Yenidoğan Çetesi davası 11. günü sona erdi. Dosya kapsamında yargılanan 47 sanıktan savunması alınmayan üç tutuksuz sanık da bugün dinlendi. Böylece davadaki 47 sanık da savunma yaptı. Yarın müştekiler dinlenecek. Duruşma yarın saat 09:30’da başlayacak.
Medyascope muhabiri Gülseven Özkan, Yenidoğan Çetesi davasının 11. gününde duruşmayı Bakırköy Adliyesi’nde izledi. Medyascope editörleri Cenk Narin, Mert Gümüş ve Berna Büyükbayrak sizlere gelişmeleri canlı blog üzerinden anbean aktardı.
16:30 – Yenidoğan Çetesi davasının 11. gününde 47 sanığın savunması tamamlandı. Yarın müştekiler dinlenecek. Duruşma yarın saat 09:30’da başlayacak.
16:00 – Duruşmada adı geçen hastanelerin bazı avukatları da savunma yaptı. Bağcılar Medilife Hastanesi avukatı, “Şirketin ve hastanelerin marka değeri yerle bir durumda, somut delil olmayan bir durumla karşı karşıyayız” dedi.
Reyap Hastanesi’nin avukatı: 2021’de 586 bebek tedavi edilmiş, 8 bebek ölmüş. Bu yıl 112’den sadece 2 sevk hasta gelmiş. 2022 yılında 601 bebek tedavi görmüş, 6 bebek ölmüş. Bu yıl 112 sevki hiç yok. 2023 yılında 576 bebek tedavi görmüş 13 bebek ölmüş. 2024’ün Ocak ayından soruşturma aşamasında hastanenin kapatıldığı sürece kadar da 186 bebek tedavi görmüş, 2 bebek vefat etmiştir. Görüldüğü gibi Türkiye’de yüzde 5 olan bebek ölümleri, hastanemiz özelinde yüzde 1.65’tir. Hastanemize bebek dostu hastane ödülü verilmiştir.
SGK vekili, Sağlık Bakanlığı vekili avukatları sanıklardan şikayetçi olduklarını belirterek davaya katılma talebinde bulundu. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili avukatları da 10 çocuğun vefatı nedeniyle ailelerin davada yer aldığını belirtilerek davaya katılma talebinde bulundu.
15:55 – Duruşma kapsamında sanıkların hepsi savunma yaptı. Avukatlar söz hakkını kullandı. Şu an dosyada malen sorumlu olarak belirtilenlerin avukatları konuşuyor.
15:48 – Sanık avukatı: Kadan bebekle ilgili verilere yönelik İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü soruşturmaya gerek görmemiş. İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nün yapmadığı eylemden dolayı müvekkilim itham ediliyor. Tamamen telefon tapeleri üzerinden soruşturma gidiyor. Dağ fare doğuruyor. İnşallah mahkemenin vereceği adil kararla Kenya’yı geçeriz.
15:43 – Sanık avukatı: Örgüte üye olmak veya yardımda bulunmak için örgütün olması gerekir. Hiç kimse kendi üstüne şirket kurup örgüt organize etmez, kurmaz. Bu şekilde bir örgütün varlığından bahsedemezsiniz. Ortada örgüt olmadığı için suç da yok.
Hastane, Sağlık Bakanlığı, Tarım Bakanlığı, SGK tarafından denetlendi, hiçbir olumsuz rapor çıkmadı. O halde adil yargılamadan bahsediyorsak o denetimleri yapanları, memurları da getirelim. O dönem İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nü de getirelim, yargılayalım.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
15:26 – Savcı: O adam (Murat Mantuş) “emekli polisim anlamam” diyor, sözleşme yapan o, senin (uzmanlık) bilgin var haberin yok. Bilen olarak senin yapmam gerekmiyor mu?
Volkan Karataş: Ben hekimlerle ilgili sorunları söylerim. Ne şekilde olursa sorun olmayacağını ilettim. Karar kendisindedir.
15:23 – Sanık, heyet üyesinin sorularını yanıtlıyor:
Volkan Karataş: Doktorumuzun olmadığı durum hiç olmadı. Gece yenidoğan doktoru hem acil hekimi hem anestezi uzmanı vardı. 7/24 doktor vardı.
Savcı: Murat Mantuş’un işe alımında dahilin var mı?
Volkan Karataş: Hayır.
Savcı: Doktor ve hemşirelerin aldığı ek maaştan haberin var mıydı?
Volkan Karataş: Doktorlarla konuşken parasal kısımlara dahil olmayız, haberim yok.
15:15 – Sanık, Mahkeme Başkanı’nın sorularını yanıtlıyor:
Volkan Karataş: Bebek geçişlerinin farklı hastanelerde olduğunu duymuştum, hastanemizde böyle bir şey olmadı. Üst katlarda, polikliniklerde, yenidoğanda denetimlerimiz oldu hiç bir sıkıntı görmedim. Doktorlar geldiği zaman danışmalık hizmetinden haberim oldu. Yüz yüze Fırat Sarı’yı görmedim.
15:08 – Başkan, danışmanlık hizmeti ilgili sorular soruyor:
Volkan Karataş: Mert Özdemir 12 yıl öncesinde erişkin yoğun bakımda çalışıyordu. Sonra ayrıldı. Bu süreçte Çağla Durmuş yenidoğan hemşiresiydi. Mehmet Gürül yenidoğan doktorum. Murat Bey genel müdürüm. Onun dışındakileri burada öğrendim. İsmini duydum. (Fırat Sarı için) Finansal konuları bilmiyorum. Yandal doktorumuz hep oldu hep vardı. Yandal danışmanına da gerek yoktu.
15:01 – Volkan Karataş: Üç yıl başhekim olarak görev yaptım. Yenidoğan ve poliklinik doktorlarımız çalışıyordu. Denetimlerde yetkililer önerilerde bulundular, bir yaptırım yoktu. Yenidoğanda doluluk önemli değildi. Para benim için hiç önemli olmadı.
Atfedilen suç şudur: Benim doktor bulundurmağım. Yenidoğanda da hem hastanede de acil doktoru vardı. Bebek doğduğunda Dursun Eryılmaz hastanemizdeydi.
14:40 – TRG Hospital başhekimi Volkan Karataş hakim karşısında. Karataş, hakkında “Şüphelinin başhekimi olduğu hastanede, 112 sistemi kullanılmaksızın hasta sevki, hastaların basamaklarında oynamaya yapıp ve gerçeğe aykırı şekilde ilaçları SGK’ya fatura ettirerek nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği” belirtiliyor.
14:38 – Murat Mantuş’un avukatı: Tamamen dedikodu niyetinde olan bir konuşmadan dolayı müvekkilim suçlanıyor. Bebek Kadan doktor bulunmadığından hayatını kaybetmemiştir, canlandırma işlemi yapılmıştır. Tape kaynaklı suçlamalar kabul edilemez.
14:33 – Ara sona erdi.
13:18 – Duruşmaya ara verildi. Sanık avukatı, aradan sonra savunma yapacak müvekkili ardından iki kişi için savunma yapacağını söyledi.
12:52 – Sanık, Mahkeme Başkan’ın sorularını yanıtlıyor:
Murat Mantuş: (Fırat Sarı ile anlaşma konusunda) Anlaşmayı ben Volkan Bey’in bilgisi ve onayı dahilinde yaptım.
Başkan, Curusorf ilaçlarının satışı tapeleri okuyor, ilaçlarla ile ilgili sorular soruyor:
Murat Mantuş: Hasan Bey ismimi kullanmış, Ceylan Hanım’dan ilaç almış, miktar da çok. Benim böyle bir iznim de haberim de yok. Ceylan Hanım’a tepki gösterdim. Ardından hemen Fırat Sarı’yı aradım, çağırdım, bunların hukuksuz olduğu söyledim, kendisini uyardım, eğer ilaçlar gelmezse şikayette bulunacağımı söyledim, ilaçlar geldi. Ceylan Hanım gelip söyledi. Hasan Basri’nin aşağıdan ilaç aldığını ve benim onayım iznim olduğunu söyledi. Benim iznim olmadan hiçbir şey dışarı çıkmayacak dedim.
Murat Mantuş: İstanbul için konuşuyorum. Salgın oluyordu. Salgın olduğu dönemde İl Sağlık Müdürlüğü’nden aradılar. Bebek göndermek istediklerini söylediler. “Murat Bey, bunları kabul edin” şeklinde aradılar. Biz de kabul ettik, hiç kimseyi kapıdan geri çevirmedik.
Avukat: Hastaneye dışarıdan başka birimlere yönlendirme geliyor muydu?
Murat Mantuş: Sağlık turizmi dışında böyle bir yönlendirme yok.
12:51 – Murat Mantuş: Üzerimde örgüt suçlaması var. 2023’ün temmuz ayına kadar bu salondaki insanların yüzde 90’ı tanımam, diğerini de hastanem ile ilgili tanırım. Bu insanlarla hiçbiri ile ortak ilişkim yok, bağım yok.
Epikrizden anlamam, uzun yatışların hastanenizde olduğunu düşünmüyorum. Böyle bir olayın içinde olmadım, olamam da, kimseye böyle talimat da vermedim.
Hastanemizde bahsi geçen bebek Kadan bebek, hastanede doktor bulundurmamak ile suçlanıyoruz. Bu bebek rahmetli olurken hastanemizde doktor vardı, müdahale etmişti. Bu suçlamayı kabul etmiyorum. Uzman raporunda da Kadan bebeğe kimlerin müdahale ettiği yazıyor. Yaptığım her şey kontrollere yöneliktir. “Her şeyi takip ediyor” izlenimi yaratmaya çalıştım.
12:28 – Murat Mantuş: 1969 doğumluyum. 2022’in eylülde bu hastanede başladım, 2024 Nisan’a kadar yaklaşık 1,5 yıl tecrübem oldu. Sağlıkla ilgili tecrübem, eğitimim olmadığı için yardım aldım. Hiç kimseyle yalnız görüşmedim, danışmadan hiçbir karar almadım.
Hastaneye genel müdürü olarak başladıktan sonra birçok firma, kişi hayırlı olsun için geldi. Danışmanlık vermek için geldiler. İlk başta kabul etmedim. Medisence’den Fırat Sarı ile sözleşme imzalamadan önce en az üç kez geldiler. En son geldiklerinde yenidoğan için doktor arayışımız vardı. Yenidoğan sorumlusu başhekimimiz Volkan bey kendisinin yorulduğunu söylemişti. Doktor bulmak zordu, uçuk uçuk rakamlar istiyorlar. Medisence firması geldi, kendilerinin çevreleri olduğunu söylediler. Konuştuk, anlaşma aşamasında birinci kısmı gerektiğinde bize doktor ve personel tavsiye edeceklerdi, gerektiğinde eğitim vereceklerdi.
Hastanenin imkânlılarını anlatacaklarını, reklamını yapacaklarını söylediler. Araştırdım. “Yasal olmayan hiçbir şey yok” dedi Volkan Bey. Çoğunu tanımam bu salondakilerin. Mert’i firmanın çalışanı olarak tanıttılar bana. Mali kısma gelelim. Benden ilk başka yüzde 20-25 gibi rakam istediler. Bu çok dedim. Ciro üzerinden yüzde 15 olarak anlaştık. Yüzde 15’lik içinde hekim ücreti de vardı. Bu şekilde Medisence firması ile 9 aylık çalışmamız oldu. Ömrüm boyunca hiçbir kanun dışı işlem içinde bulunmadım, bulunmayacağım.
12:15 – Özel TRG Hospitalist Hastanesi Genel Müdürü Murat Mantuş hakim karşısında.
12:14 – Sanık avukatı: Medyada müvekkille ilgili “bebek” katili olarak haberler yapılmıştır, manşetler atılmıştır. Masumiyet karinesi ihlal edilmiştir. Bu süreçte hasteneden istifa etmiş, başka yerlerde iş bulmamış, emekli olmuştur. Tapelerden her türlü anlam okuması yapılır. Tapeler bütün olarak incelenmelidir. İddianamede resmi belgede sahtecilik ile ilgili bir tespit bulunmamakta. Nitelikli dolandırıcılıkla ilgili suçlamaları kabul etmiyoruz. Müvekkilim iddianamede örgüt şemasında yer almıyor. Örgüt üyeliği bakımından yapılan iddiaları kabul etmiyoruz. Müvekkilimizin herhangi bir sanıkla arasında hiyerarşi olmadığını savunuyoruz. Müvekkilim atılı tüm suçlardan beraatını talep ediyoruz
12:02 – Avukat: Hastanede bebeklerin ne zaman taburcu edileceği ile ilgili talimat aldınız mı?
Mehmet Gürül: Ben kimseden yaptığım tedavi ile ilgili talimat almam.
11:50 – Üye, Gıyasettin ile görüşmeleri ve hastanenin aramasını sordu.
Mehmet Gürül: “Yeriniz uygun mu?” diye, hasta buluyordu. Başka hastaneleri de arardı. Beni aradıklarında bana hastayı söylerler, benim hastanemde tedavi edilebiliyorsa alıyordum. 112 bizi hasta için devamlı arardı.
11:40 – Başkan epikriz ile ilgili tapeyi okuyup soruyor.
Mehmet Gürül: Epikrizleri nasıl yazacağız aynı yazacağız. Ben hastayı taburcu ettiğim zaman epikriz yazarım. Epikrizleri en son yazdım.
Başkan, Fırat Sarı ile denetimlere yönelik görüşmeyi soruyor.
Mehmet Gürül: Güney Hastanesi ile ilgilide muhtemelen, denetime gitme gibi bir yetkim yok. Hekim olarak denetime gidersem nerelerde eksik çıkacağını bileceğimi söylemeye çalışıyorum.
Mahkeme Başkanı Fırat Sarı ile ev alıp almadığı sorudu.
Mehmet Gürül: Fırat Sarı ile ortak ev aldık. Benim 500 bin liram vardı. 500 bin TL de Fırat Sarı’dan aldım, ‘eve ortak olalım’ dedim.
Mahkeme Başkanı sanığa sorular soruyor.
Mehmet Gürül: Davadaki tek suçum denetim sürecinde dış nöbetçileri saklamak. Biz bunların hastalara temiz baktığını biliyoruz. Dışarıdan getirilen hemşirelerin yeterliliği olmadığından bahsediyorlar. Ancak hemşirelerin yeterli özellikleri var. Sadece SGK kayıtları yok. Bu hemşireler eksiksiz hasta bakıyorlar. Ancak tek sıkıntımız işleyişi çok iyi bilmedikleri için dosyalamaları pek iyi değildi. Bu dosyadaki tek suçum budur.
Başkan, “Telefon dinleniyordur. WhatsApp’tan yazıyoruz” konuşmasını sordu.
Mehmet Gürül: Meslek jargonundan dolayı söylenenler yanlış anlaşılabiliyor. O yüzden öyle dedim. Kaldı ki o günden sonra da bir sürü telefon konuşmam var. Fırat Sarı ile konuşmalar artık müstehcen konular olmaya başlamıştı.
10:47 – Sanık Mehmet Gürül, Mahkeme Başkan’ın sorularını yanıtlıyor:
Mehmet Gürül: Bazı hastanelerde danışmanlık uygulaması vardı. Nasıl anlaştıklarını bilmiyorum. Benden önce vardı. Hemşire, doktor bulma konusunda Fırat Sarı’dan destek alındığını biliyorum. Benden önce Dursun Bey çalışıyordu. O da danışman şirket tarafından gönderildiğini biliyorum.
Mehmet Gürül: Para bazen Medisence bazen Fırat Sarı hesabından geliyordu.
Başkan Gıyasettin Mert ile yapılan hastalara yönelik tapeyi okuyup sordu.
Mehmet Gürül: Gıyasettin Mert bir hasta olduğunda arardı, “yer var mı?” diye, hasta için arardı, uygun yer olduğunda kabul edilirdi.
Başkan Curusorf ilacının satışı ile ilgili soruyor soruyor.
Mehmet Gürül: Curusorf ilacı üretici firmadan satın alınıyor, buzdolabında duruyor, hekimin önerisi işe gerektiği kadar alınıyor. Kutu dosyaya konuluyor. Bu ilacın satıldığı ile ilgili duyumlar aldım. Benim hastanem yasadışı yoldan alıyorsa , uygun şartlarda saklanmadığı takdirde bozulur, bu şekilde kullanılması hastaya zarar verir, bu konu ile ilgili Fırat Sarı ile konuşup bilgi almaya çalıştım.
Mehmet Gürül: Bu ilacın satıldığını ilk duyduğumda şaşırdım. Ben ilacın satılmasına taraf olmam mümkün değil. İlaç uygun saklanmadığı takdirde bebeklere zarar verecek.
10:30 – Mehmet Gürül: 1973 doğumluyum. 27 senedir çocuk hasta bakıyorum. Sanıkların yarısını tanıyor yarısını tanımıyorum. Örgütsel bir faaliyetim olmadı. Epikrizle SGK’yı dolaştırmam mümkün değil, herhangi bir örgüte üye olmadım.
10:15 – Duruşma başladı. Sanık ve avukatlar için yoklama alınıyor. TRG Hastanesi’nde doktor olan sanık Mehmet Gürül hakim karşısında.
09:25 – Türkiye tarihinin en büyük sağlık skandallarından biri olarak adlandırılan Yenidoğan Çetesi’nin ilk duruşması, İstanbul Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 18 Kasım Pazartesi günü başladı. Medyascope muhabiri Gülseven Özkan davayı ilk günden beri takip ediyor.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan bin 400 sayfalık iddianamede, 22’si tutuklu toplam 47 sanık yer alıyor.
İddianameye göre sanıkların İstanbul’da 112 Acil Çağrı Merkezi’nde çalışan kişilerle ortak hareket ederek, bazı bebekleri önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ettirdikleri, bu süreçte bazı bebeklerin ölümüne neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları iddia ediliyor.