Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Ahmet Türk: “Başbakan’ın, Cumhurbaşkanı’nın talimatı üzerine çözüm sürecinde rol aldık, onları da yargılayın”

Kobani Davası’nda söz alan Ahmet Türk, dönemin başbakanı Erdoğan ve cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün talimatı üzerine çözüm sürecinde rol aldıklarını açıklayarak “Bizi yargılıyorsanız bizi gönderenleri de yargılayın, bu süreci başlatanları yargılayın” dedi.

Kobani Davası, Sincan Kapalı Cezaevi Kampüsü’nde bulunan Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün (12 Eylül) görüldü. Duruşmada söz alan Ahmet Türk, görülmekte olan davanın siyasi olduğunu ve talimat üzerine açıldığını belirterek, iddianameyi “Andersen’den Masallar” olarak değerlendirdi. 

“Yardımların konvoyunu Mardin Valisi ile yolcu ettik”

Türk, duruşmada şöyle konuştu:

“12 Eylül’de de Diyarbakır Zindanını yaşadık. Bizler, toplumun bir araya gelmesi için çaba gösterdik. Legal fikirlerimizi, eylemlerimizi illegal olarak gösteren bir anlayışla karşı karşıyayız. Bu nasıl bir demokrasi olabilir? Yargının siyasallaştığı bir süreci yaşıyoruz. Bundan üzüntü duyuyoruz. Kobani’de her insanımız yardım yaptı. Yardımları suç sayan bir anlayış. Biz bu yardımların konvoyunu Mardin Valisi ile yolcu ettik. Kobani’de yapılanlara ses çıkarılmasına dair yaptığım bir konuşma, bu iddianamede yer almış. Peki, DAİŞ çetelerini mi savunacağız?”

“Başbakan’ın, Cumhurbaşkanı’nın talimatı üzerine çözüm sürecinde rol aldık”

“İnkarcı mantığa karşı bütün sorumluluk bize düşüyor. Vicdani görevimizi yerine getireceğiz. Yine Çözüm Sürecinde ilk görüşmeyi biz yaptık. Peki, nasıl yaptık? Cezaevi Müdürü İstanbul’da bizi feribota götürdü. Kimin talimatı üzerine? Başbakanın, Cumhurbaşkanının talimatı üzerine bu görevi yaptık ve Çözüm Sürecinde rol aldık. Kobani ve Kandil’e gitmişsek, bunlar devletin bilgisi dahilinde yapıldı. Bizi yargılıyorsanız bizi gönderenleri de yargılayın, bu süreci başlatanları yargılayın.”

“Beraat ettiğim suçlarının iddianamede yeniden yer alması, varlığımıza düşmanca bakan bir anlayıştır”

Türk, demokratik bir gelecek için yürütülen mücadelenin suç sayıldığını vurgulayarak şöyle dedi:

“Biz bütün geçmişimizi ve geleceğimizi demokrasi için harcadık. Şunu yaptık, yapmadık gibi bir mantıkla bu yargılamaya bakmıyoruz. Bu yargılamaya, demokratik bir geleceğe, toplumsal barışa çaba mı gösterilecek yoksa bunun önüne mi geçilecek şeklinde bakıyoruz. Beraat ettiğim düşünce ve fikir suçları da yeni ve büyük bir şey keşfedilmiş gibi iddianameye koyulmuş. Bunların yargılama ile ne ilgisi var? 90’larda, 80’lerde bütün bunlar mahkeme tarafından sonuçlandırılan suçlamalardır. Bunların iddianamede yeniden yer alması varlığımıza, geleceğimize düşmanca bakan bir anlayıştır. Bu anlayışı reddediyoruz.”

Duruşmaya yarın (13 Eylül) saat 10.00’da devam edilecek. 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.