Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Murat Sevinç yazdı | 14 maddede barış akademisyenlerinin durumu

Murat Sevinç, KHK ile ihraç edilen Barış Akademisyenleri için çağrıda bulundu: “Sizler ne kadar çok omuz verirseniz, akademisyenlere reva görülenlerin duyulması o kadar mümkün olacak.”

Barış İçin Akademisyenler Bildirisine imza attığı için 2017 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Anayasa Kürsüsü’nden ihraç edilen Doç. Dr. Murat Sevinç, Diken’deki yazısıyla, KHK ile ihraç edilen Barış Akademisyenleri için çağrıda bulundu.

Sevinç, “Demokrat muhalif basın ve siyasetçilere açık mektup” başlıklı yazısında, akademinin ihraç edilen meslektaşlarına sessiz kaldığını ve bu konuda bundan sonra da bir ses çıkmayacağını dile getirdi.

“Hal böyleyken bu mektup akademiye değil, demokrat/sol basın ve siyasetçilere sesleniyor” diyen Sevinç’in yazısının bir kısmı şöyle:

“Sevgili ihraç arkadaşlarım, gerçi biliyorsunuz ama yine de hatırlatayım: Akademinin ne olduğunu bilen, düşünce özgürlüğünü ciddiye alan bir avuç meslektaşımız dışında hemen hiç kimsenin umurunda değilsiniz, değiliz. Hal böyleyken bu mektup akademiye değil, demokrat/sol basın ve siyasetçilere sesleniyor.

İhraçların başından bugüne dek, muhalif basından gördüğümüz desteği inkâr edemem. T24, Duvar, Diken, Evrensel, BirGün, Artı Gerçek, Agos, Bianet, Açık Radyo muhtelif sol-demokrat haber siteleri, Medyascope, Halk TV… Sevgili Ünsal Ünlü gibi ‘münferit’ yayıncılar… Eş dost, demokrat kesim, az sayıda siyasetçi, elinden geleni yapıyor.”

Yeniden ve tane tane:

  1. Barış imzacılarının sayısı, ilk imzacılar ve onlara destek olanlarla birlikte 2 binin üzerinde.
  2. 15 Temmuz ardından başlayan OHAL hukuku döneminde ‘yetkilendirilen’ idareciler, KHK’leri kendileri açısından bir fırsata çevirdi ve OHAL konusuyla ilgisiz çok sayıda yurttaş işinden gücünden edildi. Barış akademisyenlerinden bir kısmı bu kapsamda.
  3. 2 binin üzerinde imzacıdan, yalnızca 400 küsuru ihraç edildi. Hadi rakamları yuvarlayalım: 2000-400=1600. Demek ki 1600 civarında imzacı ihraç edilmedi. İtibarına düşkün hiçbir üniversite böyle bir skandala imza atmadı. Yalnızca en paçoz idareciler ve en büyük korkusu olanlar, o dönemde göze girmek için pek hevesli davrandı.
  4. İhraç edilmeyen akademisyenlerin bir kısmı, istifaya ve emekliliğe zorlandı.
  5. Atılanlar OHAL komisyonuna başvurmak zorundaydı, idari yargıdan önce.
  6. OHAL komisyonu, hepimizi ‘beş yıl’ oyaladı ve sonunda ‘topluca’ reddetti. Ancak beş yılın ardından idare mahkemelerine başvurulabildi.
  7. Dosyalar idari yargı yerleri arasında paylaştırıldı. İlk aylarda çok sayıda meslektaşımız toplu olarak ‘ret’ aldı. Ardından, bazı idare mahkemeleri ‘iade’ kararı verince, hepsi durdu. Bir süre sonra parça başı kararlar yayınlanmaya başladı. İki iade, bir ret, bir iade, iki ret…
  8. İdare mahkemelerinin bir kısmı üç-dört ayda, bir kısmı iki yılda karar verdi. Örneğin ben, iki yılın sonunda ‘iade’ edildim. Yani, yedi yılın ardından. Neden bu kadar zaman beklediler bilmiyoruz. Yargı ‘bağımsız’ olduğu için soramıyorsunuz haliyle.
  9. Diyelim iade edildiniz. Üniversiteler iade kararına itiraz ederek hemen istinafa, yani bölge idare mahkemelerine (BİM) gidiyor. Bazı üniversiteler yürütmeyi durdurma (yd) talep ediyor ki, meslektaşları bir an önce yeniden görevden alınabilsin.
  10. İdare mahkemelerinin kararları 13, 14 ve 15 BİM’ler arasında bölüştürüldü.
  11. 13. Bölge İdare Mahkemesi, istisnasız tüm meslektaşlarımız hakkında olumsuz karar vererek, bir yandan ‘retleri’ onaylarken, diğer yandan ‘iade edilenlerin’ ‘tümünün’ bir kez daha görevden alınmasını sağladı. Yeniden görevden alınanlar başa dönüyor, tüm haklarına yeniden ‘çökülüyor’, eğer ödendiyse tazminatlarına bir kez daha el konuluyor vs.
  12. Dolayısıyla, göreve iade edilenler ne yapacağını tam olarak bilmiyor. Örneğin, iki hafta önce derse başlamama karşın, dönemi tamamlayıp tamamlayamayacağımı bilmiyorum. Herkes aynı durumda.
  13. Bir üniversite ise (Marmara) bir meslektaşımızın iadesi istinafta da onaylanmasına karşın henüz göreve başlatılmadı. Tam bir bilim yuvası.
  14. Tüm bunlar, AYM’nin Füsun Üstel kararı ve birkaç yıl önce verilmiş bir Danıştay (AYM kararını bağlayıcı kabul eden) kararına ‘karşı’ yapılabiliyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.