İstanbul’da bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip, ölümlerine neden oldukları iddia edilen 22’si tutuklu 47 sanıklı dava devam ediyor.
Yenidoğan Çetesi davasında üçüncü gün geride kaldı. Şimdiye kadar 13 sanık dinlendi. Bugün Cansu Akyıldırım, Çağla Durmuş, Damla Atak, Rıza Keykubad, Emine Avcı, Mehtap Sayar ve Mehmet Halis Başli ifade verdi. Yarın duruşma saat 09:30’da başlayacak.
Medyascope muhabiri Gülseven Özkan, duruşmayı Bakırköy Adliyesi’nde izliyor. Medyascope editörleri olarak Berna, Cenk ve Mert sizlere gelişmeleri canlı blog üzerinden anbean aktardı.
Duruşmanın üçüncü günü 20:49 itibarıyla sona erdi. Şimdiye kadar 13 sanık dinlendi. Bugün Cansu Akyıldırım, Çağla Durmuş, Damla Atak, Rıza Keykubad , Mehtap Sayar ve Mehmet Halis Başli ifade verdi. Yarın duruşma saat 09:30’da başlayacak.
Saat 19:55 itibarıyla Mehmet Halis Başlı hakim karşısına çıktı
Saat 18:30 itibarıyla Mehtap Sayar hakim karşısına çıktı
Saat 17:30 itibarıyla Hasta Hakları işlemlerine baktığı değerlendirilen Emine Avcı savunmasını yapıyor.
Saat 16:30 itibarıyla doktor Rıza Keykubad hakim karşısında. Bir saat süren savunmanın ardından Keykubad’ın avukatı müvekkilinin tahliyesini talep etti.
Saat 14:00 itibarıyla Esenler Güney Hastanesi’nde yenidoğan yoğun bakım hemşiresi Damla Atak savunma yapıyor.
Bağcılar Medilife Hastanesi hemşiresi sanık Çağla Durmuş savunmasını yapmak üzere hakim karşısında. Savunması yaklaşık bir saat süren Durmuş hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Saatler 11:53’ü gösterdiğinde sanık hemşire Cansu Akyıldırım’ın savunması sona erdi. Avukatı, “Biz adalet istiyoruz” dedi.
Sanık Fırat Sarı ve sanık İlker Gönen arasındaki görüşmelerde adı sık sık geçen TRG Hopitalist Hastanesi hemşiresi sanık Cansu Akyıldırım, saat 10:43 itibarıyla savunmasına başladı.
Yenidoğan Çetesi davasında iki gün geride kaldı. İlk gün bir, ikinci gün ise beş sanık dinlendi. Toplamda 41 sanık daha dinlenecek.
20:49 – Duruşmanın üçüncü günü bitti.
20: 35 – Mehmet Halis Başli: Hiçbir şekilde Whatsapp’ten Fırat sarı ile görüşmedim.
Sanık Avukatı: Müvekkilim epikriz yazma yetkisi yok, imza ve sisteme yükleme yetkisi yok, epikriz dışarı çıkarılamaz. Ortada örgüt yok, somut delil dosyada mevcut değildir, örgüt üyeliği yok. Müvekkilim olmayan, somutlaştırılmayan eylemlerden nasıl yargılanıyor? Hangi epikrize, eyleme, hastaya ilişkin savunma yapacağım? Dosyayı Twitter’dan gördük. Tahliye talebine bulunuyoruz.
20:23 – Mahkeme Başkanı: “Doktor yerine epikriz yazdığın” şeklinde konuşma var.
Mehmet Halis Başli: Epikriz düzenlemedim ben, yetkim yoktu. Ben öyle bir şey yapmadım.
20:12 – Mahkeme Başkanı: Esra Avcı ile görüşmen var. 112 şeklinde geçen olayla ilgili “sen haklıymışsın” diyorsun, dosya ile ilgili?
Mehmet Halis Başli: Arabada herhangi bir belge yoktu.
Mahkeme Başkanı: Neydi dosya?
Mehmet Halis Başli: Oradaki dosyanın ne ilgili ne olduğunu hatırlamıyorum.
20:05 – Mahkeme Başkanı: Denetim tapeleri var. Fırat Sarı ile senin arasında geçiyor? “Dosya yok ortalıkta” diyor, hatırlıyor musun?
Mehmet Halis Başli: Dosyanın epikriz yazılması olamaz. Epikrizden kasıt ne olduğunu hatırlamıyorum.
19:55 – Mehmet Halis Başli mahkeme heyeti karşısında.
19:52 – Duruşmaya ara verildiği sırada sanıklardan biri Fırat Sarı’ya tepki gösterdi. İkili arasındaki tartışmayı Jandarma ayırdı. Fırat Sarı başka bir sanık sandalyesine geçti.
19:51 – Mahkeme Başkanı: İlaçların satılmasında dahlin var mı?
Mehtap Sayar: Hasan Basri ile Doğukan arasında satış gerçekleşmiş. Hastanelerden alım yapıp ilaçları tek merkezde toplayacaklarından haberim vardı ancak satıştan haberim yoktu.
Mahkeme Başkanı: 3 gün yatışı olan bir bebek altı gün yatmış gösterilmiş. Ne diyorsun?
Mehtap Sayar: Epikriz raporlarını Hasan Basri Gök yazıyordu. Gök’e de bebeğin bilgilerini sekreter veriyordu ancak yanlışlık yapmış. Üç gün yaşayan çocuğun altı günlük tedavisi planlanmış. Sonra da fark edildi, düzeltildi.
19:34 – Sanık avukatı: Hesap hareketleri incelediğinde müvekkilimin Fırat Sarı’nın hesabına para attığı görülecektir. Para çıkışı olmuş, güzel. Müvekkil bu hesaba 25 bin yollamış. Müvekkil hem örgütün üyesi olacak üstüne örgüte bir de finansal destek mi sağlayacak? Müvekkili bebek ölümlerinden sorunlu olmamasına rağmen sorularına samimi yanıt vermiştir. Serbest bırakılmasını talep ediyorum.
19:30 – Sanık avukatı: Sanık samimi yanıt vermiştir. Sosyal medya üzerinde ve kamuoyu baskısı altında söyleyeceklerinden çekiniyorlar. Şu an iki suçlama var. “Dolandırıcılık ve örgüte üye olmak” Müvekkili suçlayıcı ithamlarda bulunan sorular soruluyor. Bunlar hukuken yanlıştır. “Eğer bir satışı ortağı olsaydım diyor karşı tarafa borçlu olmazdım” açıklaması bu kadar netken kar payı ortalığa getiriliyor.
19:16 – Avukatlar para alınmasını ve tedavi sürecini soruyor. Sayar yanıtlıyor:
Mehtap Sayar: İşletmeye bağlı değilim, Fırat Bey birim sorumlusu, sadece bana yapılan ödeme değil kendisinin verdiği bir ödeme, biz talep etmedik. Fırat Bey, yenidoğan bakımdan sorumlu doktordu. Benim çalışma saatin 8:30- 17:30 arasında, hangi hastanınının düşürüleceğine Fırat Bey karar verirdi.
19:15 – Avukat: Bebekletin aç kaldığı bilgisi vardı.
Mehtap Sayar: O konuda bilgim yok.
19:12 – Avukat: Hasan Basri “Her şey fazlasıyla uygunsuz” diyorsun? Bu nedir?
Mehtap Sayar: 25 Eylül’de denetimle ilgili konuşmaydı. Fırat Sarı yurtdışındaydı. Başka bir doktor görevlendirmişti. Bir anda denetim geldi, alanın içindeki uygunsuzluk rahatsız olduğum şeyler.. Hemşire çalışan listesini görmek istediler.
19:10 – Mahkeme Başkanı: Hasan Basri Gök ile sevgili miydin? Cevap vermek zorunda değilsin.
Mehtap Sayar: 2019 başlarında aramızda bir flört olmuştu, ancak bu ilişki sonlandıktan sonra Fırat Bey’in şoförlüğünü yaptığı için iş durumunu etkilemedi. İş nedeniyle görüştük. 2019-2020 arasında ilişkim oldu, ama ismi konmamıştı.
18:51 – Mahkeme Başkanı: Medince şirketi denetime gelmiş. Ayrıca, “ Biri şikayet etmiş” konuşması var.
Mehtap Sayar: Net olarak hatırlamıyorum. Fırat Bey’e yönelik şikayetten dolayı diye düşünüyorum.
18:50 – Mahkeme Başkanı: “Çocuğu öldür” diye konuşman var. “Mehtap, çocuğu öldür, elli satürasyonlu çocuk mu olur” konuşmasını hatırlıyor musun?
Mehtap Sayar: Sıkıntılı bir konuda yazılmış bir konuşma. Bu konuyla ilgili takipsizlik kararı çıktı. Konu hakkında konuşmak istemiyorum. Basımda çok üzerime gelindi.
18:48 – Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı’yı nereden tanıyorsun?
Mehtap Sayar: REYAP Hastanesi’nden dolayı tanıyorum. 2018’de Fırat Sarı göreve başladı. Kendisine bağlı değildim.
Mahkeme Başkanı: Medicence’de para hareketleri nedir?
Mehtap Sayar: Ben de motivasyon ödemesi alıyordum. Onun dışında borç istediğinde verdim. Verdiğimi borcu kendisinden almadım , parça parça veriyordu.
Mahkeme Başkanı: Motivasyon ücreti nedir?
Mehtap Sayar: Hemşirelerin maaşı düşük, hastanenin verdiği, Fırat Bey de üstünü kedisini tamamlayacağını söylemişti. Diğer hemşirelere vermiş motivasyon ödemelerinden ben de alıyordum.
18:37 – Mahkeme Başkanı: Tapelerde işletme, diye geçiyor.
Mehtap Sayar: REYAP bir işletme hastanesi değildi.
Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı ile tapeleri konuşmalar var, şikayet yapıldığını söylemiş.
Mehtap Sayar: Fırat Bey beni arayıp CİMER şikayeti hakkında söylemişti. Muhtemelen Deniz Korkmaz’ın aitti. Hangi hemşire yapmış olabilir diye soru yönetmişti.
18:30 – Mehtap Sayar hakim karşısına çıktı.
18:25 – Sanık avukatı suçlamayı kabul ermedi tahliye istedi.
18:23 – Mahkeme Başkanı: Bebeğin sevki ilgili ne diyorsun?
Emine Avcı: Yenidoğan servisi Fırat Sarı’ya aitti ve Fırat Sarı tarafından işletilirdi.
18:20 – Mahkeme Başkanı: Tapeleri okudu ve konuşmaları sordu.
Emine Avcı: Süreç ex olan bir bebeğin babaannesinin yaptığı ödemenin faturasını istemesiyle başladı. Babaanneye bu parayı nerede verdiğini sordum. Yenidoğan yoğun bakım içerisinde 38 bin civarında para ödediğini söyledi. Hakan Doğukan Taşçı’nın hasta üzerinden usulsüz bir şekilde gelir elde ettiğini tespit ettim. Mevcut durumuyla ilgili babaanneye tutanak tutturdum. Hakan numaramı vermiş, Hasan Basri’nin araması var. Böyle bir durum legal değildi. Hasta üzerinden maddi menbaffat elde ettiklerini, hastane yönetimi bilgi sahibi değildi. Bu olaydan şikayetçi olacağımı söyledim ve durumu hastane müdürüyle paylaştım.
18:00 – Mahkeme Başkanı: Serdarov bebeğin ölümüne ilişkin bir şey diyor musun?
Emine Avcı: Bebeğin 1,5-2 ay hastanede yattığını, tıp merkezinden geldiğini biliyorum.
17:30 – Hasta Hakları işlemlerine baktığı değerlendirilen Emine Avcı savunmasını yapıyor.
Mahkeme Başkanı: Savunma yapacak mısın?
Emine Avcı: Savunmamı yapmak istiyorum. Öncelikle maktul ailelerine sabırlar diliyorum. Suçlamaları kabul etmiyorum. Kesinlikle örgüt üyesi değilim. Yargılanmaktan üzüntü duyuyorum.
17:29 – Kaya bebeğin ailesinin avukatı: “Sanık, 10 yaşında çocuğu olduğunu belirterek ajite aracı olarak algı yaratıyor. Kaya bebeğin babası, bebeği morgdan bisküvi kutusuyla alıp bir buçuk saat boyunca taşımak zorunda kalmıştır. Travma yaşayan bebeğin annesi ve babasıdır.”
17:15 – Doktor Rıza Keykubad’ın sanık avukatı: “Kendisi Damla Atak’ı tanınmamaktadır. İddianamede tespitler maddi gerçeğe aykırıdır. Güney Hastanesi’nde hiçbir bebeğe tedavi uygulamamıştır. Esenler Güney Hastanesi’nde çalışmaya başlamadığından sorumluluğu bulunmamaktadır. Müvekkilimizin böyle bir ‘tapesi’ yoktur. Müvekkilimiz delilsiz haberler nedeniyle ayrımcılığa maruz kalmıştır. Müvekkilimiz ne Fırat Sarı ne İlker Gören ne “işletme” denilen bu toplulukla ilgisi yoktur. Müvekkilimizin tahliyesini talep ederiz, kaçma şüphesi yoktur.
16:48 – Avukat: Batuhan Çetin neden talimat verdiğinizi belirtiyor? Damla Atak da konuşmayı neden teyit ediyor? “Zaten ölçekte fişini çek” deniyor.
Sanık Avukat: Damla Atak teyit etmedi.
Mağdur Avukatı: Hayır teyit etti.
Hakim: Sorunun sorulmamasına karar verildi.
16:30 – Doktor Rıza Keykubad hakim karşısında. (Yenidoğan Çetesi iddianamesinde şüpheli Rıza Keykubad’ın doktor olduğu ancak eşi Hilda Keykubad’ın diplomasını kullanarak Esenler Güney Hastanesi’nde yetkisi olmayan bir bölümde çalıştığı bilgisi yer alıyor)
Keykubad elinde kağıt ve oradan okuyarak savunma yapıyor, ancak arada başını kaldırarak konuşmasına devam ediyor.
Rıza Keykubad: 20 yıla yakındır doktorum. Pratisyen hekim olarak çalışıyorum. Dosyayla alakam yoktur, buna rağmen sanık olarak bulunmak beni mahvetmektedir. Haksız yere tutukluyum. Ben hiçbir zaman Güney Hastanesi’nde çalışmadım. Son iki yıldır Esenyurt’taki muayenehanemde çalışıyorum. Ben Kaya bebeği hiç görmedim. Ali Dirik benimle iletişime geçerek belirli günlerde hastanede çalışıp çalışmayacağımı sordu. Daha sonra 500 gram doğan bebeğin ölümüyle ilgili doktor arayışındalarmış ben ve eşim hastanede bulunmadık. Kaya bebeğin öldüğü tarihlerde eşim o tarihlerde işe başlamamıştır. Tek bir “tapem” yoktur. Üç hemşire kendi aralarında benim adımı geçirmişler. Ben bunların ortamında bulunmadım, bunların hiçbirinden maaş almadım. Çirkin iftira attılar, ağır hareketler gördüm. Ben de bir babayım. Bir ümit olsun yaşama şansı olsun diye hastalar geliyor. Bunların hepsi iftiradır, gerçek değildir. Ne ben ne de eşim Kaya bebeği gördük. Bu tamamen bir oyun. 10 yaşında oğlum var, 7 aydır tutukluyum. Tahliyemi talep ederim.
15:12– Atak’ın savunması devam ediyor.
Mahkeme Başkanı: Kamera kayıtları için ne diyorsun?
Damla Atak: Yoğun bakımda kameraların olduğunu biliyorum. Bu kameraların çıkarıldığını biliyorum, kameraları çıkardılar ama başhekime hesap soramam. Kameraları çıkardıklarını biliyorum ama bebek Kaya’dan önce miydi yoksa sonra mıydı, hatırlamıyorum.
Mahkeme Başkanı, Kaya bebeğin ölümünden sorumlu olarak suçlanan Damla Atak’a iddianamedeki “tapelerini” okudu ve sorular sordu. (Atak, bebek öldüğünde hastanede değildi)
Damla Atak: Bebeğin akciğerleri kanıyordu, başhekime yazdım. “500 gram kanıyor hocam” diye mesaj attım. Sabah Ali Bey, başhekim olarak yoğun bakıma geldi ve yapılacakları sordu. Bunun ardından yapılması gerekenlerin yapıldığını söyledim ama bizi o süreçte yönlendiren bir doktor yoktu. Güney Hastanesi’nde yenidoğan yoğun bakımında gece nöbetçi kalan bir doktor yoktu. Daha sonra klinikten Oktay Bey’i getirdi. Ancak Oktay Bey yenidoğanla ilişkili bir doktor değildi, yoğun bakıma bakması gerekmiyordu. Bu onun görevi değildi zaten. Kendisi çocuk alanında uzman bir doktordu. Daha sonra Rıza Bey geldi, hastayı inceledi. Yapılacak her şey yapılmış dedi, ekstra bir tedavi de talep etmedi. Rıza Bey çocuk doktoru da değilmiş zaten. O süreçte Şehmuz Bey’in kaşesi vardı ama Şehmuz bey hiçbir şekilde bebeğe bakmadı, bebeği görmedi, müdahalesi yok. Zaten kendisi hastaneden ayrılmıştı.
Batuhan gece sorumlusuydu. O gece Batuhan’ı bıraktığım için Kaya Bebek’in ölümünden sorumlu tutuluyorum. Evet, Batuhan hemşire yardımcısı ama bana gece sorumlusu olarak tanıttılar. Ben de acil tıp teknisyeni çıkışlıyım, benim de orada olmamam gerekirdi. Savcılık ifadesinde bana ‘Bebeğin kötü olduğunu bilerek Batuhan’a neden bıraktın?’ diye sordular. Evet, Batuhan’ı bıraktım ve eve gittim ama bebeğin acil bir durumu yoktu. Ancak bebeğin kötüleşmesi durumda aranmadım. Aransam gider miydim? Giderdim. Zaten ben orada olsaydım, sorun değişmeyecekti. Yine bebek eks olacaktı, yine ihmalden sorumlu tutulacaktım. Beni arasa gider miydim? Vicdanen giderdim.
Avukat: Bebeğin durumu acil durumdaysa nasıl bırakıyorsun?
Damla Atak: Bebeği bırakıp gittim, acil bir müdahale olmadığı için bırakıp gittim.
Avukat: Kaya bebeğin SGK kayıtlarında yatışı altı gün görünüyor.
Damla Atak: Hiçbir bilgim yok, sizden öğreniyorum.
Avukat: Ölüm olduktan sonra ailenin hastaneye teşekkür mektubu yazdığını biliyor musunuz ?
Damla Atak: Ben herhangi bir teşekkür mektubu istemedim, geldiğini bilmiyorum.
Damla Atak: Şehmuz Bey ismiyle herhangi bir ölüm kaydı yapılmamıştır.
14:19- Aranın ardından duruşma devam ediyor. Esenler Güney Hastanesi’nde yenidoğan yoğun bakım hemşiresi Damla Atak savunma yapıyor.
Mahkeme Başkanı: Savunma yapacak mısın?
Damla Atak: Ortada örgüt olduğunu düşünmüyorum, örgüt söz konusu ise üye olduğumu düşünmüyorum. Dosyada zaten herkes birbirinin arkasından iş çeviriyor, dedikodu yapıyor.
13:11 – Duruşmaya ara verildi. Mağdur ailelerden bazıları sanıklara tepki gösterdi. Bir kişi “Kızımı 2020 yılında öldürdün” diye bağırdı, başka bir avukat da başka bebeğin öldüğünü bağırarak söyledi. Sanıkların olduğu alandan ise “Dört yıl neden sustun?” yanıtı geldi.
13:05 – Sanık Avukatı: İddianamede Karakoç bebeğin vefatı ile ilgili ihmal süreciyle “kasten öldürme” ile suçlanıyor, “örgüt üyesi olma” ve “dolandırıcılık suçlaması” var.
Dosyada tek yapılan otopsi Karakoç bebekle ilgili. Sonucunda tek somut belge Adli Tıp Raporu. Bir ceza yargılanmasında ihtimallerde olasılıklarla yargılama yapılması mümkün değil. Bebekle ilgili rapor ve ama müvekkili “ölüme neden olmaktan” suçlamıyor. Müvekkile yönelik suçlamanın doğru olmadığını düşünüyorum, örgüt olmadığını düşünüyoruz. Tutuklamayı gerektirir bir suç olduğunu düşünmüyorum.
13:00 – Durmuş’un savunması devam ediyor.
Mahkeme Başkanı tapeyi okudu ve “Ölüyor mu, ne yaparsa yapsın, ben bırakıyorum” sözlerini sordu.
Çağla Durmuş: Zerzenişte bulunuyorum. “Düşünmeyi bıraktım” anlamında. Hastayı değil, düşünmeyi bıraktım. Hastanede malzeme sıkıntısı vardı, gergindim.
Mahkeme Başkanı: Fırat Bey, hastalarda dosyada değişiklik yapmanızı istermiş. Nasıl bir değişiklik?
Çağla Durmuş: “Hastayı entübe göster” gibi.
Mahkeme Başkanı: Olması gereken gibi mi?
Çağla Durmuş: Olması gereken gibi değil.
Mahkeme Başkanı: Olması gereken ne?
Çağla Durmuş: Hasta nasılsa onu göstermek.
Mahkeme Başkanı: Burada Fırat Sarı’nın amacı ne?
Çağla Durmuş: Daha çok kazanç.
Mahkeme Başkanı: “Bütün bebekleri sokup öldüreceğiz” Burada ne kast ediyorsun?
Çağla Durmuş: Hasta durumunda bahsediyorum, hasta enfeksiyonu var, benim serzenişim.
Mahkeme Başkanı: Söylemek istediğin bir şey var mı?
Çağla Durmuş: Benim dolandırıcılıkla alakam yok.
Avukat: Yaşananları başhekim, yöneticiler biliyor muydu?
Çağla Durmuş: Çalıştığım hastane çok el değiştirdi, isim olarak söylemem, malzeme eksikliği anlamında bilgiler vardı. Baş hemşire Nigar Hanım biliyordu.
Avukat: Her şeyden haberi var mıydı?
Çağla Durmuş: Bilmiyorum.
Avukat: Karakoç bebek öldüğünde iki bin grama kadar düşmüş. Bebeklerde kg oynama yapılır mıydı?
Çağla Durmuş: Yapılmıyordu, karnı doğduğunda devasa büyüklükteydi, kiloyla ilgili bir şey yapılmadı.
Avukat: Para alışverişi var.
Çağla Durmuş: Yakın arkadaş olduğumuz için bir birimize para verip alıyorduk.
12:10 – Durmuş’un savunması devam diyor.
Mahkeme Başkanı, dolaptaki ilaçların tapelerini okudu.
Çağla Durmuş: Çalıştığım hastanede daha fazla para almak için böyle bir şey yapıldığını görmedim, ihtiyacı olan hastalar için kullanıldı.
Mahkeme Başkanı: Bebek ölümüyle ilgili ne diyorsun?
Çağla Durmuş: Hiçbir hastayı ihmal edecek bir davranışta bulunmadım. Bu suçlamaları kabul etmiyorum.
Mahkeme Başkanı: Tapelerde, “Yakalarlar” diyorsun.
Çağla Durmuş: Eksikliklerden bahsediyorum, dosya işlemleri hakkında.
Mahkeme Başkanı: Epikrizin dosyalarla uyumlu olmadığı görüldü ve bebeklerin entübe edilmesine dair tapelerin okudu ve ne diyorsun?
Çağla Durmuş: Epikriz dosyalarında uyumlu olmayan dosyalar oldu, bunlardan bahsettim.
Mahkeme Başkanı entübe kısmını tekrar sordu.
Çağla Durmuş: İlaç düşümü için.
11:52 – Bağcılar Medilife Hastanesi hemşiresi sanık Çağla Durmuş savunmasını yapmak üzere hakim karşısına geldi.
Mahkeme Başkanı: Savunma yapacak mısın?
Çağla Durmuş: Evet. Örgüt var mı bilmiyorum, herhangi bir örgüte üye değilim, örgüt olduğunu düşünmüyorum. 13 yıldır bu işi yapıyorum, hiçbir hastayı ihmal edecek davranışta bulunmadım, Bir sürü borcum, dolandırmış olsam çok daha fazlası olabilirdi. Hiçbir hastayı ihmal edecek davranışta bulunmadım.
11:50 Akyıldırım’ın avukatı konuşuyor.
Sanık Avukat: Bu suçlamalara baktığımda birbirilerinin altlarını oydukları görülmekte, sadece “duydum” şekildeki beyanlarına dayanmaktadır. Müvekkilim 2012’den beri hemşirelik yaptığı halde babasının gönderdiği harçlıklarla hayatını idame ediyor. Bu sanki ölüme katkı sağlamış gibi olmasını yadırgadım. Biz adalet istiyoruz, biz hak isteyeceğiz. “Bakırköy’de yargıçlar var” demek için buradayız.
Mahkeme Başkanı: Biz gerçeğin ortaya çıkması ve adaletin sağlanması için elimizden geleni yapıyoruz.
11:34 -Akyıldırım’ın savunması sürüyor.
Mahkeme Başkanı: “Tapelerde” epikriz değiştirme ile ilgili konuşmaları okundu. Ne diyorsun?
Cansu Akyıldırım: Böyle bir konuşmadan haberim yok. Ben yazan kişi değilim, yazılanı sisteme atan kısmındayım, yazma yetkim yok.
Mahkeme Başkanı: Neden konuşmalarda “Epikrizleri değiştirelim, Cansu’yla iletişim kuralım” diyorlar?
Cansu Akyıldırım: Formatı atarlarsa sisteme atarım ama benim değiştirme yetkim yok. O dönemde Birinci Hastanesi’nde çalışıyordum. Böyle bir konuşmadan haberim yok.
Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı ile samimiyetin var mıydı?
Cansu Akyıldırım: Üç yıldır ilişkim vardı. 2021-2023 yılları arasında.
Mahkeme Başkanı: Ne zaman tanıştınız?
Cansu Akyıldırım: 2019’da tanıştık.
Mahkeme Başkanı: Ekleyeceklerin var mı?
Cansu Akyıldırım: Dosya, medya tarafından çok dallanıp budaklandı. Hakkımda çok yanlış ithamlarda bulunuldu. Ben bu zamana kadar maaşlı çalışan biriydim, herhangi bir maddi çıkar elde etmedim. Böyle bir örgütün var olduğunu düşünmüyorum, çete üyeliğini kabul etmiyorum, varsa da ben üyesi değilim. Yedi aydır tutukluyum. Adımın burada geçtiği için üzgünüm.
Avukat: Motivasyon ücreti dediniz, ne karşılığı veriliyordu?
Cansu Akyıldırım: Fırat Beyin danışmanlık verdiği yerelde maaşlar düşük olduğu için, sorumluların motive olması için verirdi. Tuğçe aylık 1000-1500 TL alıyor olabilirdi.
Avukat: Teknik olarak epikriz değiştirme imkanı var mı?
Cansu Akyıldırım: Bildiğim yok.
Avukat: Neden motivasyon ücreti dağılıyordu?
Cansu Akyıldırım: Motivasyon ücretleriydi, maaşlar düşük olduğu için.
Avukat: Hasan Basri Gök, Hakan Doğukan Taşçı ve Hüseyin Günerhan ile husumetin var mı?
Cansu Akyıldırım: Sevmem ama saygısızlık etmem. Tam husumet denmez ama birbirimizden hoşlanmayız.
Avukat: Dijital görüntüleri silmişliğiniz var mı?
Cansu Akyıldırım: Böyle bir şey yok, olduğunu da sanmıyorum.
11:11 – Akyıldırım’ın savunması sürüyor.
Mahkeme Başkanı: “Tapelerde” konuşma geçiyor. Ne diyorsun?
Cansu Akyıldırım: Böyle bir konuşmadan bilgim yok, hastayı da hatırlamıyorum. Bebek dediğiniz Suriyeli bir bebek olabilir. O bebek farklı, onun göbeğini ben açtım, Dursun Bey açmadı. Bebeğin ismi geçmediği için bilmiyorum.
Mahkeme Başkanı: Bu bebek farklı bir bebek mi?
Cansu Akyıldırım: İsmi geçmediği için bilmiyorum. Ama bebeğin göbeğini ben açtım.
Mahkeme Başkanı iddianamedeki “tapeleri” okudu.
Cansu Akyıldırım: Böyle bir görüşmeden haberim yok ama Kadan bebek olabilir. Kadan bebeği anlatabilirim. TRG’de doğdu. Bebek odasından bize geldiğinde mosmordu. Onu kapıya en yakın olan kısma aldım ve o sırada Dursun Bey’i aradım ancak ulaşamadım. Sonra İlker Bey’i aradım, Dursun Bey’e ulaşacağını söyledi. 3-5 dakika sonra Dursun Bey alana geldi. Bebeği makineye bağladık ve çocuğun akciğer filmi istendi. Cihazı servise çekerken elime bir şişlik geldi. Akciğer filmi çektik. Bebeğin kalbi durdu ve müdahale ettik maalesef geri döndüremedik.
Dursun Bey, bebeğin akciğer filmine baktı teşhis koydu. Bebeğe 45 dakika müdahale ettik. İlker Bey benden akciğer filmini istedi. Ben de ona videoyu gönderdim.
11:00 – Akyıldırım’ın savunması sürüyor.
Mahkeme Başkanı: Hesap hareketleri var. Para transferlerine ne diyorsunuz?
Cansu Akyıldırım: 2022-2023 olabilir, hastanede maaşlı çalışanlar var. Ekibe motivasyon amaçlı gönderilen paralar var. Medisence şirketinden Fırat Bey bana aylık toplu bir para atar, ben de hemşirelerin kıdemine göre dağıtırdım. Ben motivasyon amaçlı dağıtırdım. Bundan ibaret.
10:53 – Çetenin ses kayıtlarının ortaya çıktığı dönemde sanık Cansu Akyıldırım’ın adı örgütün lideri olduğu iddia edilen sanık doktor Fırat Sarı ve örgüt yöneticisi olduğu iddia edilen sanık doktor İlker Gönen arasında sık sık geçiyordu.
İşte o kayıtların bir kısmı:
İlker Gönen: Ama Cansu arıyor hocam diyor ki, “Kalbi 50, saturasyonu 30, bıraktım ben bunu.” Tamam Cansu bırak dedim. Cansu bir de ayakta bir film çek diyemedim abi anladın mı beni?
Fırat Sarı: Anladım.
İlker Gönen: Yani orda hani Cansu’nun geriliminden dolayı diyemedim. Yani Ceren’e Çağla’ya Mehmet’e derdim ama Cansu’ya diyemedim.
10:43 – TRG Hopitalist Hastanesi hemşiresi sanık Cansu Akyıldırım savunma yapıyor.
Mahkeme Başkanı: Suçlamalar var. Savunmanı yapacak mısın?
Cansu Akyıldırım: 2012 ile 2019 yılları arasında birçok hastanede görev yaptım. 2019-2022 yılları arasında ise İstanbul Reyap Hastanesi’nde çalıştım. 2023’te TRG Hastanesi’nde hasta bakım müdürü olarak çalışmaya başladım. Üzerime atılan suçları kabul etmiyorum. Ben maaşlı çalışan biriyim. Bunun dışında, ailemden maddi destek alıyorum. Örgüt ya da çeteye üye olma suçlamasıyla ilgili böyle bir yapının olduğunu düşünmüyorum ve kabul etmiyorum.
Mahkeme Başkanı: İddianamede geçen işletme tabiri nedir?
Cansu Akyıldırım: İMedicence başlığı altında bir işletme var. Ancak yalnızca birkaç hastane bu kapsamda yer alıyordu.
Mahkeme Başkanı: Danışmanlık dediğiniz şey nedir?
Cansu Akyıldırım: Hasta danışmanlığı aldığımız bir yer.
10:10 – Duruşmanın üçüncü gün oturumu başladı. Yoklama alınıyor.
10:00 – Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen çalışmalar kapsamında, Anadolu Ajansı suç örgütünün detaylı şemasını ortaya çıkardı. İşte Yenidoğan Çetesi’nin örgütsel şeması:
09:30 – Yenidoğan Çetesi davasında iki gün geride kaldı. İlk gün bir, ikinci gün ise beş sanık dinlendi. Toplam 41 sanık daha dinlenecek. Medyascope muhabiri Gülseven Özkan, duruşmayı Bakırköy Adliyesi’nde izlemeye devam ediyor.
Dün neler oldu? Kimler ifade verdi?
Dünkü duruşmada savunma yapan sanıklar arasında tutuklu hemşire Hasan Basri Gök, Duygu Hastanesi hemşiresi Deniz Korkmaz, Esenler Güney Hastanesi hemşiresi Hüseyin Günerhan, ambulans şoförü Hüseyin Gündüz ve 112 Acil Çağrı Merkezi hasta sevklerini yapan Fehmi Alperen bulunuyor. Sanıklar, suçlamaları reddederek görevlerini yasal çerçevede yerine getirdiklerini söylediler.
Sanık hemşire Deniz Korkmaz’ın 27 Mart 2023 tarihli CİMER şikâyeti dün gündeme geldi. Şikâyette yer alan iddialar, Fırat Sarı’nın avukatı tarafından suç duyurusu gerekçesi olarak gösterildi. Korkmaz’ın, çeşitli hastaneler ve doktorlar hakkında çarpıcı iddialarda bulunduğu dilekçesi, mahkemede tekrar okundu.
Sanık hemşire Duygu Korkmaz’ın CİMER şikâyetinde neler vardı?
“Eski PKK hükümlüsü ve şu anki İYİ Parti üyesi Reyap Hastanesi yenidoğan yoğun bakım doktoru Fırat Sarı ve İlker Gönen SSK’yı dolandırmaktadır. Reyap Hastanesi, Beylikdüzü Medilife Hastanesi, Bağcılar Şafak Hastanesi, Doğa Hastanesi, Medicine Bağcılar Hastanesi, eski olarak Ethica Hastanesi, Duygu Hastanesi ve birçok hastanenin yenidoğan yoğun bakımlarını kiralayarak gece nöbetçi doktor bulundurmadılar ve insani ve tıbba uygun olmayan koşullar ve bunun gibi birçok sebepten bir sürü bebek insanlık dışı bir şekilde öldü. Bu şahıslar birinci basamak olan hastayı epikrizlerde hep 3’üncü basamak göstererek ve 112 komuta kontrol merkezine rüşvet vererek, bebek satın alarak kaç yıldır milyonlarca Türk lirası para kazandılar ve yüzlerce bebeğin ölümüne sebep oldular.”
“Bu satılan bebekler Fırat Sarı ve İlker Gönen’in yoğun bakımlarında kötü şartlar altında can verdi. Bebek ölümlerinin durması için bu kan emici vatan hainlerine dur denmeli. Dediğim hastaneler ani bir şekilde baskınla denetlenirse demek istediğimi çok iyi anlarsınız. Bu ölen bebekler sizin de bebeğiniz olabilir. Aziz devletimin gerekeni yapacağından hiç kuşkum yoktur.”
Korkmaz, bu kişilerin maddi kazanç sağlamak amacıyla usulsüz işlemler yaptığını ve yoğun bakımlarda ölen bebeklerin sorumluluğunu taşıdıklarını öne sürdü.
Fırat Sarı ve avukatının karşılıklı açıklamaları
Fırat Sarı’nın avukatı, Korkmaz’ın bu ifadelerinin yasaya aykırı olduğunu savunurken, Deniz Korkmaz’ın avukatı ise müvekkilinin yalnızca CİMER’e beyan verdiğini ve bu beyanın kamuoyuna sızmasından sorumlu olmadığını söyledi. Korkmaz’ın avukatı, “Müvekkilim örgütü çökerten kişidir. Bu dava onun şikâyetiyle açılmıştır” diyerek Korkmaz’ın tahliyesini talep etti.
Mahkeme, tarafların açıklamalarını dikkate alarak suç duyurusunu değerlendirdi. Öte yandan davanın gelecek duruşmasında Deniz Korkmaz’ın tutukluluk halinin devam edip etmeyeceği karara bağlanacak. Öte yandan, dava kapsamındaki bebek ölümleri ve hastane yönetimleriyle ilgili iddialar, adli soruşturmanın derinleştirilmesini gerektiriyor.
Savunma yapan bir diğer sanık 112 Acil Çağrı Merkezi görevlisi Fehmi Alperen, hasta sevklerinin çağrı merkezi prosedürleri doğrultusunda yürütüldüğünü ve kendisinin bu sürecin yalnızca bir parçası olduğunu ifade etti. Hangi hastaneye sevk yapılacağı kararlarının üst birimler tarafından verildiğini belirtti.
- Yenidoğan Çetesi davasında ikinci gün sona erdi | İşte yaşananlar
- Yenidoğan Çetesi davası: Salonda gerginlik ve annelerin isyanı
İşte Fehim Alperen’in ifadesi:
“Ben çağrı merkezi prosedürlerine uygun şekilde yönlendirme yapan bir görevliyim. Hangi hastaneye sevk yapılacağını ben belirlemem, bu karar üst birimlere aittir. Suçlamalar tamamen asılsızdır ve bu durumun açıklığa kavuşmasını istiyorum.”
İBB’de hızır acil biriminde çalıştığını belirten Alperen, şunları söyledi:
“Çalıştığım birimde bebek sevki yapılmıyor, yetişkin var. Soruşturma kapsamındaki hiçbir hastaneye hasta sevki yapmadım. SGK ile para alışverişi yapmadım. Yenidoğan alanı içinde herhangi bir çalışmam olmamıştır. Atılı suçun unsurları tarafımdan gerçekleştirilmemiştir.”
Ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir’den para almadığını söyleyen Alperen, “Ben sadece Gıyasettin Mert Özdemir’e dört saatir bekleyen bir hastayı söyledim. Maddi kazancım olmadı” dedi.
Alperen ayrıca, Hemşire Hakan Doğukan Taşçı’nın hastaları taburcu etmeyip SGK’dan daha fazla alınmasını sağladığını ve bunu kendisinin söylediğini belirtti.
Ambulans şoförü sanık Hüseyin Gündüz de duruşmada hasta sevklerinde yalnızca şoförlük görevini yerine getirdiğini ve sevklerin planlamasında hiçbir rolü olmadığını söyledi. Araç şoförü olarak sorumluluğunun yalnızca hastaları varış noktasına güvenli bir şekilde ulaştırmak olduğunu belirtti.
İşte Hüseyin Gündüz’ün ifadesi:
“Ben sadece ambulansı kullanan bir şoförüm. Görevim hastaları belirlenen hastaneye en hızlı ve güvenli şekilde taşımaktır. Hangi hastaneye gidileceği ve neden o hastaneye gidildiği konusunda hiçbir bilgim ya da yetkim yoktur. Bu suçlamalar beni derinden üzdü.”
Hasan Basri Gök, Duygu Hastanesi’nde yenidoğan bakım biriminde çalıştığını ve kendisine yöneltilen suçlamaların tamamen asılsız olduğunu savundu. Görevini her zaman etik kurallar çerçevesinde yaptığını belirten Gök, hasta sevk işlemlerinin hastane yönetiminin bilgisi ve onayı doğrultusunda gerçekleştiğini söyledi. Ayrıca, hastaların yaşam hakkını tehlikeye atacak hiçbir eylemde bulunmadığını söyledi.
İşte Hasan Basri Gök’ün ifadesi:
“Ben bir hemşire olarak görevim gereği yenidoğan hastaları en iyi şekilde tedavi etmek için çalıştım. Sevk kararlarını ben almadım. Bu kararlar hastane yönetiminin onayıyla verilmiştir. Hiçbir bebeğin hayatını tehlikeye atmadım. İddialar asılsızdır, masumiyetime güveniyorum.”
Hemşire Hüseyin Günerhan, hasta sevklerinin hastane içinde belirli bir protokol çerçevesinde yapıldığını, kendisinin yalnızca hasta taşıma işlemlerinde yer aldığını belirtti. Günerhan, suçlamaların asılsız olduğunu ve görevini hiçbir kötü niyet taşımadan yerine getirdiğini ifade etti.
İşte Hüseyin Günerhan’ın ifadesi:
“Benim görevim yalnızca yenidoğan hastaların ambulansa sağlıklı bir şekilde taşınmasını sağlamaktır. Sevklerin planlanması veya kararı benim yetki alanımda değildir. Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum ve masum olduğumu belirtmek istiyorum.”