Kadınlar Şampiyonlar Ligi’nde dördüncü maç haftası

UEFA Kadınlar Şampiyonlar Ligi’nde dördüncü maç haftası tamamlandı. Çeyrek finale adım atan ilk takımlar belirlendi. Geride bıraktığımız sekiz maçı Medyascope Spor’dan Ceyda Akbulut değerlendirdi.

Bir Kadınlar Şampiyonlar Ligi haftası yeni yıla girmeden önce, içinde tam sekiz maç içerir. Hiyerarşi çok aksamaz. En iyiler bahtsız eşlerini bir bir eler. Bu kayıplarını fırsat bilenler bilenir, güçlü döner. Bilmeyenler de bilenlere duyurur: Hey baksana! Buradan iş çıkmaz.

Bilmeyenlerin bilenlere değil, bilenlerin bilmeyenlere yol açması için ne yapmalıyız bilmiyorum. Eninde sonunda bilmeyenler de bilecek tabii, ekonomiden hiçbir yerde olmadığı gibi burada da kaçış yok çünkü. Ama bu sırada bazı şeyleri kaçırmamamız da önemli, değil mi? 

Neyse ki bilmeyenlerin bile isteye oluşturduğu kara perdeleri yok hükmünde görenler var. Uluslar Ligi’nde B Ligi’ne adım attığı gibi zorlu rakipleri Karadağ, İzlanda ve Galler’e, çok pardon, İsviçre, Macaristan ve Azerbaycan’a karşı kıyasıya mücadele edip grubunu ikinci sırada bitiren bir milli takım daha var. Sadece 16 takımlık Devler Ligi gruplarında mücadele edip yerel ligdeki rakiplerinin de -umarım- gözünü açanlar var.

Gerekli her şeye sahip miyiz? Kesinlikle hayır. Ama elimizde tuttuğumuz bir şeyler var mı dersek, var da var…

Neyse, bu iddialı olmayan ama öyle gözüken girizgâhı haftanın maçlarını bir bir yazacağımı söylemek için yaptım. Bağlantıyı iyi kurduğum söylenemez, fakat ben de bilmeyenlerin kara perdelerini indirmek için buradayım.

Wolfsburg 5 – 0 Galatasaray: Popp’u tanıyalım

Galatasaray Petrol Ofisi
Galatasaray Petrol Ofisi

Galatasaray’ın kolay bir dönem geçirmediğini biliyoruz. İlkler hep çetrefilli olur. Sarı kırmızılıların Avrupa’daki tecrübesiz meydan okuması Süper Lig’deki performansını dahi etkiledi doğal olarak. Bol gollü mağlubiyetlerden çıkarılacak yegâne artı en büyüklerle temas kurmuş olmak olur. Bir Wolfsburg ve Almanya futbolu efsanesi Alex Popp’un seremonide elini sıkmak, yırtıcı kafa toplarında onu bire birde savunmak her zaman elde edilebilecek fırsatlar değil. Efsane golcünün topa her dokunuşu sahada onunla birlikte ter döken genç rakibin ya da ekran karşısında tuttuğu takımla kalbi kırılan bir çocuğun hayallerini, dolayısıyla da kaderini değiştirebilir. Durumun her zaman buralara gelip gelmeyeceğini bilemeyiz, fakat olasılıklar oyununun bu tip olasılıkları da içinde barındırdığını bilmemiz lazım.

Almanya’nın devi Wolfsburg için şu sıralar her şey olumlu gidiyor. Bundesliga’da uzun aranın ardından çok özledikleri liderlik koltuğunda oturuyorlar. Kadınlar Şampiyonlar Ligi’ndeki kötü başlangıcı da Galatasaray galibiyetleriyle geride bıraktılar. Milli formaya veda eden Alex Popp’un artık tek odağı kulübü. Tekrar zirveye çıkmanın hayali şu an hiç olmadığı kadar yakın.

Twente 2 – 3 Real Madrid: Kırık kalpler #1

Geçtiğimiz hafta aynı rakipten tam yedi kez darbe alan Twente, bu maçta bilenmişti. İlk golü genç forvetleri Ravensbergen ile bulduktan sonra neyle karşılaşacaklarını da biliyorlardı. Bunun için sakin ve disiplinli olmayı seçtiler. Golün ardından baskısı ve denemeleri artan Real Madrid, uzun süre direnen Twente’yi kalitesiyle yıktı. Linda Caicedo, Signe Brunn ve Alba Redondo’nun golleri rakibine yeni bir mağlubiyet tattırdı. 

Devler Ligi’ne her sene şampiyon göndermesi muhtemel Hollandalılar için bu kayıp dünyanın sonu olmadı. Uzun menzilli hayallerin çetrefilli yollarında bir süredir acı çekiyor zaten onlar da.

Chelsea 3 – 0 Celtic: Chelsea aynı Chelsea

Efsane koçu Emma Hayes’in ayrılışının ardından Chelsea’nin uzun ya da kısa bir geçiş dönemine girmesini bekleyebilirdik. Çünkü Hayes’in Chelsea’si tamamıyla bir hoca takımıydı. Yönetim İngiliz çalıştırıcının tüm direktiflerini can kulağıyla dinler, sahadaki öğrencileri ise hocaları için canını verirdi. 

Hayes geçtiğimiz sezon sonunda ABD Milli Takımı’na gitmek üzere 12 senelik Chelsea kariyerini sonlandırdı. Londra’nın mavi yakasındaki görevine ise Lyon’un deneyimli koçu Sonia Bompastor getirildi. İki teknik direktörün taktiksel anlayıştan medya iletişimine kadar neredeyse tüm özellikleri farklı. Fakat yine de Chelsea, sanki ortada kocaman bir değişim yokmuşçasına makine gibi işlemeye Hayes’in bıraktığı yerden devam ediyor.

Geçtiğimiz hafta kusursuz bir atmosferde oynanan Celtic deplasmanından zorlu bir galibiyetle dönen Londra ekibi, bu hafta kendi sahasında oldukça rahattı. Geniş kulübesini rahatlıkla kullanan Bompastor, tecrübeli beki Lucy Bronze’un resitalinden yararlandı. Chelsea de bu hafta çeyrek finali garantileyen takımlardan biri oldu.

Lyon 4 – 1 Roma: Kırık kalpler #2

Haftanın kalbi kırılan ekiplerinden biri de Roma oldu. Agresif bir geri dönüşle maçı kazanıp çeyrek final yolunu şimdiden bulan Lyon, tek bir maçta rakibinin kâbusuna dönüştü. 

Roma yakın geçmişte üst düzey rakiplerine ter döktürebilmiş bir ekip. Barcelona karşısında bile uzun dakikalar direnebildiği maçlar oynamışlardı. Bu hafta bir benzerini Lyon deplasmanında gerçekleştirdiler. İkinci yarının ortasına kadar golsüz beraberliği koruyan İtalya ekibi, 18 yaşındaki Giulia Dragoni ile öne bile geçti.

Fakat o dakikanın ardından uykusundan uyanan sekiz kez şampiyon Lyon, Fransız yıldızı Diani ile Roma kalesini yıktı geçti. Tıpatıp aynı korner organizasyonlarıyla geri döndükten sonra maçın son iki dakikasına birer gol daha sığdırdılar. Lyon bir kez daha çeyrek finale koşarken Roma da yine kırık kalbinin ceremesini çekti.

Hammarby 1 – 2 Manchester City: Shaw’un şovu

Hammarby’nin, evi Tele2 Arena’da oynadığı maçlar şahit olan tüm izleyenler için göz kamaştırıcı olmuştur. Hem erkek hem de kadın takımlarını amasız fakatsız destekleyen, tribünde yeşil ve beyaz renklerle hiç durmadan bağıran ve hoplayan taraftarları vardır. Yeşil sahadakiler tribünden güç alır, bu sayede tecrübesiz ayakları bazı kıvılcımlar yaratır. 

Hakkında şimdiye dek olumsuz konuşmadığımız bu tribün, Manchester City maçında yaşananlarla bu sefer sınıfta kalmış olsalar da yine takımına güç vermek için oradaydı. İngiliz ekibinin eski üyesi Julie Blakstad ile gol de buldular. Fakat her şeye rağmen gecenin başrolü, 22 bin kişilik tribünün bile önünde kariyerinin resitalleri arasına giren maçlardan birini çıkaran Bunny Shaw oldu. Jameikalı golcü bulduğu iki golle grupların bitmesine iki maç haftası kala takımını çeyrek finale çıkardı.

Valerenga 1 – 1 Bayern Münih: Moralsiz Bayern

Almanya’nın son şampiyonu Bayern, şu sıralar ligde uğradığı puan kayıpları nedeniyle moralsiz. Bu halde Norveç deplasmanından mutlu ayrılmaları da oldukça zor olacaktı haliyle.

Son günlerde form yakalayan Sırbistanlı golcü Jovana Damnjanovic ile skor üreten Bavyera ekibi, tecrübeli stoper Thorsnes’in attığı golle beraberliği kabul etti. Cebindeki 10 puanla da çeyrek finali garantilemiş oldular.

Arsenal 1 – 0 Juventus: Geçici mi kalıcı mı?

Teknik direktör Jonas Eidevall’ın Londra derbisinde aldığı mağlubiyet ile birlikte istifa etmesinin ardından bir aydan fazla süre geçti. Bu sırada İsveçli koçun yerini onun yardımcı antrenörü Renee Slegers aldı. Geçici olarak takımın başına geçen Slegers ise Kadınlar Şampiyonlar Ligi ve WSL’de çıktığı yedi maçın hiçbirini kaybetmedi. Bu performansla da harıl harıl yeni hoca arayan kulüp yönetiminin başına kocaman bir soru işareti kondurmuş oldu.

Eidevall’ın üreticilikten uzak oyunundan çok da farklı bir çizgide ilerlemeyen Slegers için Juventus maçı da pek farklı geçmedi. Normal sürenin son dakikasına kadar kaleyi bulan sadece iki şutları vardı. Karşılaşmaya yedek kulübesinden adım atan eski Juventuslu golcü Lina Hurtig, kaleyi bulan üçüncü şutu ve maçın tek golünü buldu. Böylece Kuzey Londra’nın kırmızı yakası, çetrefilli grup aşaması henüz bitmeden sonraki turu garantilemiş oldu.

St. Polten 1 – 4 Barcelona: Yaralı canavar

2024/25 Kadınlar Şampiyonlar Ligi sezonunun ilk maçında Manchester City deplasmanından şok bir mağlubiyetle dönen Barcelona, o günden beri yara aldığı için daha da tehlikeli hale gelen bir canavar gibi adeta. City kaybının ardından oynadığı sekiz maçta tam 42 gol atan ekip için başka ne denilebilir bilmiyorum zaten.

St. Polten de yaralı canavarın son kurbanı oldu. Aynı maçta Alexia Putellas, kariyerinin başından beri giydiği Barcelona formasıyla 200. golünü buldu. İki kez Ballon d’Or kazanan yıldız oyuncu kadınlarda ilk sırayı korurken kulüpte de Lionel Messi ve Cesar Rodriguez’in ardından üçüncülüğü elde etti.

Yazan: Ceyda Akbulut

Editör: Yahya Kemal Doğan



Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.