Adalet bekleyen bir cinayet: Tahir Elçi davasında neler yaşandı?

Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, 2015 yılında Diyarbakır’ın Sur ilçesinde yaptığı basın açıklamasının ardından çıkan çatışmada hayatını kaybetti. Yıllar süren dava sürecinin ardından, 2024’te sanık üç polis beraat etti. Ancak cinayetin tam olarak aydınlatılamaması, adalet arayışını sona erdirmedi.

Tahir Elçi cinayeti
Tahir Elçi cinayeti davasında sanık polisler Sinan Tabur, Fuat Tan ve Mesut Sevgi’nin beraat etti

Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin 2015 yılında öldürülmesinin ardından başlatılan dava süreci, yıllar süren belirsizliklerle dolu oldu. 2024’te sanık polisler Sinan Tabur, Fuat Tan ve Mesut Sevgi’nin beraat etmesiyle sonuçlanan dava, Türkiye’nin insan hakları ve ifade özgürlüğü konularındaki tartışmalarının merkezinde yer aldı.

Diyarbakır Barosu Başkanı ve insan hakları savunucusu Tahir Elçi, 28 Kasım 2015’te Sur ilçesindeki tarihi Dört Ayaklı Minare önünde basın açıklaması yaptığı sırada başına isabet eden kurşunla hayatını kaybetti. Aynı olayda iki polis memuru da yaşamını yitirdi. Elçi, çatışmaların tarihi eserler üzerindeki yıkıcı etkisine dikkat çekerek, bölgede barış çağrısı yaptı. Ancak açıklamanın hemen ardından bölgede çıkan çatışma, Elçi’nin ölümüne yol açtı.

Olayın ardından dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu açıklama yaptı. Davutoğlu, Elçi’nin ölümünü PKK üzerine yükledi. Ayrıca Davutoğlu, cinayetin gerçekleşme biçimi ve sorumluları hakkındaki tartışmalar gündemden düşmedi.

Adalet bekleyen Tahir Elçi cinayeti: Soruşturma süreci nasıl başladı?

Cinayetin ardından başlatılan soruşturma, delil yetersizliği nedeniyle eleştiri aldı. Diyarbakır Barosu, olayın aydınlatılması için Londra merkezli Forensic Architecture ile iş birliği yaptı. Bu iş birliğiyle hazırlanan raporda, Elçi’nin vurulma anına dair detaylı analizler yer aldı. Raporda, olay anına ait güvenlik kamerası görüntüleri ve tanık ifadeleri de vardı. Ancak bu rapor, yargılama sürecinde yeterince dikkate alınmadı.

21 Ekim 2020’de, cinayetten yaklaşık beş yıl sonra, Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ilk duruşma gerçekleşti. Duruşmada Elçi’nin ailesi ve avukatları, mahkeme heyetinin tarafsızlığını sorgulayarak reddi hâkim talebinde yaptı. Bu talep kabul görmedi.

Kimler yargılandı?

Dava kapsamında olay sırasında görevli olan üç polis memuru Sinan Tabur, Fuat Tan ve Mesut Sevgi, “bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verme” suçlamasıyla yargılandı. Ancak süreç boyunca delil yetersizliği, davanın şeffaflığına yönelik eleştirileri artırdı. Sanıkların ifadeleri ve olay yeri inceleme raporları yeterli bulunmadı. Mahkeme, tanık ifadeleri ve adli raporlar arasındaki çelişkileri çözüme kavuşturamadı.

Karar ne oldu?

Daha sonra 12 Haziran 2024 tarihinde yapılan karar duruşmasında, üç polis memuru beraat etti. Mahkeme, delil yetersizliği nedeniyle sanıkların suçlu bulunamayacağını belirtti. İnsan hakları savunucuları ve Elçi’nin ailesi kararı tepkiyle karşıladı. Duruşma sırasında Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren ve Tahir Elçi Vakfı Başkanı Masum Batı, bu mahkemeden adil bir karar çalacağına inanmadıklarını söyledi. Hukuk insanları, çıkacak kararın adil olmayacağını söyledi. Avukatlar ve Elçi’nin ailesi kararı protesto etmek için alkışlarla salondan çıktı.

Uluslararası Af Örgütü, davayı “adalete ağır bir darbe” olarak nitelendirdi. Örgüt, yetkililerin bağımsız ve tarafsız bir soruşturma yürütmedeki başarısızlığına dikkat çekti.

Öte yandan TBB Başkanı Erinç Sağkan da dosyada yargılama ilkelerinin ihlal edildiğini söyledi.

Sağkan ‘Evrensel hukuk prensiplerini benimsiyorsunuz yüz yüzelik ilkesini nereye koyacağız? Sanıkların çapraz sorguya tabi tutulma hakkımızı elimizden aldınız, Adil yargılanma hakkının birçok esası çiğnemişken, şüpheden sanık yararlanır ilkesini kime nasıl anlatacağız?’ diye sordu.

Avukat Berfin Elçi ise faillerin bulunmak istenmediğini, davanın adil yargılanma hakkının ihlali ile sonuçlandığı söyledi.

Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, duruşma öncesi yaptığı açıklamada, “Şu ana kadar mahkemenin tavrı ve başsavcılığın sunduğu mütalaa, bir şekilde dava dosyasının cezasızlıkla sonuçlanması konusundaki isteği ve tutumunu maalesef bize hissettiriyor” dedi.

Eren, “Biz, bu davanın henüz mütalaa verilecek bir aşamada olmadığını, mahkemenin cinayeti aydınlatması konusunda araştırması, toplaması, incelemesi gereken delillerin olduğunu savunuyoruz” dedi.

Adalet arayışı devam ediyor

Tahir Elçi’nin ölümü, Türkiye’de insan hakları savunucularına yönelik baskıların ve ifade özgürlüğü konusundaki tartışmaların simgesi haline geldi. Ölümünün üzerinden dokuz yıl geçmesine rağmen, cinayetin tam olarak aydınlatılamaması ve sorumluların cezalandırılmaması, ailesi ve destekçileri için derin bir hayal kırıklığı yaratıyor.

Öte yandan Diyarbakır Barosu, davaya itiraz edeceğini ve adalet arayışını sürdüreceğini açıkladı. Elçi’nin adı, insan hakları mücadelesinde simge haline geldi. Ayrıca bu dava Türkiye’nin hukuk sistemine yönelik güven tartışmalarını da yeniden alevlendirdi.

Son olarak Elçi’nin ölümüne dair belirsizliklerin sona erdirilmesi ve faillerin yargılanması için çağrılar devam ediyor. Adalet bekleyen bu cinayet, sadece ailesi için değil, Türkiye’nin insan hakları mücadelesi için de kritik bir sınav olmayı sürdürüyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.