Bisiklet sezonunun meşhur açılışı, büyük klasiklerin ilki, baharın habercisi… Belçika topraklarının alışılmış rotası, arnavut kaldırımları ve tutkulu seyircisi, Omloop Het Nieuwsblad’ın yeni edisyonundan şaşırtıcı olmayan bir takımdan şaşırtıcı bir galibiyet çıkarmayı başardı. Bisiklette geçtiğimiz haftanın nabzı Belçika topraklarında attı. Medyascope Spor’dan Ceyda Akbulut Omloop Het Nieuwsblad’ı sizler için yazdı.
Omloop’un galibi bal arıları
Omloop’un 2024 edisyonundan erkekler yarışında çıkarılabilecek iki ana konu vardı. Visma’nın kazanacağını çaresizce kabullenmiş bir peloton ve Wout’un galibiyeti pek de istemeyeceği ihtimali…
Yarış başlarken favori tabii ki eski şampiyonlardan Wout van Aert’tı. Belçikalı yıldız, cyclocross sezonunu formunun zirvelerine pek de dokunmadan geçirmiş, çamur yarışlarını bir nevi kış hazırlık kampları olarak tamamlamıştı. Yeni sezon hedefinin başta Ronde van Vlaanderen ve Paris-Roubaix olmak üzere klasikler olduğunu biliyorduk. Bu döneme Omloop galibiyetiyle başlamaması için ise hiçbir bir sebep yoktu. Yani ilk bakışta… Mantıklı düşünürsek… Şu sıralar sıkça dillendirilen “Omloop kazanan o sezon Ronde alamıyor” şeklindeki bisiklet laneti mutlaka Wout’un da kulağına gitmişti. Tabii ki kendisi profesyonel bir atlet olduğu için bu varsayımı, pardon laneti, muhtemelen umursamamıştır. Ancak biraz daha rasyonel düşünürsek tüm hazırlığını mart sonu ve nisan başındaki iki yarış için planlamak, Omloop’ta erken bir galibiyet almaktan daha önemli olabilirdi belki, bilemiyorum.
Sonuç olarak günün sonunda Wout van Aert tempolu bir gün geçiren ancak galibiyet için büyük ataklar yapmayarak yarış boyu takım arkadaşlarının hamlelerini izleyen taraftı. Ekibin Amerikalı transferi Matteo Jorgenson gün boyu çalışıp lider grupta galibiyet için atak yapan ilk isimlerden biri olmuştu. O günün akşamında yarış içi taktiklerinin yer aldığı notlarını bisikletseverlerle paylaşmıştı genç sürücü. Plan, onun yapacağı ataktı her şekilde.
Yarış sonunda Amerikalının atak denemesi galibiyet için yeterli olmamıştı. Yakalandığı sırada lider grubun temposu da düşmüştü ki hiç beklenmeyen bir anda peloton diyebileceğimiz büyük bir kalabalığın kaçış grubunu yuttuğu görkemli anlara şahit olduk. Tam o anda sarı mayolu bal arıları art arda ataklara başladı. Önce Wout tempo yaptı, ardından günün bir diğer Visma favorisi Christophe Laporte hızlandı. Takımın sessiz emekçilerinden Jan Tratnik’in galibiyet hamlesiyse bunların hemen ardından geldi. Pelotonda onu izleyebilen tek kişi yeni takımıyla ilk yarışlarına çıkan Nils Politt’ti.
İkilinin sekiz kilometrelik galibiyet atağına kimse yetişemedi. Son bölümdeki olası sprintte Nils’in deneyimini konuşturacağı düşünülüyordu ancak Alman bisikletçi tempo yapamayınca galibiyeti iliklerine kadar zaferle bezenen takımın sürpriz ismi aldı.
Dört buçuk saatlik yarışın sonunda Omloop kazanan ilk Sloven olarak tarihe geçen Jan Tratnik, birkaç saat sonra belli olacak kadınlar yarışının galibinin yine kendi takımından çıkmasını izleyecekti.
Kadınlarda da durum Visma’nınkinden farksız değildi. Son senenin domine ekibi SD Worx yarış öncesi yine korkutucu ama görkemli gözüküyordu. Geçtiğimiz sene Belçika klasiklerini silip süpüren Lotte Kopecky bu sezona dağın tepesinden rakiplerine el sallayarak girmişti. Birleşik Arap Emirlikleri Turu’nda Jebel Hafeet’in zirvesine en önde ulaşarak genel klasmanı kazanan yıldız, meziyetlerinin sadece pistte ve tek günlük klasiklerle sınırlı olmadığını kanıtlamıştı. Oldukça formdaydı, Omloop’ta kazanmaması için hiçbir sebep yoktu. Üstelik uzun yıllardır birçoklarının olduğu gibi son yıllarda SD Worx takımının da en büyük rakibi olan Annemiek van Vleuten artık pedal çevirmiyordu.
Yarış başladığında plan belliydi. Takımın en dayanıklısı ve en patlayıcısı birleşip Lotte Kopecky’yi galibiyete götürecekti. Olası aksilikte kendileri zaferi kovalayacak ya da her şey plana uygun giderse podyumu üçlemek isteyeceklerdi.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Günün son bölümüne yaklaşırken plan tıkırındaydı. Demi Vollering ve Lorena Wiebes günün lideri Lotte Kopecky’nin zaferi için çalışıyordu. Omloop’un ikonik tırmanışları gelmeden evvel endişelenecek çok da şey yoktu. Doğrudan rakipleri Elisa Longo Borghini bir atak yapmıştı ancak büyük bir fark açılmamıştı. SD Worx’lülerle birlikte Longo Borghini’nin Lidl-Trek’ten takım arkadaşı Shirin van Anrooij, podyum gediklisi Katarzyna Niewiadoma, cyclocross yıldızı Puck Pieterse ve son dönemleri sessiz geçiren tüm zamanların en iyisi Marianne Vos lideri takipteydi. Yarışın kaderini de bu son isim belirleyecekti.
Longo Borghini yakalandıktan sonra lider gruba tutunmayı başarınca van Anrooij’la beraber tempo yapmaya koyuldu. İkonik Muur ve Bosberg tırmanışlarında Demi ve Lorena’nın nefesi yetmeyince SD Worx son bölüme sadece lideriyle kalmış oldu.
Final kilometreleri Lidl-Trek ikilisinin Lotte Kopecky ve Marianne Vos’a bitmek tükenmek bilmeyen ataklarıyla sürüldü. Deneyimi ve gözle görülür formuyla gücünü daha iyi koruyan Vos, günün sonunda bitiş çizgisini ikili savaşçıların ve dünya şampiyonu bölüm sonu canavarının önünde geçmeyi başardı.
Annemiek van Vleuten’in emekliliğinin ardından pembe ekibe kim kafa tutacak sorusu dolaşmaya başlamıştı ne zamandır. Hollandalı süper star Marianne Vos bu sonuçla birlikte hâlâ buralarda olduğunu göstermiş oldu. Hem de görece güçsüz bir bal arısı ekibiyle…
Biz Jan Tratnik ve Marianne Vos’un Belçika topraklarındaki zaferini seyreduralım; bisiklet sezonu artık resmi olarak açıldı. Arnavut kaldırımlarında ve tek haftalık meydan okumalarda görüşmek dileğiyle…
Yazan: Ceyda Akbulut
Editör: Doğa Üründül
