Futbol Terapi #16: Dört lig, dört takım, dört şampiyon

Avrupa futbolunda büyük ligler geçtiğimiz pazar günü itibariyle sona erdi. Medyascope Spor’dan Ceyda Akbulut, “Futbol Terapi”de İspanya, Fransa, Almanya ve İngiltere’nin şampiyonlarından dörder oyuncu seçip anlattı.

Sezonun ardından

Sezon sonu değerlendirme yazılarını her zaman sevmişimdir. Yılın en iyi oyuncularından oluşan kadrolar kurmak, dönüp hatırlamak isteyeceğimiz anılarda tekrar dolaşmak, hatta biraz karanlık tarafı seçip hayal kırıklıklarını listelemek… 

Ben de “Futbol Terapi”nin 16. sayısında, dört büyük ligin dört şampiyonundan dörder olmak üzere toplam 16 futbolcu seçip anlatmak istiyorum. Değerli obsesyonumun kusursuz sonucunu bu satırların altında okuyabilirsiniz. 

Konuya girmeden önce belirtmem gerekir ki bu yazının gecikme sebebi İspanya ligi Liga F’in sadece birkaç saat önce sona ermesi oldu. Bu çok takımlı uzun Akdeniz liginin problemleri sadece içerik çıkarma gayesi olan Ankaralı bir yazara kadar ulaştı görüyorsunuz ki…

Son olarak her takımdan değineceğim dört oyuncuyu farklı pozisyonlardan seçmeye çalıştım. Böylece daha akıllıca ve akıcı bir liste çıkabilir karşımıza.

Her neyse, hazırsak başlayabiliriz.

Barcelona

Caroline Graham Hansen, Aitana Bonmati, Lucy Bronze, Ingrid Engen

Yılın şampiyonu Barcelona’dan başlamamak gibi bir seçeneğimiz olamazdı. Oynadıkları tüm kulvarlarda kupa kaldıran blaugrana, peş peşe aldığı Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu ile Lyon’u yenerek bir devi devirmeyi başardı. 

Takımın gol yükünü üstlenmesi beklenen çok genç bir santrforu vardı bu sezon. Tüm kartlar Salma Paralluelo’nun muhteşem geçirdiği 2023 Dünya Kupası’nın ardından Barcelona’nın da en büyük yıldızlarından biri olacağını gösteriyordu. Kendisi de 20 yaşındaki bir golcünün yapabileceği neredeyse her şeyi yapıp kulüp sezonunu 20 gol ve 3 asistle kapattı. Ancak kritik maçlardaki düşük performansı, onu bu dört kişilik listeye koymamı engelledi. Takım da zaten kendisinin üstüne daha fazla yük bindirmemek için Wolfsburg’un yıldız golcüsü Ewa Pajor’ü önümüzdeki sene için kadroya dahil etmeyi seçti.

Barcelona’nın hem sezon içinde oynanan sıradan bir lig maçında hem de en kritik anlarda başvurduğu tek bir forvet vardı: Caroline Graham Hansen. Biz ona “Caro” diyerek devam edelim.

Norveçli yıldız Caro, uzun ve görkemli kariyerinin en başarılı sezonunu kulüp düzeyinde 21 gol ve 19 asistlik bir tabloyla bitirdi. Bireysel başarısını en büyük bireysel ödüllerle doldurabilmesi için önünde bir milli takım engeli olsa da bu alanın gurmeleri biliyor ki karşımızda 40 yılda bir çıkabilecek bir yetenek var.

Bireysel ödülleri kendi meziyeti ve hem kulüpte hem de milli takımda aldığı kolektif başarılar sayesinde elde eden Aitana Bonmati geliyor sırada. Geçen sezon olduğu gibi Barcelona’nın vazgeçilmez yıldızıydı bu sene de. 

Savunma kısmında ise sezon boyu görece sıkıntıdaydılar. Bunun başlıca sebebi de defansın belkemiği Mapi Leon’un sakatlığı yüzünden aylarca takımla birlikte olmamasıydı. Ancak istikrar ve tecrübe abidesi Lucy Bronze ve bir tıkta orta sahadan sol stopere devşirilen Ingrid Engen, Barcelona’nın kurtarıcıları olmayı seçti. Lucy Bronze ilerleyen yaşıyla birlikte çoğu kez eleştiri oklarını üstüne alsa da kalitesini oynadığı her dakikaya yansıtan bir oyuncu. Ingrid Engen de her ne kadar fiziksel oyunda düşebileceği düşünülse de çoğu otoriteyi yanıltmaktan çekinmeyen bir başka isimdi.

Lyon

Diani, Dumornay, Lindsey Horan, Christiane Endler

Listenin ikinci takımı, Şampiyonlar Ligi tarihinin en başarılı ekibi ve bu senenin finalisti Lyon tabii ki. Bir numaralı golcüsüyse altı senelik PSG sürevenini bu sezon geride bırakıp ezeli rakipte top koşturmaya karar veren Diani. Çift haneli gol veya asist sayısına ulaşamadı ancak kritik anlarda yeni yeni alıştığı takımının yanındaydı. Fransız yıldızdan istenen de buydu zaten.

Takımın bir diğer yeni yıldızı Haitili Dumornay’di. Özellikle sezonun son kısmını golleriyle süsleyen 20 yaşındaki forvetin, Lyon’da daha iyi bir sezon hayal edeceğini düşünemiyorum.

30 yaşındaki Amerikalı tecrübe Lindsey Horan ise takımın virtüözü. Yaptıkları her zaman yeteri kadar takdir edilmese de ekibin en güvenilir ayaklarından biri. Kanıt istiyorsanız çok uzakta olmayan Devler Ligi finalinin geniş özetine bir göz atabilirsiniz. Göreceğiniz şey Caro’nun uzun menzilli resitalleri ve Horan’ın tükenmek bilmeyen enerjisi olacak.

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

Dördüncü isim olarak sayabileceğim birçok Lyon’lu var ancak bu yazarın tercihi tecrübeli file bekçisi Christiane Endler. 32 yaşındaki Şilili kaleci özellikle lig finalinde oynadığı oyunun ardından takdiri yine ve yeniden hak ediyor.

Bayern Münih

Lea Schuller, Georgia Stanway, Glodis Viggosdottir, Maria Grohs

Almanya şampiyonu Bayern Münih için bu sene birçok şeyin değiştiği bir sezon oynandı. Gidişat gösteriyor ki Almanya devi Wolfsburg artık ikinci takım olma yolunda ilerliyor. Bavyera ekibi ise parlamaya devam edecek.

Alman golcü Lea Schuller yine sorunsuz bir sezonu geride bıraktı. Ondan daha iyisi beklenir miydi? Evet, özellikle Devler Ligi’nde. Ama oynadığı oyunda geriye gitmediği ve önümüzdeki sezonlar üstüne koyacağı çok belli.

Aynı sözleri bıçkın merkez oyuncusu Georgia Stanway için de dillendirebiliriz. İngiliz yıldız, Bayern ile ikinci senesinde daha olgun ve sakin bir sezonu geride bıraktı. Fikstür yoğunluğunun etkisiyle çoğu takım arkadaşı gibi o da etkisiz birkaç hafta geçirdi ancak bu ligde kazanacağı şampiyonluğu etkilemedi. Ona neden güvenildiğini tekrar kanıtladı. Önümüzdeki sezon orta sahada Wolfsburg’un Alman süperstarı Lena Oberdorf ile nasıl bir ortaklık kuracağını herkes şimdiden merak ediyor, değil mi?

Savunma kısmında öne çıkarılabilecek başka yıldızlar var ancak sezonun gerçekten takdir edilmesi gereken iki ismi tecrübeli İzlandalı Glodis Viggosdottir ve genç kaleci Maria Grohs olmalı. Viggosdottir istikrarıyla kusursuz bir dengede oynadı tüm yıl. Grohs ise henüz 21 yaşında takımın kalesine geçmiş bir kaleci olarak iki sezondur hiç düşmeyen grafiğiyle her yıl daha iyiye gidecek gibi duruyor.

Chelsea

Aggie Beever-Jones, Erin Cuthbert, Niamh Charles, Jess Carter

Listenin son ekibi Chelsea, belki de en drama dolu sezonu geride bırakan takımdı. O kadar fazla düşüp yeniden ayağa kalktılar ki bir süre sonra kendi hocaları bile inanmasa da kazanacaklarından bu sefer de biz emin olduk. 

Drama ve kaos, peş peşe sakatlanan golcülerle başladı. Takımın süperstarı Sam Kerr, sezonun ikinci yarısında yaşadığı çapraz bağı sakatlığı sebebiyle sahalardan uzaktı. O sırada dakikaları artması beklenen genç Amerikalı Mia Fishel da milli takım kampında aynı sakatlığı yaşayınca durum biraz daha kritikleşti. Sezon başı Lyon’dan transfer edilen bir diğer Amerikalı Cat Macario sakatlığını yeni yeni atlatıyordu ve ondan bir “Sam Kerr” olmasını beklemek oyuncu için büyük haksızlık olurdu. İngiliz yıldız Lauren James gol yükünü üstlenirken kısa sürede tükenme olasılığı işten bile değildi. Böylece, takım çözümü ara dönemde bonservis rekoru kırarak Kolombiyalı golcü Mayra Ramirez’i transfer etmekte buldu. Oynabildiği her dakikayı kusursuz geçirmesine rağmen aksilik o ki Ramirez de minör sakatlıklar yaşayınca artık başvurabilecekleri son isme gitmek zorunda kaldılar. O da genç İngiliz Aggie Beever-Jones’tu. 

Chelsea akademisinin meziyetli üyesi Beever-Jones, geçtiğimiz iki sezonu Bristol ve Everton’da geçirmişti. Son sezonunu takımı gençleştirip yeni liderler bularak tamamlamak isteyen ikonik koç Emma Hayes ise, bu yolda genç yıldızı takıma geri çağırmayı seçti. 20 yaşındaki oyuncu kısıtlı süreler alsa da çift haneli gol katkısına ulaşmayı başardığı bir sezonu tamamladı. Lig şampiyonluğunu kaybettiklerini sandıkları zorlu Liverpool maçının sonunda gözyaşları içinde röportaja gönderilen kişi olması da onu bu listenin başına koymamı biraz daha kolaylaştırdı, ne yalan söyleyeyim.

Chelsea için söyleyeceğim ikinci ve üçüncü isimler takımın taze kaptanlarıydı. Millie Bright’ın yokluğunda Emma Hayes’in kararıyla liderlik pazubandını sürekli değişerek takan Erin Cuthbert ve Niamh Charles, yoğun sezonu anlının akıyla tamamlayabilen iki “küçük” lider oldu. Cuthbert enerjisi, kuvveti ve oyun zekasıyla kusursuz bir sezonu geride bırakan kişiydi.

Kaptan Millie Bright’ın yokluğundan bahsetmişken iki sezondur Chelsea defansının neredeyse tüm sorumluluğunu üstlenen kişi Jess Carter’dı. 2019’da Birmingham’dan Chelsea’ye adım atarken sıfıra yakın profesyonel tecrübesi olan İngiliz yıldız, artık hem milli takımın hem de Chelsea’nin vazgeçilmezlerinden biri. Hızı, birebir savunmadaki meziyeti, kuvveti ve oyun zekasını Hayes yıllar önce sezmişti. Şimdiyse meyvelerini topluyor. 

Yazan: Ceyda Akbulut

Editör: Doğa Üründül