Yargıda Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay krizi yaşanıyor. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Can Atalay hakkında hak ihlali kararı veren Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Daire, AYM’nin “hak ihlali” kararına uyulmamasına hükmetti. Daire, Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi için kararın bir örneğini Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) gönderdi. Öte yandan Medyascope’un ulaştığı bir AYM üyesi suç duyurusundan henüz haberdar olmadıklarını belirtti.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Can Atalay’a “hak ihlali” kararı veren AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunarak yargıda krize yol açtı.
AYM’nin “hak ihlali” kararını görüşen Daire, kararın uyulmamasına hükmetti.
Daire, Atalay’ın milletvekilliğinin de düşürülmesi için TBMM’ye bildirimde bulundu.
Daire, Atalay hakkındaki mahkumiyet hükmünün onanması ile hükümlü sıfatını kazandığını, anayasaya göre milletvekilliğinin düşmesi sebeplerinden biri olarak “kesin hüküm giyme veya kısıtlanma halinin” düzenlenmiş olduğunu, Anayasa’nın 76. maddesinde sayılan milletvekilliği ile bağdaşmayan suçlardan kurulan mahkumiyet hükmünün milletvekilliğini düşüreceğini belirtti.
Daire, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na, “Anayasa hükümlerini ihlal eden ve kendisine verilen yetki sınırlarını yasal olmayacak şekilde aşarak hak ihlalinin kabulü yönünde oy kullanan ilgili AYM üyeleri hakkında gereğinin takdir ve ifası için” diyerek AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu.
CHP Can Atalay ve AYM kararı sonrası toplandı
Cumhuriyet Halk Partisi’nden (CHP) yapılan açıklamada, “8 Kasım Çarşamba günü saat: 20:30’da Yargıdaki Son Gelişmeler Üzerine Basına Kapalı Grup Toplantısı yapılacaktır. Toplantıya Genel Başkanımız Özgür Özel başkanlık edecektir” denildi. CHP Genel Başkanı daha sonra açıklama yaparak, yaşanan bu krizin düpedüz darbe girişimi olduğunu söyleyerek, halkı direnmeye çağırdı.
Can Atalay’ın kurucusu olduğu Sosyal Hukuk Derneği, “100 yıllık cumhuriyetin düşürüldüğü halin ilanı” olarak tanımladı. “Her ne olursa olsun, Can Atalay’ın yoldaşlığından da sosyal hak mücadelemizden de vazgeçmeyeceğiz. Kahrolsun İstibdat Yaşasın Hürriyet!” diyerek karara tepki gösterdi.
Karara sosyal medya hesabından tepki gösteren Can Atalay’ın avukatı Deniz Özen, “Bugün AYM’nin 9 üyesi suç duyurusunda bulunmaya cüret edenler, durdurulamazsa ‘AYM’yi beklemek için kararı meclis genel kurulunda okutmadım’ diyen Numan Kurtulmuş’a yarın neler yapar?” dedi.
HEDEP Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ise “Hukuki güvenlik ve kurumsal işleyişi çıkarları uğruna ortadan kaldıran siyasi iktidar, hukuk tarihinin kara sayfalarına adını yazdıran bu olayın baş sorumlusudur. Can Atalay derhal serbest bırakılsın” diye yazdı.
“Darbe girişimidir”
Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin tutumuna tepki gösteren TİP Genel Başkanı Erkan Baş, “Herhangi bir makamın, ‘Anayasa ve Anayasa Mahkemesi’ni tanımıyoruz’ açıklaması yapması, üstelik Anayasaya ve yasalara uygun olarak aldıkları bir karar nedeniyle AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunması, yetmezmiş gibi bir de TBMM’yi tehdit etmesi açık bir darbe girişimidir!” dedi.
AKP’den tepki
AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Siyasi ve Hukuki İşler Başkan Hayati Yazıcı da Yargıtay kararını eleştirdi:
“Öyle olaylar olur ki, analiz yapmak için, konuşsan da konuşmasan da sorun olur. Hiç ve asla olmaması gereken öylesi bir olay yaşıyoruz. Yazık, çok yazık. Devleti oluşturan erkler, sorun çözümler. Asla sorun üretmez, üretemez. Birbirini çelmeleyemez.“
AK Parti Grup Başkanvekili de Abdulhamit Gül de “Adalet duygusu için endişe vericidir” dedi:
“Yüksek yargı mercileri arasındaki çatışma görüntüsü, hukuk devleti ve mülkün temelinde yer alan adalet duygusu için endişe vericidir. Yargı hakemdir, sorunları çözer. Yargı hakem olma vasfını yitirirse, çözümün değil sorun ve çatışmanın kaynağı haline gelir. Her kurumun kaynağını milletten alan yetki ve fonksiyonunu hukuk çerçevesinde kullanması esastır. Yargı organlarının da ihtilafları derinleştirmeden, anayasal sınırlar içinde kalarak sorun çözmesi milletimizin en tabii beklentisidir.”
Eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, yargıda yaşanan krizi eleştirdi:
“Yıllar yılı, başını Vural Savaş, Sabih Kanadoğlu, Yekta Güngör Özden, Nuh Mete Yüksel ve benzerlerinin başını çektiği, vesayetçi güçlerin güdümündeki Kemalist militan yargıdan çektik. Tam vesayetler kalktı derken, bu sefer biz kendi militan yargımızı oluşturduk. Helal olsun bize!!! Bu yargıya ve anlayışa sahip olunan ülkede, bir de kalkmış, AB’nin eleştirilerine karşı efeleniyoruz. Aynada kendimizle yüzleşmek için vakit geldi geçiyor bile. Cumhuriyetin 100. yılı değil de 1000. yılı olsa ne yazar. Cumhuriyet, cumhuriyet olmadıktan sonra yaşının ne önemi var… Unutmayalım ki, Suriye, İran, Irak, Libya, Kuzey Kore, Çin, Rusya, Küba, Venezuella da cumhuriyettir….”
İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Bilge Yılmaz da kararı eleştirdi:
Tarihimizde ilk defa Yargıtay, Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Anayasa Mahkemesi’ni fiilen ortadan kaldırma girişimi olan bu karar alenen anayasal bir suçtur, anayasal düzene karşı darbe girişimidir. Bu akşamki Yargıtay kararı, AK Parti iktidarının Cumhuriyet kurumlarını tek tek yok etmesinin doğal bir sonucudur ve ülkemize büyük bir maliyeti olacaktır. Herkes bilmelidir ki, Anayasa Mahkemesi sadece demokrasinin değil devletin de son kalesidir. Egemenliğin en önemli unsuru anayasa, vatandaşlığın anlamı ise anayasal haklardır. Bunu kaybetme, yıpratma lüksümüz yoktur. Siyaset kurumunun tüm aktörlerinin anayasal düzenin ve Anayasa Mahkemesi’nin arkasında durması gerekmektedir.”
“Asla yalnız olduğunuzu düşünmeyin“
Olayı “yargı darbesi” olarak nitelendiren Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, sosyal medya hesabından kamuoyuna açık çağrıda bulundu. AYM üyelerine seslenen Davutoğlu, “Asla yalnız ve desteksiz olduğunuzu düşünmeyin. Demokratik hukuk devleti korumak için aldığınız her kararın yanındayız” dedi.
Ne oldu?
Avukat Can Atalay, Gezi Parkı davasından 18 yıl hapis cezası alarak 25 Nisan 2022’de tutuklandı. Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde kalan Atalay, 14 Mayıs 2023 Genel Seçimleri’nde TİP’in Hatay milletvekili seçildi. Milletvekili seçilmesinin ardından avukatları aracılığıyla mazbatasını alan ancak tutukluluğu nedeniyle milletvekili yeminini edemeyen Atalay ile ilgili Yargıtay’a yapılan tahliye talepli başvuru reddedildi.
Can Atalay talebi reddedilince “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği” gerekçesiyle AYM’ye başvurdu.
Atalay’ın “yasama dokunulmazlığı” gerekçesiyle yaptığı başvuru 5 Ekim’de AYM 2. Bölüm’de görüşüldü. Beş kişiden oluşan heyet, başvuruyu AYM Genel Kurul’a sevk etme kararı aldı. Kararda, “başvurunun niteliği itibarıyla Genel Kurul tarafından karara bağlanması gerekli görüldüğünden, AYM İç Tüzüğü’nün 28’inci maddesi uyarınca Genel Kurul’a sevkine karar verildi” denildi.
AYM Genel Kurulu 12 Ekim’de dosyayı görüşerek 25 Ekim’e erteledi. AYM 25 Ekim’de görüşerek Atalay’ın başvurusunu karara bağladı. “Seçme ve seçilme hakkı”, “kişi güvenliği ve hürriyeti hakkı” yönlerinden hak ihlali olduğuna ilişkin kararın kısa gerekçesi, yargılamanın yapıldığı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Gerekçeli karar daha sonra Resmi Gazete’de yayımlandı. Kararda, Can Atalay’ın hakkının ihlal edildiği söylendi, yeniden yargılamanın yapılması gerektiği hükmedildi. Can Atalay’a 50 bin TL tazminat ödenmesi gerektiği de belirtildi.
13. Ağır Ceza Mahkemesi de dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderdi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, AYM’nin Can Atalay hakkında ihlal kararını vermesine ilişkin mütalaasını Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderdi. Mütalaada, “Milletvekili, Türkiye Cumhuriyeti Anayasanın 83/2 maddesinde öngörülen yasama dokunulmazlığından yararlanamayacaktır” denildi.