Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğindeki cihatçılar ile Beşar Esad önderliğindeki Suriye ordusu arasında son yılların en büyük çatışmaları yaşanıyor. Cihatçıların Suriye’nin en büyük kenti Halep’i ele geçirmesi ve ardından Hama’ya ilerlemesi sonucu Suriye sahasında yeniden hareketlenmeler başladı. Peki Suriye’deki ve Halep’teki bu gelişmelerde Kürtler nasıl tavır aldı?
Cihatçıların Halep’e yürümesiyle çok kısa sürede geri çekilen ve hâkimiyet kurduğu bölgeleri de kaybeden Suriye ordusu, cihatçılara karşı PKK/YPG’den destek istedi. Fırat’ın doğusundan Halep bölgesine çok sayıda silah desteği yapıldı.
HTŞ liderliğindeki cihatçı güçlerin hızlıca ilerlemesinin ardından Suriye ordusu “geçici olarak” bölgeden çekildi ve aralarında Halep Uluslararası Havalimanı’nın da bulunduğu bazı stratejik noktaların kontrolünü YPG’ye bıraktı.
Cihatçılar daha sonra YPG’nin elinden havalimanının kontrolünü aldı.
Peki YPG’nin planı neydi?
Anadolu Ajansı’nın haberine göre PKK/YPG, Suriye ordusunun kendisine bıraktığı alanları doldurmak amacıyla Tel Rıfat ile Suriye’nin kuzeydoğusu arasında bir koridor oluşturmaya çalıştı ancak Suriye Milli Ordusu (SMO) bu plana engel oldu.
Türkiye destekli SMO, PKK/YPG’ye karşı “Özgürlük Şafağı Operasyonu” başlattı. SMO, Halep’in doğusundaki bazı kasabaları da ele geçirdi.
Operasyonun amacı Afrin ile Halep arasındaki Kürtlerin yoğun yaşadığı Tel Rıfat’tan YPG’yi çıkarmak. Öte yandan SMO, YPG’nin El Bab hattından Halep’e ulaşmasını ve Halep’in kuzeyindeki Kürt bölgelerine asker sevk etmeye çalışmasının önünü kesmek istiyor.
YPG çekilince SMO, Tel Rıfat’ı ele geçirdi. Tel Rıfat, 8 yıldır YPG’nin kontrolündeydi.
Tel Rıfat, Halep’in hemen kuzeyinde yer alıyor. YPG, Türkiye’nin 2018’deki Zeytin Dalı Operasyonu sonucu Afrin’deki güçlerini bu bölgeye kaydırmak zorunda kalmıştı. Bölge son yıllarda Halep’in kuzeyindeki cihatçılarla kent arasında tampon işlevi görüyordu.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Halep’in kuzeyindeki 200 bin dolayında Suriyeli Kürt’ün etrafının “Türkiye destekli gruplar tarafından sarıldığını” belirtti.
SMO, Kuveyris Askeri Havaalanı’nı ve Mınnığ Havalimanı’nı da ele geçirdi.
Rojava’da seferberlik ilan edildi
SMO’nun Tel Rıfat’ı kontrol etmesinin ardından Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi (Rojava), cihatçıların saldırılarına karşı seferberlik ilan etti.
Özerk Yönetim Eş Başkanlığı, SMO’nun saldırılarını kınadı ve seferberlik ilan etti. Saldırının, “Türkiye’nin Misak-ı Milli sınırlarını gerçekleştirme planının devamı” olduğu söylenen açıklamada şöyle denildi:
“Halep ve Hama’da başlayan saldırılar yalnızca belirli bir bölgeyi değil tüm Suriye’yi tehdit etmektedir. Bu nedenle, Kuzey ve Doğu Suriye halklarımızın tüm bileşenlerini bu saldırının amacının Suriye halklarının özgürlük ve onur içinde yaşama umutlarını yok etmek, Demokratik Özerk Yönetim projesini hedef almak ve Türkiye’nin topraklarına yeni bölgeler katmaya çalışmak olduğunu anlamaya çağırıyoruz. Arap, Kürt, Süryani-Asuri ve Türkmen halkları olarak birlik içinde bu saldırganlığa karşı durmalıyız. Gençlerimizi ve genç kadınlarımızı Demokratik Suriye Güçleri’nin etrafında kenetlenmeye davet ediyoruz. Bu bağlamda genel seferberlik ilan ediyor ve halkımızı her zaman teyakkuzda olmaya çağırıyoruz.”
HTŞ, Kürtlere seslendi: “Savaşımız sizinle değil”
Suriye Demokratik Güçleri (SDG), Halep’in bazı bölgelerindeki Kürtleri güvenli bölgelere tahliye etmeye çalışıyor.
Bu arada HTŞ’nin Askeri Operasyonlar Birimi, SDG’ye yönelik bir bildiri yayımladı. Kürtlere “Savaşımız sizinle değil, Kürtler Suriye’nin parçasıdır” diyerek seslenen HTŞ, SDG’den silahları ile birlikte Fırat’ın doğusuna çekilmelerini istedi.
Bu açıklamanın ardından bazı haber sitelerinde “SDG’nin HTŞ’nin çağrısını kabul ettiği” yönünde haberler yapıldı. SDG, bu iddiaları yalanladı.
Halep’in kuzeyinde iki büyük Kürt mahallesi var: Şeyh Maksud ve Eşrefiye.
SDG Komutanı Mazlum Abdi, Şeyh Maksud ve Eşrefiye’de kontrolün hâlâ kendilerinde olduğunu söylüyor. Abdi, “Halkımızın güvenliğini sağlamak ve Tel Rıfat ile Şehba’dan halkımızı kuzeydoğu Suriye’nin güvenli bölgelerine tahliye etmek için Suriye’deki tüm ilgili taraflarla iletişim kurmak için çalışıyoruz” diyor.
Kürtler açısından tablo nasıl?
Gazeteci-yazar Fehim Taştekin, YPG’nin Halep’in Kürt mahallelerini tahkim etmeye çalıştığını söylüyor. Şeyh Maksud ve Eşrefiye’yi bir caddenin birbirinden ayırdığını anlatan Taştekin, “Burası Suriye krizinin başından itibaren YPG’nin kontrolü altında ve pazarlıklar yapılıyor. İki mahallenin teslim edilmesi yönünde HTŞ’nin çağrısı vardı. Kritik bir süreç, bir bekleme hali var sanki” diyor.
Taştekin, Afrin’deki Kürt güçlerinin kaybettikten sonra Tel Rıfat’a çekildiğini ve Tel Rıfat’ta da çok sayıda Kürt köyü olduğunu hatırlatıyor. Taştekin, “Halep’te YPG ile HTŞ arasında bir anlaşma olmaz ise çatışma kaçınılmaz olarak Kürt mahallelerinden Tel Rıfat’a kadar genişleyebilir” diyor.
Tel Rıfat’tan sonra Münbiç’e sıra gelecek mi? Gelirse SDG ne yapacak? Taştekin Münbiç’e de sıranın geleceği görüşünde. Türkiye’nin daha önce yapılan mutabakatları hem Rusya hem de Amerikalılara karşı bir koz olarak kullandığını belirten Taştekin, “Türkiye destekli güçlerin asıl stratejik hedefi Münbiç’ten başlayıp, El Bab’ın altından gelen ve Halep’in kuzeyine uzanan koridoru kesmek. Kestikten sonra da Münbiç’e girmek. Münbiç’e girdikten sonra da burada durmayı düşünüyorlar mı? Hayır” diye konuştu.
