Siyasî partiler ve kurumlar arasında yaygınlaşan teyit hesapları güvenilir mi?

İletişim Başkanlığı, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Ankara Büyükşehir Belediyesi gibi kurumlar dezenformasyonla mücadele kapsamında teyit sayfaları açıyor. Ne kadar güvenilir, gerçekten yanlış bilgiyle mücadele ediliyor mu, o sayfaları kim denetleyecek? NewsLabTurkey Direktörü Sarphan Uzunoğlu’na göre, açılan teyit sayfaları “siyasal iletişim hamlesi.”

Devlet ya da kamu kurumları dezenformasyonla mücadele kapsamında teyit platformları kuruyor. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı “Doğru Mu?” isminde bir teyit platformu kurulacağını açıkladı ancak bu proje faaliyete geçmedi. CHP ve Ankara Büyükşehir Belediyesi ise sosyal medyada teyit sayfası açtı. Her iki kurum da kendileri hakkında çıkan haberlere ilişkin paylaşımlarda bulunuyor.

Türkiye’de, dünyada da olduğu gibi birtakım teyit kurumları var. Bu kurumların çoğu bir siyasî parti ya da kuruma bağlı olarak çalışmıyor, bağımsız faaliyet yürütüyorlar.

Devlet ya da kamu kurumları teyitçilik yapmalı mı, bu hesaplar ne kadar güvenilir? NewsLabTurkey Direktörü Dr. Sarphan Uzunoğlu, devlet ya da kamu kurumlarının açtığı platformların yanlış bilgiyle mücadele edemeyeceğini, bunun doğru bir yaklaşım olmadığını söyledi, “Bu doğru bir yaklaşım değil. Zaten bunlar da teyit ajansı değil. Karşı propagandaya karşı oluşturulmuş önleyici siyasal iletişim hamleleri. Bunlar siyasal iletişim aparatı olarak kurulan küçük mekanizmalar. Neden böyle söylüyorum? Çünkü teyitçiliğin etik ilkeleri, kuralları var. Güç sahibi olan kişilerin teyitleme işine girişmesi, teyit işinin suyunu çıkarmak oluyor. Bana kalırsa işin ciddiyetine karşı açılan bir tür savaş. Çünkü bağımsız denetçilerin yapacakları işleri, siyasî kurumlar yaptıklarında zaten kendi ihtiyaçları üzerine teyit yapıyorlar. Bu teknik olarak teyitçilik değil” dedi.

Sarphan Uzunoğlu

“Kurumsal teyit yapıları bu kurumlar yalan söylemesin diye var”

Devlet ya da kamu kurumları yalan söylemesin diye teyitçilerin çalıştığını belirten Uzunoğlu, “Devlet ya da kamu kurumlarının söylediği her şeye inanacaksak o zaman gazeteciliğe gerek yok. Paylaşılan şeyler şüphe eforunu hak ediyor. Küresel olarak gazeteciliğe ve siyaset kurumuna karşı ortak güvensizlik ortamı var. Bu güvensizlik ortamında teyit aktörleri ortaya çıktı. Şimdi teyit mekanizmasını trolleyen, teyit anlayışını trolleyen bir mantık bu. Kurumlar teyit yapıları zaten bu büyük kurumlar yalan söyleyemesin diye var. Bu yalanları ayıklama işini de kendi üstlerine aldılarsa burada bir yanlışlık vardır” diye devam etti.

“Türkiye’de yanlış bilgiyi en fazla yayan kurumlar siyasal elit, devlet, kamu kuruluşları”

Yanlış bilgiyle mücadelenin siyasî partiler ile olmayacağını kaydeden Uzunoğlu, şöyle devam etti:

“Bu toplum için sonuç oluşturacak, toplum için yarar yaratacak bir şey olmaktan ziyade insanların aklını karıştıracak, insanların aklını karıştırdığı gibi yalnız siyasî ajandaya entegre edecek bir iş olduğunu düşünüyorum. Dünyadaki teyitçilere baktığınızda bu insanların siyasî partilere üye olması, siyasî partilere destek göstermesi yanlıştır. Türkiye gibi ağır kadrolaşma temelli hipersiyasileşmiş bir ülkede teyidin bile kamu kurumu tarafından yapılması bana kalırsa rezilliktir. Bir yurttaş olarak da belediyeler, Cumhurbaşkanlığı’na bağlı kurumlar aracılığıyla bu kaynakların bu şekilde kullanmasının doğru olduğunu düşünmüyorum. Türkiye’de yanlış bilgiyi en fazla yayan kurumlar aslında siyasal elit, devlet, kamu kuruluşları. Yanlış bilgiyle mücadele etmek istiyorsak daha sistematik bir mücadele gerekiyor.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.