Paris’in başarılı bir Olimpiyat alanı olarak hatırlanacağı neredeyse kesin. Ancak bu tür hatıralar, ağırlığı altında acı çekenleri dışarıda bırakacaktır. Paris’te evsizlerin Olimpiyatlar nedeniyle maruz kaldığı kötü muameleyi Jules Boykoff ve Dave Zirin The Nation için yazdı. Medyascope Spor’dan Uğurcan Kanca sizler için çevirdi.
Paris 2024’de spor gösterileri bu hafta doruğa ulaşırken, Olimpiyat alanının dışında da daha az göze çarpan bir mücadele devam ediyor: Yoksullara karşı bir savaş. Olimpiyat alanının içinde her gün yüksek şiddetli madalya etkinlikleri düzenlenirken, beş halkalı ateşli rüyanın dışında riskler acımasız ve keskin. Médecins du Monde’dan (Dünya Doktorları) Paul Alauzy, “Olimpiyat şehri yoksullar için bir cehennem,” diyor. “Ortasında bir cennet (Olimpiyatlar) var. Herkes katılmak istiyor. İzliyorlar ama içeri giremiyorlar.”
Paris’te tanık olduğumuz şey, daha büyük ve utanç verici bir Olimpiyat geleneğinin parçası: 1988’de Seul’de, 1996’da Atlanta’da, 2008’de Pekin’de ya da 2016’da Rio de Janeiro’da olsun, oyunlar için yer açmak amacıyla işçi sınıfı ve yoksul insanlar acımasızca yerlerinden edildi.
Zamanını Paris ile Kanada’nın Vancouver kenti arasında paylaştıran ve araştırmaları yerinden edilme, yoksulluk ve uyuşturucu kullanımının kesiştiği noktalarda yoğunlaşan bir coğrafyacı olan Melora Koepke, “kamusal alanda istenmeyen kişi olarak görülen insanların” devlet baskısının yükünü taşıdığını ve Olimpiyatlar nedeniyle bunun hızlandığını söyledi.
Stade de France’daki kapanış törenine bir biletin 1.600 euroya mal olabildiği şaşaalı Paris Olimpiyatları ile Fransız toplumunun kenarlarına itilenler arasındaki tezat daha keskin olamazdı. Médecins du Monde’dan bir doktor, iki çevirmen ve iki sosyal yardım uzmanından oluşan bir ekiple birlikte bir sosyal yardım gecesi geçirirken bu gerçekliğe bir göz attık.
İlk durağımız, Paris’in kuzeyinde, Olimpiyat organizatörlerinin Oyunlara ev sahipliği yapmaktan fayda sağlayacaklarına söz verdikleri bir bölge olan Saint Denis’deki Bobigny idi. Çalılıkları aşıp ormana girdiğimizde çok sayıda göçmen kampı bulduk ama vaat edilen faydalardan hiçbiri yoktu. Sosyal yardım çalışanları bize Olimpiyatların aslında işlerini daha da zorlaştırdığını söylediler; yardım ettikleri insanlar gölgelerin derinliklerine itilmişti ve bu da onları bulmayı bile zorlaştırıyordu. Aslında ilk üç durağımızda doktora danışmak isteyen tek bir kişiye bile rastlamadık. Alauzy, altı yıldır haftada dört gece sosyal yardım faaliyeti yürüttüklerini ve bunun ilk kez gerçekleştiğini söyledi. Bazen kanıtın yokluğu kanıtın kendisidir.
Ama sonra, Işık Şehri’nin üzerine karanlık çökerken, Pompidou Merkezi’nin yakınındaki kapalı bir alanda çadırını kurmakta olan 17 yaşındaki Fildişi Sahilli göçmen Abdishakur’a rastladık. Bize Olimpiyatların yiyecek temin etmesini çok daha zor hale getirdiğini söyledi. Oyunlar sırasında polisin kendisini her gün sabah saat 5’te uyandırdığını, kendisine ve diğer göçmen arkadaşlarına görüş alanından kaybolmaları için bağırdığını anlattı. Birçoğu köşeyi dönüp çadırların bir çit ile işlek bir yol arasına sıkıştığı bir alt geçide giriyor ve arabalar da yüksek hızda vızır vızır geçiyordu. Birkaçı bize Paris Olimpiyatları’nın onlar için bir nimetten çok bir felaket olduğunu söyledi.
Abdishakur aramızda bir doktor olduğunu fark ettiğinde, omzunun buruşuk bir röntgenini ve hava koşullarından korumak için dikkatlice plastik, bir kat kumaş ve sonra bir kat daha plastikle sardığı tıbbi belgeleri içeren buruşuk bir zarf çıkardı. Dr. Bertrand Chatelain röntgeni sokak lambasına tutarken onu sabırla dinledi ve sonunda ona bazı ilaçlar verdi sonrasında da yerel bir kliniğe sevk etti.
Bu sırada onlarca göçmen etrafımızı sarmış, tıbbi yardım almak için sıraya girmişlerdi. Sonraki iki buçuk saat boyunca Chatelain, hepsi Afrika’dan, çoğunlukla Fildişi Sahili ve Gine’den gelen refakatsiz çocukları tedavi etti. Bize söylediğine göre grubun “değerlerine yakın hissettiği” için 2018’den beri Médecins du Monde ile çalışan Arapça çevirmen Abakar Moussa, notlar alarak ve yanımızda taşıdığımız üç büyük malzeme çantasından doğru ilaçları seçerek bekledi. Alauzy sağa sola koşuşturuyor, genç göçmenlerle dostça şakalaşıyor ve gerektiğinde Moussa’ya yardımcı oluyordu.
Olimpiyat’ın amacı “iyi örnek olmanın, sosyal sorumluluğun ve uluslararası kabul görmüş insan haklarına ve evrensel temel etik ilkelere saygının eğitsel değerini” yüceltmektedir. Médecins du Monde’un bu ekibi, Olimpiyat medyasının abartı makinesinin sıcak parıltısından uzakta, bu değerleri sessizce hayata geçiriyordu.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Paris’teki insan hakları aktivistleri Olimpiyatlar öncesinde yaşanan ve Oyunlar sırasında da hızla devam eden sürgün sürecini “nettoyage social” yani sosyal temizlik olarak adlandırıyorlar. Olimpiyatlar Paris’te başlamadan önce, aktivist kolektif Le Revers de la Médaille’in (Madalyanın Öteki Yüzü) sözcülüğünü yapan Alauzy bize şu açıklamayı yaptı “Paris’te toplumsal temizlik çifte bir dağılma mantığı ile anlaşılabilir: Olimpiyat kentinin kamusal alanı içinde bir dağılma, çadır kentlerden, gecekondulardan, izin yerleşimlerden kaçınmak ve marjinalleştirilmiş insanları dağıtmak için ve tüm ülke içinde bir dağılma, böylece istenmeyenleri yerinden etmek ve sefaleti Olimpiyat kentinden uzaklaştırmak için.
Alauzy, “SAS kabul merkezleri” olarak adlandırılan ve Olimpik Paris’ten uzakta Strasbourg, Lyon ve Marsilya gibi şehirlerde bulunan 10 geçici barınma programından bahsediyor. Paris’te evsiz kalan insanlar polis tarafından otobüslere bindirilerek bu derme çatma yerlere gönderiliyor ve burada birkaç hafta boyunca barınak ve yiyecek alıyorlar. Fransız hükümeti bu merkezlerin sığınma taleplerinin işleme konulmasına yardımcı olmak ve evrak işlemlerini hızlandırmak için kurulduğunu söylese de, Paris’te yaşayan bir avukat bu sistemi “sınır dışı edilmeye hazırlık odası” olarak nitelendiriyor.
Ülkelerindeki şiddetten kaçan çok sayıda göçmen de dahil olmak üzere, evsiz insanların Paris sokaklarından toplanma hızı cesaret verici. Le Revers de La Médaille tarafından yürütülen bir araştırma, geçtiğimiz yıl 12.500’den fazla savunmasız insanın Paris sokaklarından zorla uzaklaştırıldığını ortaya koydu. Bu rakam bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 39’luk bir artışa tekabül etmektedir. Fransız yetkililer bu göç faaliyetlerinin Paris 2024 Oyunları ile bağlantılı olduğunu reddetti. Ancak, konut konusunda uzman bir hükümet yetkilisinden gelen bir e-postada, gecekondulardan ve kamplardan yapılan bu toplu uzaklaştırmaların amacının “Olimpiyat alanlarına yakın yerlerde ya da sokakta yaşayan insanları tespit etmek” ve Olimpiyatlar başlamadan önce onları uzaklaştırmak olduğu belirtildi.
Bu zoraki göçün çarpıcı bir örneği, Paris Belediyesi’ne ait bir bina olan Maison des Métallos’ta meydana gelmiş. Burada yaklaşık 150 evsiz ve refakatsiz çocuk göçmen, hava şartlarından korunmak için barınmaktaydı. Bunların arasında ülkesi Çad’daki şiddet olaylarından kaçan 16 yaşındaki Fousseni Kanté de vardı. Phineus James’in The Dial’da bildirdiği üzere Kanté kurallara uymuş ve “refakatsiz bir çocuk olarak iltica başvurusunda bulunmuştu.” Ancak “devlet doğum belgesini tanımadığı için talebi reddedilince kendini sokaklarda buldu.” Paris Belediyesi Maison des Métallos’taki gecekonducuları kovmak için harekete geçtiğinde, topluluk buna karşı mücadele etti. Dışarıdaki bir pankartta şöyle yazıyordu: “Bunlar vahim zamanlar. Konut yok, Olimpiyatlar yok. Paris’te kalıyoruz.” Temmuz ayının başlarında şehir nihayet göçmenleri şehrin çeşitli yerlerindeki spor salonlarına yerleştirmeyi kabul etti.
Geçen hafta Maison des Métallos’u ziyaret ettik. Binanın geçirdiği değişim açıkça görülüyordu. Çok sayıda göçmen gencin uyku tulumlarını serdiği alanın yerini Tokyo’yu bir turizm merkezi olarak öne çıkarmak için tasarlanmış süslü bir sergi almıştı. Zarif cam bardaklar yaklaşık 400 euroya satılıyordu. Parlak sergiler Japon manga ve Godzilla’yı kutluyordu. Japon ev sahiplerinden birine, buraya gelmeden önce buranın Afrikalı genç göçmenler için son çare olarak kullanılan güvenli bir alan olduğunun farkında olup olmadığını sorduk. “Duymuştum,” dedi. “Ama onları görmedim.”
Paris’teki aktivistler, Olimpiyatlara dahil edilen adaletsizliklere karşı cesurca mücadele ettiler. Çabaları, iyi niyetli olmayı başaramayan ya da açıkça bilgi saklayan Paris 2024 Organizasyon Komitesi üyeleri tarafından karmaşık hale getirildi. Oyunlardan derinden etkilenen Seine-Saint-Denis bölgesini temsil eden Fransız Ulusal Meclisi üyesi Aurélie Trouvé bize, “Tüm Olimpiyat sistemi şeffaf değil ve hesap verilebilir değil” dedi ve ekledi: “Ne yazık ki Parlamento üyeleri olarak Olimpiyatların insanlar, şehirlerimiz ve ekosistemlerimiz üzerindeki etkilerini takip etmek için çok az belirtece veya kaynağa sahibiz.”
Bu eksiklik Médecins du Monde sosyal yardım çalışanı Brunnhilde Chellian’ın da aklındaydı. Kısa bir mola sırasında bize, Paris Olimpiyat organizatörlerinin güvenlik ve sürdürülebilirlik için bir sürü para ve retorik harcarken, Oyunların sosyal bileşeni için aynı şeyi yapmadıklarını söyledi. Chellian bu “kaçırılmış fırsattan” yakınarak “sokaktaki insanların” geride bırakıldığını sözlerine ekledi.
Fransa’da yaşayan yazar Cole Stangler, Paris Ölmedi: Işık Şehrinde Hipergentrifikasyondan Kurtulmak adlı kitabında, “Hipergentrifikasyona uğrayan şehir, en marjinal olanları kendi bölgesinin dışında tutar” diyor. Bu dinamik Olimpik Paris’te turbo şarjla güçlendirildi. Aileler parçalanıyor ve insanların hayatları yerle bir ediliyor. Üstelik acımasızca.. Bir muhabir, bu yılki Olimpiyatlarda ilgi çekici hiçbir saha dışı hikaye olmadığını söylerken duyuldu.
Aslında, 12 bin 500 tane var. Ama bakmak istemeniz gerekiyor.
Gece yarısına doğru, çantalarımızı toplayıp Médecins du Monde minibüsüne geri dönmeye hazırlanırken, Abdishakur iki çadırın arasına sıkışmış, Olimpik Paris’in koşuşturması ve sirenleri arasında İslami ibadetlerini yerine getiriyordu. Arkasında, Paris 2024 Olimpiyatları için her yerde bulunan mor tabelayı taşıyan bir duvar vardı. Duvar dikenli tellerle de çevrilmiş olabilirdi.
Paris’in başarılı bir Olimpiyat alanı olarak hatırlanacağı neredeyse kesin. Ancak bu tür hatıralar, onun ağırlığı altında acı çekenleri dışarıda bırakacaktır. Politikacılar ve Olimpiyat organizatörleri için “başarının” bir ölçüsünün de Abdishakur gibi insanların zalimce ortadan kaybolması olduğunu görmezden geleceklerdir.
Los Angeles 2028 Olimpiyatları’na hazırlanırken, Kaliforniya’nın evsiz insanları şimdiden dehşet verici bir sürgün edilme gündemine maruz kalıyor. Olimpiyat Paris’inin sosyal suçlarına şimdi ışık tutmamız gerekiyor, yoksa bunlar kendi kıyılarımızda da tekrarlanacak.
Kaynak: The Nation
Çeviren: Uğurcan Kanca
Editör: Yahya Kemal Doğan