Beşiktaş’ın yaz transfer döneminde kadrosuna kattığı İngiliz yıldız Alex Oxlade-Chamberlain, kariyeri ve Beşiktaş’a transferi ile ilgili 20 Ekim 2023’te The Athletic ile konuştu. Keyifli röportajı Uğurcan Kanca Medyascope Spor Servisi adına sizler için çevirdi.
Alex Oxlade-Chamberlain, Boğaz’ın kıyısında yeni çevresini inşa ediyor. İstanbul’un Avrupa ve Asya yakası arasındaki en eski köprüye doğru eliyle işaret ediyor, ancak köprünün kara bir bulutun ardında kaybolduğunu görüyor.
“Hiç böyle görmemiştim. Gerçekten, buraya geldiğimden beri gördüğüm en kötü gün. Her zaman çok güzel olurdu.”
Beşiktaş semtinde, yeni kulübünün stadyumundan çok da uzak olmayan bir oteldeyiz. Kısa süre önce şehrin Asya yakasında, Boğaz’ın karşısında ve Beşiktaş antrenman sahasına daha yakın bir eve taşındı ama İstanbul’daki ilk birkaç haftasında burada kaldı ve dünyanın en büyüleyici, sarhoş edici şehirlerinden birinde yönünü bulmaya çalıştı.
“Çok kültürlü bir şehir. Bazı kısımlar çok Avrupalı hissettiriyor ve hiç yabancı ya da farklı hissettirmiyor. Farklı olan bir şey olduğunda, bunu ilginç buluyorum ve bu konuda bilgi edinmek istiyorum. Kulüpteki şefler bana farklı yemekler, geleneksel Türk yemekleri gösteriyorlar ve farklı kelimeler öğretiyorlar. Bundan keyif alıyorum.”
Futbol açısından da, Ağustos ortasında geldiği andan itibaren sürükleyici bir deneyim oldu. Kendisini doğrudan aksiyonun içinde buldu ve Liverpool’daki hayal kırıklığı yaratan son sezonun ardından tam da ihtiyacı olan şey buydu. Ve kendisini aynı zamanda Türkiye Süper Ligi’nin kaotik dünyasının içerisinde de buldu. Kayserispor’a attığı galibiyet golü için Beşiktaş taraftarlarının coşkulu alkışlarından, iki hafta sonra kulüp yönetimini protesto eden aynı taraftarların öfkesine kadar.
Alex; Southampton’ın Ağustos 2010’da Alan Pardew’i kovmasından bu yana Nigel Adkins, Arsene Wenger ve Jurgen Klopp yönetiminde 13 yıl boyunca hiçbir teknik direktör ayrılığı yaşamamıştı. Ancak onu Beşiktaş’a transfer eden Şenol Güneş çoktan gitti (Sonrasında yerine gelen gelen teknik sorumlu Burak Yılmaz’da istifa etti). Uluslararası tatil için verilen kısa bir aranın ardından Cumartesi günü ezeli rakipleri Galatasaray ile deplasmanda derbi oynayacaklar (Beşiktaş müsabakayı 2-1 kaybetti).
Oxlade-Chamberlain İstanbul’da geçirdiği bir öğleden sonra boyunca hem Beşiktaş’taki hayatını değerlendiriyor hem de…
Liverpool’da geçirdiği altı yılın unutulmaz zirveleri ve zedeleyici inişleri, Anfield’dan ayrılışının ele alınış şeklinden duyduğu hayal kırıklığını dile getirerek, Mayıs ortasında ayrılışının duyurulacağı söylenene kadar sözleşmesi konusunda “sessizlik antlaşması” olduğunu söyledi.
Yaz aylarında birçok Premier Lig kulübü sakatlık geçmişiyle ilgili endişelerini gerekçe göstererek kendisinden uzak durdu. Başlangıçta şüpheyle yaklaştığı Suudi Arabistan’dan gelen ilginin “cazibesine kapılan” ancak futbol ve ailevi nedenlerle Beşiktaş’a katılmanın doğru hareket olduğu sonucuna vardı. Kendi kariyeriyle pop grubu Little Mix’ten nişanlısı Perrie Edwards’ın kariyerini bir arada yürütmenin zorlukları, Arsenal’de geçirdiği yedi yıla dair güzel anıları ve yetenekli bir takımın Liverpool’da bulduğu kolektif kazanma zihniyetinden yoksun olduğunu hissetmesi…
Oxlade-Chamberlain Liverpool’da geçirdiği altı sezonda Şampiyonlar Ligi, Avrupa Süper Kupası, Dünya Kulüpler Kupası, Premier Lig, Carabao Kupası ve FA Cup’ı kazandı (2022’de Chelsea’ye karşı oynanan finalde kadro dışı bırakılmasına rağmen).
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Uzun süreli bir sakatlıktan yeni döndüğü için Madrid’deki 2019 Şampiyonlar Ligi finalinde kullanılmayan bir yedek oyuncuydu ama bu, bir önceki sezon Manchester City’ye karşı çeyrek final zaferinde başrol oynadıktan sonra Roma’ya karşı yarı final ilk ayağında çapraz bağlarının kopmasıyla yaşadığı yıkımla başlayan bir yolculuğun doruk noktası gibiydi . “Çocuklar için gerçekten mutluydum. Bir yıl önce Kiev’de kaybetmenin ne demek olduğunu ve bunun ne kadar zor olduğunu biliyordum.”
Ardından gelen şampiyonluk sezonunda Premier Lig’de 30 maça çıktı (17’si ilk 11’de) ve tüm müsabakalarda sekiz gol attı. “Kupayı stadyumda taraftarlarla birlikte kaldırmak daha iyi olurdu ama yine de harika bir duyguydu. Kupayı kaldırdığımız gün Chelsea’ye karşı gol atmıştım. Taraftarlarımızın tamamı olmasa da yine de büyük bir havai fişek gösterisi yapmışlardı ve oyuncular olarak bizim için her şeye rağmen özel bir duyguydu.”
2019’da ve 2022’de Manchester City tarafından geride bırakılarak bir ya da iki Premier Lig şampiyonluğu daha kazanamamış olmaları onu üzüyor. “Bunun için onlara kredi vermelisiniz ama belki daha fazlası olabilirdi. O (2018–19) sezon 97 puan aldık ve Premier Lig’de gerçekten daha fazlasını yapamazsınız. Bu çok saçmaydı ve kabullenmesi zordu. Ama takımla ilgili olan şey, ne zaman bir şeyleri kaçırsak, hemen toparlanmamızdı. Madrid’e gittik ve Şampiyonlar Ligi’ni kazandık. Ertesi yıl Premier Ligi kazandık. Grup olarak gerçekten gurur duyabiliriz.”
“Harika bir menajer yönetiminde inanılmaz bir takım” diyor. Sadece Trent Alexander-Arnold ve Andrew Robertson gibi kendisine en yakın olanlardan değil, Alisson, Virgil van Dijk, Sadio Mane, Mohamed Salah ve diğerlerinden de övgüyle bahsediyor. “Bu oyuncu grubu birbirine çok yakındı. Başardığımız her şeyi birlikte başardık. Bir parçası olmak için inanılmaz bir takımdı, kesinlikle inanılmaz.”
Oxlade-Chamberlain, bu yıl 20 Mayıs’ta Liverpool’un sezonun son iç saha maçında Aston Villa ile 1–1 berabere kalmasının ardından Milner, Roberto Firmino ve Naby Keita’ya katılarak takım arkadaşları ve taraftarlar tarafından sahada alkışlandı. “Güzel bir uğurlama… Sonra hepimiz üst kata çıktık ve takım ve personelle birlikte en iyi anlarımızın sunumu gibi küçük bir şey yaptık. Menajer (Jurgen Klopp) küçük bir konuşma yaptı ve sonra biz de yukarı çıkıp bireysel olarak birkaç kelime söyledik. Bu gerçekten çok özeldi.”
Ama bu olay biraz buruktu. Liverpool kariyerinin son aylarını gözden uzakta geçirmişti.
2021–22 sezonunda tüm müsabakalarda sadece 17 maça çıkarken yeni bir sözleşme kazanmak için çetin bir mücadeleyle karşı karşıya olduğunu biliyordu. 2022–23 sezonuna hızlı bir giriş yapması gerekirken, Singapur’da oynanan sezon öncesi maçında diz altı kirişinden sakatlandı. Katar’daki Dünya Kupası nedeniyle sezona ara verildiğinde üç ay aradan sonra daha yeni dönmüştü. Sezon yeniden başladığında, yeni bir anlaşma umutları uzak görünüyordu.
“Ocak ayında biraz ivme kazanmıştım, Brentford’a gol attım, sonra Brighton’da kötü bir sonuç aldık, 3–0 kaybettik, hırpalandık ve bu benim için sondu” diyor.
Wolverhampton Wanderers karşısında 3–0 gerideyken, Real Madrid karşısında toplamda 5–2 gerideyken ve Manchester City karşısında 3–1 gerideyken yedek kulübesinden çıktı. “Ve hepsi bu kadardı… Sezonun geri kalanının büyük bölümünde kadro dışıydım, takımla antrenman yapıyordum, sonra maç günleri tek başıma antrenman yapıyordum. Devam ettim, başımı eğdim ve hazır olduğumdan emin olmak için her şeyi yaptım ama sonuçta menajer benim kontrolüm dışında farklı bir yöne doğru gidiyordu.”
Oxlade-Chamberlain bunun nedenlerine saygı duyuyor. “Genç oyunculardan bazıları gelecek yıllara hazırlanmak için bir fırsat yakalamıştı, bunu anlıyorum. Sanırım bunun size iletilmesini istiyorsunuz çünkü aklınızdan ‘Burada daha fazla ne yapabilirim’ diye geçirmeye başlıyorsunuz. Ve size yeni bir sözleşme teklif edilmeyeceği hiçbir zaman kesin değildi.”
Bu karar ne zaman tebliğ edildi sorusuna: “Hiç söylenmedi. Açıklama yayınlanmadan önce (Villa maçından üç gün önce) bana söylendi: ‘Bil diye söylüyorum, sen, Milly, Bobby ve Naby’nin ayrılacağını duyuruyoruz’. Ben de ‘Tamam. Teşekkürler’ dedim. Ama öncesinde resmi bir şey yoktu. Sadece… sessizlik durumun ne olduğunu anlamak için yeterliydi.”
Ayrılırken Klopp’un övgü dolu sözlerini hatırlıyor: “Onu seviyorum… Etrafımdaki herkes için en iyi insan olmak ve çocukların, personelin ve bunun gibi şeylerin etrafında iyi bir insan olmak istiyorum. Sadece… bazı şeylerin söylenmesini bekliyorsunuz, İyi, kötü, ne olursa olsun, hayat devam ediyor. İletişim eksikliği biraz şaşırtıcıydı. Biz (o ve Klopp) iyi bir ilişkiye sahiptik. Hiçbir zaman bir anlaşmazlık ya da buna benzer bir şey olmadı. Bir menajer olarak her oyuncunun ihtiyaçlarını karşılamanın kolay olmadığını biliyorum ama oynadığım zamanlarda, yedek kulübesinde bile olmadığım zamanlara kıyasla ondan çok daha fazla keyif alıyordum (gülüyor). Ama bu işler böyledir.”
Liverpool’un onu gönderme kararını kabul etmekten daha fazlasını yapıyor. Oxlade-Chamberlain’in Anfield’da hiçbir zaman tam anlamıyla sahip olamadığı ileri-orta saha rolünde mükemmelleşen Dominik Szoboszlai’den övgüyle bahsediyor: “Trent bana her zaman ne kadar iyi olduğunu ve benden daha iyi şut attığını söylüyor. Alexis Mac Allister’ın da kalitesini görebiliyorsunuz. Fabinho’dan farklı bir 6 numara ama takım son birkaç yıldır Thiago, Harvey Elliott ve Curtis Jones ile bu şekilde gelişiyor. Oraya ilk gittiğimde daha az topa sahip olma ve daha çok kaosa dayalı olan tarzdan daha farklı bir tarz. Gerçekten çok iyi. Bu oyunu ne kadar uzun süre oynarsam, işin büyük planında sadece bir varlık olduğunuzu o kadar çok fark ediyorum. Bizden sonra da çok kişi olacak ve bizden önce de çok kişi vardı, harika deneyimler yaşamış insanlar oldu. Liverpool’da harika, harika zamanlar geçirdim. Oradaki zamanım hakkında kötü bir şey söyleyemem. Kötü bittiğini bile söyleyemem. Günün sonunda, kulüp herhangi bir oyuncudan daha büyüktür. Bazen kızartılacak daha büyük balıklar vardır.”
Oxlade-Chamberlain’in daha önce hiç sözleşmesi bitmemişti. Faturaları ödeme konusunda endişelenmesine gerek kalmasa da bu durum hoşuna gitmemişti. “Tatile gitmek ama geri dönecek bir kulübün olmaması… Ve formda kalmaya çalıştığınız ama hangi noktada gerçekten hazır olmanız gerektiğini bilmediğiniz o korkunç devam eden dönem.”
Premier Lig’deki kulüplerin yanı sıra Türkiye ve Suudi Arabistan’dan da ona büyük ilgi vardı. Ancak birkaç durumda daha ciddi bir şeye dönüşmedi. Sakatlık geçmişi ve fiziksel yetenekleri hakkında şüpheler dile getirildi. Bu onu rahatsız etti. “Eğer sürekli kas sakatlıkları yaşıyor olsaydım, bunu anlayabilirdim. Ama tüm kariyerim boyunca 13 yılda üç kez diz altı kirişi sakatlığı geçirdim. Benim sorunum, sakatlıklarımın diz ameliyatı gerektiren büyük sakatlıklar olması. Ama bundan döndükten sonra her şey yolunda gitti. Geçen sezonun sonlarına doğru insanlar ‘Sakatlandın, değil mi?’ diyordu. Ama değildim. Sadece seçilmiyordum.”
Kendisi ve temsilcileri ilgilenen kulüplere form durumu hakkında bilgi verdiler ama o tereddüt hissetti ve Ağustos ayında 30 yaşına girmeye hazırlanırken endişelenmeye başladı. “İyi bir arkadaşım olan Danny Welbeck’in Arsenal’den ayrıldığı zamanı hatırladım. Uzun süre hiçbir yere imza atmadı ve ben de ona bakıp ‘Bu Welbz’ diye düşündüğümü hatırlıyorum. Neler oluyor? Neden kimse onu bedavaya kapmıyor? diye düşündüğümü hatırlıyorum. Şimdi ise kulüplerle görüşmeler yapıyordum ve insanlar Liverpool olmayan bu takımda oynayıp oynayamayacağımı sorguluyordu ve siz de durup ‘Bir dakika. Bu farklı’ diye düşünüyorsunuz.”
Teklif edilen meblağlar göz önüne alındığında, yıldızların — özellikle de eski Liverpool takım arkadaşları Henderson, Fabinho, Georginio Wijnaldum, Mane ve Firmino’nun — Suudi Profesyonel Ligi’ne göçünü takip etmek cazip gelmedi mi?
“Cazip geldi. Bu işin büyük bir parçası değil ama… başlangıçta çok gerçekçi görünmüyordu. Transfer dönemi boyunca, daha fazla insan oraya gittikçe işin şekli değişti ve orada ne kadar çok kişinin olacağı ve bunun ligi nasıl geliştireceği daha cazip hale geldi. Yani kesinlikle ‘Hayır bunu asla yapmam’ demedim. Her ne sebeple olursa olsun oraya giden çocuklara saygı duyuyorum. Gördüğüm kadarıyla lig oldukça iyi görünüyor.”
Bu iki faktöre bağlıydı. Birincisi coğrafyaydı; İstanbul Londra’dan üç buçuk saatlik bir uçuş mesafesindeyken Riyad buna ek olarak üç saat daha sürüyor. Örneğin Henderson ve Wijnaldum’a Dammam’da bulunan Al Ettifaq’ta katılmış olsaydı, bu aktarmalı uçuşla birlikte en az dokuz saat sürecekti . ’Riyad’a altı saat ve sonra (uçuş) değiştir ve eğer ailem ziyarete gelirse, bu farklı bir deneyim haline gelir’. Diğer faktör ise futboldu. Henderson, Wijnaldum, Mane ve Firmino’dan daha gençti ve 30 yaşına girmek üzereydi. Liverpool kariyeri bir şekilde bittikten sonra, Avrupa Konferans Ligi’nde oynayacak ve Süper Lig şampiyonluğu için mücadele edeceğini umduğu bir Beşiktaş takımında kendini zorlamak ve kanıtlamak istedi.
“Menajerle (Güneş) konuştum, pozisyonlar hakkında konuştum ve benim için asıl karar mümkün olduğunca çabuk futbol oynamaya geri dönmekti. Büyük bir kulüp, ailemden çok uzakta değil. Onlar da sık sık gidip geliyorlar ve buraya gelmek benim için çok mantıklıydı. Takım geçen sezonu üçüncü bitirdi ve belki insanlar bizi güçsüz olarak görüyor ama ben bunu seviyorum. Eric Bailly ve Ante Rebic gibi oyuncularla buraya gelip ligi kazanmak için mücadele etmek hoşuma gidiyor. İstendiğiniz, gerçekten gelip oynamanızı istedikleri bir yere gitmelisiniz. Ben de her zaman farklı bir kültürü denemek ve farklı bir ligde oynamak istediğimi hissetmişimdir.”
Oxlade-Chamberlain İstanbul’daki ilk haftasında, şehrin kötü şöhretli trafiğinde bir mil ötedeki bir restorana ulaşmak için 45 dakika bekledikten sonra bir arkadaşıyla birlikte farklı bir şey denemeye karar verdi.
“Scooter’la geri dönmenin iyi bir fikir olacağını düşündük. Yoğun bir barlar sokağına yaklaşık 200 metre kala kalabalıklaşmaya başladı, biz de bundan vazgeçip bir taksiye bindik.”
Bu durum Henderson’ın “biraz” tanındığını söylediği Dammam’daki deneyiminden oldukça farklı görünüyor. Gerçekten de Henderson’ın Al Ettifaq’a transferi (bu sezon ligdeki seyirci ortalaması 7.021) ile Oxlade-Chamberlain’in Beşiktaş’a transferi (seyirci ortalaması 27.276) arasında bariz bir tezat var. Bu sadece sayılarla ilgili değil. Eğer Al Ettifaq deneyimi oldukça ruhsuz görünüyorsa, İstanbul spektrumun diğer ucu gibi görünüyor. Oxlade-Chamberlain bir Arsenal oyuncusu olarak Beşiktaş ve Galatasaray’ı ziyaret ederek bu deneyimi tatmıştı.
“Beşiktaş maçında (2014’te Şampiyonlar Ligi ön eleme play-off’u) burada 0–0 berabere kalmıştık ve gerçekten zor bir maçtı. Aslında (Atatürk) Olimpiyat Stadı’ndaydı ama dışarı çıktığımı hatırlıyorum ve uzak tarafta siyah-beyaz bayraklardan oluşan bir deniz vardı. Deplasman oyuncusu olarak o maçtaki atmosfer gerçekten çok zordu. Ama ev sahibi taraftaysanız, orası bunun olması için harika bir yer.”
Futbol tutkusu ve yoğunluğu açısından Türkiye’de futbol oldukça önemli. “Taraftar kitlesi ve bunun insanlar için anlamı çok duygusal. Bu onların hayatı, tutkusu ve evet, açıkçası değişken olabiliyor çünkü büyük takımların maçlarının çoğunu mutlaka kazanması bekleniyor. İlk birkaç haftada gördüğüm kadarıyla, kazandığınızda ve iyi gittiğinizde daha iyi bir yer yok. Eğer düşük performans gösteriyorsanız… En üst seviyede bu her zaman böyledir ama taraftarların kulübe bağlılığı ve hatta kulübün yapısı, başkan seçimleri açısından İngiltere’den biraz farklı. Burada büyük bir söz hakları var. Eğer iyi gidiyorsanız ve yapmanız gerekeni yapıyorsanız, sizi çok destekliyorlar.”
UEFA Avrupas Konferans Ligi’nde Lugano karşısında alınan 3–2’lik yenilgiden bir gün sonra Güneş’in ani ayrılığı Oxlade-Chamberlain’i çok şaşırtmış.
“Bunun gerçekleştiğini görmek hoş değildi çünkü beni buraya o getirdi ve ben de bunun karşılığını biraz daha fazla verebilmek istiyordum. Southampton’da Alan Pardew ile geçirdiğim ilk sezonda bunu deneyimlemiştim ama o zamanlar genç takım ile A takım arasında gidip geliyordum. Henüz 17 yaşındaydım. Sonra Southampton’da Nigel Adkins vardı, sonra Arsene Wenger, sonra da Jürgen Klopp… yani evet, bu benim futbolda bazen işlerin nasıl yürüdüğüne dair ilk gerçek deneyimim. Ama hedeflerimize ulaşacağımızı düşünüyorum. Yardımcım olan yeni menajerin (Burak Yılmaz) bu konuda iyi bir iş çıkaracağını düşünüyorum. Oyunculardan büyük saygı görüyor. Umarım bunun üzerine bir şeyler inşa edebiliriz.” (Burak Yılmaz ile Beşiktaş yollarını kısa bir süre sonra ayırdı)
Geçtiğimiz birkaç hafta boyunca Oxlade-Chamberlain de birçoğumuz gibi Netflix’te David Beckham belgeselini izledi. “İnanılmaz olduğunu düşündüm. Aslında benim için büyük bir ilham kaynağıydı. Bir futbolcu olarak bile, olayların nasıl olabileceğini bildiğim halde, Beckham’ın ne kadar çok şey yaşadığını fark etmemiştim. Perrie bile izledi. Posh Spice’ı (Victoria Beckham) çok seviyor.”
Yüksek profilli bir İngiliz futbolcu ve dünya çapında başarılı bir kız grubunun üyesi olan Oxlade-Chamberlain ve Edwards zaman zaman magazin haberlerinde “yeni Beckhamlar” olarak tanımlandı.
“Bence onlar bizden biraz daha büyük bir olaydı,” diye gülüyor.
Doğru. Ancak Little Mix dünya çapında 60 milyondan fazla albüm sattı, bu da onları tüm zamanların en başarılı kız gruplarından biri yapıyor (Spice Girls ve The Supremes’in ardından). Edwards’ın 19,2 milyon Instagram takipçisi var ki bu sayı nişanlısının 5,2 milyonluk takipçi sayısından fazla olduğu gibi, Premier Lig’deki birkaç oyuncu dışında hepsinden daha fazla.
“İnsanlar onu tanıyor ve kim olduğunu biliyor. Eve döndüğümüzde, Fransa’da, İtalya’da ya da diğer ülkelerde olduğu gibi değil ama burada kesinlikle tanınıyor.”
Edwards ve iki yaşındaki oğulları Axel, Oxlade-Chamberlain ile birlikte kalmak için İstanbul’a gidip geliyorlar. Geçen hafta uluslararası tatil sırasında kendisine birkaç gün izin verildiğinde hep birlikte Türk Rivierası’na bir gezi yaptılar. Yurt dışında oynamanın en zor yanının dil engeli ya da yabancılık dışında ailesinden uzak kalmak olduğunu düşünüyor.
“Liverpool’dayken bile sık sık bir haftalığına gelip iki haftalığına geri dönüyorlardı çünkü Perrie’nin çoğu zaman Londra’da çalışması gerekiyordu”
Beckham belgeselinin çiftte yankı uyandıran yönlerinden biri de bu. “Kendimle bağdaştırabileceğim unsurlar vardı. Perrie de pek çok şeyi anlayabiliyordu, bir yandan küçük oğlumuza bakarken bir yandan da gidip geliyor ve kayıt yapıyordu. Artık çok konuşuyor ve iki buçuk yaşında biraz daha algısı açık, bu yüzden nerede olduğumu ve ne yaptığımı sorgulamaya başladı ama yavaş yavaş anlıyor. Ama bunlar kendi geleceğiniz ve ailenizin geleceği için yapmanız gereken fedakarlıklar. Bunun (Beşiktaş’ın) yapmam gereken her şeyi yapmam ve gelip biraz futbol oynamam için en iyi fırsat olduğunu anladılar. Geçen hafta buraya geldiler ve bu bizim için küçük bir tatil gibiydi.”
Oxlade-Chamberlain Liverpool’da geçirdiği altı yılı bir rollercoaster yolculuğu gibi hatırlıyor; son derece başarılı bir takımın parçası olarak son sürat ilerlemiş, heyecan verici zirvelerin tadını çıkarmış… Ancak sakatlık ya da son olarak gözden düşme onu saha kenarında bıraktığında aralara mide bulandırıcı sarsıntılar ve moral bozucu dipler serpiştirilmiş. Arsenal’deki altı yılı farklıydı. Daha kaygısız, daha az yoğun.
“Orayla ilgili gerçekten kötü bir anım yok. Belki de genç ve özgür olduğum ve etrafımda olup biten her şeyin farkında olmadığım içindir. Belki de yaşlandıkça, rahatsız olduğunuz şeylerle daha uyumlu hale geliyorsunuz.” Wenger için oynamayı sevdiğini belirtiyor ve ekliyor.
“İşler iyi gitmediğinde bile, o herkes için bir baba figürü, bir akıl hocası gibiydi. Oradan ayrıldığımda bile beni sonuna kadar destekledi ve kalmam konusunda çok kararlıydı. Orada çok rahattım. Orayı çok sevdim.”
“Rahat” kelimesi uygun görünüyor. Oxlade-Chamberlain 2017 yazında ayrıldığında Arsenal dört sezonda üçüncü kez FA Cup’ı kazanmış olsa da, Liverpool’a katıldığında bulduğu amaç, inanç ve ivme duygusuna sahip değillerdi. Arsenal’e duyduğu saygı ve sevgiye rağmen asla pişmanlık duymadığı bir hamle.
“Arsenal’de büyük maçlara her zaman ‘Bu gerçekten zor olacak’ diye düşünerek çıkardık. Liverpool’daki en büyük fark buydu; henüz tanınmadığımız ilk sezonda (2017–18) bile inanılmaz bir odaklanma vardı ve maçı kazanmaktan başka bir şey düşünmüyorduk. Neden bilmiyorum ama Liverpool’da büyük maçları kazanacağımızı biliyorduk. Belki de Arsenal’de eksik olan şey buydu. FA Cup’ları kazandık ama muhtemelen yapmamız gerekeni asla başaramadık. İnanılmaz bir kalitemiz vardı. Futbol açısından iş yapmak için ihtiyacımız olan her şeye sahiptik. Tek eksiğimiz…”
İnanç mı? Sertlik? Acımasızlık mı?
“Bilmiyorum. Belki biraz da ondan. Sadece bazı büyük maçları düşünüyorum. Ligin zirvesindeyken Liverpool tarafından hırpalanmıştık ve 20 dakika içinde 4–0 gerideydik (2014). Old Trafford’da 8–2 kaybetmek (2011), Chelsea ve Manchester City maçları. Çizgiyi geçemediğimiz çok fazla büyük maç oldu. Leicester’ın kazandığı yıl (2015–16 Premier Lig şampiyonluğu) en büyük hayal kırıklığıydı. Ocak ayında zirvedeydik ve diğer sözde büyük takımlar o yıl iyi durumda değildi. Ama kazanmamız gereken maçlarda topu taca attık.”
Oxlade-Chamberlain’in 16 yaşında Southampton formasıyla ilk maçına çıkmasının üzerinden 13 yıldan fazla zaman geçti. Yaklaşık bir yıl sonra 15 milyon sterlinlik bir anlaşmayla
Arsenal’e transfer olduğunda, İngiliz futbolunun tartışmasız en gözde genciydi. EURO 2012’de İngiltere’nin Fransa’ya karşı oynadığı açılış maçına başladığında henüz 18 yaşındaydı.
“Her şey çok hızlı gelişiyor. Ve bazı açılardan kendimi Arsenal’de olduğumdan daha yaşlı hissetmiyorum. Kendimi 30 yaşında olarak düşünmekte zorlanıyorum. Her zaman 35 yaşından önce emekli olunmayacağını düşünmüşümdür ama sanırım artık her şeye daha geniş bir perspektiften bakabildiğiniz ve 21 yaşına kıyasla çok daha fazla gerçekliğin önünüze serildiği iş hayatının sonuna geldim.”
Gençken gösterdiği potansiyel göz önüne alındığında kendini tatmin olmuş hissedip hissetmediği sorusuyla boğuşuyor. Arsenal’de uzun süre kare bir delikte yuvarlak bir cisim olarak kaldığını, tempolu bir merkez orta saha oyuncusuna dönüşmek isterken kanatta oynadığını düşünüyor. Liverpool’da bu fırsatı yakaladıktan sonra, Şampiyonlar Ligi yarı finalinde mümkün olan en kötü zamanda ön çapraz diz bağlarından sakatlandığında kariyerinin en iyi formunu yakalamıştı. Klopp o noktada şöyle hissettiğini hatırlıyor: “Dürüst olmak gerekirse onun yerini nasıl dolduracağıma dair hiçbir fikrim yoktu. Ox o kadar iyiydi.”
“Herkesin farklı bir yolculuğu ve farklı bir yolu vardır. Kariyerimde uçtuğumu hissettiğim zamanlar oldu, kesinlikle kilometrelerce koşabilirdim. Bir de geçen yıl yaşadığım gibi, deli gibi koştuğunuz, elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığınız ve ‘Bu bana bazen hiç mantıklı gelmiyor’ diye düşündüğünüz zamanlar var. İnsanlar bunu her yıl istikrarlı bir şekilde yapmanın ne kadar zor olduğunu hafife alabiliyor.”
Başardığı her şeyle, kazandığı kupalarla ve Arsenal ve Liverpool ile çeşitli aşamalarda tırmandığı zirvelerle gurur duyuyor, ancak telafi etmek istediği kayıplar var. Son bir iki yılda yaşadığı hayal kırıklıklarının daha fazlasını başarma arzusunu bastırmak yerine güçlendirdiğini söylüyor.
Rekabetçi bir ligde onur mücadelesi veren bir takımda düzenli olarak oynamak ve düzenli olarak oynayabileceğini kanıtlamak istiyor. Liverpool’da geçirdiği altı yılın ardından, “böyle bir takımdan ilk kez ligi kazanmayı hedeflemediğiniz ve takım arkadaşlarınızdan bazılarının kazanmanızın beklenmediği bir maçı kaybetmeyi sorun etmediği, daha küçük bir kulübe gitmenin” nasıl bir his olacağını merak ediyor.
Beşiktaş’ta bunların hiçbiri olmayacak. Hatta tam tersi bir durum söz konusu. Ama o bunu seviyor. “Hırslı, büyük bir taraftar kitlesine ve beklentilere sahip, düzgün bir futbol kulübündeyim. Kazanma ihtiyacı ve performans gösterme ihtiyacı kesinlikle hâlâ var. Bu noktada en önemli şey dakikalar ve futbol çünkü kendimi hazır, yetenekli ve iyi hissettiğim zamanlarda bile oynamadığım çok uzun yıllar geçirdim. Açıkçası buraya gelirken biraz endişeliydim çünkü bu yeni ve ailem için farklı bir durum ama futbol hala çok önemli. Kariyer yolunuz ne olursa olsun, bu sizi neyin motive ettiği ile ilgili. Bazı insanlar için bu para olabilir. Diğerleri içinse kazanmak. Diğerleri sadece gol atmak isteyebilir. Her ne olursa olsun, bu ihtiyaçlarınızın karşılanmasını istersiniz. Bu da size devam etme isteği verir.”
Peki Oxlade-Chamberlain’i devam ettiren ne?
“Sadece oynamak istiyorum. Oynamak, bu fırsatı değerlendirmek ve bacaklarım hala hareket ederken neler başarabileceğimi görmek istiyorum.”
Kaynak: The Athletic
Çeviren: Uğurcan Kanca
Editör: Yahya Kemal Doğan ve Doğa Üründül