliyor. Sera gazı azaltımı ve iklim değişikliği ile uyum için düzenlenen maddelerde, görev ve sorumluluklar, ilgili kurumların daha sonra çıkaracağı yönetmeliğe bırakılıyor. 

İklim değişikliği strateji ve eylem planları ile yerel iklim değişikliği eylem planlarının hazırlanması öngörülen taslakta, sektörel etki, etkilenebilirlik ve risk analizleriyle strateji ve eylem planlarına esas teşkil etmek üzere dönemsel olarak “İklim simülasyonları” hazırlanacağı belirtiliyor. İklim değişikliği kaynaklı yaşanan kayıp ve zararlara yönelik sigorta sisteminin oluşturulacağı, TÜBİTAK bünyesinde temiz teknoloji araçlarının geliştirileceği, MEB ve YÖK eliyle eğitimle kapasite geliştirme araçlarının planlanacağı belirtiliyor. 

Sera gazının ticareti

Bakanlığa bağlı İklim Değişikliği Başkanlığı’nın Emisyon Ticaret Sistemi’nin kurulacağı belirtilen taslakta, sera gazı emisyonuna neden olan faaliyetler yürüten işletmelerin, bu faaliyetler için Başkanlık’tan izin alması  gerektiği ve bu iznin devredilemeyeceği ifadesi yer alıyor. 

Taslağa göre karbon kredisi, sera gazı emisyonlarının azaltım, giderim veya tutma faaliyetlerinin bağımsız kuruluşlar tarafından doğrulanması ve standart kuruluşu tarafından belgelendirilmesi sonucu elde edilen ve bir ton karbondioksit eşdeğeri cinsinden ifade edilen kredi anlamına geliyor. ETS kapsamında tahsisat yükümlülüklerinin bir bölümünün eşdeğer miktarda karbon kredisi ile karşılanması amacıyla denkleştirme yapılmasına izin verilebiliyor. Karbon kredisiyle, şirketler ve ülkeler için belirlenen denkleştirme işlemleri, kanun taslağında şu şekilde yer alıyor:

Emisyon Ticaret Sistemi ve gönüllü taahhütler kapsamında yapılacak denkleştirme işlemleri, denkleştirme projelerinin alım-satımı, Emisyon Ticaret Sistemine dahil olmayan; sera gazı emisyonlarının azaltımı, giderim veya tutma faaliyetleri ile yutak alanların artırılmasına yönelik faaliyetler aracılığıyla ulusal standart ve metodolojileri temel alarak karbon kredisi üreten kredilendirme sisteminin esasları ve bu hususlara ilişkin oluşturulacak kurul, komite ve görevli kurumların yetkileri yönetmelikle belirlenir.

Yasaklara uymayanlara para cezası

Yasaklara veya sınırlamalara aykırılık gösterenlere uygulanacak idari yaptırımlar şu  şekilde: 

Sera gazı emisyonu izleme planını sunmayanlara veya süresi içerisinde güncellemeyenlere 200 bin TL, doğrulanmış sera gazı emisyonu raporunu süresi içerisinde sunmayanlara 300 bin TL idari para cezası verilir. Ozon tabakasını incelten maddeleri üreten, işleyen, ithal ve ihraç edenler ile piyasaya arz edenlere 700 bin TL, taşıyan, bakım, onarım ve servis amaçlı hizmet veren gerçek ve tüzel kişilere 100 bin TL, bildirim ve raporları veri tabanına süresi içerisinde girmeyen ya da verileri güncellemeyenlere 100 bin TL idarî para cezası verilir. Florlu sera gazlarını kullanan, ticaretini yapan ve piyasaya arz edenlere 700 bin Tl, hidroflorokarbonlar kotasız ve kotayı aşan miktarlarda ithal edenlere 700 bin TL, florlu sera gazları içeren kapların ve ürünlerin veya ekipmanların etiketlenmesi hükümlerine uymayanlara 100 bin TL, bildirim ve raporları veri tabanına süresi içerisinde girmeyen ya da verileri güncellemeyenlere 100 bin TL, florlu sera gazı içeren veya çalışması bu gazlara dayanan ekipmana müdahale eden gerçek ve tüzel kişilere 100 bin TL idari para cezası verilir.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.