Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin Diyarbakır-Sur’da Dört Ayaklı Minare önünde öldürülmesinin 9. yıldönümü. Bugün her yıl olduğu gibi Elçi’yi anmak için Diyarbakır Adliyesi’den Dört Ayaklı Minare’ye yürünecek. Peki Tahir Elçi kimdir?

Diyarbakır Barosu Bakanı Tahir Elçi, tam dokuz yıl önce bugün, Diyarbakır-Sur’da Dört Ayaklı Minare önünde öldürüldü. Elçi, basın açıklamasının ardından çıkan çatışmada başına isabet eden bir kurşunla hayatını kaybetti. Elçi, ölümünün dokuzuncu yılında da aynı acıyla anılıyor.
Çocukluğundan adalet mücadelesine
Tahir Elçi, 1966’da Şırnak’ın Cizre ilçesinde, yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Çocukluk yıllarını ekonomik zorluklarla geçirse de, eğitim konusundaki kararlılığı onun hayatını değiştirdi. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olan Elçi, meslek hayatına avukat olarak başladı.
1990’lı yıllarda faili meçhul cinayetler ve insan hakları ihlalleri çok fazlaydı. Tahir Elçi, bu dönemde mağdurların sesi oldu. Hukuk mücadelesiyle, devletin hak ihlallerine karşı durdu. Adaletin her kesim için eşit işlemesi gerektiğini savundu.
Diyarbakır’da 1992’de serbest avukatlık yapmaya başlayan Elçi, 1998-2006’da Diyarbakır Barosu yönetiminde çeşitli görevlerde bulundu. Almanya’daki Avrupa Hukuku Akademisi’nde uluslararası ceza hukuku eğitimi aldı ve insan hakları hukuku üzerine seminerler verdi. 2012’de Diyarbakır Barosu Başkanı seçilen Elçi, 2014’te bu göreve yeniden getirildi. Aynı zamanda İnsan Hakları Derneği üyesi olan Elçi, Türkiye Barolar Birliği İnsan Hakları Merkezi ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nda da aktif görev aldı.
2015’teki canlı yayın
Elçi, 2015’te CNN Türk’te katıldığı canlı yayında, “PKK bir terör örgütü değildir, silahlı bir siyasal örgüttür” dedi. Elçi, bu sözleri nedeniyle hedef gösterildi. Elçi hakkında “terör propagandası yapmak” iddiasıyla dava açıldı. Ancak Elçi, bu sözlerin yalnızca barışı savunma gayesi taşıdığını vurguluyordu. Elçi’nin yaşamı boyunca verdiği mücadele, çatışmanın değil, diyalog ve hukukun üstünlüğünün önemini anlatmaya çalışmaktı.
Tahir Elçi, 28 Kasım 2015’te, Diyarbakır’ın Sur ilçesinde, tarihi Dört Ayaklı Minare’nin önünde bir basın açıklaması yapıyordu. Minare, bölgedeki çatışmalar nedeniyle zarar görmüştü. Elçi, “Bu tarihi yapıların çatışmalardan zarar görmesini istemiyoruz. Burada silah, çatışma istemiyoruz” dedi.
Basın açıklaması bittikten kısa süre sonra, Elçi’nin bulunduğu alanda silahlı çatışma başladı. İki polis memurunun öldüğü bu saldırının ardından çıkan kaos sırasında, Elçi başından vurularak hayatını kaybetti. Sur’un dar sokakları ve tarihi taş duvarları, bu kez bir barış elçisinin yere düşen bedenine tanıklık etti.
Dava süreci
Elçi’nin ölümü üzerindeki sis perdesi hâlâ aralanamadı. Cinayetle ilgili yıllarca süren soruşturmalarda birçok iddia ortaya atıldı. 2020’de Elçi’nin ölümünün beşinci yılında, olay yerindeki görüntülerden yola çıkılarak üç polis hakkında dava açıldı.
Tutuksuz yargılanan sanık polisler Mesut Sevgi, Fuat Tan ve Sinan Tabur’un üzerlerine atılı “taksirle ölüme neden olma” suçunu işlediklerinin sabit olmadığı gerekçesiyle 12 Haziran’da beraat etti. Mahkeme başkanı, dosyaya dair kararın tamamını okumadan salondan ayrıldı.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.