Fransa Bisiklet Turu öncesi son prova olarak sayılan Criterium du Dauphine 2024 sona erdi. Sarı mayoyu kazanan Primoz Roglic oldu. Sekiz günlük mücadeleden öğrendiklerimizi Medyascope Spor’dan Ceyda Akbulut sizler için yazdı.
Criterium du Dauphine’nin ardından
Geride bıraktığımız sekiz günü Dauphine ile geçirmiş okurlara bir sorum var. Siz de Paris-Nice izlemiş gibi değil misiniz? Yoksa bu sadece ben miyim? Evet, sanki normal bir bahar zamanı koşulan turmuşcasına karşılaştığımız değişken hava durumu ve yağış sebebiyle nötralize edilmiş bir etap yüzünden böyle düşünüyor gibi görünebilirim. Ama bu konuda argümanlarımı daha güçlü sunacağım.
Criterium du Dauphine genellikle Fransa Bisiklet Turu öncesi rehberimizdir. Koşulmadan önce kafamızda birçok soru olur ama sekiz günün sonunda artık belirli cevaplara kavuşuruz. Yani baştaki sorular artmaz, azalır. Peki 2024’te böyle mi oldu? Bazı cevaplara ulaştığımız doğru, bunu inkâr etmiyorum. Ama yeni sorular da oluşmadı değil.
Tadej Pogacar konusunda bir soru işaretimiz yok. İki kez Fransa Bisiklet Turu şampiyonu bu sene kovalanan isim olacak. Onun sınavı Giro d’Italia zaferinin ardından fiziksel ve zihinsel olarak ayakta kalabilmek. Beklediğimiz gibi Dauphine yapmadı tabii ki, o yüzden yazımızın konusu değil. Burada rakiplerini tartıyoruz.
Bu hafta izlediğimiz iki teker ustalarına gelmeden, son iki yılın en büyük şampiyonu Jonas Vingegaard Hansen’in de (Hansen soyadını çok sevdim, kullanmaya devam edeceğim) Dauphine’de yer almadığını belirtmem gerekir. Bask Turu’ndaki ağır kazasının ardından bireysel çalışmalarına devam ediyor. 29 Haziran’da Fransa’da olacak ama rekabet direncini turun içinde öğreneceğiz.
İki büyük şampiyonun durumlarından bahsettiğime göre artık gerçekten Dauphine’nin havasını solumaya başlayabiliriz. Primoz Roglic’in yeni takımı Bora-hansgrohe ile birlikte sezona yavaş ve sakin başladığını biliyoruz. Buraya artık ondan hareket bekleyerek gelmiştik. İstediğimizi de aldık. Fırsat kovalayan gençlerle mücadele ettiği genel klasman yarışında ondan izlediklerimiz hiç fena değildi. Büyük hedef öncesi son hazırlığını tam olarak kendine has şekilde koştu.
İki etap galibiyetiyle, Tadej Pogacar’a Fransa’dan erken bir mesaj gönderen Slovenyalı, turun son günü dramadan uzak duramadı. Genç rakipleri onu izole edip geride bırakınca neredeyse turu elinden kaçırıyordu. En sonunda elindeki sadece sekiz saniyeyle zafere ulaştı. Roglic’i senelerdir izleyen bizler buna şaşırdık mı? Pek de değil. Mücadele ettiği her yarışı ilgi çekici kılan, kariyerinde dominant galibiyetleri bulunsa da çoğu zeferi kora kor rekabet ettiği anlardan oluşan bir sporcudan bahsediyoruz.
Önünde koca bir Fransa Bisiklet Turu kadar zamanı olan Primoz Roglic ve takımı, büyük hedef için son hazırlıklarını buradan aldıkları motivasyonla yapacak artık. Almanya takımıyla ilgili çoğu sorunun cevabını bulduk burada. Birçoğumuz geçmiş tecrübelerimize dayanarak Aleksandr Vlasov’un tam olarak bir görev insanı olamayacağını düşünüyorduk, değil mi? Hayır, yanıldık. Burada Roglic için gönülden çalışmaya ikna olmuş gibiydi. Büyük şampiyonluk için kilit ismin, Roglic’in Bora’daki Sepp Kuss’unun Vlasov olacağını söyleyebiliriz artık. Slovenyalı yıldız üç haftalık maratonda ona çok ihtiyaç duyacak.
Sekiz günün ardından cevap bulabildiğimiz konulardan, burada oluşan büyük soru işaretlerine geçelim. Geçen yılın domine ekibi Jumbo-Visma’da şu an her şey değişti. Öncelikle isimleri artık Visma I Lease a Bike. Ben sevdim, sadece Visma diyorum. Bunun dışında Fransa Bisiklet Turu’ndaki kombinlerinin mavi olacağı duyumlarını aldık. Mavi bal arıları hakkında emin olduğumuz başka pek de konu yok. Vingegaard sürecinden bahsettik. Takımın büyük yıldızı, kaptanı Wout van Aert bahar dönemindeki kahredici kazasından geçtiğimiz haftalarda Norveç Turu ile döndü. Ancak takımı ayakta tutan, hatta kimi zaman sırtında taşıyan o güç bu sene Fransa’da olmayacak. Adaylarımız Dauphine’deydi.
Mantık çerçevesinde beyin jimnastiği yaptığımızda Sepp Kuss’u Fransa’da Vingegaard’nun alternatifi olarak düşünebiliriz. Çünkü takım adına son büyük tur galibiyeti alan isim zaten bu Amerikalı dağcıydı. Ancak ekip ve kendisi muhtemelen aynı şeyi düşünmüyor. İyi hissetmediği sekiz günü tamamlamadı bile. Tur’da daha iyi olacağına eminiz ama mavi bal arılarının farklı bir planı var.
Son gün sarı mayoyu Roglic’in elinden alıp o ağır travmayı Slovenyalı yıldıza neredeyse tekrar yaşatmaya çok yaklaşan Matteo Jorgenson, harika bir Jonas Vingegaard alternatifi olmak için Fransa Turu’na hazır. Kendisi mükemmel başladığı sezonundan, Paris-Nice zaferinden ve bu uzun cümlelerden anlaşılacağı üzere görkemli bir genel klasmancı olabileceğini artık kanıtlamış gibi duruyor. Bu hafta Dylan van Baarle ve Steven Kruijswijk ile birer darbe daha alan ekip için en büyük umut 24 yaşındaki Amerikalı olacak. Yine de yılın başından beri şanssızlık silsilesinden bir türlü kurtulamayan takım, nefes aldığı her dakikada yeni soru işaretlerine kapı açılabilir.
Bu belirsizlik bulutundan şimdi kimi çıkaralım? Pelotonun en cengâverlerinden Remco Evenepoel’a ne dersiniz? Belçika şampiyonu Dauphine öncesi rekabetçi olmayacağını söylemişti. Köprücük ve kürek kemiği kırıklarından sonra onu Fransa Turu’nun büyük favorileri arasına almayanlar bile var doğal olarak.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
24 yaşındaki yıldız, Fransa’da ilk kez bu sene mücadele edecek. Her şeyden önce ona biraz müsamaha gösterelim olur mu? Üzerindeki baskıyı ve umudu çoğunlukla kendi oluşturdu, evet. 22 yaşında Vuelta şampiyonluğu aldıktan sonra ivmesi ve söylenenlerin aksine gerçekten aşırıya kaçmayan egosu da hiç düşmedi. Arka arkaya gelen Liege-Bastogne-Liege zaferleri ve dünya şampiyonlukları derken harikulade bir zamana karşıcı olduğuna da artık tam olarak eminiz. Peki konu yeni bir büyük tur zaferi olduğunda burada olacak mı? Bence bu sorunun cevabını 2024’te alamayacağız. Çünkü ciddi bir sakatlıktan dönüyor. Geride bıraktığımız sekiz günün tırmanışlarında geride kalsa da zamana karşıda görkemli bir galibiyet aldı. Yani kötü hissederken bile bir şekilde kazanan birinden bahsediyoruz.
Ben, tamamen iyileşen ve hazırlığını hiçbir sıkıntı çekmeden yapmış bir Remco Evenepoel izlemeden önce kafamızdaki bu büyük sorunun cevabını vermekten bir süre kaçınacağım. Belçikalı yıldızın genç yaşına rağmen kısa kariyerinde yaşadığı aksilikler, ona peşin hüküm vermemi engelliyor. Özellikle yarışma tarzını ve elde ettiği zaferlerin görkemini düşününce aldığım karardan son derece umutlu ve mutluyum. Temmuzu nasıl geçireceğine dair sorular her birimizin kafasında mevcut. Ama hepimizin emin olduğu da bir konu var: Pes etmeyecek ve bize sıkıcı bir yarış izletmeyecek.
Sıkıcılıktan uzak demişken buna uygun bir başkasına geçelim mi? Birçoğumuzun 2023’te Giro d’Italia’da resmen tanıştığı Derek Gee’den bahsediyorum. Orada ebediyen süreceğini düşündüğümüz ikincilik serüveniyle, harika bir kaybeden olarak yüreklerimizi kazanmıştı. Şimdi Fransa Turu koşuyor ve bazı şeyler onun için aynı olmayacak. Öncelikle artık herkes Derek Gee’nin kim olduğunu biliyor. Bu yüzden izole olması ve sürekli kaçış denemesi çok zor. Peki Kanadalı yıldız bunun için bir çözüm buldu mu? Evet! Hem de ne çözüm! Kendisi bir genel klasmancı olabileceğine dair kocaman bir belirsizlik bulutu bıraktı önümüze bu hafta. Ekibi bile ondan ne beklememiz gerektiği tam olarak kestiremediğini söylüyor. Harika değil mi? Elimizde taptaze bir heyecan yumağımız var.
Heyecan demişken de zaten uzayan bu yazıya iki ismi daha eklemekten çekinmiyorum. Hâlâ okumaya devam eden varsa şimdiden teşekkür etmeliyim. Bunlar hep bisiklet sevgisinden, evet. İsimlerimiz Carlos Rodriguez ve Laurens De Plus. Özellikle Rodriguez olmak üzere ikisi de genç olmasına rağmen buralarda deneyimliler. Dauphine’nin son gününde Roglic’e uygulanan operasyonun başrolleri arasındaydı bu Ineos Grenadiers ikilisi. Fransa Turu için onlar adına hayaller kurmak kadar doğal bir durum yok.
Saydığım çoğu takım ve isim arasında en bahsetmek istediğimi bilinçli bir şekilde sona bıraktım. Renkli ekip Lidl-Trek’in tur için en büyük umudu Mads Pedersen. Ama burada konumuz genel klasman ve Danimarkalı eski dünya şampiyonumuz her ne kadar kötü bir tırmanışçı olmasa da buraların insanı değil. Hatta irtifadan nefret ediyor.
İtalya asıllı Amerikalı takımın dağlardaki umudu 2020’nin Giro d’Italia şampiyonu Tao Geoghegan Hart olacak. Kendisi geride bıraktığımız haftanın yoğun yağışlı beşinci günündeki toplu kazadan etkilenenlerden biriydi. Yaralanan Londralı, denese de tura devam edemeyip maratona hazırlanmaya koyuldu. Takımın sevilen İtalyalısı Giulio Ciccone ise Dauphine’nin yıldızlarından biri oldu. Geçen sene Katalonya Turu’nda Roglic’in önünde aldığı etap galibiyetinden sonra bu sene de Dauphine’de bir benzerini denedi. En sonunda genel klasmanın sekinci sırasını elde ederek Tur için yeni heyecan yumaklarından birini de o oluşturmuş oldu.
Yılın en büyük bisiklet etkinliği için izleyeceğimiz 198 sporcunun çok küçük bir kısmından bahsettiğimin farkındayım. Ancak bu bile büyük soru işaretleriyle gireceğimiz 2024 edisyonu öncesi alevlenmek için yeterli olacaktır.
İstemeden de olsa bu satırları beklentileri düşen bisikletseverler için yazdım. İyi bir yarış izleyeceğimize ikna etmek gibi bir amacım yok, zira ben de günlerin nasıl ilerleyeceğinden emin değilim. Ama heyecanlıyım.
Yazan: Ceyda Akbulut
Editör: Doğa Üründül