Cumartesi Anneleri gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak için Galatasaray Meydanı’na çıktı ve 983. haftada Cemal Akar’ın akıbetini sordu.
Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle İstanbul-Beyoğlu’nda 1995’ten bu yana eylem yapan Cumartesi Anneleri, bu hafta da (27 Ocak 2024) Galatasaray Meydanı’na karanfil bırakarak açıklamalarını okudu.
Cumartesi Anneleri, Cemal Akar’ın akıbetini sordu.
30 yaşındaki Cemal Akar, Özgürlük ve Demokrasi Partisi (ÖZDEP) Erzincan İl Sekreteri ve aynı zamanda İnsan Hakları Derneği üyesiydi. 25 Ocak 1993 tarihinde, çalıştığı işyerinin servis aracından inerken, görgü tanıklarının ifadelerine göre, davranışlarından istihbarat görevlileri… pic.twitter.com/OMojGklruV
— Cumartesi Anneleri (@CmrtesiAnneleri) January 27, 2024
Cumartesi Anneleri’nin açıklamasının tamamı şöyle:
“31 yıl önce gözaltında kaybedilen Cemal Akar’ı unutmadık.
983.haftamızda Galatasaray’dayız. Galatasaray’daki varlığımızla, gözaltında kaybedilen sevdiklerimizi unutmadığımızı, onların nasıl kaybedildiğini hatırlatılığımızı ve kayıplarımızın akıbetini karanlıkta bırakan hukuksuzluk ikliminin kaderimiz olmadığını haykırıyoruz.
Gözaltında kaybedilenlerin yakınları ve insan hakları savunucuları olarak Galatasaray’dan, gözaltında tutulduğumuz polis merkezlerden, yargılandığımız mahkeme salonlarından haykırıyoruz: Kayıplarımızdan da onlara ve adalete ulaşmamızı mümkün kılacak hak ve özgürlüklerimizi kullanmaktan da vazgeçmeyeceğiz.
983.haftamızda 31 yıl önce gözaltında kaybedilen ve dosyası cezasızlık zincirinin bir halkası haline getirilen Cemal Akar’ı unutmadık diyerek buluştuk.
30 yaşındaki Cemal Akar Özgürlük ve Demokrasi Partisi (ÖZDEP) Erzincan İl Sekreteri ve aynı zamanda İnsan Hakları Derneği üyesiydi. 25 Ocak 1993 tarihinde, çalıştığı işyerinin servis aracından inerken, görgü tanıklarının ifadelerine göre, davranışlarından istihbarat görevlileri olduğu anlaşılan kişilerce sivil plakalı bir araçla kaçırıldı. Kaçırılma olayının ardından, MİT ve JİTEM adına çalışan Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın da kaçıranlar arasında olduğu belirlendi.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Daha önce de defalarca gözaltına alınıp işkence gören Cemal’in ailesi, Erzincan ve Tunceli Emniyet Müdürlüklerine başvurarak oğullarının nerede tutulduğunu sordu. Ancak her seferinde kendilerine Cemal’in gözaltına alınmadığı cevabı verildi.İnsan Hakları Derneği hükümet nezdinde girişimlerde bulundu. Ancak devlet otoriteleri, Cemal Akar’ın yaşam hakkını korumak ve gözaltında kaybedilmesini önlemek için etkin bir çaba göstermedi.
Kaçırılmasından bir ay sonra, 23 Şubat 1993 tarihinde, Cemal Akar’ın ağır işkence görmüş ve başından kurşunlanmış haldeki cansız bedeni, Erzincan-Dersim yolunda Nazımiye’ye bağlı Doğançık Köyü yakınlarında bulundu. Erzincan’dan kaçırılan Akar, 130 km.lik karayolu üzerindeki dört güvenlik kontrol noktasından geçirilerek buraya getirilmişti. Normal koşullarda bu kontrol noktalarını rahatça geçmek imkansızdı ve bu durum, araçta resmi kimliği bulunan kişilerin olduğu iddiasını desteklemekteydi.
Olaydan dört ay sonra, 24 Haziran 1993 tarihli Özgür Gündem Gazetesinde yayınlanan bir haberde, Nevşehir Cezaevinde tutuklu bulunan E.H. isimli kişi, Erzincan Emniyet Müdürlüğünde Cemal Akar’la yüzleştirildiğini, buradaki sorgulamanın ardından birlikte Tunceli Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüklerini, birkaç gün orada kaldıktan sonra araziye çıkarıldıklarını ve arazi dönüşünde sadece kendisinin araca bindirildiğini ve Cemal Akar’ı o andan itibaren bir daha görmediğini ifade etti.
Bu haberin yayımlanmasından yaklaşık beş ay sonra, Tunceli Valiliği, iddiaları araştırmak yerine aynı gazetede, söz konusu iddiaları yalanlayan bir tekzip yayınlattı.
Cemal Akar dosyası, etkin soruşturma yapılmadan cezasızlık zincirinin bir halkasına dönüştürüldü. Kaybedilişinin 31.yılında, bir kez daha Cemal Akar dosyasında adaletin sağlanması için adli ve siyasi makamlara yükümlülüklerini yerine getirme çağrısında bulunuyoruz.
Kaç yıl geçerse geçsin, Cemal Akar için tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.”